PSİKOZLAR

By psikozlukdizboyu4

219K 12.6K 8.3K

Karanlık deponun içerisinde başlayan bir oyun. Sanki bir oyun masasında gibiydiler. Sadece Psikozlar vardı am... More

TANITIM
TANITIM 2
1.Bölüm ~KURTARICI MELEKLERİM~
2.Bölüm ~TOP~
3.Bölüm ~KAVGA~
4.Bölüm ~KAPAT HAYRİYE KAPAT~
5.Bölüm ~STALKÇI PİSLİK~
6.Bölüm ~SUSHİBA~
7. Bölüm ~BADANA KAVGASI~
8.bölüm ~KOMŞU ÇOCUKLARI~
9.Bölüm ~PİÇİZLER VE BOYALILAR~
10.Bölüm ~TEMİZLİK GÜNÜ~
11.Bölüm ~FOTOĞRAFLAR~
12.Bölüm ~ATARLI GENÇ~
13.Bölüm ~KIZGIN~
14.Bölüm ~PİÇİZLER GAY Mİ?~
15.Bölüm ~ORTALIK KARIŞIYOR~
16.Bölüm ~SARMA~
17.Bölüm ~İLİŞKİ DURUMU KARIŞIK~
18. Bölüm ~BOK BEYİNLİ~
19.Bölüm ~YENİ PİÇİZ DOĞUYOR!~
20.Bölüm ~SÜNGER BOB~
21.Bölüm ~BALON AŞKI~
22.Bölüm ~YANINIZDAKİ ÇOCUKLAR KİMDİ?~
23.Bölüm ~SAKIN UNUTMA BANA ACI ÇEKTİRMEYİ~
24.Bölüm ~KIZ İSTEME~
25.Bölüm ~ÖLÜM GİBİ HAFTA SONU~
TANITIM VİDEOLARI❤
26. Bölüm ~HASTAYIZ~
27.Bölüm ~HERŞEY YENİ BAŞLIYOR~
28.Bölüm ~BEKLENMEYEN~
29.Bölüm ~SENİ KORUMA DUYGUSU~
30. Bölüm ~İŞLER DEĞİŞİYOR~
31.Bölüm ~BÜYÜK SIR~
32.Bölüm ~ÇAĞAN'IN KIZI~
33.Bölüm ~ÇIKMA TEKLİFİ~
34. Bölüm ~SIRLAR AÇIĞA ÇIKIYOR~
Tanıtım Videoları 2 ~Sadece Kızlar~
Tanıtım Videoları 3 ~Sadece Erkekler~
DUYURU●SORU~CEVAP
35.Bölüm ~SENDEN NEFRET EDİYORUM~
36. Bölüm ~ANİ ÖLÜM!~
37.Bölüm ~HER ŞEY BİTTİ~
38.Bölüm ~YENİDEN Mİ?~
39. Bölüm ~NE OLUYOR BURADA?~
40.Bölüm ~SENİ SEVİYORUM~
MERHABA
41.Bölüm~NEDEN YA, NEDEN?~
42. Bölüm ~YILBAŞI~
43. Bölüm~ MAHŞERİN DÖRT KUŞU~
44.Bölüm ~ÖZGÜRLÜĞÜN 1. GÜNÜ~
45.Bölüm~UNUTMA SEANSI!~
46.Bölüm ~ATEŞ'İN İNTİKAMI~
47.Bölüm ~HIRKA~
48.Bölüm ~MASAL GİBİ~
49.Bölüm~OYUN BAŞLIYOR!~
50.Bölüm ~İNTİKAM~
51.Bölüm ~KİBRİT~
52.Bölüm ~PEMBE MEZARLIK~
53. Bölüm ~ KÜÇÜK BİR ÖPÜCÜK~
54. Bölüm ~ YANLIŞ YOL!~
55.Bölüm ~TATLI KÜÇÜK YALANLAR~
56.Bölüm ~OYUN MU? GERÇEK Mİ?~
57.Bölüm ~SIRLARLA DOLU ÖPÜCÜK~
58.Bölüm ~ÇIKIŞ KAPISI~
59.Bölüm ~ALKOL ETKİSİ~
60.BÖLÜM ~DUHAN AŞIK OLDU~
61.Bölüm ~GÜÇLÜ~
62.Bölüm ~DİKEN~
63.Bölüm ~OYUN~
64.Bölüm ~BEBEK GELİYOR!~
65.Bölüm ~İŞ BİRLİĞİ~
67.BÖLÜM ~FİNAL~
DUYURU!
~Sorular~
~Cevaplar~
DUYURU!
~PSİKOZLAR 2 KESİT~

66.Bölüm ~2 ŞOVALYE,1 PRENSES~

3K 167 345
By psikozlukdizboyu4

(Medya: Samet, Asena ve Barlas)

Asena Eda'dan...

Barlas kolumdan tutmuş beni sürüklerken hiç bir şey diyemiyordum. Cesur'un gerçek amacı ne diye düşünüyordum. Ece ile en son tartışmıştım ve ona kaba davranmıştım şimdi ise onun için endişeleniyordum. Doğukan'ın Ece'yi getireceğinden emindim. O yüzden içim biraz da olsa rahattı.

Barlas durunca ben de durdum ve Barlas'a baktım. "Asena neyin var?" dedi Barlas mavilerini bana dikerek. "İyiyim." dedim ve kolumu Barlas'dan kurtarıp yürüdüm. Kafam karışıktı ve mantıklı düşünemiyordum. Her şey iç içe girmişti. Bir şeyi çözdüm derken bir tane daha sorun çıkıyordu. Kendimi bu konuda suçlu hissediyorum. Her şey benim yüzümden başlamıştı. Ben demiştim Berkan'a biz yardım edelim diye. Eğer ben Berkan'a yardım teklifinde bulunmasam her şey daha değişik olabilirdi. Belki kızlar sevdiği kişilerle birlikte olurdu ama ben bunu engellemiştim. Benim yüzümden bir sürü olaya katlanmışlardı.

Kendimi suçlu hissediyordum...

Hem de çok...

"Asena sen beni dinlemiyor musun?" deyince Barlas düşüncelerimden ayrılmak için kafamı sağa sola salladım. "Özür dilerim. Aklım başka yerdeydi." dedim yola bakarken. "Özür dileyecek bir şey yoktu. Şaşırtıyorsun beni Asena." dedi Barlas. Barlas'a cevap vermeyip iç çektim. "Aklın neredeydi?" dediğinde ona baktım. "Her şeyin sorumlusu benim galiba." dedim. Barlas kaşlarını çatıp "Nasıl yani?" dedi. "Her şey benim yüzümden mahvoldu." dedim gözlerimin dolmasına engel olamayarak. Bu sıralar çok duygusaldım. Ben kimse için ağlamayan bir kızdım ama şimdi arkadaşlarım için ve sevdiğim adam için ağlıyordum.

"Asena senin gözlerin mi doldu?" dedi Barlas şaşkınca. Barlas'a cevap vermeyip anahtar ile evin kapısını açtım. "Geç içeriye." dediğimde Barlas şaşkınlıkla bana baktı ve içeriye geçti. Şaşırması normaldi. İlk defa onu eve davet ediyordum. Ben de içeriye geçip kapıyı kapattım. Barlas anlamamış bir suratla bana bakıyordu. Barlas'ın kolundan tutup odama çıkardım. Yaptıklarıma ben de şaşırıyordum ama onu yanımda istiyordum.

Odama girdiğimizde "Ne yapıyorsun Asena?" dedi Barlas şaşkınlıkla. Odamın ışığını açmamıştım. Perdemin bir kısmı açıktı ve açık olan kısmından ay ışığı yansıyordu. Barlas'a cevap vermeyip bırakamadığım kolunu çekiştirip yatağa doğru gittim. "Uzan." dediğimde Barlas yorganı kaldırıp yatağa uzandı. Barlas uzandığında ben de onun yanında yattım. Barlas kolunu kafamın altına geçirip kendine yaklaştırdı. Ben de Barlas'a sarıldım.

"Anlatacak mısın?" dedi Barlas. "Bu sıralar kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Bütün yaşadıklarımız benim suçum. Ben olmasaydım böyle bir olay yaşamayacaktık." dedim ve burnumu çektim. "Kızlar az şey yaşamadı. Kumsal'ın aldatılmaları, Alesya'ya araba çarpması, Asu'nun Berkan ile çıkması ve sonradan ihanete uğraması... Bunların hepsi benim suçum gibi. Hepsinin nedeni benim galiba." dedim başımı kaldırıp Barlas'a baktım. Gözümden yaş dökülünce Barlas baş parmağıyla göz yaşlarımı sildi. "Seni böyle görmek hoşuma gitmiyor ama kendini ağlayarak iyi hissediyorsan ağla." dedi Barlas ve yüzümü okşadı. Barlas'ın eli yüzümdeyken gözümü kapadım ve sessizce ağlamaya başladım. "Ağlarken rahatlayamıyorum, kendimi kötü hissediyorum, güçsüz hissediyorum." dedim ve gözümü açtım. Göz yaşlarım yüzünden etrafı buğulu görüyordum. Barlas göz yaşlarımı tekrar silerken kulağıma doğru eğildinde Barlas'ın etkisiyle gözlerimi kapadım. "Hayatımda gördüğüm en güçlü kızsın." dedi Barlas ve geri çekildi. Barlas'ın geri çekilmesine izin vermeden yanağını öptüm. Barlas'ın gözlerinden kısa bir şaşkınlık geçtikten sonra Barlas bana eğilip yanağımdan öptü. Gözlerimi kapadım ve anın tadı çıkardım.

Barlas geri çekilip "İyi değilsin Asena. Niye her şeyi bu kadar üstüne yüklüyorsun?" dedi Barlas. "Bilmiyorum. Kendimi zorunlu hissediyorum." dedim. Barlas saçımı okşarken kafamı kaldırıp o maviliğe baktım. Beni benden alan maviliğe. Beni yok eden, beni değiştiren maviliğe. "Niye böyle davranıyorsun Asena? Niye bana böyle bakıyorsun?" dedi Barlas. "Belli değil mi?" dedim. Barlas anlamamış ifade ile "Nasıl yani?" dedi. Yutkunup cevap verecekken telefonum çalınca toparladım ve suratımdaki kurumuş göz yaşlarımı sildim. Yatakta oturur pozisyona geçtim ve cebimdeki telefona cevap verdim.

Asu'nun aradığını görünce kaşlarımı çattım. Ne olmuştu ki? Kötü bir şey mi olmuştu?

-Alo? Asena konuşabilir miyiz?

Sesinde hafif bir telaş ve merak vardı.

-Konuşalım da ne hakkında?

-Depo olayı ile alakalı.

Asu depo ile ilgili deyince Barlas'a baktım. Yatakta uzanmış bana bakıyordu. Bana bakan o gözlerin benim her seferinde canımı yakıyordu. Barlas'a bakmayı kesip önüme döndüm.

-Söyle.

-Bende bir video vardı hatırlıyor musun? Böyle depodaki çocukları çekmiştim. Belki o videodaki çocukları bulabilirsek bir şeylere ulaşabiliriz.

-Hatırladım, şimdi telefonu kapat ve bana videoyu at.

Telefonu kapatıp Asu'nun videoyu atmasını bekledim. Belki bir şey bulabilirdim. Çünkü tek çözülmeyen depo olayımız kalmıştı. O da çözüldükten sonra sadece küçük sorunlar kalmıştı, o sorunlar da kolayca çözülebilecek sorunlardı. Bu olayda da Barlas'ın suçsuz çıkmasını istiyordum. Barlas'a tekrar baktığımda hala bana baktığını gördüm.

"Kim aradı?" dedi Barlas kaşlarını çatıp. "Asu aradı. Sizin depo ile ilgili bir şey bulmuş." dedim. "Bizim depo ile ilgili ne bulmuş ki?" dedi Barlas kaşlarını çatıp ve benim gibi oturur posizyona geçti. "Video bulmuş. Onu araştıracağım." dedim. "Ne videosu Asena?" dedi Barlas. "Biz depoya gelirken yolu çekmiştik sonra onu Berkan'a atmıştık." dedim alt dudağımu ısırıp. "Cidden bunu yaptınız mı?" dedi Barlas şaşkınlıkla. "Evet." dedim. "Biz de hiç fark etmedik." dedi Barlas kendi kendine. "Ama Berkan'a atmadığımız video varmış. Hatta Asu bile yeni görmüş o videoyu onu araştıracağım." dedim. "Ne videosu?" dedi Barlas. "Ben de bilmiyorum ama sana söyleyemem. Bu söylediklerim bile fazla." dedim. Barlas olumlu anlamda kafasını sallayıp "Anladım." dedi. "Ben tuvalete gideceğim." dediğinde Barlas. "Tamam." dedim.

Barlas yataktan kalkıp üstünden çıkarmadığı ceketi çıkardı ve pantolunun cebinden telefonu ile cüzdanını çıkartıp komodinin üstüne koydu. Barlas odadan çıktıktan sonra arkama yaslandım. Onun yanında ağlamıştım ama pişman değildim. İlk defa ağladığımda rahatlamıştım. Telefonuma mesaj bildirimi gelince mesaja baktım. Asu videoyu göndermişti.

Videoyu açıp izlemeye başladım. İçeri girdiğimizden başlıyordu ama telefon aşağıda olduğu için Piçizler'in yüzü gözükmüyordu. Sadece kaçırılan çocukların yüzleri gözüküyordu. Küçücüklerdi ve yüzlerindeki korku, endişe ve anne diye ağlamaları içimi yakmıştı. Barlas bizi gönderdikten sonra o çocuklara ne yapmıştı acaba? Çocukların yüzleri net gözüktüğü için benim işimi kolaylaştırmıştı.

Sesi Bozuk
- Araştıracağım.

Asu'ya mesajı yazıp telefonumu komodinin üstünde duran Barlas'ın telefonun yanına bıraktım. Odanın ışıkları hala kapalıydı ve ortam çok güzeldi. Yatağa tamamen girip yorganı üstüme çektim. Odamın kapısı açılınca kafamı kaldırıp kapıya baktım. Barlas gelmişti. Barlas kapısı kapatıp yanıma geldi. "Kaysana Psikopat Hatun." dediğinde Barlas gülümsedim ve kaydım. Barlas uzun zamandır 'Psikopat Hatun' demiyordu. Hoşuma gidiyordu bu iki kelime. Ben kayınca Barlas da uzandı ve az önceki gibi kolunu kafamın altına koyup beni kendisine çekti.

Barlas gözünü kapatınca uyuyacağını anlamıştım. Ellerimi Barlas'ın yüzüne götürüp yeni çıkmış kirli sakallarını okşadım. İnsana huzur veriyordu. İçimde ki aşk duygusu dolup taşıyordu. "Yarın okul var Asena. Erkenden kalkacağız." dedi Barlas gözlerini açmadan. "Biliyorum. Yarın sınav da var ama banane?" dedim ve elimi Barlas'ın saçlarına götürdüm. Elim yumuşacık saçlarında kayıp gidiyordu. Her ona dokunuşumda içimdeki utanç duygusu çoğalıyordu ama kendime mukayyet olamıyordum. Hiç bir şeyi takmadan bugün ona yakınlaşmıştım. Bana yaptıkları, arkadaşlarıma yaptıkları, sevgilisi olması... Hiç birisi umurumda değildi. Çünkü bir daha bu anı yakalayamayacaktım.

Elim tekrar Barlas'ın yüzüne gitti. Barlas'ın kaşlarını düzelttim. Kaşları çok güzeldi. Her şeyi güzeldi. Ellerimi yavaş yavaş aşağıya indirdim. Elim Barlas'ın dudaklarına gelince parmağımı Barlas'ın dudaklarında dolaştırdım. Barlas yutkunup "Yapma Asena." dedi sessizce. Kendisini zor tutuyor gibiydi. Barlas'ı takmayıp parmağımı Barlas'ın dudağında dolaştırdım. O dudakları öpme isteğim artıyordu. Barlas elimi tutup dudağından çekti ve beni kendisine daha çok yaklaştırdı. Zaten yakındık şimdi iç içe geçmiş durumdaydık. Şaşkınla Barlas'a baktım. Barlas gözlerini gözlerimden çekip dudağıma baktı ve dudağıma yaklaştı. Kafamı hafif geriye çekip "Yapma." dedim sessizce. İçimdeki o arzuyu yenmem lazımdı. Yoksa öpmesine izin verecektim. "Sen de yapma o zaman Asena." dedi Barlas sessizce ve alnını alnıma dayadı. Gözlerimi kapatıp "Tamam." dedim. "Uyuyalım mı?" deyince Barlas kafamı olumlu anlamda sallayıp "Uyuyalım." dedim.

Barlas bana sarılınca ben de başımı Barlas'ın göğsüne koydum ve sarıldım. Yarın neler olacak merak ediyordum. Depo olayını araştıracaktım ve büyük ihtimalle iki güne kadar çözerdim.

Gözlerim kapanınca daha dayanamayıp bu huzurlu ortamda gözümü kapadım ve uykuya daldım.

Gözlerimi yavaş yavaş açtım ve etrafıma baktım. Üstümdeki kol ağırlık yaptığı için kalkamıyordum. Yanımdaki sevdiğim adama baktım. Uyurken bile beni nasıl etkiliyordu bu adam? Dün onla yaşadıklarım çok güzeldi. Ona içimi dökmüştüm ve rahatlamıştım. Benim hakkımda ne düşünüyor hiç bilmiyorum. Bilmek isterdim. Onun için nasıl bir kızım ben? Onun için neyim ben? Cidden ben nasıl bir kızdım? Diğer kızlar ile alakam yoktu. Bakımlı değildim lakin Barlas bakımlı kızlarla dolaşan birisiydi.

Burcu kendisine özen gösteren birisiydi ve Barlas da kendine bakım gösteren kızlardan hoşlanıyordu ama ben bunu yapamazdım. Doğalım ve bunu gereğinden fazla seviyordum. Barlas'ı seviyordum ama beni sevmesi için hiç bir çaba göstermiyordum. Tam tersi kendimden uzaklaştırıyordum. Dün yaptığım yanlıştı. Sevgilisi vardı ama şuan başka bir kızla yatıyordu ve sevgilisinin haberi yoktu. Burcu'nun yerinde bazen olmak istiyordum bazen de olmak istemiyordum. Olmak isteme sebebim, sadece Barlas içindi. Çünkü Burcu hep Barlas'ın yanındaydı.

Derin bir nefes alıp Barlas'ın kolunu üstümden çekmeye çalıştım ama izin vermiyordu. Etraf aydınlanmıştı. Saat kaç diye aklımdan geçirdim. Telefonum komodinin üstündeydi. Komodinde Barlas'ın tarafındaydı. Barlas'ın üstüne çıkıp telefonumu almak için uzanırken "Asena ne yapıyorsun?" dedi Barlas uykuyla. Gözlerini hala açmamıştı. Uykusu geliyordu. Barlas'a cevap vermeyip telefonumu aldım ve saate baktım. Saati görür görmez gözlerimi büyüttüm. "Barlas!" diye çığlık atınca Barlas yerinden fırladı. "Ne oldu?" dedi şaşkınlıkla. "Saat 10 okula geç kaldık." dedim isyanla. "Bunun için mi çığlık attın. Ben de bir şey oldu zannettim." dedi Barlas gözlerini ovalarken. "Odamdan çık. Üstümü giyeceğim." dediğimde Barlas yatağa tekrardan yattı. "Git soyuma odasında giyin." dedi Barlas. "Elini yüzünü yıkamayacak mısın?" dedim. "Çıkmadan yıkarım. Sen giyinene kadar ben biraz daha uyuyacağım. Mağlum dün uyutmadınız." dedi Barlas dalga geçip. Utandığım için başımı eğdim. "Piçsin." dedim ve dolabımın yanına gittim. "Piç değil. Mavi Piç." dediğinde Barlas dolaba bakmayı kesip Barlas'a döndüm. Sırıtarak bana bakıyordu. Bana öyle baktığını görünce gülümsedim. Hoşuma gitmişti dediği söz. 'Piç değil. Mavi Piç.' seviyordu demek ki lakabını.

Barlas'a bakmayı kesip üniformamı dolaptan alıp soyunma odasına gittim. Havalar sıcaktı ve ben bu havada gömlek giyemezdim. Eteğimi giydim üstüme ise siyah kısa kollu bir tişort giydim. Okul eteği yeterliydi bence bir de okul için gömlek giyemezdim. Soyunma odasında işim bitince banyoya geçtim. Elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım. Saçımı düzleştirsem mi diye düşünüyordum. Başımı sağa sola salladım. Okula geç kalmıştım bir de saçımı düzleştirmekle uğraşamazdım. Saçımı taradıktan sonra banyodan çıkıp odama geçtim.

Barlas'ın yattığını görünce aklıma gelen planla sinsi sinsi sırıttım. Yavaşça Barlas'ın yanına gittim. Barlas'ın yanına geldiğimde ona baktım. Çok güzel uyuyordu. Barlas'ın üstüne atlayıp "Uyanma vakti!" diye bağırdım. "Asena." diye Barlas sayıklayınca güldüm. Barlas'ın üstünden kalkıp yatağa oturdum. "Hadi kalk." dedim. "Ne kadar çabuk giyindin sen?" dedi Barlas gözleri kapalı. "Diğer kızlar gibi süslenmiyorum ben Barlas. Hadi kalk. Sınav da var. Sınav saatine yetişelim." dedim. "Rapor alırız." dedi Barlas uykuyla. "Barlas kalk!" dedim sinirle. Barlas kalkıp "İş ciddiye bindi." dedi. "Benim banyomu sakın kullanma." dedim ama Barlas beni takmayıp benim banyoma girdi.

Barlas banyoya girince arkasından ona baktım. Neden böyle bir duygu vardı ki? İnsanların canını yakmaktan başka bir işe yaramıyordu? Aşk niye bu kadar acımasızdı. İç çekerek yataktan kalkıp yatağımı topladığım sırada Barlas banyodan çıktı. "Hadi gidelim." dediğinde kafamı olumlu anlamda sallayıp birlikte evden çıktık.

Yolda yürürken etrafıma bakıyordum. Her yer lüks apartmanlarla ya da villa ile doluydu. Bazı sokaklarda eski apartmanlar vardı. Varlıklı olmak bazen hiç güzel değildi. Ben varlıklı olmama rağmen hiç varlıklıymış gibi takılmadım. Çünkü istemedim. Villa yerine hep bir apartmanda 4 odalı bir apartmanda yaşamak isterdim. Değişik bir istek ama villanın sadece güzelliği bahçesiydi. Yanımdaki Barlas'a baktığımda düşünceli halini gördüm. Ne düşünüyordu bilmiyorum ama o da yoruluyordu. Bana her şeyi üstüne yüklüyorsun diyordu ama kendisi de her şeyi üstüne yüklüyordu. Geçmişte ne yaşamıştı bilmiyorum ama iyi bir çocukluk geçirmediği belliydi. Gözlerine bakınca anlıyordum.

Ne kadar sert ya da soğuk gözükse de öyle birisi değildi. Sadece tanımadığı insanlara soğuk tarafını gösterip onları korkutuyordu ama arkadaşlarına soğuk tarafını değil içindeki asıl Barlas'ı yansıtıyordu. Bu zamana kadar asıl Barlas'ı çok görmemiştim. Aslında hiç görmemiştim. Yanımda gülse de yine o soğuk tavırlarını kaldırmıyordu. Barlas ona baktığımı fark edince "Ne oldu Asena?" dedi. " Bir şey yok." dedim. "O yüzden mı bakıyorsun?" dediğinde Barlas "Evet." diyerek kestirip attım.

Sınıfın kapısının önüne geldiğimizde kapıyı çalıp içeriye geçtik. Sınıfa girdiğimizde herkes bize bakıyordu. "Neredesiniz siz çocuklar?" dedi Burak hoca. "Uyuya kaldık." deyince Barlas gözlerimi pörtlettim. Yanlış anlaşılcak bir anlamda demişti. "Tamam oturun." dediğinde Burak hoca sırama geçtim. Sıraya oturduğumda kızlar merakla bana bakıyordu. "Sonra anlatırım." dediğimde "Olmaz şimdi anlat. Biraz sonra zil çalacak o yüzden Burak hoca serbest bıraktı." dedi Alesya. "Bugün sınav yok mu?" dedim. "Şevket hoca gelemediği için tarih sınavı iptal olmuş." dedi Asu sırıtıp. "Anlat artık." dedi Kumsal. Gözlerimi devirdim. Niye bu kadar merak ediyorlardı ki?

"Barlas dün beni eve bıraktığı için ben de eve davet ettim. Biraz konuştuk sonra yattık." dedim. "Birlikte mi yattınız?" dedi Kumsal merakla. "Evet Birlikte yattık." dedim gülsememe engel olamadan. Birlikte yattığımız aklıma gelince gülmeme engel olamıyordum. Kızlar aynı anda "Oha!" deyince sınıf bize baktı. "Sessiz olun." dedim kaşlarımı çatıp. "Barlas mı istedi senin yanında yatmak?" dedi Alesya sırıtıp. "Hayır ben istedim." deyince kızlar şaşkınlıkla bana baktı. "Ciddi misin?" dedi Alesya. "Dün baya kötü oldum. Barlas'ın kolundan çekip odama götürdüm ve birlikte yattık. Onun yanında ağladım. Şaşırdı. Şaşırması normal ama kendimi tutamadım." dedim. "Barlas'ın yanında ağladın mı?" dedi Kumsal şaşırarak. "Evet." dedim. "Bizim yanımızda ağlamayan kız düşmanının yanında ağladı." dedi Asu inanamayarak. "Pişman değilim." dedim. "Kendini iyi hissediyorsan kim olduğunun bir önemi yok." dedi Alesya gülümseyip. "Teşekkür ederim." dedim.

"Asena." deyince Asu ona baktım o sırada da zil çaldığı için sınıf boşalmaya başlamıştı. "Araştırdın mı?" dedi Asu. "Neyi araştıracak ki Asena?" dedi Kumsal. "Depo ile ilgili video varya onu araştıracak." dedi Asu. Kumsal anlamış şekilde kafasını salladı. "Barlas yanımda olduğu için araştıramadım. Bugün araştıracağım." dedim. "Biz de gelelim mi? Yardım ederiz." dedi Alesya. "İsterseniz gelin ama yardım edecek bir şey yok. Duhan'la çocukların yüzünü tarıyacağız. Çok bir şey yok." dedim. "Olsun biz yine de gelelim." dedi Asu."Tamam gelin." dedim ve etrafıma baktım. "Cesur nerede?" dedim. "Bugün okula gelmedi." dedi Kumsal gülerek. "Daha da gelmez." dedi Alesya. "Dün çok iyiydik. Cesur'un her yeri kan olmuştu." dedi Asu gülerek.

Kızlarla konuşurken bir yandan camdan dışarıya bakıyordum. Dün aklıma geldikçe gülüyordum. Dün beni öpmek istemişti ama izin vermedim. Veremezdim. Çünkü ne o benim sahibim ne de ben onun sahibiydim. Sevgilisi vardı ve ondan hoşlanıyordu ama beni öpmek istiyor ve yanımda yatıyordu. Barlas benle oyun mu oynuyordu yine? Normalde insanların ne yaptıklarını anlardım ama Barlas'ın yaptıklarını anlamıyordum. Oyun oynadığını söylüyordu ama aslında hiç öyle değil gibiydi. Onu sevdiğim için her hareketinde bir sürü olay düşünüyordum. Birisini sevmek çok zordu. Aşık olmak daha zordu. Her şeye katlanman lazımdı.

Seni sevmemesine, başkasıyla birlikte olduğunda ona sarılmasına, onu öpmesine, yanında istediğin zaman olmamasına katlanman lazımdı. Onu Burcu'yla gördüğümde içimdeki kıskançlık ortaya çıkıyordu ama ben şunu fark etmiştim. Eskisi kadar kıskanmıyordum, üzülmüyordum ve sinirlenmiyordum. Yavaş yavaş Barlas'a olan sevgim bitiyordu. Bu benim için güzeldi ama Barlas'ı sevdiğime pişman değildim. O farkında olmasa bile bana bir çok şey öğretmişti. Bu konuda ona minnettardım.

Yanımıza Piçizler geldiğinde onlara baktık. "Bu sıralar hiç yanımızdan ayrılmıyorsunuz." dedi Kumsal. "Asena." deyince Doğukan ona baktım. "Ece'yi bulmama yardım eder misin?" dedi Doğukan. "Siz bulabilirsiniz." dedim. "Bulabiliriz ama Doğukan senle bulmak istiyor." dedi Barış. "İşim var. Ben de Ece'yi bulmak istiyorum ama bugün olmaz." dedim. "Asena yardım edelim." dedi Alesya. Derin nefes alıp Doğukan'a baktım. Depo olayını bugün çözmem lazımdı ama belli ki çözemeyecektim. "Bugün bana gelin." dediğimde "Teşekkür ederim." dedi Doğukan gülümseyerek. "Sevgilim." diyerek yanımıza gelen Burcu'ya göz devirdim. "Neden hep bu kızların yanındasın?" dedi Burcu kaşlarını çatıp. "İşim var o yüzden." dedi Barlas gülümseyip. "Ne işiymiş?" dedi Burcu. "Anlatamam." dediğinde Barlas Burcu cırladı. "Bu kızlara anlatıyorsun ama bana anlatmıyorsun. Asena sen benim sevgilime ne yapıyorsun? Tehdit mi ediyorsun?" deyince Burcu alayla güldüm. "Alesya kalkar mısın?" dediğimde Alesya şaşkınlıkla kalktı. "Sevgilin bana aşık oluyor." dedim alayla ve Doğukan'a dönüp "Benimle gel." dedim.

Doğukan sınıftan çıktığımızda "Barlas sinirlendi." dedi Doğukan. "Umurumda değil." dedim. "Ece'yi niye bulmak istiyorsun?" dedim. Doğukan şaşırmıştı. Böyle bir soru beklemiyordu. "Seviyor musun?" dediğimde "Seviyorum." dedi Doğukan. Doğukan'ın gözlerine baktığımda sevdiğini anlamıştım. Onun için endişeleniyordu ve bunu yansıtmaktan çekinmiyordu. "O seni seviyor mu?" dediğimde "Bilmiyorum." dedi Doğukan. "Onla bir ilişki kurmam yanlış olur. Hep bunu düşündüm. Sonuçta Berkan'a çalışıyor, düşmanımın yanında ama bu kaçırılma olayından sonra artık Berkan'ın yanında olmadığını anladım. Bir şey olacak diye korkuyorum." dedi Doğukan derin nefes alıp. "Ece'ye zarar vermezler." dediğimde "Emin misin?" dedi Doğukan. "Eminim." dedim gülümseyerek. "Bir sürü tanıdıklarım var. Ece'yi kolaylıkla bulabilirim ama seninle bulmak istedim. Senin yapacağının aynısını tuttuğum adam da yapar ama senin daha ayrıntılı ve güvenilir yapacağına eminim çünkü sen de Ece'yi önemsiyorsun." dedi Doğukan gülümseyerek. "En son onunla kavga ettim. Ece her şeyi biliyor ama bize anlatmıyor ama yine de önemsiyorum. Geçirdiğimiz eğlenceli vakitler, dertleştiğimiz vakitler var." dedim. "Barlas'a karşı ne hissediyorsun?" dediğinde Doğukan şaşkınlıkla Doğukan'a baktım. "Bunu neden soruyorsun?" dedim kaşlarımı çatıp. "Kimse farkında değil. Barlas bile farkında değil ama Barlas'a karşı sanki bir şeyler hissediyorsun." dedi Doğukan. "Yanlış anlamışsın." dedim. Doğukan'a söyleyemezdim. İnsanlara duygularımı açmaktan çok çekiniyorum. Söylersem rahat edemezdim. "Anladım." dedi Doğukan.

"Yardım edecek olmana sevindim. Neyse gel sınıfa dönelim." dedi Doğukan. "Olur." dedim ve beraber sınıfa geri döndük. Barlas yoktu. Belli ki Burcu'nun peşinden gitmişti. Sıramda Çağan oturuyordu, Alesya farkında değildi ama Çağan ona çok derin bir şekilde bakıyordu. Alesya ise tırnaklarıyla oynuyordu. Biri şu kızın kafasına vurabilir mi? Barlas bana bu şekilde baksın diye dünyaları verirdim. Gel gör ki böyle bakması için bile aynı yatakta yatmanız gerekiyordu. Sevdiğim adam böyle birisiydi ama ne yaparsa yapsın ne ondan soğuyabiliyordum ne de onu sevmekten vazgeçebiliyordum. Aşkın gözü kördü. Çözebilen hayatta kalıyordu. Çözemeyense kalbinden vuruluyordu.

Benim aşkım kördü ve çözemiyordum. Çünkü Barlas hiç bir şart altında çözmeme fırsat vermiyordu. Hayatta kalmak içinse nelerimi vermezdim...

Okul çıkışı Piçizler'le beraber benim evime doğru gitmeye başlamıştık. Barlas önden gidiyordu ve pek konuşmuyorduk yani benim Burcu'ya olan davranışımdan dolayıydı sanırım. Kızlar da kendi aralarında Piçizler'le konuşuyorlardı. Barış Kumsal'a yakın olmaya çalışıyordu ama Kumsal yanaşmıyor gibiydi. Kendini bırakmak istemiyordu sanırım. Normal bir şekilde konuşuyordu. Ateş Asu ile derin bir sohbete girmişti. Doğukan, Çağan ve Alesya ise kendi aralarında şakalaşıyorlardı ama Çağan belli ki kıskançlık krizindeydi Doğukan'ı itiştirip duruyordu. Anlamıyordum üçünü de. Hepsine baktım. Çok güzel bir tabloydu ama tablonun arkasında büyük sırlar vardı. Arkadaş olsak, şuanki durumda olmasak iyi arkadaş olabilirmişiz gibi geliyordu bana.

Barlas'ın yanına gidip "Neden konuşmuyorsun?"dedim kaşlarımı çatarak. Barlas bana bakmadan "Konuşmak istemiyorumdur belki?" dedi soğuk bir sesle. Derin bir nefes alıp "Kızgın mısın?" dedim. Barlas alayla dudağını kıvırarak "Sana kızmadım merak etme. Kendini çok ciddiye alıyorsun." dedi. "Pardon? Anlayamadım?" dedim tek kaşımı kaldırarak. "Benim için o kadar önemli biri değilsin Asena Eda. Kızacak kadar ciddiye almıyorum seni." dedi. Kalbim parçalara sayamadığım kez tekrar ayrılırken her zaman ki gibi kendimi bırakmamak için tuttum. Güçlü görünümüm kalkarsa eğer insanlar bunu kullanabilirlerdi. Başıma bir çok kez geldiği için tecrübe olmuştu.

"Haklısın, bir daha konuşmayalım o zaman." dedim ona acıyan bakışlarımı atarak ve Doğukan'ın yanına gittim. "Ooo! Asena kankim gelmiş. En büyük Asena bizim Asena!" diye sevinçle bağırınca Alesya da ona katılmıştı. "EN BÜYÜK ASENA BİZİM ASENA!" diye bağırarak ikisi birden sokağı inletiyorlardı. Omuz omuza verip futbol maçlarındaki taraftarlar gibi zıplamaya başlamışlardı. "İkiniz de şımarmayın." dedim ve kafalarına vurdum. Çağan "Bence de şımarmayın." diyerek Alesya'yı kolundan tutarak yanına çekmişti ve kafasını omzuyla kolunun arasına alarak dağıtmaya başlamıştı. Alesya sinirle "Ya Goril! Salsana beni!" dedi çırpınarak. Onlara gülmüştüm. Evin önüne geldiğimizde kapıyı açtım ve herkes içeri girmeye başladı.

Herkes eve girdiğinde kapıyı kapatıp ben de oturma odasına gittim. İçeri geçtiğimde koltuk savaşı yapıyorlardı. "Ateş insene sığamıyorum." dedi Kumsal cırlayıp. "Sen in Kumsal." dedi Ateş koltuğa oturmaya çalışırken. "Ben buraya sığamadım." dedi Çağan ve Barış'ın kucağına oturdu. Kumsal ve Alesya kahkaha atarken Barış Çağan'ı kucağından itti.

Barlas'a baktığımda duvara yaslanmış bizi izliyordu. Dün akşamla alakası yoktu. Burcu'yu her gördüğünde bana sert davranıyordu. Kalbimi yaksa da yapabileceğim bir şey yoktu. Sadece kalbimin soğumasını beklemem lazımdı. "Doğukan koltuktan in." diye bağırınca Asu düşüncelerimden sığırdım. "Yeter!" diye bağırınca herkes olduğu yerde durup bana baktı. "Piçizler yerde oturuyor. Kızlar koltukta. Zaten yerde bir sürü minder var. Bir sürü işim var sizinle uğraşamam." deyince herkes sessizce yerlerine geçti.

Duvara yaşlanmış Barlas'a bakıp "Oturmayacak mısın?" dediğimde Barlas derin nefes alıp sırtını duvardan çekti ve Ateş'in yanında oturdu. Ünitenin çekmecesinden bilgisayarımı alıp kızların yanına geçtim. "İlk ne yapacağız?" dedi Asu. "Asena Doğukan'ı aradığı numarayı araştıracak. Sonra Doğukan'ı aradığı saatte kamera kayıtları varsa kamera kayıtlarına bakacağız." dedi Barlas. Asu olumlu anlamda kafasını salladı. "Asena yanına gelebilir miyim?" dedi Doğukan. "Niye?" dedim kaşlarımı çatıp. "Ben de görmek istiyorum." deyince Doğukan gözlerimi devirdim. "Televizyona yansıtacağım." dedim bıkkınnıkla. Doğukan gülümseyip "Teşekkür ederim." dedi. "Duhan ve Görkem nerede?" dedi Alesya bana bakıp. "Duhan eve gidip bilgisayarını alacak. Görkem de Duhan ile birlikte gitti. Gelirler biraz sonra." dedim ve Doğukan'a döndüm. "Numarayı ver." dediğimde Doğukan numarayı verdi. "Asena sana teneffüste söylediğim uygulamadan araştır. Daha kolay." dedi Barlas. "Ne uygulaması?" deyince Kumsal, iç çekip Kumsal'a baktım. "Anlatsam anlayacak mısın?" dedim. Kumsal gülümseyip kafasını hayır anlamda salladı. "O zaman sorma." dedim ve bilgisayara döndüm.

Doğukan'ın verdiği numarayı araştırıp bekledim. "Her dakika yazılar çıkıyor. Çok hızlı." dedi Alesya televizyona bakıp. "Orada önemli şeyler yok mudur?" deyince Kumsal. "Önemli şeyler yok. Sen o aklını yorma." dedi Çağan gülerek. "Ayağımın altına mı alayım seni Çağan!" dedi Kumsal kaşlarını çatıp. Çağan gülüp önüne döndü. "Asena tamamdır." deyince Ateş bilgisayara baktım. Yüzde yüz olmuştu. Enter'a basıp adamın bilgilerini ortaya çıkardım. "Orta yaşlarında bir adam." dedi Çağan. "Evet." dedi Doğukan. "Başka bir şey var mı?" deyince Barış "Dur bakayım." dedim. O sırada da kapı çaldı. "Ben kapıya bakayım." dedi Asu ve oturma odasından çıktı. "Bu kadar bilgi var." dedim. "Adam normal devlete çalışan memur." dedi Barlas. "Demek ki yoldan geçen birisinin telefonunu almış Ece konuşmuş." dedi Alesya. "Büyük ihtimalle öyle olmuş." dedi Ateş televizyon ekranına bakıp. Hepsi ciddi bir şekilde televizyon ekranına bakıyordu ve hiç bir şey kaçırmıyorlardı. Bu işleri ilk defa yapmadıkları belliydi. Bir sürü işlere bulaşmışlardı. İçeriye Asu, Görkem ve Duhan girdiğinde hepimiz onlara baktık. "Hoşgeldiniz " dedi Görkem piçizlere. "Hoş bulduk." dedi Doğukan gülümseyerek. Duhan hiç bir şey demeden yanıma oturdu ve kulağıma eğildi. "Bunlarla iş yapmak zorunda mıyız?" dedi Duhan kaşlarını çatıp. "Duhan sana anlattım. Her şeyin suçlusu Berkan." dedim. "O Berkan elimde kalacak zaten ama bunlar da size az çektirmedi Asena." dedi Duhan sinirle. "Sonra konuşalım." dedim kaşlarımı çatıp. Duhan tamam anlamında kafasını sallayıp bilgisiyarı masaya koydu.

"Ne yapıyoruz?" dedi Duhan. "Bu numaranın 9 Mart tarihinde 16.07 saatinde nerede olduğunu bul. Kamera kayıtlarını bul." dedim. "Numara sahibini buldun mu?" dediğinde Duhan "Evet buldum. Sıradan bir devlet memuru." dedim. "O zaman gerisi bende." dedi ve Duhan bilgisayarına döndü. "Ben üstümü değiştirmeye gidiyorum." dedim kızlara. "Biz de gelelim. Bize de rahat bir şeyler ver." deyince Kumsal "Tamam." dedim.

Kızlarla odama geçtiğimizde Asu kendini yatağa attı. "Sizce Ece'yi bulabilecek miyiz?" dedi Alesya endişeyle. "Endişlenme. Eğer kamera kayıtları varsa işimiz kolaylaşır." dedim. "Onun için korkuyorum." dedi Kumsal. "Ben de korkuyorum. O yüzden endişemi saklayamıyorum." dedi Alesya. "Piçizler'in ciddiyetlerini gördünüz mü?" dedi Asu. "Konu iş olunca çok ciddi oluyorlar." dedi Kumsal. "Tek Piçizler değil Asena da öyle. Bütün dikkatlerini işe veriyorlar." dedi Alesya. "Dikkatimizi işe vermezsek önemli bir şey kaçırabiliriz." dedim dolaptan kızlara pijama verirken. "Bu çok güzel. Bunu istiyorum." dedi Asu lacivert, üstünde satürn simgeleri olan pijamayı alıp. Alesya da elimdeki sarı, beyaz kareli pijamayı elimden aldı. Kumsal su yeşili, çiçek desenli pijmayı aldı. Ben normal kendime ait olan siyah pijamamı aldım.

(Kızların giydikleri pijamalar:)

Asu soyunma odama girecekken "Asu ilk ben giyiniyim. İşim var sonuçta." dediğimde Asu "Haklısın." dedi. Soyunma odasına girip formamı çıkarttım ve pijamamı giydim. Pijamayı giyince formanın ne kadar rahatsız edici olduğunu anlıyorum. Kendime boydan aynadan bakınca güzel olmuştum ama sanki biraz açıktı. Sonuçta Piçizler buradaydı. Derin nefes alıp saçımı arkaya savurup soyunma odasından çıktım. "İlk ben giriyorum." dedi ve Alesya hızla soyunma odasına girdi. Alesya'nın hareketine gülüp Asu ve Kumsal'a döndüm. "Ben aşağıya iniyorum. Siz de giydiğinizde aşağıya inersiniz." dedim ve odamdan çıktım.

Hava çok sıcak olduğu için terliyordum. Gözlerimi kapatıp saçlarımı karıştırdım rahatlamak için. Gözlerimi açtığımda duvara yaslanmış Barlas bana bakıyordu. Saçımı karıştırmayı bırakıp Barlas'a baktım. Her bakışı içime dokunuyordu. Kalbim okyanusun içinde boğuluyordu her seferinde. Gözümü Barlas'ın gözlerinden çektim. Biraz daha gözlerine baksam kendimi kaybedecektim. "Ne oldu?" dedim Barlas'ın yanına gidip. "Böyle mi dolaşacaksın?" dedi Barlas beni süzüp. Barlas'ın çenesini tutup gözlerime bakmasını sağladım. "Gözlerime bak. Başka yerlerime değil." dedim kaşlarımı çatıp. Barlas belimden tutup kendine yaklaştırınca gözlerimi büyüttüm. "Ne yapıyorsun?" dedim. "Gözlerine bakıyorum." dedi Barlas gözlerini gözüme dikip. Barlas'ın ne yaptığını bilmiyordum ama oyun oynursa ben de o oyuna katılmayı bilirdim. Barlas'ın yanağını sıkıp "Sen insanların gözüne böyle mi bakıyorsun?" dedim gülümseyerek. Barlas şaşırmış suratla bana bakınca kahkaha attım. "Ne oldu şaşırdın mı?" dedim. Barlas bana bakmaya devam edince "Güzel olduğumu biliyorum bakma bana öyle." dedim gülerek. Hep o beni şaşırtıyordu. Oyun sırası bendeydi artık!

Barlas'ın şaşkınlığı bitince kaşlarını çatıp gözlerimin içine baktı. "Asena bugün okulda dediğin yüzünden Burcu ile kavga ettim." dedi Barlas. Gözlerimi devirip "Sevgilin kaşındı. Sorun bende değil." dedim. "Dikkat et sözlerine Asena." dedi Barlas. "Ben sözlerime dikkat ederim de sen kendine dikkat edebilecek misin?" dedim Barlas'a. Barlas anlamamış surat ifadesiyle "Neden ki?" dedi. "Her yalnız kaldığımızda bana yapışıyorsun. Şu anki gibi mesela. Bunu Burcu görse hoş olur mu sence?" dedim. Barlas tek kaşını kaldırıp bana bakınca elimi Barlas'ın saçına götürüp karıştırdım. "Sevgilin varmış gibi davran." dedim ve Barlas'ın yanağından öptüm. "Bakıyorum da iki gündür baya cesaretlenmişiz." dedi Barlas. "Hep sen oynayacak değilsin." dedim. "Benim oyunumu anca ben oynarım Asena Eda." dedi Barlas. "Göreceğiz." dedim kaşlarımı çatıp ve Barlas'dan kurtulup aşağıya indim.

Elimi kalbime götürdüm. Olduğundan fazlasıyla hızlı atıyordu. Dudağım Barlas'ın yanaklarına değince dudaklarım yanmıştı. Dudaklarını istiyordum ama yapamazdım. Aşk sen nasıl bir hissin? İnsanı üzmekten başka bir işe yaramıyorsun.

Oturma odasına girdiğimde hepsinin televizyona dikkatlice baktığını gördüm. "Ne oluyor?" dedim. "Kamera kayıtlarını bulduk." deyince hızla Duhan'ın yanına gidip oturdum. Kızlar ve Barlas da odaya girince "Çabuk olun. Kamera kayıtlarını bulduk." dedi Görkem. "Sessiz olun." dedi Doğukan ve kamera kaydına baktı. Numara sahibi olan adam yolda yürüyordu. "Şu koşan Ece değil mı?" dedi Ateş. Ekrana dikkatlice bakınca Ece olduğunu gördüm. "Evet Ece." dedi Doğukan heyecanla. Ece adamın yanına gelip adama bir şeyler söyledi adam da telefonunu verdi. "Ses yok mu?" dedi Çağan. "Hayır yok." dedi Duhan. Ece telefonu kulağına götürüp konuştuğunda genç adam gelip Ece'nin elinden telefonu alıp fırlattı ve Ece'nin saçını çekti. Ben kaşlarımı çattım. "Ece'nin saçını çekiyor." dedi Kumsal endişeli sesiyle. "Seni bulup s-" Doğukan sözünü tamamlamadan Barış Doğukan'ı durdurmuştu. Kamera kaydına bakmaya geri döndüğümde Ece genç adamdan kurtulmaya çalışıyordu numara sahibi ise şaşkınlıkla onları izliyordu. Neden hiç bir şey yapmıyordu? O kızı orada öldürse öyke bakacak mıydı? Genç adam numara sahibine bir şeyler söyledikten sonra numara sahibi koştu. Olay gittikçe tuhaflaşıyordu. Adamı tehdit etmişti. Genç adam Ece'yi sürükleyip götürürken Ece kurtulmaya çalışıyordu. Sonradan kameranın açısından çıktıkları için daha onları göremedik.

"Duhan Ece'nin saçını çektiği yere geri sar ve durdur." dediğimde Duhan kamera kaydını geri sarıp durdurdu. "Neden geri sarıp durdurdun?" dedi Barış. "Adamı araştıracağım." dedim. "Asena şapkalı, yüzü gözükmüyor. Nasıl araştıracaksın?" dedi Çağan. "Hayır yüzü gözüküyor." dedim ve bilgisiyarı Duhan'ın önünden alıp kendi önüme çektim. Adamın yüzünü alıp araştırmaya başladım. "Asena adamın yüzünü biraz yukarıya kaldır." deyince Duhan "Tamam." dedim. Duhan'ın dediğini yapıp enter tuşuna basıp yüklenmesini bekledim. "Olacak mı?" dediğinde Asu "Göreceğiz." dedim. Araştırma yüklenince ekrana baktım. "Oldu." dedim gülümseyip. "Kazım Çavuş." dedi Barış ekrandaki adamın ismini okuyup. "İlk defa duyuyorum." dedi Doğukan. "Ben de ilk defa duyuyorum bu adamı." dedi Ateş. "Belli ki Berkan'ın ya da Cesur'un adamı. Önemli birisi değil." dedi Barlas. "Önemli değil ama eğer bu adamın yerini bulabilirsek Ece'nin de yerini bulabiliriz." dedi Çağan. "Duhan kamera kaydının yakınındaki mekanların kamera kayıtlarını bulabilir misin?" dedi Barlas. "Bulurum." dedi Duhan. "Ece buraya kadar kaçabilmişse illa bu yere yakın bir yerdelerdir." dedi Barlas. "Eğer orada da kamera kaydı varsa Ece'nin yerini bulduk demektir." dedi Ateş. "Kamera kaydı yoksa en son nereye gittiklerine baksın Duhan. Sonra gerisini biz hallederiz." dedi Barış. "Kamera kayıtları yarın elinizde olur." dedi ve Duhan ayağı kalktı. "Nereye?" dedim. "Arkadaşlarımla buluşacağım." dedi Duhan. "Biz de kalkalım. Geç oldu." dedi Alesya.

Herkes ayaklanınca "O zaman bu akşamı bitiriyoruz." dedi Kumsal. "Teşekkür ederim." dedi Doğukan bana ve bana sarıldı. İlk garibime gitse de Doğukan'a karşılık verdim. Sarılmamız bitince "Bazen arkadaşların gibi olmadığın için seni seviyorum." dedim Doğukan'a gülümseyerek. "Ben de seni seviyorum Asena." diye bağırınca Doğukan güldüm. "Sevmeniz bittiyse gidelim." dedi Barlas ve odadan çıktı. "Her şeyin içine niye sıçıyor?" dedi Alesya kaşlarını çatıp. "Duygusal ortamlara alerjisi var." deyince Ateş hepimiz güldük. "Hadi gidelim de Kumsal sen böyle mi dışarıya çıkacaksın?" dedi Barış kaşlarını çatıp. "Evet ne varmış halimde." dedi Kumsal saçlarını arkaya savurup. "Kapalı yerin yok." dedi Barış. "Sanane." dedi Kumsal. "Barış haklı. Asu biraz kapalı giyin." dediğinde Ateş "Hiç sizi çekemem." dedi Asu ve odadan çıktı. Barış ve Ateş de söverek odadan çıktığında güldüm. "Alesya sen üstünü değiştireceksin değil mi?" dedi Çağan tatlılıkla. "Hayır!" dedi Alesya ve havalı havalı odadan çıktı. "Hadi herkes çıksın." deyince dış kapının önüne geldik. "Bu ne ya? Burası çok kalabalık. Nefes alamıyorum, cenaze evi gibi olmuş." dedi Doğukan. Barlas kapıyı açıp dışarıya çıkınca herkes dışarıya çıktı. "Sürü gibisiniz." dedim gülerek. "İyi akşamlar." deyince Ateş bana herkes "İyi akşamlar." dedi. "İyi akşamlar. Görüşürüz." deyip kapıyı kapattım.

Oturma odasına gidip televizyonu kapattım ve bilgisyarımı alıp odama çıktım. Bir olayı da çözmeye yakındık. Ece'yi sadece Cesur mu kaçırdı yoksa Berkan'ın da parmağı var mıydı bilmiyorum. Cesur Berkan'ın parmağı yok dese de yalan söylediğini anlamıştım. Olayların karışıklığını yavaş yavaş çözüyordum. Yarın da depo olayını çözecektim.

Yatağa yattığımda koca bir eksiklik hissettim. Barlas! Bir gün yanımda yatmasına rağmen yokluğunu hissetmiştim. Onu her öptüğümde her sarıldığımda içimdeki heyecan, aşk ve özlem duygusu beliriyordu. Bu olaylar sonucu Barlas suçsuz çıkarsa ona açılmayı düşünüyordum ama Barlas'ın hayatına birisi girmişti ve hiç de çıkacak gibi durmuyordu. Bazen düşünüyordum. Hayatıma birisini mi alsam diye ama sonra saçmalık olduğunu düşünüyordum.

Hem hayatıma kimi alabilirdim ki?

Hayatıma alsam Barlas'ı unutabilecek miydim bilmiyorum. Bazen Barlas'ı unutmak istemiyordum. Ne kadar acı verse de onu sevmekten pişman değildim ve onu sevdiğim için mutluydum. Bugün söylediğim şey aklıma gelince güldüm. 'Sevgilin bana aşık oluyor.' demiştim. Bazen Barlas'ın hareketlerine bakınca bana aşık olduğunu zannediyordum sonra oyun oynuyordur diye düşünüyordum.

Esneyince elimi ağzıma götürdüm yorganı üstüme örttüm ve gözlerimi kapattım ve şunu düşündüm.

Hayatıma kimi alabilirim?

--

Şevket hocayı dinlemeye çalışıyordum ama olmuyordu. Derse odaklanamıyordum. Yanımda Barlas oturduğu için gözüm ona kayıyordu. Burcu'ya baktığımda kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Burcu'ya gülümseyip Barlas'a baktım. Bütün dikkatini derse vermiştim. "Barlas." dediğimde maviliğini bana dikti. "Sevgilin beni öldürecek." dedim dalga geçip. "Asena sinirlendirme Burcu'yu sonra kavga ediyoruz." dedi Barlas. "Beni kıskanıyor." dedim gülüp. "Seni niye kıskansın ki?" dedi Barlas şaşkınlıkla. "Benim yanımda oturduğun için kıskanıyor." dedim. "Senden neden nefret ediyor anlayamadım?" dedi Barlas tek kaşını kaldırıp. "Sevgilisi nefret ettiği için o da nefret ediyor." dedim. "Doğru söylüyorsun." dedi Barlas. "Ben de nefret ediyorum." dediğimde Barlas kaşlarını çatıp maviliğini dikti.

Bana öyle bakınca yutkundum. Neden böyle bakıyordu? Pişmanlık ve sinir vardı gözlerinde. Barlas gözünü kapatıp açıp tekrardan bana baktı. "Duhan kamera kaydını halletti mi?" deyince Barlas "Halletti. Bu sabah flash belleği bana verdi." dedim. "Flash belleği bana ver." dedi Barlas. Kaşlarımı çatıp Barlas'a baktım. "Hayır ilk ben inceleyeceğim sonra sana vereceğim." dedim. Barlas sıkıntıyla nefes verip "Ne zaman vereceksin?" dedi. "Bugün bana gel." dediğimde "Tamam." dedi Barlas. "Araba olayındaki kamera kaydını neden benden aldın?" dedim. "Video ile kim oynamış ona baktım." dedi Barlas. "Öğrendin mi?" dediğimde "Evet." dedi Barlas. "Kim?" dedim. "Bir şartla söylerim." dedi Barlas. "Ne şartı?" dedim gözlerimi devirip. "Bu akşam birlikte yatacağız." dediğinde Barlas gözlerimi pörtlettim.

"Burcu'nun haberi var mı?" dedim kaşlarımı çatıp. "Yok." dedi Barlas yutkunup. "Barlas ben orospu değilim. Tamam o gece birlikte yattık ama birisine ihtiyacım vardı." dedim. "Orospu olmadığını biliyorum Asena." dedi Barlas. "O zaman niye yanımda yatmak istiyorsun?" dedim hayretle. "Asena şartımı kabul ediyor musun?" deyince Barlas gözlerimi devirdim. Her seferinde geçiştirme yapıyordu. Kim olduğunu öğrenmek istiyordum ve Barlas'ı da yanımda istiyordum. "Kabul ediyorum." dediğimde Barlas gülümsedi. "Oktay Karahan." dediğinde Barlas "Oktay'ın bilgisiyarla ilgisi mi vardı?" dedim şaşkınlıkla. "Berkan'ın arkadaşı ya her şey vardır onlarda." dedi Barlas. "Oktay nerede?" dediğimde "Berkan'ın yanındadır." dedi Barlas. "Nasıl buldun peki?" dediğimde. "Videonun oynadığı bilgisiyar sahibi araştırdım." dediğinde kaşlarımı çattım. "Zor olmalı. Hiç yapmadım." dedim. "Evet biraz zor." dediğinde "Anladım." dedim. O gün Miraç o yüzden bilgisiyarı benden almıştı. Keşke güvenip vermeseydim. Olaylar buraya kadar gelmezdi. "Birlikteyiz bu akşam." dediğinde Barlas göz devirdim. "Bana bu kadar meraklı olma." dedim. "Akşam gelirim." dedi Barlas sırıtıp. "Tamam." dedim. "Cesur ortalıkta yok." dedi Barlas kaşlarını çatıp. "Nerede acaba?" dedim. "Nerede olduğu önemli değil. Biz işimizi hallettik." dedi Barlas. "Haklısın." dedim arkama yaslanıp. "Depo olayını hallettin mi?" dedi Barlas. "Dün halledecektim ama Ece'yi araştırdığım için halledemedim. Bugün sen gelene kadar hallederim." dedim. "Tamam." dedi Barlas ve önüne döndü.

Camdan dışarıya baktım. Hava gittikçe ısınıyordu ve staja az kalmıştı. Hocaların gönderdiği otellere bakıyorduk. Bizi iyi yerlere götürecek otel seçmemiz lazımdı. Ailemin bir sürü tanıdıkları vardı ama ben kendim otel bulmak istiyordum.

Barlas aklımı karıştıyordu. Neden benle yatmak istemişti ki? Benimle yatmak istemesi hoşuma gitmişti ama sanki ikimiz de abartıyorduk. Bir ilişkimiz olmadığı halde birlikte yatıyorduk. Barlas'a olan sevgim yüzünden ona karşı koyamıyordum ve birlikte yatmak istiyordum. Peki o neden bana böyle davranıyordu. Oyun desem sevgilisi olduğu için yapmazdı. Hem bu saatten sonra neden benle oynasın ki? Kendi ağzıyla benden nefret ettiği söylemişti ve kalbim yine birleştiremeyeceğim şekilde kırılmıştı.
Kafamı karıştırma Barlas Demir.

Zil çaldığında Barlas kendi arkadaşlarının yanına gitti. Alesya da yanıma oturdu. "Barlas'la ne konuştunuz?" dedi Alesya. "Videoyla Oktay oynamış." dedim. "Ciddi misin?" dedi Alesya şaşkınlıkla. "Evet." dedim. "Peki Barlas nereden bunu biliyor?" dedi Alesya kaşlarını kaldırıp. "Kamera kaydını vermiştim Barlas'a." dedim. "Hatırladım. Barlas neden araştırmıştı ki?" dedi Alesya şüpheyle. "Bilmiyorum onu sormadım ama illa bildiği bir şey vardır." dedim. "Bakalım bu olayların altında bizi daha ne süprizler bekliyor." dedi Alesya bıkkınlıkla. "Kızlar nerede?" dedim. "Kantine indiler." Kafamı tamam anlamında salladım.

"Asena?" deyince Alesya tatlılıkla "Ne isteyeceksin?" dedim. "Barlas'ı unutmak istiyor musun?" dedi Alesya. "Evet. Neden ki?" dedim. "Kalk." dedi Alesya heyecanla ve beni sınıftan çıkardı. Merdivenlerden inerken "Aklına birisini sokacağız." dedi Alesya sırıtıp. "İstemiyorum." dedim. "Asena bahçeye çıkacağız ve erkeklere bakacaksın." dedi Alesya. "Ben erkekleri kesemiyorum." dedim. "Yaparsın." dedi Alesya ve olduğu yerde durup telefonuna gelen mesaja baktı. "Servis atölyesine gidiyoruz." dedi Alesya. "Neden ki?" dedim. "Bilmiyorum, kızlar çağırdı. Asena söz ver erkeklere bakacaksın." dedi Alesya tatlılıkla. "Tamam." dediğimde "Seni seviyorum." dedi Alesya gülümseyip. "Kızlara söyleme." dediğimde "Söylemem merak etme." dedi Alesya ve birlikte servis atölyesine gittik.

Arife hoca bizi çağırmıştı. Servis öğrencileri açık büfe yapmışlardı. Servis atölyesinde yememiz için de bizi çağırmıştı. Tabağımdaki domatesi yerken bir yandan da kızları dinliyordum. "Arife hocayı seviyorum." dedi Kumsal. "Bizim sınıf çok şanslı. Her şeyden faydalanıyoruz." dedi Asu gülüp. Yemeğimi yerken etrafıma bakınıyordum. Alesya'ya söz vermiştim ama bir türlü dikkatimi çeken erkek bulamamıştım. Derin nefes alıp tabağıma geri döndüm. Dikkatimi neden kimse çekmiyordu?

Servis atölyesinin kapısı açıldığında oraya baktım. Kızlar kendi arasında konuşuyordu ama ben gelen çocuğa bakıyordum. Üstünde mutfak önlüğü vardı. Mutfak öğrencisiydi ve servis atölyesinden eşya alıp çıkacaktı. Siyah saçları ve çekik gözlere sahipti. Yakışıklıydı. Kafamı sağa sola salladım. Ne yapıyorum ben? Resmen çocuğu kesmiştim. Çocuk dikkatimi çekmişti. Of! Birisini sevmek istemiyordum. Aşık olmak güzel değildi. Bir kez tatmıştım ve daha da tatmak istemiyordum.

Çıkış saati gelince eve doğru yol aldım. Bugün depo olayını çözecektim ve akşam da Barlas gelecekti. Aslında heyecanlıydım ama kendimi tutmam lâzımdı. Tutmasam olay hiç iyi yerlere gitmeyecekti. Aklım bugünkü gördüğüm çekik gözlü çocuğa gitti. Alesya'ya söylememiştim ama yarın söyleyecektim.

Eve girince oturma odasına geçip koltuğa uzandım ve bilgisiyarı kucağıma koydum. İşim kolaydı, zorluk çekmeyecektim. Sadece yüklemesi uzun sürecekti ama yarına kadar bütün bilgiler elimde olacaktı. Bilgisayardan Asu'nun gönderdiği videoya girdim ve depodaki çocukların yüzlerini netledim. Netledikten sonra çocukların yüzünü taradım. Çocukların yüzü hafif bulanık olduğu için ve iki kişiyi araştırdığım için yarına kadar anca yüklenirdi. Bilgisayarı kapatmadan kimsenin göremeyeceği bir yere koyduktan sonra odama geçtim.

Bu kadar acele etmemin nedeni akşam Barlas gelecekti. Barlas gelmeseydi akşam araştırma yapacaktım. Bugün sınav olmuştum. Çalışmadığım halde sınavlarım iyi geçiyordu. Hocaları iyi dinlediğim için aklımda kalıyordu. Üstümdeki üniformayı çıkarttım. Hava çok sıcak olduğu için terlemiştim ve kısa olan saçlarım biraz uzamıştı. Kestirmek lazımdı. Bileğimdeki toka ile saçlarımı at kuyruğu yapıp dolaptan rahat şort ve takımı olan üstümü aldım. Bunları hep annem almıştı. Annemim zevkini bir türlü çözemiyordum.

(Asena'nın giyindiği pijama takımı)

Üstümü giydikten sonra mutfağa indim ve ocağa makarna koydum. Makarna pişene kadar dolapta ki birayı alıp bardağa doldurudum. Serinlemem lazımdı. Annem bu kadar içtiğimi görse sanırım beni döverdi. Ailem özel günlerde hep içtiği için alışmıştım. Annemi ve babamı özlemiştim. Hafta sonu ailemin yanına gidecektim. Evde çalışan olsa bile ev temizlendiğinde annem de çalışanlara yardım ederdi. Temizlik hastasıydı. Annemle alakam yoktu. Sadece bir yönden benziyorduk. O da dövüş. Annem kung-fu' ya gidiyormuş ama o zaman bile kibar bir kadınmış. Annem kavga etmezmiş. Bir kaç kez kavga etmiş o da kardeşini yani dayımı kurtarmak için ama annem hiç bir zaman erkekleri dövmemiş. O kadar gücü yokmuş. Eski kung-fu'cu olduğu için tekmeleri çok sertti. Babam her işten geldiğinde beni öpmeden eve girmiyordu. Özlemiştim o günleri. Hala çocukmuşum gibi davranıyorlardı. Daha 16 yaşındaydım o kadar da büyümüş sayılmazdım. Gözlerimden yaş gelince sildim. Ben niye bu aralar bu kadar ağlıyordum? Bir çok olay üst üste gelmişti. Ben böyleysem kızları düşünemiyordum.

Elimde birayı içerken bir yandan da makarnayı kontrol ediyordum. Kapı çalınca kaşlarımı çattım. Kimdi bu? Barlas'ın işi olduğu için bu saate gelemezdi. Bira bardağını tezgaha bırakıp kapıya doğru gittim. Kapı tekrar çaldığında derin nefes verdim. Kimdi bu?

Kapıyı açtığımda şaşkınlıkla gözlerimi büyüttüm. "Samet?" dedim inanamayarak. "Çok mu özledin beni Korkak Kaplan?" dedi ve ben eve davet etmeden içeriye geçti. Öküz! Kapıyı kapatıp ben de oturma odasına geçtim. Samet koltuğa oturup bana baktı. "Ağladın mı?" dedi kaşlarını çatıp. Bir kaç kez karşılaşmamıza rağmen onu özlemiştim. Koltuğa oturup ona sarıldığımda Samet şaşırmıştı. "Biraz hızlı değil miyiz?" dedi Samet dalga geçip. Samet'e cevap vermeden sarılmaya devam ettiğimde Samet de bana sarıldı.

Uzun bir sarılmadan sonra ayrıldım. "Özlemişim seni." dedim gülerek. "Bir kaç kere gördüğün adamı mı özledin? Daha tanımıyorsun beni." dedi Samet kaşlarını çatıp. Barlas'dan daha sert bir çocuktu. "İnsana güven veriyorsun. Tanımadığım halde sana güveniyorum ve bu bir ilk." dedim. "İlk karşılaştığımızda bana sövüyordun." dediğinde Samet güldüm. "İlk karşılaşma olduğu için öyle davrandım. Benim doğal halim." dedim gülüp. "Korkak Kaplan?" dediğinde Samet'e baktım. Korkak Kaplan ne kadar değişik bir lakap olsa da cidden beni anlatıyordu. Samet beni bir kaç kez görse de iyi tanımıştı. Kaplan gibi kendimi korkusuz göstermeye çalışırdım ama içimde büyük bir korku ile yaşıyordum. "Efendim?" deyince "İyi misin?" dedi Samet gözlerimin içine bakıp. Kahverengi gözlerini gözüme dikince "Hayır." dedim. Yalan söylesem anlayacaktı. "Neyin var?" dedi Samet saçlarımı karıştırıp. "Bir çok olay var ve ben hepsine direnmekten yoruldum." dedim. "Anlat." dediğinde Samet'e baktım. Daha tanımıyordum ama güveniyordum. Anlatsam mı bilemedim. Ya güvenim boşa giderse? Yine bir güven problemiyle karşı karşıya kalmak istemiyorum. "Güvenebilirsin bana." dediğinde Samet şaşkınlıkla ona baktım. "Sen benim düşüncelerimi mi okudun?" dedim kaşlarımı çatıp. "Evet Asena özel güçlerim var benim." dedi Samet tek kaşını kaldırıp. "Ha?" dediğimde şaşkınlıla Samet güldü. "Yüzünden anlaşılıyor Asena. İnsanların ne düşündüğünü anlayabiliyorum." dedi Samet. "Geçmişin iyi değil." dediğimde Samet burukça gülümsedi "Belli ki senin de iyi değil. Anlat hadi." kafamı olumlu anlamda salladım.

Olup biteni Samet'e anlattığımda tabi bazı yerleri atlamıştım. Orası kızlar için özeldi. "Berkan Kandemir. Duymuştum adını. İyi birisi değil. Sen nasıl böyle bir oyuna düştün?" dediğinde Samet "Bilmiyorum ama cidden güvenmiştim." dedim. "Asena seni az çok tanıyorum. Akıllı kızsın ama insanlara güvenmeden önce onları araştır. Anladığım kadarıyla hackersın istediğin kadar bilgiye ulaşabilirsin ya da Berkan'ın dediklerini araştırsaydın bu tuzağa düşmezdin ve şuanda araştırdığın depo olayında da anlattığın 'Piçizler' diye hitap ettiğin kişiler de suçsuz çıkacaktır." dedi Samet kendinden emin olarak. "Önceden bilsem direk güvenmesem bunlar başıma gelmezdi. Hepsi benim suçum." dedim. "Kız arkadaşların da mı senin suçlu olduğunu düşünüyor?" dedi Samet kaşlarını çatıp. "Hayır öyle düşünmüyorlar. Tek ben düşünüyorum." dedim üzgünce. "O yüzden bütün olayları çözmekte kendine yüklendin?" dedi Samet soru sorar gibi. "Evet." dedim. Samet kafasını olumsuz anlamda sallayıp "Kendine haksızlık ediyorsun." dedi. Derin nefes alıp başımı Samet'in göğsüne koydum. "Asena kızlarla yakın olmam." dediğinde "Orospu değilim." dedim. "Biliyorum. Diğer kızlardan farklısın ama garip hissediyorum. Kızları sadece amacım için kullandım. Karşıma hiç düzgün bir kız çıkmadı." dediğinde Samet kafamı kaldırıp Samet'e baktım. "Sen de mi o pis şeyi yapıyorsun?" dediğimde "Evet." dedi Samet. "Hiç aşık olmadın mı?" dedim. "Olmadım." dedi Samet. Samet'in gözlerinin içine baktığımda doğru söylediğini anladım. "Anladım." dedim.

Samet kolunu belime atıp sarıldığında ben de ona daha sıkıca sarıldım. "Şimdi ne yapacaksın?" dediğinde Samet "Bilgisiyarda bilgiler yükleniyor. Yarına kadar biter. Yarın çocukların adresini bulup evlerine gideceğiz ve bir kaç bilgi öğrenmeye çalışacağız. Çocuklar küçük olduğu için aileleriyle konuşacağız." dedim. "Yarın ben de geliyorum." dediğinde Samet şaşkınlıkla ona baktım. "Niye?" dedim. "Tehlikeli olabilir." dedi Samet gözlerimin içine dik dik bakıp. Gözlerinden bir tane bile duygu geçmiyordu. Robot muydu? "Ben kendimi ve arkadaşlarımı korurum." dedim. "Asena!" dediğinde Samet gözlerimi devirip Samet'ten ayrıldım "Bak Kıvırcık Kafa çıldırtma beni." dedim kaşlarımı çatıp. Samet kafama hafifçe vurup "Çıldırttım ne yapacaksın?" dediğinde yüzüne yumruk attım. "Oha." deyip Samet şaşkınlıkla bana baktı. Güldüm. Kapı çaldığı için ayağı kalktığımda "Gel buraya." deyince Samet kapıya kadar koşturdum o da arkamadan koştu. Yakalanırsam beni döveceğini biliyordum. Samet kolumu tutunca kahkahalar içinde kaldım ve diğer elimle de kapıyı açtım.

Gördüğüm kişi ile gülmem yavaş yavaş soldu. "Müsait değil misin?" dedi Barlas Samet'e bakıp ama sözü bana söylemişti. "Müsait ol ya da olma. Banane." deyip Barlas içeri girdiğinde şaşkınlıkla kapıyı kapatıp Samet ile içeriye geçtik. "Bu kim?" dediğinde Samet "Barlas Demir. Anlattığım çocuk." dediğimde Samet tamam anlamında kafasını salladı. "Erken gelmedin mi?" dedim koltuğa oturup. "Rahatsız mı oldun?" dedi Barlas kaşlarını çatıp. Barlas'ın gözlerine baktığımda onun da gözlerinden hiç bir duygu anlaşılmıyordu. Hadi ama ya! Biriniz duygunuzu belli edin.

"Hayır olmadım ama şaşırdım." dedim. Samet bana dönüp "Ben gideyim artık." deyince "Güzel olur." dedi Barlas kaşlarını çatıp. "Çok konuşuyorsun!" dedi Samet Barlas'a. Barlas ayağı kalkıp "Saldıracak mısın?" dedi alayla. Samet koltuğa daha çok yayılıp kendini kasmadan "Aslan avına saldırmaktan tereddüt etmez ama köpekler tereddüt eder." dediğinde içimde bir 'Oo' geçti. Büyük laf söylemişti. İkisinin kavgasını merak ediyordum. İkisi de birbirinden güçlüydü. "Dediğin laflara dikkat et. Sana geri dönmesin." dedi Barlas sinirle. "Ben bir şeyi dediğimde yaparım. Bende uyarma yoktur." dedi Samet. Ortam gerginleşince "İkinizi de evden kovacağım. Susun." dedim ama ikisi de beni takmayıp birbirlerine öldürücü bakışlar atıyorlardı.

"Yeter!" deyip ayağı kalktığımda ikisininde ilgisini çekmeyi başarmıştım. "Barlas yerine otur." dediğimde Barlas bıkkınca nefes verip koltuğa oturdu. Ben de yerime oturup Samet'e baktım. "Sinirlenme." dedim onun duyabileceği sesle. "Sinirlendirmesin." dedi Samet kaşlarını çatıp. "Tamam." dedim derin nefes verip. "Hırkam nerede?" deyince Samet. "Sepette." dedim gülümseyerek. Aslında sepette değildi yıkanmıştı ve dolabımda duruyordu. Bazen giyiyordum. "O çürümüştür." dedi Samet şaşkınlıkla. "Ne hırkası?" diye sorunca Barlas "Uzun hikaye." deyip kestirip attım. "Tamam ver ben yıkarım." dediğinde Samet "Olmaz." dedim endişeyle. "Asena o benim en sevdiğim hırkam ver onu." dedi Samet kaşlarını çatıp. "Seviyorsan önceden gelip alacaktın. Vermiyorum." dedim. "Asena versene çocuğun hırkasını. Neyin inadı bu?" dedi Barlas şaşkınlıkla. "Haklı adam. Ne inadı bu?" dedi Samet. "Banane?" dedim küçük çocuk gibi. Bir yandan sevdiğim adam bir yandan güvendiğim, arkadaş olmak istediğim adam beni sıkıştırıyorlardı. İkisi birlikte "Asena Eda!" deyince gözlerimi büyütüp bir Samet'e bir Barlas'a baktım. "Ne be!" dedim. "Ver çocuğun hırkasını." dedi Barlas. "Evet hırkamı ver. Yoksa odanı darma duman edip hırkamı bulurum." dedi Samet kaşlarını çatıp. "Bir daha geldiğinde alırsın." dediğimde "Olmaz." dedi Samet. "Polisi arayacağım 'İki adam beni sıkıştırıyor.' diyeceğim." dedim. "Ben arayacağım polisi. Eşyama kondun." dedi Samet. "O hırkayı seviyorum ve ara sıra giyiyorum." dedim sırıtıp. "Bir de giyiyorsun?" dedi Samet şaşkınlıkla. "Ben olsam döverdim." dedi Barlas. "Oha!" dedim. Samet yavaşça kafama vurup "Ver hırkamı." dedi. Samete el hareketi çekip kahkaha attım. Ben kahkaha atınca Samet ve Barlas da gülmeye başladı.

Uzun zamandır böyle eğlenmiyordum. İkisi de gülünce onlara baktım. İkisini de seviyordum ve ikisinin de yeri bende ayrıydı. "Bu kadar gülme yeter. Sen benim hırkamı vermeyeceksin belli. Bir daha geldiğimde vereceksin." dedi Samet. "Gidiyor musun?" dedim dudağımı büzüp. Samet dudağıma hafif vurup "Evet gidiyorum." dedi ve ayağı kalktı. Barlas odadan çıkınca kaşlarımı çattım nereye gidiyordu bu?

Samet ayağa kalkınca onu kapıya kadar yolculadım. "Telefon numaranı versene?" dediğimde "Her dakika beni ararsın. Olmaz." dedi Samet gülüp. "Kıvırcık Kafa!" dedim kaşlarımı çatıp. "Yarın görüşürüz." deyip Samet evden çıktığında kapıyı kapattım. Güzel gündü. Hem de çok.

Kaşlarımı çatıp "Barlas!" diye bağırdım. Ses gelmeyince evde dolanıp "Barlas." diye tekrardan bağırdım. Korkmaya başlamıştım. Acaba başına bir şey mi gelmişti. Mutfağa girdiğimde "Bö!" sesiyle irkildim ve tam düşecekken Barlas belimden tutup beni kendine çekti. Korkudan nefes nefese kalmıştım. "Ne yapıyorsun?" dedim alnımı Barlas'ın göğsüne dayayıp. Nefesimi kontrol etmeye çalışıyordum. "Bu kadar korkacağını düşünmemiştim." dedi Barlas gülüp. Kafamı kaldırıp Barlas'a baktım. "Mavi Piç!" dedim gözlerimi kısıp. Barlas yüzünü yüzüme yaklaştırıp sessizce "Efendim?" deyince yutkundum. Gözüm dudaklarına kayınca kendimi tuttum. Kendime gelmem lazımdı. Barlas'dan kurtulup buzdolabın önüne gelmiştim. "Bira? Vodka?" diye sorunca "Vodka." dedi Barlas. Kafamı olumlu anlamda salladım. "Ben içeriye geçiyorum." dediğinde Barlas. "Tamam." dedim.

Barlas içeriye geçince elimi kalbime götürdüm. Unutacağım diyordum ama kalbim her seferinde daha çok hızlanıyordu. Kendimi kaybediyordum. Kendime mukayyet olamıyordum. Sevgim her seferinde gururumu yeniyordu.

Dolaptan vodkayı çıkardım. Kaseye çerez koydum. Tepsiye bardakları, kaseyi ve vodkayı koyup oturma odasına gittim. Barlas televizyonun karşısındaki koltuğa oturmuş maç izliyordu. Duvardaki saate baktığımda saat 8'di ve hava kararmıştı. Zaman ne çabuk geçiyordu? Tepsiyi masanın üstüne koydum. "Asena ışığı kapatır mısın?" deyince Barlas "Tamam." deyip ışığı kapattım ve Barlas'ın yanına oturdum. Televizyona bakınca Fenerbahçe ve Trabzon Spor maçını izliyordu. Gözlerimi devirip "Fenerbahçelisin." dedim "Evet." dedi Barlas gözünü ekrandan ayırmadan. Of'layıp bardaklara vodka koydum. "Galatasaray takımını tutuyorsun değil mi?" dedi Barlas yüzünü buruşturup. "Yüzünü buruşturma." dedim. Maça ilgim vardı ama sadece Galatasaray'ın maçı olduğu zaman izlerdim. "Maç yapmayı biliyor musun?" dediğinde Barlas "Evet. Çocukken çok oynardım." dedim. Barlas olumlu anlamda kafasını sallayıp maçı izlemeye devam etti.

Barlas'ın küfürlerini dinlerken elimdeki vodkayı içiyordum. Barlas'a baktım. Küfür ederken bile yakışıklıydı. Maç bitmişti ve Trabzon Spor kazanmıştı. Barlas bir yandan vodkasını içiyor bir yandan küfür ediyordu. Hayranlıkla aşık olduğum adama bakıyordum. Her seferinde kendine beni daha çok çekiyordu. Hiç bir tavrı itici değildi. Çok doğaldı. Dikkat çekmek için hiç bir şey yapmıyordu. Yapmasına da gerek yoktu. Yakışıklı olduğu için girdiği alanda dikkat çekiyordu. Barlas maçı izlemişti ben Barlas'ı. İki saate yakın böyle olmuştu. Barlas dikkatini maça vermişti ben de dikkatimi Barlas'a vermiştim.

Yerimden kıpırdayınca başımdaki ağrıyla "Aa!" dedim. İlk defa bu kadar içmiştim. Sarhoş olmama dikkat ederdim ama bu sefer Barlas'ı izlemekten ne kadar içtiğimi bilmiyordum. Barlas bana bakıp elimdeki bardağı alıp "Ne kadar içtin?" dedi kaşlarını çatıp. "Bilmiyorum." dedim omuzlarımı yukarı kaldırıp indirerek. "Sarhoş olacaksın." dedi Barlas. Barlas'a yaklaşıp yüzünü ellerimin arasına aldım. "Çok yakışıklısın." dedim gülerek. "Sen sarhoş olmuşsun bile." dedi Barlas gülüp. "Yo! Gayet iyiyim." dedim ve kalktım. Ayağa kalkar kalkmaz Barlas'ın kucağına düştüm. Barlas kahkaha atarken hayranlıkla ona bakmaya devam ettim.

Barlas'a gülerek yüzünü yine ellerimin arasına aldım. "Neden benle yatmak istiyorsun? Sevgilin var." dedim. "Bilmiyorum. İçimdeki hissi çözemiyorum. Sevgilim var doğru ama kendime mukayyet olamıyorum." dedi Barlas maviliğini bana dikip. O maviliğe hayranlıkla baktım. Çok güzel gözleri vardı. Acaba lens miydi? Parmağımı Barlas'ın gözüne sokunca Barlas gözlerini ovalayıp "Asena ne yapıyorsun?" dedi Barlas şaşkınlıkla. "Gözün lens mi değil mi diye bakıyorum." dedim. Tekrardan parmağımı Barlas'ın gözüne götürünce Barlas elimi tutup parmağımı gözüne sokmamı engelledi. "Ama lens mi diye bakacaktım." dedim dudağımı büzüp. "Lens değil." dediğinde Barlas ağzımı 'O' şeklinde yaptım. "Gözün çok güzel." dedim Barlas'a yaklaşıp. Barlas kahkaha atıp "Teşekkür ederim." dedi. "Barlas?" dediğimde "Efendim?" dedi. "Beni seviyor musun?" deyince şaşkınlıkla Barlas bana baktı. "Bilmiyorum." deyince gözlerimi büyüttüm. "Yani beni sevme ihtimalin var." dedim heyecanla. Barlas gülüp "Hadi yatalım." dedi ve beni kucağına alıp yukarı doğru çıkardı. "Çok ağırsın." dediğinde Barlas "Zayıfım." dedim kaşlarımı çatıp.

Odama geldiğimizde Barlas beni yatağa yatırıp kendisi de yanıma uzandı. "Asena?" dediğinde Barlas'a baktım. "Bir daha böyle giyinme. Senle kavga etmek istemiyorum." dediğinde Barlas "Niye ki?" dedim. "Bütün gün o çocuğun yanında böyleydin. Her yerin açık." dedi Barlas kaşlarını çatıp. Barlas'a sarılıp kafamı kaldırdım ve ona baktım. "Kıskanıyorsun beni." dedim gülümseyerek. "Bugün baya açık sözlüyüz." dedi Barlas. Barlas'ın yanağını sıkıp öptüğümde Barlas şaşkınlıkla bana baktı. "Dayanamıyorum." dedi ve Barlas üstüme çıktı. Gözlerimi büyütüp "Ne yapıyorsun?" dedim. Başım ağrıdığı için çok konuşamıyordum.

Etraf karanlıktı ve Barlas'ın yüzü hariç başka hiç bir şey görmüyordum. Barlas bana yaklaşıp boynuma eğildiğinde heyecandan ne yapacağımı bilemedim. Barlas boynumu öpmeye başlayınca yutkundum. Yaptığımız yanlıştı ama istiyordum. Aklım yerinde olmadığı için Barlas'ı engelleyemiyordum. Aslında engellemek istemiyordum. Sadece anın tadını çıkarmak istiyordum. Başımı arkaya yaslayıp gözlerimi kapadım. Barlas boynumu öpmeye devam edince huylandım ve kendimi geriye çektim. Barlas bana baktığında " Huylandım." dedim sessizce. Barlas gülümseyip yanağımı öptü.

Dudağıma yaklaşınca Barlas'ı durdurdum. "Olmaz." dedim. "Asena bu kadar yaklaşmışken durdurma beni." dedi Barlas. "İstemiyorum." deyince Barlas derin nefes alıp üstümden indi ve yatağa uzandı. "Yatalım." deyince Barlas "Tamam." dedim. Barlas kolunu kafamın altından geçirip beni kendine yaklaştırdı. Ben de başımı Barlas'ın göğsüne koyup sıkıca Barlas'a sarıldım.

Bugün çok güzel geçmişti. Hem sevdiğim adam hem de arkadaş olmak istediğim adam yanımda olmuştu. Uzun zamandır eğlenmediğim, gülmediğim kadar gülüp, eğlenmiştim. Barlas'ın tavırları kafamda soru işareti olarak kalmıştı. Dengesiz tavırları beni yoruyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Boynumu öpmüştü. Çok garip bir histi. Neden böyle bir şey yapmıştı? Sevgilisi olduğuna rağmen ondan hoşlandığına rağmen bana daha yakındı. Davranışları beni ya üzüyordu ya da mutlu ediyordu. Dün kalbimi kıracak sözler söylemişti bugün davranışlarıyla kalbimi onarmıştı. Kalbimi tek o kırabiliyordu ve tek o onarabiliyordu. Sonumuz ne olacak merak ediyordum. Barlas böyle davranırsa ben onu nasıl unutacaktım?

Başıma ağrı girince gözlerimi kapadım ve güzel günlerin gelmesini umarak uykuya daldım.

Bölümün sonu. Beğendiniz mi? Biraz bekledik o yüzden özür dileriz.

-Depo konusunda kim suçsuz çıkacak?

-Samet hakkında ne düşünüyorsunuz?

-Ece'yi kim kaçırdı?

-Barlas'ın dengesiz tavırları hakkında ne düşünüyorsunuz?

-BARAS?

-SAMAS?

Sağlıcakla kalın ve kendinize çok dikkat edin.😘

İg:psikozlarwattpad

♤♡◇♧

Continue Reading

You'll Also Like

193K 10.7K 63
İki Ajan akademisinin bazı nedenlerden dolayı birleşmesi ile öğrencilerin bütün düzeni alt üst olur. Kavgalar çoğalır ve rekabetler artar. ...
3.4M 201K 71
❝Seninle birlikteyken kendimi çok güvende hissediyorum, sanki evimdeymiş gibi.❞ Kleptomani hastası olan Naz, bu duruma bir çare bulmak için arkadaşın...
93.6K 7.6K 52
İyi bir tenis oyuncusunun mafyalık sınavından ikinci kez geçememesinin sebebi olan kızın gizemi, birbirlerine duydukları aşkın en ilginç şekilde yaşa...
909K 69.6K 56
Kitaplarına sığınmış yalnız bir kız, okuduğu kitabın içine çekilirse ve okuduğu kitabın ana karakter olursa geri gerçek dünyaya nasıl dönmeyi başarab...