Artık Seninim

By byzehra

369K 16.2K 3.6K

Hayatı çalınan bir kadın ne kadar masum olabilirdiki.... ????? Adam , kadının bağlı olduğu sandalyeye doğru y... More

1.bölüm: Karanlık Adam
2.bölüm Gizli kalmış gerçekler🖤
3.bölüm..Efsunun Masumluğu
4.Bölüm Beni yakma🔥
5.bölüm.. Çaresizlik..
6.bölüm nefes alamıyorum..
7.Bölüm gülüşlerimi soldurma..
8.Bölüm tipim değilsin🧶
9.bölüm Ya yoksan...
10.bölüm Sana sığındım yine ben..
11.bölüm bitsin artık..
12.Bölüm küçük ellerin dokunuşu..
13.bölüm
14.bölüm git demeden gitmem...
16.bölüm Yılbaşı...
17.Bölüm "Artık Özgürsün"
18.bölüm geldin...
19.bölüm yine yanıldın efsun..
20.bölüm
21.bölüm İtiraf günü
22.bölüm hadi evlenelim..
23.bölüm en gizli yara.
24.bolum ihanet
25.bölüm süpriz
26.bölüm geçmişe öfke
27.bölüm Acını banada yasla..
28.bölüm sevginin gücü
29.bölüm
30.bölüm aşıklar kazansın❤️
31.bölüm Hoşgeldin Sevdam
32.bölüm 🍂 Balayı
33.Bölüm 🕊Düğün günü..
34.bölüm🕊 Beni affet küçük
35.Bölüm🍂 Seni affetmicem İstanbul
36.bölüm 🍂 dostluk
37.bölüm🍂 vakit doldu
38.bölüm🍂Rüzgar
39.bölüm🍂 Gidelim..
40.bölüm 🍂 Urazın yeniden doğusu
41.bölüm🍂 saklı olan herşey
42.bölüm🍂 Urazın yeniden sevişi
43.bölüm🍂 karşılaşma
44.bölüm🍂 zor karar
45.bölüm🍂 bu defa ben seni affetmicem Efsun
46.bölüm 🍂 Kavuşma
47.bölüm🍂 son düello
48.bölüm🍂 ölüyorum
49.bölüm🍂Emanetlerimi almaya geldim
50.bölüm🍂 elma şekeri anlaşması
51.bölüm🍂gidiyorum
52.bölüm🍂İstanbul'a geri dönüş
53.bölüm🍂 sona yakın
54.bölüm🍂 ölüm soğuk
55.bölüm🍂 Efsunun çaresizliği
56.bölüm 🍂 hayallere kavuşmak
57.bölüm🍂Efsunun sesizliği
58.Bölüm🍂 yine sonbahar
59.bölüm 🍂göründüğü gibi değilse
60.bölüm🍂 sıra senin Efsun😄
61.bölüm🍂saklı gerçkler
62.bölüm🍂 yaramı sar
63.Bölüm🍂 mutlu sonsuz
64.bölüm🍂 her sevda yerini bulur
65.Bölüm 🍂 hazırmısınız?
66.bölüm 🍂 hazırlık başlasın..
67.bölüm🍂süpriz parti
68.bölüm🍂beklenen gün
69.bölüm🍂bir mucize
70.bölüm 🍂 mucize
71.bölüm🍂 Final

15.bölüm Kokun Nerde?

6.5K 291 28
By byzehra

Uraz, çay bardaklarını verdikten sonra arabayı çalıştıracakken Efsun arka koltuğa geçmek için elini kapının kulbuna attığında Uraz sakince kolunu tuttu.

"Yanımda kalsan olmaz mı?"

Efsun hiçbir şey demedi, bazen sessiz kalmakta kabul ediş değil miydi? Eve varana kadar radyo da çalan müziğe eşlik ettiler. Ruh mutluysa onlar da mutluydu. Evle araba arası resmen üşümüşlerdi. Evin çalışanı Ahmet abi paketleri getirdi arkalarından . Ahmet abi, Uraz'ın güvendiği adamlarından biriydi. Evde genelde o kalırdı.

Eve girdiklerinde salonda onları Mete'yle biri bekliyordu. Uraz arkadan geldiği için Efsun, Uraz'ın yüz mimiklerini göremesede karşısındaki kişiyi gördüğüne mutlu olmuştu.

"Artist misin oğlum sen, kaç saattir bekliyoruz?"

"Kaçak ne zaman geldin?"

Uraz kollarını açarak karşısındaki adamı kucakladı. Uraz'a inat sarışındı bu adam. Gözleri yeşil, Uraz'la aynı boydaydılar o da bir kas yığınıydı. Onlar kucaklaşırken Mete, Efsunun yanına gelip burnumun ucuna dokundu.

"Kelebek kardan adam'a dönmüşsün"

Efsun gülümsedi. Mete'nin söylediği kelimeye. Bir yandan da gözü Uraz'daydı. Efsun Montunu çıkarıp kapının önünde bekleyen Ayla'ya verdi.

"Nasıl geçti yolculuk, niye haber vermedin havaalanına gelirdim."

"Adı üstünde sürpriz oğlum."

Uraz'ın yanındaki adam Efsuna bakarak gülümsedi, bir iki adımda ona doğru yaklaştı; elini uzattı.

"Bizi tanıştırmayacak mısın Uraz?"

Uraz'a dönüp, gülümsedi. Uraz zorla yanlarına gelip onları tanıştırmaya başladı.

"Yurt dışındaki sana bahsettiğim Abim Oğuz."

Oğuza dönerek Efsunu gösterdi, sade ve sahipsizdi .
"Efsun."

Oğuz gözlerini Efsunun gözlerinden çekmeden memnuniyetini belirtti.
"Tanıştığıma çok memnun oldum Efsun "

"Ben de çok memnun oldum." Efsunda gülümsedi.

Oğuz, Uraz'a inat eğlenceliydi, neşeliydi. Kısa sürede sohbetleri koyulaşmış , hiç susmadan bir şeyler anlatıyorlardı karşılıklı. Uraz sohbetin dışında elinde sigarasıyla onları gözlüyordu, daha çok gözleri Efsunun üstündeydi . Efsun'u bir şiiri dinler gibi dinliyordu. Bir masala inanmak istercesine okuyordu. Uraz Efsun da kaybolmak istiyordu. Efsun esnemeye başladığında müsade isteyip odasına çıktığında herkes dağıldı tek tek odasına. Mete de burada kalacaktı bu gece. Efsun yukarı odasına çıkıp rutin işlerini halledip yatağa yattı , Kaçırılma olayından beri Uraz'la yatıyordu, bu gece gelir miydi ki? İstemsizce bunu düşünmeye başladı. Ama gelmedi Uraz. Efsun saatlerdir onu beklemişti oysaki. İçi burkuldu. Bu adama kapılmaya başlamıştı.

Efsun sabah uyandığında, evde kimse yoktu. Kalkıp Ayla'nın yanına gitti, hâlâ pijamalarıylaydı. En sonunda pijamaya alışmıştı.

"Günaydın Aylacım."

"Günaydın Efsun hanım, kahvaltınızı hazırlım mı hemen?"

"Sen yaptın mı kahvaltını?"

"Şey ben daha yapmadım efendim."

"Süper ikimize de hazırla o zaman beraber yapalım."

"Ama Efsun hanım olmaz ki öyle."

Efsun Başını aşağı yukarı sallayıp söylediği şeyi tekrar onayladı. "Olur hadi çok acıktım." Efsuna göre evin çalışan her bir üyesi evin bir bireyiydi. Annesini anımsadı, ondan öğrenmişti birçok şeyi.. Ta ki.
O lanet gün gelip onları eksik bırakana kadar.

Ayla içten gülümsemesiyle Efsun'un yanından ayrılıp hemen iki kişilik masa kurdu.

"Omleti ben yapacağım Ayla."

Efsun Hemen kolları sıvayıp yumurtaları çırptı. Ocağa aldığı yumurtada olunca her şey eksiksizdi. Mutfaktaki camın önündeki masaya oturdular, Efsun gelene kadar Ayla çayları koymuştu. Hemen yaptığı omleti servis etti.

"Anlat bakalım Ayla, kaç yaşındasın neler yapıyorsun?"

Ayla utanarak, efsunun gözlerine baktı. "Ben 20 yaşındayım dışardan liseyi bitirdim, bir yandan hem çalışıp hem de üniversite sınavına hazırlanıyorum."

"Çok küçüksün sen.. Nasıl başarıyorsun hem burası hem derslerin?"

"Akşam saat 8de işler bittiğinde odama çıkıyorum, gece yarısına kadar ders çalışıyorum, ilk zamanlar zorlansam da şimdi alıştım."

"Aferin sana Ayla, peki ne okumak istiyorsun."

"Ben mimar olmak istiyorum."

"Harika inşallah istediğin okulu kazanır bu yolda çok mutlu olursun."

"Teşekkür ederim ablacım, şey Efsun hanım."

"Efsun hanım yok! Efsun abla var anlaştık mı?"

"Tamam Efsun abla. "

Sessizlik içinde yemek yerken Ayla Efsuna defalarca bakıp gülümsedi.

"Niye güldün Ayla?"

"Uraz beyle çok kavga ediyorsunuz, normalde böyle birisini bu evde kabul etmez ama siz..."

"Ama ben ne Ayla.."

Efsunun Kalbi hızla atmaya başladı, bir başkasından duymak istedikleri vardı belki de. Biri mutfağa sesinin en yüksek tonunu değiştirmeden girdi.

"Ooo hanımlar afiyet olsun."

Bu ses Uraz'ın abisi Oğuza aitti. Elinde poşetlerle mutfağa daldığında ikisinede selam verdi.

"Günaydın Oğuz."

"Bana da yer var mı? "

Efsun eliyle gel yapıp karşısındaki sandalyeyi gösterdi, Ayla da hemen kalkıp temiz tabak çatal ve bir adet sıcak çay koyup geldi. Aynı hızla omleti de ısıtmıştı. Bu kız çok hamarattı. Oğuz oturunca, Ayla kendi tabağını kaldırmaya yeltenince Efsun kaşlarını çatarak ona baktı.

"Aylacım daha kahvaltın bitmedi."

"Şey efendim, ben içerde yerim."

Efsun Oğuza bakarak izin aldı bir nevi.

"Oğuz sakıncası yoksa Ayla da bizimle oturacak."

Oğuz içten gülümseyerek Aylaya baktı. "Tabi ki de Aylacım, hem sonradan gelen benim, gel bakalım."

Sohbet eşliğinde kahvaltılarını yaptıktan sonra; Ayla, son keyif çaylarını  bardaklara doldurup kendi işlerini yapmak için yanlarından ayrıldı.

"Tanıdığım birçok kızdan farklısın. "

"Bunu ne zaman anladın? Tanımıyorsun bile beni Oğuz."

"Bir insanı tanımak için çok uzun zaman geçirmene gerek yok, bir gülüşü, bir bakışı bir hareketi anlatıyor zaten kendini."

"Sen insan sarrafı mısın? Ben karşımdaki insanı bir bakışta tanıyamam, onunla zaman geçirmeliyim, eğlenmeliyim, kavga etmeliyim mesela."

"Kavga?" Oğuz'un kahkahası mutfakta yankılanırken Efsun onun kahkahasına eşlik etti.
Oğuz'a göre iki insan sebepsizce kavga etmemeliydi. İki insan sadece aşktan kavga ederdi; ya çok kıskandığı için ya da çok özlediği için. Mutfaktan çıktıklarında Efsun izin isteyip odaya çıktı. Odanın kapısı Efsun çıktıktan 10 dakika sonra yavaşça vuruldu, gelen Aylaydı.

"Uraz bey aradı, akşam için yemeğe gideceğinizi söyledi bir de bu paketi göndermiş."

"Tamam Aylacım sağ ol."

Elinden aldığı paketi, yatağın üzerine koyup, dün aldığı kıyafetlerin hâlâ poşetin içinde olduğunu farketti. Ne giyecekti ki hep sıradan şeyler almıştı. Beyaz pantolonla üzerine şeker pembesi omuzları açıkta bırakan kazağı seçip yatağın üzerine koyup duşa girdi. Duştan çıktıktan sonra bornozla oturmayı çok severdi, gözü Uraz'ın gönderdiği büyük pakete takıldı. Üzerindeki notu açtı.

"Eminim çok yakışacak."

Çatık kaşlarını hiç bozmadan paketi açtı, içinden siyah dümdüz bir elbise çıktı, uzun kolluydu tek dekoltesi sırt detayıydı. Çok uğraşmış mıydı acaba bu elbiseyi seçerken?

Tek çare bunu giyinmekti. Adam her ince ayrıntıyı düşünmüştü, altına kırmızı stilettolar, küçük bir çanta ve narin pırlanta küpeler. Giyinip aynanın karşısına geçtiğinde sade ama iddialıydı. Yarıdan yaptığı topuzunun altından birkaç tutam saç telini çıkarttı. Makyajını hafif yapsa da tek renk dudaklarındaki kan kırmızısı rujuydu. Gayet dikkat çekici olmuştu. Kapının çalınmasıyla son kez aynaya baktı, gelen Ayla idi.

"Ablacım ne güzel olmuşsun, Uraz bey geldi seni bekliyorlar."

"Gerçekten mi?
Ayla doğruyu söyle güzel olmuş mu?"

"Valla abla ben bayıldım düşün artık." gülerek söylediği şey Efsunun da gülmesine sebep olmuştu.

Odadan çıkıp, son merdivenlere geldiğinde elini atmaktan duracak olan kalbinin üzerine koydu.

"Allahım yardım et."

Son basamağı indiğinde karşısında duran Uraz, bakışlarını hiç çekmeden ona bakıyordu. Efsun sakin adımlarla sadece ona bakarak yürüdü. Bir anda Oğuz, Uraz'ın önüne geçerek Efsunu kendine doğru çekti ve etrafında birkaç tur attırdı. Efsun gülerek karşılık verse de Oğuzun bu yaptığına Uraz ters ters bakıyordu.

"Yok böyle bir güzellik, içinden ne çıkmış kızım senin."

Oğuz bunları sesli söylerken, Efsunun tek yaptığı Oğuz elini tutarken kızaran yanaklarına dokunmak oldu.

"Çıkalım"

Uraz'ın sesindeki sertlik, Efsunun gülümsemesini soldurmuştu, sakince başını eğip, Aylanın elindeki montunu eline aldı. Tam kapıdan çıkarken, Oğuz yine Efsunu kendine çekip kendi arabasına doğru sürüklemeye başladı.

"Uraz, kelebek benimle birlikte."

Uraz elini sakalına götürüp hızlıca arabaya bindi. Direksiyondan hırsını çıkarır gibi sıkı sıkı tutuyordu. Neydi şimdi bu hissettiği? Efsunun yanındaki abisiydi. Kıskanacağı biri değildi tabi şimdilik....
Mekana geldiklerinde Uraz çoktan gelmiş, ayırtılan yere oturmuştu bile. Gözlerini kapıya kitlemiş gelmelerini bekliyordu. Efsun mekana girmeden kendi içinde aldığı kararları tekrarlamaya başladı.

"1-Urazla sakın göz kontağı kurma.
2- Yanındakilere odaklan.
3- şımarık bir kız çocuğu gibi senin olmayacak bir oyuncağı bekleme."

Efsun En son söylediğini defalarca tekrarladı içinde.Tam mekana girerken Mete'yle karşılaşmışlardı, yanında esmer güzel bir kız vardı. Kırmızı vücudunu saran bir elbise giyinmişti. Beraber mekana girdiler, Oğuz, Efsunun belinden hafifçe tutarak masaya kadar eşlik etti, Efsunun bakışları nereye bakacağını bilemez halde ordan oraya yalpalanıyordu, bir tek Uraz'a değmiyordu. Kalabalık bir masaydı oturdukları yer, herkes kırmızının tonlarında giyinmişti, bugün neydi Allah aşkına, Efsun, Oğuza doğru eğildi, o da aynı şekilde Efsuna doğru eğildi.

"Oğuz bugün önemli bir gün mü?"

"Nasıl yani Efsun?"

"Herkes kırmızı baksana?"

"Nasıl yani? Sen bugünün ne olduğunu bilmiyor musun?"

"Benimle dalga geçme Oğuz"

Oğuzun sesli kahkaha atışı tüm masadakilerin onlara dönmesine sebep olmuştu, geldiğinden beri gözlerini Efsun dan çekmeyen Uraz daha da sertleştirmişti bakışlarını, Efsun uzanıp Oğuzun kolunu tuttu.

"Herkes bize bakıyor, ne oluyor ya?"

"Kelebek bugün yılbaşı."

Efsun elini alnına götürdü tabi yaaa, Efsun da akıl mı kalmıştı, tarihler her şey birbirine girmişti. Bu sefer, Efsun da Oğuza katılıp gülmeye başladı.
Oğuz bir anda Efsunun yanağındaki gamzeye dokundu.

"Sen gülünce gamzen daha da güzelleşiyor."

Efsun bunları bir tek Uraz'dan duymak isterken , onun dışındaki herkesten duyuyordu. Hemen gülüşünü kısaltıp teşekkür etti. Oğuzu sevmişti ama ona karşı bir şey hissetmek gibi bir şey hiç aklından geçmemişti, Efsun içinden diledi umarım Oğuzunda geçmezdi. Yemek beklediğinden güzel geçmişti, zaten Mete varsa o ortam ne kadar kötü olabilirdi ki, kız arkadaşı Şebnem de aynı onun gibi cana yakındı, iyi anlaşmışlardı. Ama Mete bir anda Efsunun kulağına eğildi;

"Şebneme çok alışma, ben hemen sıkılırım. "

Efsun, Mete'nin koluna sertçe vurdu. "Kızlar senin için can sıkıntısını alan geçici zevklerin mi?"

"Kızım, herkes senin gibi tertemiz değil, senin gibi değiller sen çok saf çok temizsin."

Efsun hiçbir şey demedi, şakayla söylemişti, Mete her şeye dalga geçerdi. Yemek faslı bitip, bar kısmına geçilmişti. Küçük küçük localar kişilere göre ayrılmıştı. Uraz yanındaki kadınla ne konuşuyorsa 1 saattir onunla burun buruna vermişti.

"Bakma Efsun, sakın bakma."

Mete ve Şebnem yanlarından ayrılıp, diğer bar kısmına geçti. Efsun, Oğuzla birlikte yan yana gelemediği için o da yanındakilerle sohbet ediyordu. Efsun da etrafınla ilgileniyordu, çaktırmadan bakışlarını Uraz'a çevirse de hemen başka yöne bakıyordu. Uraz'la o kadın yanlarından kalkıp gittiklerinde Efsun bir anda ortada kaldı. Bugün Uraz, Efsunla hiç konuşmadığı halde bir de o kadının elini tutmasına izin vermişti hem de Efsunun gözünün önünde, ama Efsun kimdi ki Uraz için? Masada duran şat bardağını bir anda kafasına dikti, kahretsin bu ne biçim bir şeydi. Efsun bu zamana kadar içkiyi ağzına sokmamıştı ki. Ardından, bir şat bardağını daha kafasına dikti. Dudaklarının üzerindeki ıslaklığı elinin tersiyle sildiği sırada Oğuz yanına gelerek omzuna dokundu.

"Efsun yavaş iç çarpmasın."

"Bana hiçbir şey olmaz, merak etme. "

Garsonun getirdiği şat bardaklarını önüne alarak tek tek kafasına dikti sonuncusunda midesi bulanmaya başlamıştı. Aynı zamanda da ateş basmaya başlamıştı tüm bedenini, bu nasıl bir şeydi ya. Uraz saatlerdir yoktu, Efsunu hiç mi merak etmemişti, ya o kızla birlikteyse kafası allak bullaktı, eline aldığı bardakla birlikte piste çıktı, kendi etrafında oynuyor bir yandan da minik yudumlar alıyordu, biri yanına yaklaştı, karşılıklı oynamaya başladılar, adam arada beline dokunduğunda Efsun hissetse de kızmak yerine kahkaha atıyordu. Uraz o kadınlaysa Efsun da bu adamla birlikte olabilirdi pekâlâ. Kendi iradesi dışında hareket eden bedeni dansın etkisiyle ordan oraya sallanıyordu. Yanındaki adam küçük kısa hareketlerle temas etse de rahatsız edici değildi, kulağına eğildi;

"Hadi başka bir yerde eğlenelim." dedi. Efsun ise sadece yüzüne bakmıştı. Elinden tuttuğu gibi pistin dışına doğru sürüklerken, bir el adamı durdu.

"Hayırdır nereye?"

"Sana ne? "

Uraz çenesini sıkarak, Efsunun kolundan çekti,

"Bırak beni." Efsun dişlerinin arasından tısladı. Uraz ona karışamazdı.

"Efsun gel buraya."

Efsun, Uraz'ın kolunu ittirerek, parmak uçlarıyla onun göz hizasına direndi.

"Sana ne! Sen bana karışamazsın."

"Gidemezsin!" adama dönüp sert sesiyle dişlerinin arasından uyardı. "Bana bak sen de uza başına bela olmayayım."

"Kız gelmek istemiyor bence sen uza!"

Uraz yumruğu tek hamlede adamın suratına indirdi, adam içkinin etkisiyle yalpalayarak yere düştü, kalabalığın yarısı onlara bakarken yarısı hâlâ dans etmekle meşguldü.

"Ne yaptığını zannediyorsun sen kimsin ya?"

Efsun ona var gücüyle müziğin etkisiyle bağırmıştı, ama o taş duvardı sanki, kolunu tutup mekandan çıkartması bir olmuştu.

"Benimle geliyorsun."

"Sen bana karı-şa-maz-sın "

"Sarhoşsun."

Efsun güldü, ilk defa sarhoş olmuştu. Beynindekileri kontrol edemiyordu. Hem beyni hem de kahkahaları duracağı yeri bilmiyordu.

"Sarhoşum ama hâlâ aklım yerinde, sen o sarışının yanına gitsene ya da dur yoksa işin bittiği için mi geldin. "

Ses tonu niye gülerken ağlamaklı olmuştu ki şimdi, kahretsin kendini kontrol edememesi ne kadar zordu.

Uraz yanına yaklaşıp, belinden tuttu, yavaşça dokundu . Efsunun bedeninde dokunduğu her yer içkinin etkisiyle mi neyle bilmiyor alev alıyordu.

"Bana dokunma!"

Efsun ayağının ucundaki taşa takıldığı gibi soluğu Uraz'ın kucağında almıştı, bu adam ne kadar atikti.

"Ben düşecektim niye tuttun?"

"Efsun, sarhoşken hiç çekilmiyorsun."

Efsun başını taşıyamadığı için burnunu Uraz'ın boynunun oyuntusuna soktu, kokusunu alamıyordu, al işte kadın hepsini çekmişti içine.

"Burada kokun kalmamış, ona verdin hepsini değil mi?"
Efsun bir anda ağlamaya başladı, kokusunu vermişti o kadına ya bedenini.

Uraz bu kez kahkaha atarken, kucağında Efsunu narince taşıyordu. Arabaya bindiğinde kafasını cama koyduğunu hatırlıyordu Efsun ve sonrası..... Yoktu.

Sonrasında her şey tam bir fırtınaydı, peki onlar bu fırtınadan yara almadan çıkabilecek miydiler,
peki ya sonra.....

♾♾♾♾

Continue Reading

You'll Also Like

191K 10.5K 33
AŞK hiç bu kadar güzel olmamıştı... Tahir Erdem: Genç, başarılı, hırslı, yakışıklı, esprili bir mühendis. Kadınların bir erkekte isteyebileceği her ş...
BERVA By `

General Fiction

461K 14.4K 33
Üç yıllık evliydi ancak kocası evlendiği günden beri istanbuldaydı. Kayınvalidesinin yanında konakta gelindi. ama kocasını üç yıldır görmeyen bir gel...
14.3K 1.2K 40
"Ne benim sözüm geçer bu iklimde ne de senin. Böyle gelmiş böyle gider, son söz törenin"
1.4M 49.9K 89
Hak etmediğin bir hayat ve sadece bir şey uğruna #sabret belki bu gün olmaz ama mutlaka bir gün olur ... Spritüel 2 😇😇 Teşekkürler ❤♥❤ ☑ kopyalama...