in love w you//zm

By coldvampiire

130K 7.5K 3.5K

"Juliet'le ben arkadaşız. Yani bu imkansız, anlıyor musunuz?" #1 in zayn//#1 in malik//#1 in zaynmalik More

0
vera
bad truth
yellow file
what's happenin
relationship
west sussex
photograph
run forrest run
vacation
have fun with cordelia
a party
finger
charger
roses
report
dinner
romeo and juliet
i will never be your Juliet
stupid cody
what the hell are you doing?!
please help, girls
suit up!
silly fisherman
half naked
pizza? pizza.
how long have you been there?
evreka, Zayn!
unexpected kisses
double date and.. more kisses?
so much disappointment
no more secret
are you ok?
u and everything that belongs to u
we're not lovers
well, then i will never come
she didn't make it
dark blue
soulmate
mulan
crazy in love
a bullshit party
lil cousin
devil
ocean eyes
we're home!!
a disgusting menu
i am so happy
u make me a better person every day
we are going on vacation!!!!!
may the best man win
surprise and april 7
video
wedding dress
you made my aunt cry, juliet
ok. i'll be right there
the seventh of august
till death do us part
new beginnings

a perfect lover

428 43 39
By coldvampiire

Ertesi sabah, uzun zaman sonra ilk defa dinç bir şekilde kalktığımda, mutfaktan gelen güzel kokular uyanır uyanmaz karnımı guruldatmıştı. Günler sonra ilk defa iştahlı bir şekilde yemek yiyeceğim için mutlu olmuş, hızlıca yataktan kalkıp yüzümü yıkayarak mutfağa koşmuştum.
Masanın üzerinde birçok çeşit kahvaltılık ve ocağın başında yaptığı omleti ters çevirmeye çalışan bir adet Zayn görünce kendime engel olamayıp güldüm ve arkadan ona sarıldım. Beni hissedince ürperdi.
"Biraz daha uyursun diye düşünmüştüm." Elindeki tavanın sapını bırakıp bana döndü ve dudaklarımı öptü.

"Gelen kokular beni uyandırdı."

"O zaman hemen sandalyeye otur ve yemeye başla. Masadakilerin en az yarısı bitmezse seni vururum, kadın."

Bir masaya, bir de ona baktım. "Dalga mı geçiyorsun? Hepsini nasıl yiyebilirim?"

"Ben anlamam." Az önce bıraktığı tavayı tekrar kavradı ve tavadaki omleti usta bir aşçıymış gibi havaya atarak ters çevirdi. "Yiyeceksin."

"İyisin he," dedim sırtını sıvazlayarak. "Az önceki şovundan etkilendim doğrusu."

Gülüşü kulağıma doldu. "Başardım mı?"

"Evet." Önündeki şeylerle ilgilenirken yavaşça ensesinden öptüm. Buradan öpüldüğünde tüm bedeni ürperir, tüyleri dikenleşirdi. Yine aynısı oldu ve ben birkaç defa daha öptüm.

Kalçasını geriye itip, arkasındaki beni uzaklaştırdı. "Dikkatimi dağıtma. Masaya geç."

"Öpüyorum sadece."

"Juliet." dedi uyarırcasına. "Geçer misin masaya?"

Bu tavrı beni eğlendirirken ensesini bir daha öptüm. O ise hemen ocağın altını kapatıp bana döndü ve nasıl olduğunu anlamadığım bir çeviklikle beni tezgahla kendisi arasına aldı. "Bundan birkaç ay önce, düğüne kadar birlikte olmayalım, Zayn. Düğünün eğlencesi kaçar Zayn, diyen kimdi?" Benim sözlerimi tekrar ederken sesini inceltmişti.

Ufak bir kahkaha attım ancak yüzü benden çok kısa bir mesafelik uzağımdayken dikkatimi çeken tek şey güzel kokusu ve yumuşak dudakları olmuştu. O ise bunu farketti ve çenemden tutup yukarı kaldırdı. "Gözlerime baksana," bunu derken sırıtmamak için kendini zor tutuyordu.

"Tamam, teknik olarak ben demiş olabilirim. Ki, hala aynı fikirdeyim." Lafta öyleydim ama, onsuz geçen günlerimin sayısı arttıkça bu fikrim yavaş yavaş yok oluyordu.

"Aynı fikirdeysen benden uzaklaş, kadın. Yoksa elimden bir kaza çıkacak."

Bu cümlesi bende koca bir kahkahaya sebep olurken, onu da güldürdü. Bana fazla yakınlaşmadan ufakça dudağıma bir öpücük kondurup geri çekildi ve arkamdaki omleti bir tabağa alıp masaya koydu. Önündeki şişliği bir yandan gizlemeye çalışıyordu.

"Yuh," dedim dayanamayarak. "Sadece dokundum amına koyayım."

Önündeki şişliğe şaşırdığımı farkedince sırıttı. "Düşün artık ne kadar kötü bir durumdayım." Sırıtışını genişletti. "Zaten 8 gün sonra düğünümüz olacak. Sayılı gün çabuk geçer."

Söylediği bu cümle, gülüşümü soldurdu. Dün gece bana bunları açıkladığı zaman ona türlü aksilikler ve yapacağımız şeyin imkansızlığından bahsetmiştim ama beni susturup, benimle birlikte uyumak istediğini ve çok fazla konuşmamam gerektiğini söyleyip uyumuştu. Şimdiyse her şeyi konuşabilirdim.

"Gerçekten böyle bir şeyi yapabileceğimizi aklın alıyor mu?" Sandalyeye oturup önümdeki peynirden bir dilim yedim. "Ailelerimiz ikimizi de diri diri mezara gömer. Ayrıca her şey nasıl yetişecek?"

Karşıma geçip oturduğunda tabağına ufak ufak şeyler almıştı. "Ailelerin ne düşündüğü kimin umrunda? Zaten benim kardeşlerim ve senin ablan da bizimle gelecek. Yeterli işte."

"Zayn, biraz mantıklı ol."

"Gayet mantıklıyım. Zaten düğün 19 gün sonra olmayacak mıydı? Biraz erkene çekiyoruz sadece. Sabah, gelinlik almak için butiği bile aradım. Saat 10'da bizi bekliyorlar. O sırada sen Daisy'le istediğin gelinliği seçerken, ben bizimkilerle pasaport işlemlerini hallederim."

Ne diyebilirdim ki? Her şeyi düşünmüştü. Zayn'in bulduğu bu fikir aşırı güzel görünüyor olsa da, ailelerin tepkilerini düşününce kafamda ölüm senaryoları kuruyordum.

"Zimran ne diyecek? Her şey için o kadar masraf yapıldı, Zayn. Birsürü para saçıldı etrafa. Sırf düğün için."

Zayn ağzına bir parça salam attı. "Daha önce dediğim gibi, halamın ne dediği kimin umrunda? Para meselesini de dert etme. Hiçbir şey olmaz."

"Zayn-"

"Juliet, artık kendi isteklerine önem verir misin? Etrafı düşünmeyi bırak artık. Hiçbir şey olmayacak, en fazla bize kızarlar. O da birkaç hafta sonra unutulur zaten."

'En fazla' lafına güvenmiyordum çünkü büyük ihlimalle bize kızma ihtimalleri kesin olacak bir şeydi. En fazla bizi öldürürlerdi.

Ama yine de bu cümlelerinin ardından susup yemeğimi yemeye başladım. Ne kadar heyecanlı olsam da beynimin bir tarafındaki tedirginlikleri önemsememeye çalışıyordum. Bir süre sonra masadakilerin çoğunu bitirdiğimizde, ki asla bitmez diyordum, Zayn tezgahtan telefonunu alarak Utah'ı aradı. Birkaç çalış sonrasında konuşmaya başlamıştı. Ben ise hoparlöre almasını fısıldadım.

"Naber?" dedi Zayn.

"İyi kanka senden?"

"İyi. Müsait misin? Ya da Waliyha yanında mı?"

"Evet," dedi Utah. "Ne oldu?"

"Hoparlöre al, o da duysun. Birkaç bir şey söyleyeceğim."

Birkaç saniye ses gelmedikten sonra Waliyha konuştu. "Selam Zayn."

"Selam. Pasaportunuz güncel mi?" dedi Zayn. Lafı dolandırmak istemediği belliydi. Dolandıracak kadar vaktimiz de yoktu zaten.

İkisi de birkaç saniye duraksadılar. "Evet," dedi Utah en sonunda. "Meksikaya gittiğimizde yenilemiştik. Süresinin dolmasına 1 ya da 2 ay var. Ne oldu? Yoksa balayına beni de mi götüreceksin aşkım?" Arkadan gülme sesi geldi. "Bensiz yapamadığını biliyordum. Ama Juliet'e ayıp olmasın?"

Ben sırıtırken Zayn'de kendini gülmemek için tutuyordu. "Boş yapmayı kes amcık. Bir hafta sonra hep birlikte İtalya'ya gidiyoruz, bunu söylemek için aradım."

"İtalya mı?" dedi Waliyha. "Hem de düğün öncesinde?"

"Harbiden nasıl olacak bu iş? Daha düğünün hazırlıkları bile bitmedi." Utah sesinin volumünü düşürmüştü. "Hem Juliet'in böyle bir şey isteyeceğinden emin değilim kanka. O biraz kötü gibi bu aralar ve hiç kimseyi evine almıyor, biliyorsun."

Zayn bana baktı. "Size şimdi bir şey söyleyeceğim, ama eğer sizden başka bir kişiden daha bunu duyarsam ikinizi de çok fena yaparım. Tamam mı?"

"Tamam?" dedi ikisi de. Seslerindeki merak anlaşılıyordu.

"Biz sekiz gün sonra İtalya'da evleneceğiz. Ve sizler de yanımızda olacaksınız."

İkisinden de uzun bir süre ses gelmedi. En sonunda Utah, "Taşak mı geçiyorsun?" dedi kısıkça.

"Hayır."

"Annenlere ne diyeceğiz amına koyayım?"

"Annemleri şimdilik siktir et. Pasaportlarınızı yine de kontrol edin. Birazdan size gelip bilet işlemlerini halledeceğim. Bunu kimse duymayacak, tamam mı?"

"Tamam," dedi Utah. "Sikeyim çok heyecanlandım. Ben niye heyecanlandım lan bu kadar? Juliet'in haberi var mı bundan?"

Utah ardı ardına sorularını sıralarken, Zayn gözlerini devirdi. "Hayır yok amına koyayım. İtalya'da ben kendimle evleneceğim."

"Çok komiksin. Neyse kapat, bir süre bu bilgiyi hazmetmemiz gerek." Bu konuda onlara katılıyordum, çünkü Waliyha'nın henüz sesi çıkmıyordu.

Zayn'le birkaç kelime daha konuşup telefonu kapattılar. O sırada ben masayı toplamaya başlamıştım. Zayn ise beni durdurdu. "Ne yapıyorsun?"

"Masayı topluyorum?"

"Saat 10'a geliyor. Provaya geç kalacaksın, bırak ben hallederim."

Zayn beni odaya itekleyip masayı kendi toplamaya başlayınca, ben de hızlıca hazırlanmaya başladım. İçime dolan heyecana engel olamıyor, midemdeki karıncalanmayı görmezden gelemiyordum.

Hazırlanmam bitince mutfağa koşup sevgilimin dudaklarına öpücükler bıraktım. Biraz oyalanmak istesek de zamanımız olmadığı için zorlukla ondan ayrıldım. "Sen ne yapacaksın?" demiştim son kez öpmeden önce.

"Utah'lara giderim. Leon'da gelir, kişisel bilgilerini aldıktan sonra bileti ve kalacak yerleri ayarlarız. Bu sırada sen Giselle, Daisy ve Brooklyn'in de bilgilerini atarsın, onlar da aradan çıkar. Siz dönünce de evlenmek için mekan bakarız."

"Düğünden 8 gün önce nasıl mekan bulacağız?" İmkansız gibi bir şeydi, her yer rezerve oluyordu. Özellikle yazın evleniyorsanız.

Bu sorumla birlikte yüzüne birkaç gölge düştü. Ama modunun düşmesine izin vermeyerek beni öptü. "Bana bırak. Mükemmel sevgilin her şeyin altından kalkar."

Bu cümlesine gülerken, her kelimesinin doğru oluşu içime devasa bir güven aşılamıştı. Benim sevgilim mükemmeldi ve o her şeyi hallederdi.

Dayanamayıp dudaklarını bir kez daha öptüm.


finalden önceki son bölüm:(

Continue Reading

You'll Also Like

21.8K 1.3K 35
Jungkook; Dolabımın şifresini değiştirip üstüne bir de içini prezervatiflerle dolduran orospu çocuğu sendin değil mi? Jungkook hoşlandığı kıza çok ya...
71.6K 5.3K 30
jungkook kendisine takıntılı eski kız arkadaşından kurtulmanın tek yolunu eşcinsel olduğunu ileri sürmekte görüyordu ve bunun için taehyung'tan yardı...
415K 42K 61
Taehyung iki yıllık ilişkisini ayakta tutmaya o kadar odaklanmıştı ki yanı başındaki gerçek aşkını fark edememişti bile. |omegaverse| |omegatae&alfak...
491K 56.4K 33
alfa jungkook, en yakın arkadaşının kardeşi olan omega taehyung'a deliler gibi aşıktı.