Uraz'ın Efsun'a karşı defalarca tepkisiz kalmışlığı ona kapılmaktan korkmasıydı , ama şimdi onu kaybetmenin korkusu sarmışken bir daha yapamazdı, bir daha ondan gidebilecek cesareti yoktu. Uraz dudaklarını yavaşça Efsunun dudaklarına dokundurdu. Basit sıradan bir öpüştü. Uraz tam kendini çekecekken, Efsun Uraz'ın yüzünü kendine doğru çekti. Efsun bugün İlk defa karşılık verdi ona, tecrübesiz dudakları onun dudaklarına minik dokunuşlar yaparken Uraz'ın gülümsediğini hissetti, dudaklarını çekip onun gözlerinin içine baktı.
"Gülme....Ben ilk defa biriyle...."
"Hişşşş... Biliyorum, beni sana bağlayan da buydu. Tertemiz dokunulmaz olman."
Efsun Bir anda kendini geriye doğru çekti ve kaşlarını çattı. Başını hafifçe salladı. Gözleri Uraz'ın gözlerini hedef almıştı.
"Ne oldu güzelim, canını mı acıttım?" Uraz parmağıyla Efsunun alt dudağına dokunurken, Efsun çoktan tribe başlamıştı.
"Ya ben? Ben ilk miyim senin için ? Değilim değil mi?"
Uraz gülümsedi, Efsunu kollarının arasına alıp sıkı sıkı göğsüne bastırdı.
"Evet ilk'sin."
"Yalan söylüyorsun Uraz."
"Benim öpüştüğüm ilk kadın sensin, ben kimseyi öpmedim."
"Ama seni öptüler."
"Ben öpmedikten sonra öpmüş sayılmam ki." dedi.
Efsun gözlerini tekrar gözlerine çevirdi."Peki ya şey yaptın mı?"
Uraz kahkahasını patlatmıştı salonun ortasında. "Ne yaptım mı bebeğim?"
"Dalga geçme neyden bahsettiğimi biliyorsun?"
Efsun ellerini göğsünün hemen üstünde birleştirdi . Onun bir başkasına dokunduğunu düşünmek Efsunu içten içe öldürüyordu.
"Sadece gelip geçici ilişkilerdi, hiç kimseyi seni sevdiğim gibi sevmedim. Ulan köpek oldum kapında kaç gündür görmüyor musun?"
"Ama ben ilk defa seni sevdim, ilk defa seninle öpüştüm ve ilk defa..."
"İlk defa ne..." Uraz kollarının arasında ki kadını göğsüne bastırıp alnından öptü.
"Ben evlenmeden yapmam." Efsun teleşla direkt, dümdüz söylemişti .
"Helalim ol."
Efsun Uraz'a baktı , bu adamın yüreği ne güzeldi. Efsun bu kez ellerini çözüp kocaman sarıldı.
"Sen ne güzel adamsın."
"Asıl sen ne güzel kadınsın...."
🌙🌙🌙
Efsunun günlerdir huzursuzca yattığı yatak şimdi ona cennet bahçesiydi. İşte şimdi cennet bahçesinin tam ortasındaydı. Uraz'ın kokusu tam yanındayken kollarını biraz daha sardı ona yakın olan bedenini. Efsun uyandığında iki çift siyahın onu izlediğini gördü.
"Ne zaman uyandın sen?"
"Seni yeterince izleyene kadar."
Efsun gülümsedi, dün geceden sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı, ne söylenen sevda ne açılan yaralar...
"Bugün bütün gün benimsin kelebek, yapmak istediğin bir şey var mı?"
Efsun yatakta gerilip, dizlerinin üzerine oturdu. "Sen yanımda olsan yeter."
"Hadi hadi, bakışların hiç öyle demiyor"
"Söyleyeceğim ama gülmek yok."
"Sen böyle dersen ben kesin gülerim."
Efsun kollarını göğsünde birleştirip dudaklarını yukarı doğru büzüştürdü.
"Şöyle yapma öpesim geliyor."
Efsun onunla biraz oynasa bir şey olmazdı değil mi? "Nasıl yapmayayım?"
"Şu dudaklarını şöyle tutma." Uraz daha ciddileşmiş ses tonuyla Efsuna bakıyordu. Efsun çarpıkça gülümsedi.
"Böyle yaparsam ne olur ki?"
Uraz bir anda Efsunu sırtı üstü yapıp soluğu üstünde aldı. Kollarını yukarda sabitledi. "Benimle sakın oyun oynama Efsun."
"Oynarsam ne olur?" adam kıskıvrak tuttuğu halde acaba bu öz güven nereden geliyordu ona .
"Sonuçlarına katlanırsın küçük hanım."
Uraz yavaşça Efsunun dudaklarına doğru yaklaştığında, Efsun başını sağa sola hareket ettirdi.
"Uraz tamam bırak, şaka yaptım ben."
"Ne oldu? Nerede senin öz güven"
"Sen bir bırak beni , öz güvenim geri gelecek."
"Cezanı vermeden gidemezsin."
"Yaaa Uraz!"
Efsunun sitemleri , Uraz'ın dudaklarına minik bir öpücük bırakmasıyla son buldu. Masum zararsız bir öpücüktü. Uraz yavaşça Efsunun üzerinden kalkıp elini uzattı, Efsunda elini tutup yataktan kalktı. Eğer Uraz'ın öpüşüne Efsunda karşılık verirse, işte o zaman Uraz verdiği sözü tutamazdı. Yatağın üzerindeki tişörtünü giyerken söylendi.
"Hadi söyle bakalım nereye gidelim?"
Efsun düşünür gibi yapıp ellerini arkada birleştirdi. Uraz'ın yanına gelip yanağına bir tane öpücük bırakıp banyoya doğru koştu, tam kapıyı kapatacakken bağırdı.
"Lunaparka."
"Neeeeee?" Uraz'ın sesi kapanan kapıyla geri döndü. "Ne lunaparkı yaaa. "
"Kızım insan Kız Kulesi, Taksim , Çamlıca falan der."
Efsun ses vermiyordu, açılan duşun sesi Uraz'ı daha da sinirlendirmişti.
Tövbe tövbeeee.... Neler gelmişti aklına. " Efsun ben içerdeyim"
Hızla giyinip, salonda Efsunun hazırlanmasını bekledi. Efsun 20 dakika sonra yanındaydı. Bu kadının bu hızına bayılıyordu.
"Bu üstündeki ne?"
"Ya ne varmış elbisede! Elbise giyinmek istiyorum beni sinir etme."
"Lan beni sinir etme, elbise mi bu? Götünü zor örtmüş, git Allah aşkına beni katil etmeden değiştir şunu ya."
"Göt ne ya? ne kadar ayıp."
"Popomu diyeyim, ne diyeyim git değiştir şunu Efsun sinir etme beni."
"Ya sen yanımdasın zaten." Efsun mızmızlanarak söylemişti son söylediğini.
"Hayır Efsun, hiçbir yere gitmem. " Uraz sinirle gidip koltuğa kendini attı.
"İnatsın valla inat" odaya doğru giderken sesli sesli söyleniyordu Efsun.
"Ben dışarda sana bakan leşlerimi düşünüyorum sevgilim"
Efsunun giyindiği Dizlerinin üstünde biten siyah elbise , yakasının hafif açıklığıyla dikkat çekiyordu.
Uraz sabır dilercesine başını sağa sola hareket ettirdi.
"İnadım diyorsun yani"
Efsun gülerek, gamzelerini gösterdi.
"Hiç şirinleşme, üzerine ceketini al "
Zafer kazanmışlığın edasıyla efsun arkada Uraz önde evden çıkıp arabaya kadar yürüdüler.
Uraz inat etse de Efsun, ondan daha inattı. Elbiseyi giydiğindeki surat ifadesi tam resimlikti daha önce böyle yapmamıştı. Efsunun Hoşuna gitti bu sahiplenici tavırları. Önce sahilde çok güzel bir mekanda kahvaltıya gittiler.
"Keşke evde yapsaydık kahvaltıyı."
"Niye sevmedin mi? İstediğin bir şey mi var?" dedi Uraz etrafına bakınırken. Efsun çayından bir yudum aldı.
"Senin çayın gibisi yok."
"Hani berbat yapıyordum çokbilmiş."
Efsun kahkaha atıp, ekmeğini önündeki reçele batırdı. " Hemen şımarma, güzeldi yaniiii."
"Yaniiii"
Efsun muzurca güldü, "Başka yaptığın becerilerin var mı?"
Uraz çapkın gülüşünü atmış, ağına düşen kelebeği yutmak üzereydi.
"Söylemek yerine göstermek isterim."
Uraz hızla oturduğu yerden kalkıp Efsunun yanındaki sandalyeye oturdu. Efsun şaşkınca ona bakarken , Uraz bir anda dudağının altındaki reçeli dudaklarının arasına aldı. Efsun onu zar zor ittirdi.
"Ne yapıyorsun çok ayıp."
"Çok güzel reçel temizlerim." dedi gülerek, Efsun eline vurup karşı ki sandalyeyi gösterdi.
"Yerine otur şımarık ya."
"Nişanlımı öpüyorum ne var"
Efsun gülümsedi, bazen masallar okunduğu gibi değildir çünkü... Mutluluk gördüğün kadar değil yaşadığın kadardır.... Ve şimdi Efsunun mutluluğu hüzne karışmamıştı daha...
Efsun çayının son yudumunu içip Uraz'a baktı. Önündeki gazeteye kafasını gömmüş bir şeyler okuyordu. Onu saatlerce izlese bıkmazdı . Uraz çayını içmek için kafasını kaldırdığında gözleri birbirini buldu. Uraz göz kırpıp gülümsedi.
"Buldun yakışıklıyı bak tabi."
"Yok artık, hani insan kendini beğenirde bu kadar değil ya"
"Kızım şurda kaç tane kıza baksam , hepsi düşer peşime."
"Saçmalama Uraz, kızlarda bekliyordu zaten Uraz gelse de bize baksa diye "
"İnanmıyor musun?"
"Çok boş konuşuyorsun Uraz"
Uraz bir anda elindeki gazeteyi yana bırakıp, garsona seslendi. Hesabı ödeyip sahile doğru yürümeye başladılar. Uraz efsuna bakıp gülümsedi. "İzle yavrum."
Efsun daha bir şey diyemeden , biraz ilerde onlara doğru gelen kızların çekimin alanına kendini soktu. Kızlar Uraz'a bakıp gülümsedi. Uraz yanlarına gidip, bir şey söyledi. Kızlar gülmeye başladılar. Tam Uraz giderken, sarışın olan kız onu durdurdu. O kız Uraz'ın kolunu mu tutuyordu? Efsun gördükleriyle Bedenini tüm kıskançlık belirtileri sararken , hiçbir şey yapmadı. Uraz kıskanması için yapıyordu ama Efsun hiçbir şey yapmayacaktı. Uraz kızlara bir şey söyleyip Efsuna doğru gelirken, gülüyordu.
"Ne oldu şimdi?" dedi Efsun, suratını asarak.
"Kıskandın."
"Kıskanmadım." Efsun kaşlarını çatıp ona baktı. Uraz çenesinden tutup yüzünü kendine doğru döndürdü.
"Kıskanmadın mı? O zaman şu kızla da konuşayım." ilerde bankta oturmuş esmer bir kız vardı. Taytı giymiş üstüne, heryeri meydandaydı.
"Fena parçada değil hee" dudaklarını aşağı doğru kıvırarak söylemişti. Efsun hırsından koluna tırnaklarını geçirdi.
"Benim sınırlarımı zorlama Uraz! Seni parçalarım anladın mı beni?"
"Hani kıskanmamıştın."
"Kıskanmadım zaten, benimkisi kadınlık gururu."
Uraz kahkahasını yolun ortasında patlatıp, Efsunun alnına yumuşacık bir öpüş bıraktı. Uraz, Efsunun yüzüne uzun uzun baktı. Saatine bakıp, aklına bir şey gelmiş gibi kıvrandı.
"Hadi lunaparka gitmiyor muyuz?"
Uraz yandan bir gülüş attı Efsun'a ve Gözlerinin içine baktı "Önce biryere uğramamız lazım." dedi.
Efsunun elinden tutup arabaya doğru sürükledi. Araba kısa bir gidişten sonra durdu. Uraz el frenini çekip efsunun yüzüne baktı." Hadi in "
Efsun şaşkınca etrafına bakındı, Uraz elini tutup merdivenlerden çıkmaya başladı. Efsun onu kendine doğru çekip durmasını sağladı.
"Uraz biz niye buraya geldik?"
Efsun başını kaldırıp tekrar yazıyı okudu. "Sarıyer Evlendirme Dairesi. "
"Evlenmek isteyenler önce buraya başvuruyor"
"Tamam ama biz?"
"Biz ne ? Efsun "
"Sen ciddi miydin evleneceğiz derken?"
"Bundan sonra senden başkası olmaz ki yavrum."