PSİKOZLAR

By psikozlukdizboyu4

219K 12.6K 8.3K

Karanlık deponun içerisinde başlayan bir oyun. Sanki bir oyun masasında gibiydiler. Sadece Psikozlar vardı am... More

TANITIM
TANITIM 2
1.Bölüm ~KURTARICI MELEKLERİM~
2.Bölüm ~TOP~
3.Bölüm ~KAVGA~
4.Bölüm ~KAPAT HAYRİYE KAPAT~
5.Bölüm ~STALKÇI PİSLİK~
6.Bölüm ~SUSHİBA~
7. Bölüm ~BADANA KAVGASI~
8.bölüm ~KOMŞU ÇOCUKLARI~
9.Bölüm ~PİÇİZLER VE BOYALILAR~
10.Bölüm ~TEMİZLİK GÜNÜ~
11.Bölüm ~FOTOĞRAFLAR~
12.Bölüm ~ATARLI GENÇ~
13.Bölüm ~KIZGIN~
14.Bölüm ~PİÇİZLER GAY Mİ?~
15.Bölüm ~ORTALIK KARIŞIYOR~
16.Bölüm ~SARMA~
17.Bölüm ~İLİŞKİ DURUMU KARIŞIK~
18. Bölüm ~BOK BEYİNLİ~
19.Bölüm ~YENİ PİÇİZ DOĞUYOR!~
20.Bölüm ~SÜNGER BOB~
21.Bölüm ~BALON AŞKI~
22.Bölüm ~YANINIZDAKİ ÇOCUKLAR KİMDİ?~
23.Bölüm ~SAKIN UNUTMA BANA ACI ÇEKTİRMEYİ~
24.Bölüm ~KIZ İSTEME~
25.Bölüm ~ÖLÜM GİBİ HAFTA SONU~
TANITIM VİDEOLARI❤
26. Bölüm ~HASTAYIZ~
27.Bölüm ~HERŞEY YENİ BAŞLIYOR~
28.Bölüm ~BEKLENMEYEN~
29.Bölüm ~SENİ KORUMA DUYGUSU~
30. Bölüm ~İŞLER DEĞİŞİYOR~
31.Bölüm ~BÜYÜK SIR~
32.Bölüm ~ÇAĞAN'IN KIZI~
33.Bölüm ~ÇIKMA TEKLİFİ~
34. Bölüm ~SIRLAR AÇIĞA ÇIKIYOR~
Tanıtım Videoları 2 ~Sadece Kızlar~
Tanıtım Videoları 3 ~Sadece Erkekler~
DUYURU●SORU~CEVAP
35.Bölüm ~SENDEN NEFRET EDİYORUM~
36. Bölüm ~ANİ ÖLÜM!~
37.Bölüm ~HER ŞEY BİTTİ~
38.Bölüm ~YENİDEN Mİ?~
39. Bölüm ~NE OLUYOR BURADA?~
40.Bölüm ~SENİ SEVİYORUM~
MERHABA
41.Bölüm~NEDEN YA, NEDEN?~
42. Bölüm ~YILBAŞI~
43. Bölüm~ MAHŞERİN DÖRT KUŞU~
44.Bölüm ~ÖZGÜRLÜĞÜN 1. GÜNÜ~
45.Bölüm~UNUTMA SEANSI!~
46.Bölüm ~ATEŞ'İN İNTİKAMI~
47.Bölüm ~HIRKA~
48.Bölüm ~MASAL GİBİ~
49.Bölüm~OYUN BAŞLIYOR!~
50.Bölüm ~İNTİKAM~
51.Bölüm ~KİBRİT~
52.Bölüm ~PEMBE MEZARLIK~
53. Bölüm ~ KÜÇÜK BİR ÖPÜCÜK~
54. Bölüm ~ YANLIŞ YOL!~
55.Bölüm ~TATLI KÜÇÜK YALANLAR~
56.Bölüm ~OYUN MU? GERÇEK Mİ?~
57.Bölüm ~SIRLARLA DOLU ÖPÜCÜK~
58.Bölüm ~ÇIKIŞ KAPISI~
59.Bölüm ~ALKOL ETKİSİ~
60.BÖLÜM ~DUHAN AŞIK OLDU~
61.Bölüm ~GÜÇLÜ~
62.Bölüm ~DİKEN~
63.Bölüm ~OYUN~
64.Bölüm ~BEBEK GELİYOR!~
66.Bölüm ~2 ŞOVALYE,1 PRENSES~
67.BÖLÜM ~FİNAL~
DUYURU!
~Sorular~
~Cevaplar~
DUYURU!
~PSİKOZLAR 2 KESİT~

65.Bölüm ~İŞ BİRLİĞİ~

1.8K 150 144
By psikozlukdizboyu4

Asu Lina'dan...


Hocayı dinliyordum ama aklım bugünkü olacak sınavdaydı. Dün çalışmıştım matematik sınavına ama hala endişeleniyordum. Birinciydim ve böyle devam etmem lazımdı. Yanımda oturan Kumsal'a baktığımda not alıyordu, bazen de derin derin düşünüyordu. Yaşadıkları zordu. İki defa güvenmişti ve iki defa aldatılmıştı. Aldatılmak nasıl bir his bilmiyordum ama Kumsal'ı böyle gördükçe üzülüyordum. Tek Kumsal'ı değil Alesya ve Asena'yı da üzgün görmek istemiyordum.

Dün Cesur'un Halil Ersim'in çocuğu olduğunu ve Kıvanç'ın da arkadaşı olduğunu öğrendik. Etrafımızdaki herkes birbiriyle bağlantılıydı. Hayatımıza insan almaya korkar olmuştuk. Bora ve Kaan kimle bağlantılıydı? Boyalılar mı? Bence hayır. Buraya tekrar gelme sebepleri Kumsal'ın, bizim canımızı yakmak olsa da bunun altında başka bir iş vardı. Tek can yakmak değildi. Bu işin altında başka bir iş vardı. Berkan da ortalıkta yoktu. Tamamen kaybolmuşlardı. Arıyordum açmıyordu. Berkan'ın amacı neydi? Bizi koruması lazım iken ortalıktan kayboluyordu. Bizi kimse bu karanlık kutudan çıkarmıyordu.

Sınıfın kapısı açıldığında kafamı kitaptan kaldırdım. "Hocam sınav yerleri." dedi nöbetçi ve kağıdı Bekir hocaya verip çıktı. Dersin bitmesine bir kaç dakika kalmıştı. Heyecanlıydım. "Dikkatlice beni dinleyin. Tekrar okumayacağım." dedi Bekir hoca ve herkesin sınav yerlerini okudu. Benim sıram geldiğinde defterimin kenarından küçük bir kağıt kopartıp hocayı bekledim. "Asu Lina 12-C, 13. sıra." dediğinde Bekir hoca kağıda yazdım. Kumsal'a dönüp "Hangi sınıftasın?" dedim. "11-B." dediğinde dudağımı büzdüm. Aynı sınıfta değildik. Arkamı dönüp Asena ve Alesya'ya "Hangi sınıftasınız?" dedim. "12-A." dedi Alesya. "11-B." dediğinde Asena "Kumsal ile aynı sınıftasın Asena." dedim. Kumsal hızla arkasını dönüp "Bana kopya versene." dedi Kumsal Asena'ya bakıp. "Veririm." dediğinde Asena "Kimin kardeşi." dedi Kumsal gülerek.

"Beş dakika kaldığı için serbestsiniz." dediğinde Bekir hoca kızlarla konuşmaya başladık. "Cesur'u ne yapacağız?" dedi Kumsal. "Bilmiyorum ama bilgi almaya çalış. Belki telefonunda konuşurken önemli bir şey duyarsın." dedi Alesya. "Bazı sorular sor. Cevaplamasa da o soruyu daha çok bastır ve söylemesini sağla. Bizim için küçük bir bilgi bile bizi o kadar çok çıkış kapısına sürükler." dedim. "Bugün Cesur'dan bir şeyler öğren. Onla bir yere git. Eğer acil bir işim çıktı derse onu takip et. Yarın zaten ben hesap soracağım." dedi Asena. "Takip ederim de hesap soracağım derken? Anlamadım." dedi Kumsal şaşkınlıkla. "Kıvanç'a nasıl yaptıysak Cesur'a da aynısını yapacağız." dedim gülümseyerek. "Yine bir aksiyon." dedi Alesya heyecanla. "Senin adımın bile aksiyon. Sanki yaşadıklarımız normal şeyler." dedi Kumsal gülüp. "O da doğru ama böyle şeyler daha iyi. Cesur'u kaçıracak mıyız?" dedi Alesya merakla. "Hayır kaçırma yok. Parkta sıkıştıracağız ve bilgi alacağız." dedi Asena kaşlarını çatıp. "Bize bir şey söyler mi?" dedim kaşlarımı kaldırıp. "Kıvanç söylediyse Cesur her türlü söyler." dedi Asena. "Biraz zorlanacağız ama olsun." dedi Kumsal.

Zil çaldığında sınav yerime yani 12-C'ye gidip sırama oturdum. Sınavın kolay olmasını umuyordum. Yoksa düşük alabilirdim. Ne kadar ders çalışsam da aklım hep başka yerlere gittiği için odaklanamıyordum. Arkama Barlas oturunca ona baktım. Garip birisiydi. Ne yaptığı belli değildi. Piknikde bana Asena'ya davranışlarım yalan dedi. Bir insan bu kadar gerçekçi olamazdı. Eğer şu yaşadıklarımız olmasa Asena da beni seviyor derdi. "Ne oldu Asu?" dedi Barlas. Ona baktığımı fark etmişti. "Amacını, amacınızı anlamak istiyorum." dedim. "Bu sefer ne oldu?" dedi Barlas kaşlarını çatıp. "Hiç bir şey." dediğimde Barlas inanmamış gibi bana baktı. "Cesur'u önceden tanıyor muydunuz?" dedim. "Hayır. Neden?" dedi Barlas tek kaşını kaldırıp. "Berkan bizim okula gelmeden önce en son ne zaman gördün?" dedim. "En son Berkan kalpazanlıktan dolayı polise yakalandı. Ondan sonra da hiç görmedik." dedi Barlas. "Peki Berkan polise yakalandıktan sonra hiç Berkan'la ilgili araştırma yaptınız mı?" dedim. "Hayır hiç yapmadık. Berkan bizim okula gelince hepimiz şaşırdık. Beklemiyorduk. Bir de sizle arkadaş olmasını hiç beklemiyorduk."  "Anladım." dedim. Barlas bazen cidden anlayışlı birisiydi. Onla sohbet edebilirdin ama arkadaşıysan. "Bunları neden sordun?" dedi Barlas. "Cesur Berkan'ın adamı olabilir." dedim. Barlas kaşlarını çatıp "Siz cidden Berkan'ın adamı değil misiniz?" dedi Barlas. "Değiliz. Size hep anlatıyoruz ama güvenmiyorsunuz. Biz sadece Berkan ile arkadaştık. Sonra bizden sizle alakalı bir şey istediler biz de yaptık." dedim. "Peki hiç sorgulamadan, araştırmadan mı yaptınız?" dedi Barlas. Kafamı olumlu anlamda salladım. "Kendiniz kaşınmışsınız." dedi Barlas. "Pislik." dedim kaşlarımı çatıp. Barlas gülüp "Asena'nın arkadaşı olduğun belli oluyor." dedi. "Asena her yerde kendini belli eder." dedim. "Cesur konusuna gelelim. Neden böyle bir şüpheye atıldınız?" dedi Barlas. "Biraz sonra zil çalacak. Burası biraz uzun mesele. Zaten bu konuyu da size anlatmak zorundayız." dedim. Sonuçta Çağan'ın suçsuz olmadığını öğrenmiştik. "Merak ettim." dedi Barlas gülüp. "Diğer teneffüste öğrenirsin." dedim. "Bu arada Kaan ve Bora sizi hala rahatsız ediyor mu?" dedi Barlas. "Bizi değil ama Kumsal'ı rahatsız ediyorlar."dedim. "Akıllanmayacaklar." dedi Barlas ve arkasına yaslandı. Ben de zil çaldığı için önüme döndüm.

Barlas cidden iyi birisiydi. Neden kendini kötü gösteriyordu ki?

Hoca içeriye girdiğinde sınav kağıtlarını dağıtmaya başladı. Hoca kağıdı verdiğinde çözmeye başladım. Kolay sorulardı. Yüksek alacağıma emindim. Yanımda 12. sınıfa giden bir kız vardı. İkide bir arkasını dönüp Barlas'a sorular soruyordu. "Bu gece işin yoksa bana gidelim." dedi ve eteğini ucunu yukarı çekip pürüzsüz bacaklarını ortaya çıkardı. Barlas kızı takmadan sınavına odaklandı. Asena burada olsaydı kızı parçalayacağına yemin edebilirdim. "Niye cevap vermiyorsun yakışıklı?" dediğinde Barlas gözlerindeki soğuklukla kıza baktı. Kız yutkunup korkudan önüne dönünce kıkırdadım.

Zil çaldığında sınav kağıdımı hocaya verip sınıftan çıktım. "Asu bekle." Barlas seslenince durdum ve Barlas'ı bekledim. Barlas yanıma geldiğimde "Gidebiliriz." dedi ve yürüdü. Ben de onun yanında yürüdüm. "Burcu ile nasıl gidiyor?" dedim. "Normal." dedi Barlas. "Burcu ile çıkmana şaşırdım. Beklemiyordum." dedim. "Ben de beklemiyordum. Bir kaç kez konuştuk sonra ondan hoşlandığımı fark ettim." dedi Barlas. "Burcu'dan hoşlanıyorsun ama Asena'ya daha yakınsın." dedim tek kaşımı kaldırıp. "Sana piknikte neden yakın olduğumu söyledim." dedi Barlas. "Bazen cidden pezevenk oluyorsun." dedim kaşlarımı çatıp. "Ben boş yere pezevenklik etmem." dedi Barlas. Sınıfa girdiğimizde Barlas kendi arkadaşlarının ben de kendi arkadaşlarımın yanına gittim.

Sırama oturduğumda "Barlas ile aynı sınıfta mıydın?" dedi Kumsal. "Evet aynı sınıftaydım. Barlas'a sorular sordum." dedim. "Ne soruları?" dedi Asena kaşlarını çatıp. "Cesur'u önceden tanıyor musun diye sordum. Sonuçta belli ki Cesur da Berkan'ın adamı o yüzden sordum." dedim. "Tanıyor muymuş?" dedi Alesya merakla. "Tanımıyormuş. En son Berkan'ı kalpazanlıktan polis yakaladığında görmüşler sonra bir daha görmemişler. Berkan da Bizim okula gelince şaşırmışlar." dedim. "Olaylar gittikçe garipleşiyor." dedi Kumsal hayretle. "Berkan 3 sene önce yakalanmıştı. Şuan 18 yaşında 3 sene önce 15 yaşındaydı ve hapse girmedi?" dedi Asena soru sorar gibi. "Küçük olduğu içindir." dedim. "15 yaşında olsa bile giriyorlar." dedi Kumsal. "Demek ki polis yeterli kanıt bulamamış ya da para ile işten sıyrılmış olabilir." dedi Asena. "Olabilir." dedi Alesya düşünceli şekilde. "İnsan 15 yaşında neden öyle bu işlere bulaşır ki? Parası olmasa tamam derim ama babasının şirketi var. Durumları iyi. Neden böyle bir işin içine girdi ki?" dedi Alesya ve onaylamaz şekilde kafasını sağa sola sağladı. "Belki babası bu işleri yapıyordur ve öyle para kazanıyordur." dedim. "Eğer babası bu işleri yapıyorsa Berkan da devam ediyor demektir." dedi Asena sıraya bakıp. "Aklına bir şey mi geldi?" dedi Kumsal. "Babasını araştıracağım. Belki bir şeyler çıkar." dedi Asena. "Kumsal sen Cesur'dan bir şey öğrendin mi?" dedim. "Anlatmak için ben de seni bekliyordum." dedi Kumsal. "Anlat." dedim. "Sınavda aynı sınıftaydık ve konuşurken telefonu çaldı, sınıftan çıktı. Ben de arkasından gittim. Telefonda konuşurken 'Kızı iyi tutun. Elinizden bir daha kaçmasın.' dedi sonra da kapattı telefonu. Artık olay neyse baya sinirlenmişti." dedi Kumsal. "Ne kızı? Acaba hem Barış'ın hem de Cesur'un yanında olan kız mı?" dedim. "Bilmiyorum olabilir." dedi Kumsal. "Bir de kızlar. Şu araba olayını polislerle konuşalım. Sonuçta Çağan'ın suçsuz olduğunu öğrendik." dedim. "Bence de konuşalım." dedi Alesya gülümseyip. Çağan'ın ona çarpmamasına seviniyordu.
Kumsal piçizlere dönüp "Barış bir gelir misiniz?" dediğinde Piçizler ayağa kalkıp yanımıza geldiler. "Sıra çekin oturun." dediğinde Asena Piçizler bizim sıramızın olduğu yere sıra çekip oturdular.

"Ne oldu?" dedi Barış. "Doğukan nerede? O da gelsin." dediğinde Asena Doğukan sınıfa girip koşarak yanımıza geldi. Nefes nefese kalmıştı. Bir şey mi olmuştu? Doğukan piçizlerin yanına oturup bize baktı. "Ece nerede?" diye sordu Doğukan. Şaşırmıştım. Böyle bir soru beklemiyorduk. "Nerede olduğunu bilmiyoruz. Sadece şehir dışında olduğunu biliyoruz." dedi Alesya. "Doğukan bir sorun mu var?" dedi Kumsal endişeyle. "Ece dün beni aradı ama başkasının telefonuyla aradı. 'Doğukan bana yardım et.' dedi. Ben daha bir şey diyemeden telefon kapandı. Bir kaç kez aradım ama ulaşamadım." dedi Doğukan çaresizlikle. Korkudan ve endişeden gözlerimi büyüttüm. Ece niye Doğukan'dan yardım istemişti ki? "Ece'nin amacı ne? Bize 'Yarın oraya geleceğim. Size her şeyi anlatacağım' gibi şeyler söylemişti ama gelmemişti." dedi Kumsal kaşlarını çatıp. "Belki kaçırılmıştır." dedi Çağan "Kim kaçıracak ki kızı?" dedi Ateş. "Bir dakika!" dedi Kumsal ve gözlerini büyüttü. Hepimiz merakla Kumsal'a baktık. "Kızlar az önce Cesur konusunu konuştuk ya Cesur telefondan ne diyordu hatırladınız mı?" dedi Kumsal bize bakıp. Kumsal dediğinde aklıma dank etmişti. "Oha!" dedi Alesya şaşkınlıkla. "Ne oldu?" dedi Doğukan endişeyle. "Cesur telefonda konuşurken 'Kızı iyi tutun. Elinizden bir daha kaçmasın.' demişti. Ece'yi kaçıran Cesur yani Berkan ve çetesi. Ece dün kaçmış ve yoldan herhangi birinin telefonunu almış seni aramış sonra Berkan tekrardan Eceyi yakalamış." dedi Kumsal. Doğukan hızla ayağa kalktığında "Nereye?" dedi Çağan. "Cesur'un yanına." dedi Doğukan sinirle. "Cesur'un yanına gitme yarın gideceğiz ve hesap soracağız ama bugün değil." dedi Asena kaşlarını çatıp. "Bu Berkan'ın amacı ne?" dedi Barlas kaşlarını çatıp.

"Şimdi siz anlatın. Doğukan sen de sakin ol!" dedi Ateş. Doğukan yerine oturup bize baktı. "Alesya'ya Çağan'ın çarpmadığını öğrendik." dedim. "Niye bana söylemedin 'Alesya ben sana çarpmadım' diye? Niye suçu üstlendin?" dedi Alesya kırılmışcasına ve Çağan'ın omzuna vurdu. "Ben yapmadım desem bana güvenecek miydin? Hayır. Hem o an çok sinirimi bozmuştun." dedi Çağan. "Nasıl öğrendiniz?" dedi Barlas. "Asena kamera kaydına baktı ve kamera kaydı ile oynanmış olabilir dedi. Biz de oradan başladık." dedi Kumsal. "Alesya'ya araba çarptığında plaka ile arabanın sahibini bulduk ve onun yanına gittik. Araba sahibinin oğlu arabayı ondan almış ve arkadaşına vermişti." dedim.

Piçizler kaşlarını çatmış hayretle bizi dinliyordu. Güzel araştırmalar yapmıştık. Alesya'ya araba çarptığında o çarpan kişiyi bulup öldürmek istiyordum. "Araba sahibi Halil Ersim. Halil Ersim'in oğlu ise Cesur." dedi Asena arkasına yaslanıp. "Siz bu yüzden mi Cesur'dan şüphelendiniz?" dedi Barlas. Kızlar bana baktığında "Biraz sohbet ettik." dedim gülüp. "Hayır o yüzden şüphe etmedik. Dinleyin her şeyi sırayla anlatacağız." dedim. "Cesur'un babasından araba alıp verdiği kişi de Kıvanç Karanfil." dedi Asena. "Kıvanç Karanfil fidye suçundan yakalanmıştı geçen sene." dedi Ateş. "Tanıyor musunuz?" dedi Alesya şaşkınlıkla. "Hayır tanımıyoruz
Çevremiz geniş olduğu için duymuştuk." dedi Doğukan. "Biz de Kıvanç Karanfil'in yanına gittik." dediğinde Alesya Piçizler şaşkınlıkla bize baktı. "Siz baya aksiyona çevirmişsiniz hayatınızı." dedi Barış gülüp. "Sayenizde." dedi Kumsal göz devirip. "Nasıl konuşturdunuz Kıvanç Karanfil'i?" dedi Çağan. "Asena'nın planlarıyla." dedim gülüp. "Dövdünüz mü?" dedi Doğukan. "Onun gibi bir şey." dedi Kumsal. "Merak ettim planınızı. Anlatır mısınız?" dedi Ateş. "Kıvanç Black Bar'a hep gidiyor. Biz de oraya gittik. Yukarıda odalar var. Ben ve Kumsal yukardaki odalardan bir tanesine girdik ve sandalye, ip hazırladık." dediğimde "Olay gittikçe heyecanlanıyor." dedi Doğukan alayla. "Ben ve Asena da Kıvanç'ın yanına gidip Kıvanç'a yaklaştık ve kandırıp odaya götürdük. Sonra da Kıvanç'ı sandalyeye bağladık. Bir kaç kez vurduk konuştu." dedi Alesya gülümseyip. Alesya bitirdiğinde Piçizler ağzı açık bize bakıyorlardı. Aslında yaptıklarımız cidden büyük bir şeydi. Artık nasıl gözümüz dönmüşse hiç bir şeyi umursamıyorduk.

Çağan ve Doğukan alkışlarken bir yandan "Bravo!" diyordu Doğukan. "Siz neymişsiniz be!" dedi Barış hayretle. "Kıvanç'ın Black Bar'a gittiğini nereden biliyordunuz ve aynı zamanda o saatte orada olacağını?" dedi Barlas. "Asena her şeyi halletti." dedi Kumsal. "Asena bilgisayarını bir günlüğüne bana versene." dedi Doğukan şirince. "Versem bile uygulamaları bulmazsın." dedi Asena sırıtıp. "O bilgisiyarla kız dünyayı yok eder." dedi Çağan gülüp. "Biz de Çağan'ın suçsuz olduğunu öyle öğrendik." dedi Alesya Çağan'a bakıp. "Ben bir insanı öldürmek istesem o an öldürürüm. Hiç böyle oyunlara girmem." dedi Çağan. "Peki Alesya'ya çarpan kim?" dedi Ateş. "Araf çarpmış." dedi Kumsal kaşlarını çatıp. "Kıvanç ne alaka o zaman?" dedi Doğukan hayretle. "Berkan yakalanmamak için Kıvanç'ın araba bulmasını söylemiştir. Kıvanç da Cesur'a söylemiş öyle ayarlamışlar arabayı. Eğer Berkan kendi arabası ile Alesya'ya çarpsaydı direk yakalanırdı." dedi Asena. "Döngüye bak. Aslında baya akıllı düşünmüşler." dedi Ateş. "Ama karşı tarafta onlardan daha akıllı birisi olduğunu unutmuşlar." dedi Barlas Asena'ya bakıp. Doğrusu etkilenmiş gibiydi. "Asena sana da helal olsun." dedi Ateş. "Peki Cesur'u nasıl öğrendiniz?" dedi Çağan. "Biz dün kafeye gittik. Cesur ve Kıvanç birlikte konuşuyorlardı. Şüphemiz o yüzdendi. Artık şüphe değil kesinlikle Berkan'ın arkadaşı ya da adamı." dedi Alesya kafasını olumsuz anlamda sallayıp.

"Kumsal bugün Cesur'la bir yerlere git. Bir şey öğrenmeye çalış." dedim. "Öyle yapacağım zaten." dedi Kumsal. "Teneffüs çaldığından beri Cesur'u görmedim. Nerede acaba?" dedim. "Pis işlerini hallediyordur." dedi Alesya. "Neden Kumsal Cesur ile bir yere gidiyor? Siz gidin." dedi Barış kaşlarını çatıp. Kıskanmıştı. Sanırım Barış'ın kıskançlıkları açısından eskiye dönüyoru. "Kızları ne karıştırıyorsun? Kumsal gidiyorsa gitsin." dedi Ateş. Onlar tartışırken biz gülüyorduk. "Kumsal Cesur ile sevgili. O yüzden Kumsal gidiyor." dediğinde Asena iki üç saniye bir sessizlik oldu ama bu sesizliliği Barış bozdu. "Ne?!" dedi Barış kaşlarını çatıp. "Cumartesi günü Cesur ile çıktım. Pazar günü de beni aldattı ama bunu kendisi benim bildiğimi bilmiyor. Onu kullanacağım o nasıl kullandıysa. Aldatıldım yine, harika!ama bu sefer yanına kalmayacak." dedi Kumsal sinirle ve gözleri sulanmıştı. Bazı şeyler çok fazla üst üste gelmişti ve bu onu yıpratmıştı. Kumsal çok duygusal bir kızdı. Filmde birisi ağlasa o da ağlamaya başlıyordu. Barış'ın yüzü düşmüştü. Kumsal'ı böyle görmek istemiyordu. Hoş! Aslında o da Kumsal'ı aldatanlardandı. Barış kendi elini Kumsal'ın masadaki elinin üstüne koyduğu sırada Kumsal elini hemen çekmişti. İstemiyordu. "Barış?" dedi Asena kaşlarını çatıp. Barış ellerini Kumsal'dan çekip Asena'ya baktı.

"Kumsal cumartesi günü senin yanında bir kız gördü. Kumral saçlı bir kız. Bu kızı dün biz kafede Cesur'un yanında gördük. Kız sizinle mi?" dedi Asena kaşlarını çatıp. "Biz de anlatalım o zaman?" dedi Ateş Barlas'a bakıp. Barlas derin nefes alıp verdi ve bize baktı. "Berkan'ı bulmaya çalışıyoruz ama hiç bir yerde bulamıyoruz. En son Berkan'ın telefon kayıtlarına baktık orada Cesur'u gördük. Sonra da bizim yakın bir dostumuz yani sizin gördüğünüz kızdan yardım istedik. O da Cesur'dan bir şeyler öğrenecek. Onların tarafındaymış gibi gösterecek kendisini ama onların tarafında değil." dedi Barlas. "Berkan nerede peki?" dedi Alesya. "Hepsi Ankara'da." dedi Barlas. "Bir dakika! Berkan Ankara'da ise Ece de oradadır." dedi Doğukan. "Zannetmem." dedi Asena. "Niye ki?" dedim. "Kaçırdığı kızı kendi yanında mı tutacak?" dedi Asena. "Asena haklı. Ece Ankara'da değil." dedi Barlas. "Barış o gördüğüm kızla aranda ne var?" diye sordu Kumsal. Sabahtan beri meraktan ölmüştü. Dayanamadı sordu. "Hiç bir şey yok. Sadece yakın arkadaşımız." dedi Barış gülüp. "O zaman seni niye öptü?" dedi Kumsal kaşlarını çatıp. "Bir şey istemişti ben de aldığım için teşekkür maskatlı öptü. Sen onu da mı gördün?" dedi Barış alayla. "Dalga geçme!" dedi Kumsal kaşlarını çatıp. "Tamam." dedi Barış sırıtıp.

"Depo olayı da mı çözülse artık?" dedi Alesya bıkkınlıkla. "Kendiniz çözün." dedi Ateş. "Ne kadar da inatçısınız." dedim kaşlarımı çatıp. "Kimin suçlu olduğu belli ve son depo olayı kaldı. Piçizler bize depo ile alakalı bir şey dese doğru olduğunu nereden bileceğiz? En iyisi kendimiz çözmek." dedi Asena. "Suçlu kim? Berkan mı?" dedi Alesya. "Bütün oklar Berkan'a çıkıyor. Her bir sorunu çözdüğümüzde Berkan'ın pis işleri çıkıyor. Kısaca kesinlikle Berkan'ı hayatımızdan atacağız." dedi Asena. "Asena doğru söylüyor. Berkan'ı hayatımızda daha fazla tutamayız. Ne kadar tutarsak o kadar bizim için zararlı olur." dedim Asena'ya hak verip. "Peki bunlar ne olacak?" dedi Alesya Piçizleri gösterip. "Depo olayını araştıracağız. Eğer suçsuz çıkarlarsa onlara güvenebiliriz. İsterlerse hayatımıza da girebilirler." dedi Asena gülerek. "Biz bence sizin en başından beri hayatınızdayız." dedi Ateş bilmişlikle.

"Çok konuşuyorsun." dedim Ateş'e bakıp.

"Yarın çıkışta Cesur'u konuşturalım?" dedi Barlas. "Hep birlikte mi?" dedi Alesya şaşkınlıkla. Ben de şaşırmıştım. İlk defa birlikte bir iş yapacaktık. Peki güvenebilir miydik? Sanki Piçizler'e güvenmiştim. Suçsuz onlar çıkacak gibi duruyordu. "Evet hep birlikte." dedi Barlas. "Piçizler ve Psikozlar iş başında." dedi Kumsal gülerek. Kumsal'ın dediğine hepimiz güldük. "İlk defa birlikte bir iş yapacağız." dedim. "Cesur konuşur kesin. Konuşmama şansı yok. Asena'yı görmesi yeterli." dedi Alesya. "Ben Asena Eda Sert'im. Korkması normal." dedi Asena dalga geçip. "Cesur sizi burada görmeden gidin. Yoksa şüphelenir." dedi Alesya. "Alesya haklı." dedi Barış. "Ece ne olacak? Onu nasıl bulacağız?" dedi Doğukan. "Benim de aklım sabahtan beri Ece'ye gidiyor." dedi Alesya üzgün sesiyle. "Benim de. Acaba kötü bir şey yapmışlar mıdır?" dedi Kumsal endişeyle.

Eceyi cidden seviyorduk. O da bizim yakın arkadaşımızdı. Onla az eğlenmemiştik. Merak etmemiz doğaldı. "Ece konusunu biz hallederiz. Siz o konuya girmeyin. Siz sadece olayları çözün." dedi Ateş ve Piçizler bizim yanımızdan kalkıp kendi sıralarına geçti.

"İlk defa onlarla bu kadar düzgün konuştuk." dedim. "Evet." dedi Kumsal. "Aslında hiç bir şeyi çözmeden devam edebiliriz ama Piçizler'i hayatımızdan atmak istemiyoruz. Bir yandan da onlara güvenebilir miyiz? Bilmiyoruz. O yüzden bu kadar uğraştık. Sadece kime güvenebiliriz? Kim bizi koruyabilir? Bütün çabalarımız bunun için." dedi Asena derin nefes alıp. "Aynen öyle. Kime güveneceğimizi bilmiyoruz. Ateş'i hayatımdan çıkarmak istemiyorum." dedim çaresizce. "Hiç birimiz çıkarmak istemiyoruz." dedi Alesya dudağını büzüp. "Böyle giderse çıkarmayacağız." dedi Asena. "Nasıl yani?" dedi Kumsal şaşkınlıkla. "Berkan bütün olaylarda suçlu. Depo olayında da Piçizler suçsuz çıkacak ve depo olayının altında da başka bir şey yatıyor." dedi Asena. "Berkan suçlu direkt. O kadar yaptıklarından sonra ona geri dönemeyiz. Bir de Alesya'ya bilerek çarptılar." dedim sinirle. "Diyelim biz Piçizler'i hayatımızdan çıkarmadık. Peki onlar kabul edecek mi? Kumsal Barış'ı sevdiği gibi Barış Kumsal'ı sevecek mı? Yoksa sadece arkadaş mı olacağız?" dedi Asena. "Orasını biz de bilmiyoruz ama arkadaş kalırsak iyi arkadaşlıklar edinmiş oluruz." dedim.

"Benim aklım hala Cesur'da." dediğinde Kumsal "Niye?" dedim. "Cesur'un buraya gelme amacı demek ki Berkan yüzünden." dedi Kumsal. "Bence de." dedi Alesya kaşlarını çatıp. "Berkan burada olamadığı için Cesur'u gönderdi. Neler olup bitiyor öğrenmek için." dedi Kumsal. "Tek Cesur'u göndermedi." dediğinde Asena hepimiz şaşkınlıkla Asena'ya baktık. "Başka kim var ki?" dedi Alesya şaşkınlıkla. "Bence bu işin içinde Bora ve Kaan da var." dedi Asena. "Oha!" dedim.

Sınıfa hoca girdiğinde "Sonra konuşuruz." dedim ve ben ile Kumsal önümüze döndük. Hoca ders anlatıyordu ama derse odaklanamıyordum.

Teneffüs çok çabuk bitmişti ve bir sürü olaylar çözülmüştü. Cesur, Berkan ve Ece olayı çözülmüştü. Cidden Ece nerede? Ece'yi niye Berkan kaçırmıştı ki? Ya da Berkan değil de tek Cesur mu kaçırmıştı? Bir de Bora ve Kaan vardı. Asena'nın dediği gibi Bora ve Kaan da mı Berkan'a çalışıyordu?

Eve geçtiğimde kendimi yatağıma attım. Bugün baya yorulmuştum. Ruhsal olarak. Konular birbirine girmişti ve üstelik yarın sınav vardı. Bugün Piçizler'le plan yapmıştık ve bunu yarın okul çıkışında Cesur'a uygulayacaktık. Okul çıkışında Kumsal Cesur ile bir kafeye gidecekti. Asena da kafenin kamera kaydına girip Kumsal ve Cesur'u izleyecekti. Cesur Kumsal'a bir şey yapar diye korkuyorduk. O yüzden Asena onları izleyecekti. Asena'nın işi cidden zordu. Neden bütün işleri kendisine yükleyip kendini yoruyordu ki? Bizi hep yormamaya çalışıyordu.

Ateş gözümün önüne gelince gülümsedim. Onu çok seviyordum. Bazen kalbime hakim olamıyordum. Onun yanına gidip 'Seni seviyorum.' dememek için kendimi zor tutuyordum. Ona sarılmak istiyordum Her geçen gün bu istek daha da artıyordu. Ona sımsıkı sarılmak ve hiç bırakmak istemiyordum. Onu hangi ara bu kadar sevdiğimi bilmiyordum ama sevdiğimden pişman değildim. Aklıma bana yaptıkları geldiğinde sinirleniyordum ve onu o an öldürmek istiyordum ama onun o yüzünü gördüğümde bütün sinirlerim uçup gidiyordu. Aşk böyle bir şeydi demek ki.

Ne kadar sinirlensen de, ne kadar nefret etsen de aşk bunun üstesinden geliyordu ve gözünü kör ediyordu. Aşk sadece sevgi, kıskançlık ve özlem duygusu bırakıyordu. Bütün olaylar çözüldüğünde Ateş suçsuz çıkarsa ne olacaktı? Onu seviyordum. O beni sevecek miydi? Yoksa arkadaş mı olacaktık? Ateş ile arkadaş olmak istemiyorum. Onun kalbinin sahibi ben olmak istiyorum. Onun yanında olmak istiyorum ve eğer suçsuz çıkarsa yanımda olması için elimden geleni yapacağım.

.........

"Orangutan Asu versene çikolatamı." dedi Kumsal fısıldayarak. Sabah Kumsal geç kalmıştı her zaman ki gibi. Elinde de bir çikolatayla gelmişti. En sevdiği çikolatayla hemde. Hoş(!) Kim çikolatayı sevmezdi ki? Ben de tabii ki çikolatasını elinden alıp Kumsal'ı sinir etmeye karar vermiştim. Sinir etmek hoşuma gidiyordu. Hoca olduğu için bağırıp çağıramayan Kumsal bana 'Senin birazdan ağzınla başka yerlerin yer değiştirecek.' bakışkarını hiç çekinmeden atıyordu. Kumsal son kez sabır dileyerek "Asu'cum, güzel arkadaşım, canım arkadaşım, balım daha da sayarım ama aklıma gelmedi şimdi. Hadi ver şu çikolatamı." dedi zorla gülümseyerek. "Daha çok beklersin."dedim ve yan tarafta çikolatanın paketini açtım. Tam ağzıma götürüyordum ki Kumsal üzerime van kedisi gibi atlamıştı. Ateş bizi görüp bağırmaya başlamıştı. "Oha kavga var!" dedi. Hoca bizim olduğumuz yere gelmeye çalışıyordu ama kalabalık çoktan toplanmıştı.Onları ayırmaya çalışırken Kumsal ve ben ise yerde debeleniyorduk. Alesya'nın sesini duymamla şoka girmiştim. "Bahisler açıldı arkadaşlar, Asu diyenleri veya Kumsal diyenleri alayım."dedi. Cidden bir kaç kişi ona ismini yazdırmaya
gelmişti. Fırsatçı! Asena Alesya'nın kafasına geçirip "Sen de iki dakika bir rahat dursana kızım ya!" dedi gülerek.

Asena eğilip bizi ayırırken Kumsal'a gülerek çikolatasının yarısını ısırıp verdim. Saçımız başımız dağılmıştı. Etrafımızda toplanan kalabalık dağılırken biz de sıramıza geçmiştik. Alesya öfkeyle soluyup "Kızım niye ayrılıyorsunuz ya! Ne güzel para kazanacaktık." dedi dalga geçerek. Asena "Ben sana şimdi çok güzel bir yumruk kazandıracağım Alesya!" dedi dalga geçer bir tonla ikisi de bizimle dalga geçiyorlardı. "Aa Asena öyle deme sonra biz de Kumsal ve Asu gibi yerlerde yuvarlanırız mazallah."dedi. Asena ve ikisi karınları ağrıyana kadar gülmüşlerdi. Kumsal ise çikolatasını yiyerek ikisini takmamayı seçiyordu. "Gülün siz gülün! Hıh!" dedim trip atarak. 2 saniye bile dayanamazlardı.

Alesya hemen yumuşayıp "Oyy! sen kızdın mı bakayım? Bak bir daha olsa bir daha yaparım orası ayrı ama sen kızma tamam mı?" dedi gülmeye devam ederken. Ateş benim olduğum tarafa dönerek "Asu dövüşlere başladığını bilmiyordum?" dedi gülerek. "Evet, iyi oldu öğrenmen. Dayak yemekten korkarsın artık." dedim göz devirerek. Ateş alayla "Uu! Çok korktum. Asu hanım beni cırtlak sesiyle ancak yere serebilir anlatabildim mi?" dedi yanındaki Doğukan'ı dürtüklerken. Doğukan ona bakarak "Komik değil." dedi. Alesya ağzıyla random atınca ona bakmıştık şaşkınlıkla. Asena gülerken artık kızarmıştı. Ben öyle bir kahkaha atmıştım ki önümdeki kız bile sarsılmıştı. Gülmeyi özlemiştim!

Ağzıyla random atan Alesya ile Doğukan havadan bir beşlik çakmışlardı. Doğukan Ateş'i dürterek "Bak işte bu komikti." dedi gülerek. Ders böyle böyle geçerken tenefüs zili çalmıştı. Kızlarla bahçeye çıkıp bir çardağa yayılmıştık. Piçizler de yanımıza gelmişlerdi. Çağan gülerek "Alesya Allah rızası için ağzınla random atmayı nasıl öğrendin?" dedi yanına otururken. Diğerleri de oturmuştu. Yanıma oturan Ateş'e çevirmiştim kafamı o da çevirince bir an burunlarımız çarpmıştı. İçimdeki heyecan tekrar gün yüzüne çıkarken o an tek Ateş'in suçsuz olmasını dilemiştim. Yine eskisi gibi olalım. O benimle uğraşsın ben onunla. Suçsuz olduğunu öğrendiğimde gerçekten arkadaş olabilecek miydik? Merak ediyordum doğrusu. Affallamış olduğum durumdan sıyrılıp kafamı Alesya'ya çevirdim. "Ee! Bizim de kendimize ait yöntemlerimiz var Goril Bey." dedi Alesya sırıtıp havalı bir şekilde arkasına yaslanırken. Asena havasını bozarcasına "Acaba o yöntemlerinizi kendinize saklasanız? Olmaz mı?" dedi.


Alesya ağzıyla olumsuz karşıladığını belirten bir ses çıkararak "Olmaz." dedi. Barlas "Her neyse bugün Cesur'u mutlaka konuşturalım."dedi. Asena "Merak etme. Konuşmaktan başka çaresi olmayacak." dedi dik dik karşısındaki tahtaya bakarken. Barış "Berkan'larla ilgisi varsa ne yapacağız?" dedi. "Önlem alacağız. Sizi bilmem ama biz hayatımıza aldığımız kişilerden hep kazık yiyoruz. Cesur da bu kazıklardan biri olmadan engelleyeceğiz. "dedi Alesya. "Alesya haklı. Başka bir olay sadece başımızı ağrıtır ve engel olur." dedim. Kumsal "Cesur'u sıkıştırana kadar yanyana gözükmesek iyi olur." dedi.

Ateş "Kız haklı beyler, kalkın gidelim." dediğinde Piçizler yavaş yavaş kalkmaya başlamışlardı ama pek kalkmak ister gibi bir halleri yoktu. Tam gideceklerken Burcu ve Sıla bizim olduğumuz taraflara gelmişlerdi. Alesya ve Asena'ya baktığımda kasılmaya başladıklarını gördüm. Asena'nın kulağına eğilip "Saçma sapan bir şey yapmayın ya da yapın vazgeçtim. Bu ara elim de çok pis kaşınıyor zaten." dedim. Asena sırıtıp "Benim umrumda değil ama Alesya için aynı şeyi söyleyemem." dedi kısık bir sesle.

Burcu "Sevgilim, neden yanıma gelmiyorsun? Bütün teneffüs bu kızların yanında mıydın? Asena sen artık bıkmadın mı Barlas'ın peşinde dolanmaktan?" dedi alayla. Şeytan diyor al birini vur ötekine. Asena sinirle kalkarak Burcu'nun yanına gitti. Biz de otomatikman kalkarken yanına yaklaştık. Asena Burcu'nun kolunu hafif sıkarak "Beni sakın kendinle karıştırma!" dedi kaşlarını çatarak. Burcu huysuzca "Bırak kolumu acıyor!" dedi. Barlas Asena'yı çekerken "Sevgilimi rahat bırak Asena. Doğru söylüyor. Sıkılmadın mı?" dedi. Asena derin bir nefes verip gözlerini kapattı ve "Sevgilin umrumda değil. Çok önemsiyorsan götünden ayrılma Burcu tamam mı? Ayrıca o sevgiline de söyle bu kadar sıkıldıysa yanımıza gelmek zorunda değil." dedi alayla ve arkasını dönüp okula doğru hızlıca yürüdü. Burcu'dan "Haa!?" diye bir ses çıkarken kendimi gülmemek için zor tuttum. Kumsal peşinden giderken Alesya'ya baktım. Çardağa yaslanmış Çağan'a yanaşmaya çalışan Sıla'ya bakıyordu. Yüzünde hiç bir duygu yoktu. Bizim Alesya'ya ne olmuştu? Alesya umursamayarak yanıma gelince "Hadi gidelim."dedi omuz silkinerek.

"Bir şey yapmadın?" dedim şaşkınca. "Umursamıyorum. Artık Çağan'ın kendi tercihine bıraktım. Yanımda olmak istiyorsa ne yapacağını kendi de biliyor." dedi. Çağan bunu yapabilirdi evet ama Sıla denen kızın buna izin vereceğini pek sanmıyordum. Yakasından düşmüyordu. "Çağan yapar ama bazı güçler de engelleyebilir haberin olsun." dedim. "Çağan'ın Sıla'dan hoşlanmadığını biliyorum. Bu yüzden içim rahat. Sıla'yı her seferinde dövmekten yoruldum. Ayrıca böyle yaparak hiç bir yere varamıyoruz. Bırakalım da kız artık kendi anlayarak yakamızdan düşsün." dedi.

"Sen bilirsin." dedim. Kafası karışık olduğu için bir şey yapmadığına yemin edebilirdim. Çağan'ın ne yapmaya çalıştığını anlamak istiyor gibiydi. Ben onun yerinde olsam dayanamayıp saldırırdım ki Ateş kızlardan bir saniye bile uzak duramayan çapkın birisiydi. Aklıma gelince sinirlerim oynamıştı. Sınıfa geldiğimizde Kumsal ve Asena oturmuş gülüşüyorlardı. Yanlarına geçmiştik. Asena "Neredesiniz kızım siz?" dedi. "Bahçeden anca gelebildik." dedi Alesya sinirli bir nefes verirken. "Hayırdır?" dedi Kumsal. "Çok hayır çok! Sıla ve Burcu eksikti tam oldu şimdi." dedim. Asena kafasını camdan dışarı çevirirken Kumsal ve Alesya'ya döndüm. "Asena cidden Barlas'ı unutmaya başlamış gibi değil mi? Burcu'yu dövmesini bekledim ama bir şey yapmadı." dedim. Kumsal olumsuzca kafasını sallayıp "Üzülmekten başka bir işe yaramıyor." dedi. Alesya "Barlas'ı unutması için aklına birisini mi soksam acaba?"dedi. Kumsal "Söz konusu Asena yalnız farkındaysan. O iş o kadar kolay değil." dedi. "Benim için kolay bebek. Ben Alesya Korkmaz'ım. Çözemediğim ilişki sorunu yoktur."dedi ve göz kırptı. "Kendi ilişkisi hariç." dedim ve Kumsal'la gülmeye başladık. "Hıı! Çok komik. Gülün siz gülün. Asena'nın aklına birini sokunca kim daha iyi gülecek göreceğiz." dedi.

Asena kafasını aniden bize çevirirken hoca da sınıfa girmişti. "Benim aklıma ne sokuyormuşsunuz?" dedi şüpheyle. Alesya ona dönüp "Dur, anlatacağım şimdi sana ne sokacağımı." dedi sinsice gülerek. Sinsi Salvador işte. Klasik Alesya. Sırama oturunca ders kitaplarımı çıkardım ve pür dikkat hocayı dinlemeye başladım. Derslerime asılmalıydım. Okul birinciliği kolay kazanılmıyordu ya da böyle aptallarla dolu bir okulda çok zor değildi vazgeçtim. Dikkatim bir anda Ateş'e kaymıştı. Derin bir nefes verip ona bakmaya başladım. Çok yakışıklı birisiydi ve her kızı kolayca elde edebilecek bir cazibesi vardı. Bazen neden böylesine kendini çok beğenen birisini sevdiğimi düşünüyordum. Ben ciddi olamayan,olmayı da sevmeyen bir kızdım -yeri gelince başka tabii-. Ateş işe benim karakterimin tam tersi birisiydi. Belki de bu yüzden bazen onunla anlaşamıyorduk.

Ona karşı hislerim depo olayından sonra ortaya belirgin olarak çıkmıştı. Berkan'la sevgiliyken cidden aklım neredeydi diye düşünüyordum. Ateş beni seviyor muydu bilmiyorum ama benimle oynadığını düşünüyordum. Barlas'ın söylediklerinden sonra Piçizler'in hepsinin bize karşı oynadığını düşünmeye başlamıştım. Çağan'ın bize çarpmadığını öğrendiğimizde ise bu düşünce uçup gitmişti. Çünkü bize sürekli oyun oynuyorlardı. Yani bizim duygularımızla oynadıklarını söylerken aslında bize akıl oyunu yapıyorlardı. Çünkü onlar da belli etmekten korkuyor olabilirlerdi. Bu sadece bir olasılıktı.

Düşüncelerimi bölen şey hocanın ısrarcı sesiydi. "O zaman bu soruyu bizim için Asu cevaplar." dedi. Ben "Ha?" derken Ateş sırıtarak bana döndü ve "Arkadaş biraz dalmış sanırım hocam. Bir su falan mı atsak yüzüne? Aa! Durun ya da vazgeçtim. Direk beni atın kendisi onu ister zaten." dedi ve göz kırparak bana alayla baktı. "Hocam! Ateş arkadaşımız da yüzüne yumruk atmamı istiyor bence değil mi? Kırmayalım onu ne dersiniz?" dedim kaşlarımı çatarak ona bakarken aynı zamanda tüm sınıftan laf soktuğumu belli eden sesler çıkıyordu. Ateş bir tarafıma benzer bir şekilde kalırken hoca "Kes zevzekliği tamam! Susun!" diye bağırarak sınıftaki boş muhabbeti durdurmuştu.

Teneffüs zili çalınca kızlarla kantine inmiştik. Kumsal hariç. O Cesur'un yanındaydı. Çıkışta bir yerlere gidelim bahanesiyle onu avlayacaktı. Yoksa başka türlü elimizde tutamazdık. Böylesi en azından beklemediği bir şey olurdu. Açıkçası yorucu bir gün olmaya başlamıştı. Daha asıl kısma gelmemiştik bile. Hepimiz tostlarımızı yerken konuşmaya başladık. Alesya merakla "Cesur'a ne soracağız?" dedi. Asena "Berkan'la ne alakası olduğunu öğrenmemiz bizim için yeterli." dedi ve tostunu yemeye devam etti. "Amacını da öğrenelim bence." dedim. Asena "Merak etmeyin. Orada her şey hallolacak. O da köpek gibi bütün sorulara cevap verecek. Çünkü ona başka şans tanımayacağım." dedi kaşları çatık bir şekilde. "Piçizler birden konuyla çok ilgilenmeye başladılar. Acaba onları karıştırmasa mıydık?" dedim. Alesya "Bence karışmaları iyi oldu. Aramızda ki güven problemi biraz olsun düzelebilir. Ne kadar yaklaşırsak o kadar iyi Asu." dedi tostunu ısırırken. "Orası öyle fakat depo konusu çok sakıncalı bence. Piçizler'in suçlu olma oranı cidden azaldı ama yinede dikkatli olmamız gerektiğini söylüyor içimden bir ses."dedim. Asena "Merak etme. Barlas'ı az çok tanıyorsam eğer saçma bir şey yapmaz. Bu konuyla bu kadar ilgilenmeleri de şüphelendirdi zaten beni." dedi. Alesya "Nasıl yani?" dedi. Asena "Görmüyor musun? Farkında olmadan çözelim diye yardım ediyorlar bize. Ya suçsuz olduklarını kanıtlamaya çalışıyorlar ya da suçluyuz bunu artık görün demeye çalışıyorlar. Tabii bana sorarsan, suçluluk oranları az." dedi.

Barış "Psikozlar, Kumsal nerede?" derken yanımıza bütün Piçizler gelmişti aralara sıkışıp oturmuşlardı. Derin bir nefes verip "Cesur'la beraber işte çıkışta yanımıza gelsin diye plan yapıyorlar." dedim. Barış "Niye sizden biri olmadı ki? Sürekli Kumsal bu işlere girişiyor. Alesya veya Asena yapsaydı." dedi. Barlas ve Çağan hemen öksürmeye başlayınca şüpheyle onlara baktık. Çağan sinirle "Ne alakası var lan? Olmaz öyle şey tabii ki." dedi. Alesya'ya baktığım da kendini gülmemek için zor tutuyordu. "Neden olmasın Çağan?" dedi Alesya. Çağan kaşlarını çatarak "Kızım, saçma saçma konuşmasana. Ne kadar meraklısın macera aramaya." dedi. Alesya "Sana ne be? Ben ne istersem onu yaparım." dedi Alesya inatla. Çağan "Öyle mi? O zaman bende ne istersem onu yaparım." dedi. Alesya afallarken "Ne gibi şeyler mesela?" dedi. "Bilmem, istediğimi öperim, istediğimle sevgili olurum, istediğimle sarılırım. Hem sana ne?" dedi Çağan ve sırıttı. Bu sefer Alesya kaşlarını çatmıştı. Bu suratı biliyordum. Pençelerimi çıkarıyorum hazır ol bakışıydı. "Git yap o zaman umrumda değil." dedi. İkisi de "Hıh!" yaparken Asena'yla gülmemek için kendimizi zor tuttuk. Doğukan "Ya! Dert ettiğiniz şeye bak. Biz Ateş'i karı kılığına sokardık." dedi. Ateş şaşkınca ona bakıp "Lan ne oluyor? Saçmalamayın." dedi. Doğukan gülerken Ateş "Çocuk gibisiniz yemin ediyorum." dedi ve göz devirdi.

"Senden daha çocuk değillerdir. Ne istediğini bilmeyen kişilik." dedim. Ateş "Ben mi ne istediğimi bilmiyorum? Asıl sen bilmiyorsun be! Berkan'la sevgili olmalar sonra başka erkekler. Önce sen kendine bak." dedi. "Ben Berkan'la isteyerek ve severek sevgili olmuştum yalnız? Ne İstediğimi bilirim ben merak etme." dedim. Yüzümü ona döndürürken yine sabah ki yakınlıktaydık. Ateş sessizce gözlerime bakarken "Beni sever miydin peki?" dedi. Derin bir nefes alıp gözlerine baktım. Bu söyleyebileceğim bir şey değildi. "Bilmem, belki." dedim. Şimdi burada gözlerine bakıp seni seviyorum desem her şeye gözümü yummuş olacaktım be Ateş!

Asena olaya açıklık getirmek istercesine "Evet, ben ya da Alesya da gidebilirdik ama çocuk ilk Kumsal'a yaklaştı Barış. Bizim yapabileceğimiz bir şey yok." dedi. Barış inatçı bir şekilde küfür savurarak "Bu okul da daha kaç tane çocuğu yumruklamak zorunda kalacağım acaba?" dedi. Biz kıkırdarken Asena "Kumsal'a karışmayı artık bırakmalısın. Sevmiyorsan oyalama." dedi ve bizi şok etti. Barış bile şaşırmıştı beklemiyordu. "Sevmek mi?" dedi afallamış bir şekilde. Asena "Evet, sevmek Barış. Sevmiyorsan karşısına çıkıp söyleyemiyorsan ve onu üzüyorsan, hayatına karışmaya hakkın da yok demektir."dedi. Bunu derken Barlas'ın gözlerinin içine bakıyordu. Barış'ın düşünceli bir hali var gibiydi. Bir şey söylememişti.

Kumsal kantine girerken "Selam!" dedi. Gülümsüyordu ve yanımıza sandalye çekip oturdu. "Ne yaptın?" dedi Barlas. "Hallettim ,bugün okul çıkışında yanda ki parkta olacağız. Biz önden gideriz. Siz de arkamızdan gelirsiniz kıstırırsınız." dedi. Hepimiz onaylar mırıltılar çıkarırken "Güzel, o zaman okul çıkışı Psikozlar ve Piçizler iş başında."dedim. Ateş şaşkınca "Piçizler?" derken. "Sizin adınız ya işte."dedim. Kaşlarını çatarken "Allah'ım yarabbim sen bizi nelerle sınıyorsun?" dedi Ateş ellerini yukarı kaldırıp açarken. Hepimiz ona gülmüştük.

Sonun da okul çıkışı gelince Piçizler'le gözükmeden çıkmıştık. Olabildiğince çaktırmamaya çalışıyorduk. Kumsal ve Cesur önden gitmişlerdi. Okul bahçesinden çıktıktan sonra Piçizler'le kapının önünde buluşmuştuk. Barlas "Büyük ihtimalle sorulara cevap vermemek için biraz çabalayacak. O sıra da yaptığımız şeylere karışmayın siz." dedi kaşları çatık bir şekilde. Asena "Tamam." dedi ve omuz silkerek önden yürümeye başladı. Biz de ona yetişmiştik. Piçizler de arkamızdan geliyorlardı. Asena'ya dönüp "Sence soruları cevaplar mı?" dedim. "Cevaplayacak." dedi karşıya dümdüz bakarken. Alesya "Heyecanlandım valla. Aksiyona doyacağız bugün." dedi hararetli bir şekilde. "Ben de." dedim gülümseyerek.

Parkın oraya geldiğimizde Kumsal ve Cesur bize arkası dönük bir şekilde bankta oturuyorlardı. Cesur kolunu Kumsal'ın omzuna atmıştı. Barış "Bir yumrukta o koluna indirmessem bana da Barış demesinler." dedi sinirle. Biz gülerken "Hadi oyalanmayın. Gidelim." dedi Ateş.

Bankın oraya geldiğimizde Alesya hep yapmak istediğini belli eder ifadeyle alkışlayarak "Selam gençler! Eğleniyor muyuz? Aaa! Eğlenmiyor muyuz yoksa? Tamam o zaman hadi eğlenelim." dedi ve kollarını bağladı. Ona sırıtarak baktım. O ise sadece sinsi ifadesini takınmıştı. Barlas Cesur'un omzunu sıkarken Cesur kaşlarını çatmaya başladı ve "Ne oluyor?"dedi. Barış "Ne oluyor şimdi sana göstereceğim." dedi ve bir yumruk çaktı. Bizden hafif bir çığlık koparken Barış Cesur'u yakalarından tutarak kaldırdı. "Sen ne ayaksın lan?" dedi sertçe bir yumruk daha yapıştırdı. Kumsal müdahale edecekken Asena onu durdurdu.

Cesur iki adım gerilerken hamle yapmaya çalıştı ama sadece çalıştı. Çünkü Barlas engelleyip bir yumrukta o attı. Yere düşerken Ateş karnına bir tekme attı. Bıraksak öldüreceklerdi. Bu sefer Barlas yakalarından tutup kaldırdı ve banka itti. Cesur banka otururken acıyla öksürdü. Canı yanmış olmalıydı. "Ötmeye başla. Berkan'a mı çalışıyorsun?" dedi Asena kaşlarını çatarak. Cesur "Hayır, ne alakası var?"dedi. Asena "Çok alakası var Cesur. Kıvanç'la gördük seni. Berkan'la ne işin var?" dedi. Cesur söylemek istemediğini belli ettiğinde Çağan "Lan konuşsana!" diyerek bir yumruk attı. Önüne gelen çocuğa vuruyordu. Burnundan kan akarken eliyle tuttu. Kafasını kaldırıp "Berkan sizi korumam için beni buraya gönderdi." dedi. Asena kaşlarını çatarak "Berkan nerede?" dedi. Cesur "Ankara da." dedi. Asena düşünceli bir şekilde "Ece nerede peki?" dediğinde. Cesur bu konuyu konuşamayacağını belli eden mimikler yapıyordu. Doğukan öne çıkıp Cesur'un boğazına yapıştı. "Ece nerede? Berkan nereye kaçırdı onu? Çabuk söyle yoksa seni burada boğarak öldürürüm anladın mı beni?" dedi sinirle. Cesur kızarırken elleriyle Doğukan'ın ellerini itmeye çalıştı. Sonunda zar zor "T-tamam."dedi. Doğukan sertçe bırakırken Cesur "Çankırı da. Ben kaçırdım onu Berkan'ın bir suçu yok." dedi burnunu elinin tersiyle silmeye devam ederken. "Neden kaçırdınız onu?" dedi Doğukan bağırarak. Cesur bunu cevaplamayacağını belirten mırıltılar çıkarmıştı. Doğukan bu sefer sert bir yumruk atmıştı. Saldırıya geçecekken Barış durdurdu. "Bekle daha soracaklarımız var." dedi. Alesya "Yapma Cesur, kaçarak bir yere varamazsın. Bize söylemek zorundasın başka çaren yok ve oradan bakınca salağa mı benziyoruz?" dedi.

Asena soruyu değiştirerek "Çağan çarpan kişi değilmiş. Bizi neden kandırdınız?"dedi sinirle. Cesur "Bu konuyla bir alakam yok. Bilmiyorum." dedi. Barlas bağırarak "Nasıl yok lan?" dedi hamle yapacakken. Cesur "Gerçekten yok, yemin ederim. Ben sadece kızları korumak için buradayım." dedi. Barlas "Görünüşe göre pek koruyamadın." dedi kaşlarını çatarak. İnandırıcı gelmemişti pek. "Berkan neden Ankara da peki?" dedim. "İşleri var." dedi Cesur düz bir şekilde. "Peki, bize söylemek istediğin başka bir şey varmı Cesur?" dedi Çağan sertçe. Cesur kafasını kollarının arasına alıp eğilerek olumsuzca başını salladı. Gözlerimi devirdim. Pek bir şey öğrenememiştik. Acaba Ece'yi neden orada tutuyorlardı? Doğukan delirecek gibiydi. Ateş sinirle Cesur'u kaldırıp "Seni gebertirim ulan!" dedi ve sertçe ardı ardına yumruk attı. Çocuğun yüzü artık kan revan içinde kalmıştı. Tek başına olduğu içinde karşılık veremiyordu. "Ece'yi neden kaçırdın o zaman bunu açıkla? "dedi Ateş bağırarak. Cesur'u yere fırlatıp üzerine çıkmıştı. Yumruk atıyordu. Asena Barlas'ın kulağına eğilip bir şey söylemişti. Barlas Ateş'i çekerek üstünden aldı ve "Tamam bu kadar yeterli Ateş. Soru sormayın gidiyoruz." dedi kaşları çatık bir şekilde.

Cesur'u orada bırakarak yavaşça parktan çıkmaya başladık. Doğukan sinirle "Neden Ece'yi sormadık? Ya kız kayıp diyorum size. Nasıl bulacağız onu şimdi?"dedi. Barlas "Bekle, öncelikle sakinleş Doğukan. Emin ol Ece'yi kaçıran Cesur değil. Berkan'ın  kendisidir. Çocuk bir şeyler biliyormuş gibi konuşuyor ama bir bok bildiği yok." dedi. Asena da onu onaylayarak "Barlas haklı, Cesur yalan söylüyor. Bir kere Cesur bizi korumak için geldiyse ve Berkan'ın adamıysa Ece'yi kaçırması çok mantıksız. Muhtemelen o da neler döndüğünü bilmiyor. Sadece salladı." dedi. Şaşırmıştım. Peki şimdi ne yapacaktık? "Ece'yi nasıl bulacağız peki?"dedim. Asena "Bilmiyorum ama Ece'yi kaçırmadılar bence. Emin olun başka bir şey var bunun altında." dedi. Kumsal "O zaman bir kaç gün bekleyelim. Ece'den bir haber gelmezse araştırırız." dedi endişeyle. Hepimiz Ece'ye değer veriyorduk ve kendimize yakın görüyorduk. Umarım başına bir şey gelmemiştir.

"Dağılalım o zaman beyler, kızları eve bırakalım." dedi Barlas sertçe. Barlas Asena'yı peşinden sürüklerken ben de arkalarından gittim. Asena'yı yalnız bırakasım gelmemişti. Ateş kolumdan tutup "Hadi gidiyoruz." dedi. "Ben kalmayı düşünüyordum zaten Ateş. Sen gelmesen de olur, kendim gidebilirim." dedim. Ateş kaşlarını çatarak "Saat geç olmaya başladı. Tek gitme diye iyilik yapıyoruz,susta yürü." dedi. Onu takmadan ilerlerken bir kaç adımda yanıma geldi. Arkamı döndüğüm de Kumsal ve Barış başka bir yönden Doğukan, Çağan ve Alesya ise başka bir yönden gidiyorlardı.

Doğukan Alesya ve Çağan'a takılmıştı belli ki. Ece için endişeleniyordu. Ece'den hoşlandığını anlamıştım ama merak etmesi ve onun için endişelenmesi aralarında ki ilişkiye ciddi baktığını gösteriyordu. Düşüncelerimi bölen şey Ateş'in sesiydi. "Önüne bak!" diye bağırmıştı fakat ne olduğunu anlayamadan yeri boylamıştım. Dizlerim çok acıyordu acıyla inleyerek "Off dizlerim!" dedim. Ateş kalkmama yardım ederken dizlerime baktım, kanıyorlardı. Şuan ağlamak istiyordum ama çocuk gibi Ateş'in yanında ağlamam doğru olmazdı. O yüzden zor da olsa kendimi tuttum. Ateş yolda ki bir banka beni oturturken "Önüne bakmadan yürürsen olacağı bu işte. Çok acıyor mu?" dedi yüzünü buruşturarak dizlerime bakarken. "Biraz." dedim. "Karşıda market var. İki dakika bekle sargı bezi falan alıp geleceğim."dedi uyarırcasına ve koşarak karşıya geçti.

Beni düşünmesi, beni merak etmesi, benimle ilgilenmesi hoşuma gidiyordu. Cidden Berkan'la beraberken aklım neredeydi acaba diye düşünmeden edemiyordum. Ateş'e o kadar kızgın ve düşmanca bakıyordum ki onu sevdiğimi anlayamamıştım. Düşmanlık duygusu hep biraz daha baskı yapmıştı bana. Şimdi ise her şey kafama daha yeni basıyordu. Ben Ateş'i seviyordum. Hem de çok ama artık bunu söyleyecek cesaretim var mı yok mu bilmiyordum. Acaba o beni seviyor muydu ya da bana karşı en ufak bir şey bile hissediyor muydu? Yılbaşındayken 'Senli bir yıl ve hayatımdan hiç çıkmamanı diliyorum.' demişti. Ben ise aptallık edip her şeyi yakıp yıkmıştım. Ama gerçekten aptallık mı etmiştim? Hala bilmiyorduk depo olayının aslını sonuçta. Bu düşünceler için fazla erkendi. Dikkatim karşıdan koşarak gelen Ateş'e kaydı. Çok yakışıklıydı. Gülümsemeden edemedim.

Gerçek dünyaya dönerken dizlerimin sızısını bir kez daha hissettim ve acıyla inledim. Ateş elinde ki dezenfektanı dizime bastırmıştı. O ilgilenirken onu izliyordum. Suratı yapılıydı. Vazgeçemediğim o düşünce ise bir kızı kolayca etkileyebileceğiydi. Kafasını kaldırıp bana bakınca göz göze gelmiştik. Hafif dikleşirken elini yanağıma koydu ve önüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Yüzünü yüzüme yaklaştırırken beni öpeceğini anlamıştım. İçimde ki heyecan duygusu kıpraşırken ne yapacağımı bilememiştim. "Ne yapıyorsun?" dedim şaşkınca ama kısık sesle söylediğim bu şey onu etkilememişti bile. Dudakları dudaklarıma değince akışına bırakmaya karar verdim.

Ateş.

Ben.

Öpüşüyorduk.

Dudakları dudaklarımdan ayrılınca yüzüne bakamamıştım. Öksürerek "Şey bacağımı sarsan mı artık?" dedim utançla. O ise eliyle yüzümü kaldırıp "Utanmasana. Daha önce de öpmüştüm seni." dedi sırıtarak. Utanma diyordu ama yüzünde ki sırıtış bile 'Nasıl da öptüm ama?' diye bağırıyordu. Kıkırdayarak "Bakmasana öyle Bok Beyinli!" dedim. "Tamam ya, kızma Korkusuz Canavar." dedi gülerek. Uzun zamandır bana Korkusuz Canavar demiyordu. Bunu bana ilk dağ evindeyken söylemişti. Çok güzel ve özel günlerdi...

Dizlerimi sardıktan sonra koluna girdim. Güç bela yürüdüğüm için yardım ediyordu. "Evde bekleyenin varmı?" dedi Ateş ciddi bir şekilde. "Yok annemler yalıya taşındılar, abimde onlarla gitti. Kısacası her zaman ki gibi yalnızım." dedim derin bir nefes vererek. "Neden ailen seni yalnız bırakıyor ki?" dedi. "Sürekli çalışıyorlar, yurt dışındalar, buraya geldiklerinde 3 veya 4 gün uğrayıp yalıya gidiyorlar." dedim sesimin titremesine engel olarak. Ailem bunu çocukluğumdan beri yapıyordu. Hep abimle baş başa kalırdık. Bu yüzden onu herkesten çok seviyordum. Benim için çok değerliydi. Ateş "Anladım, zor oluyor mu peki?" dedi anlamışcasına. "Bazen oluyor, bazen ise alışmış oluyorum." dedim. Söylediklerime ek olarak "Bu yüzden hayatımdan çıkan kimsenin yokluğu artık koymuyor. Zaten en başından oyunu kaybettim." dedim bıkkınlıkla. Ateş "Böyle düşünme, yalnızlık bazen hiçte iyi gelmiyor insana." dedi ve gözlerini kaçırdı.

"Bazen de çok iyi geliyor." dedim evimin önüne gelirken durduk. "Ne olursa olsun şunu bilmeni istiyorum Asu, hayatından gereksiz insanları çıkarmak yalnızlıkla karıştırılmamalı." dedi. "Öyle mi dersin?"dedim. "Öyle Korkusuz Canavar." dedi ve burnumun ucunu sıktı. Arkasını dönmüş gidiyorken bağırarak "O zaman sen hep kal tamam mı?" dedim. Ateş duraksayıp bana dönerken yüzüme baktı. O an gözlerinden bir çok duygu geçmişti. "Kalacağım." dedi gülümseyerek. Heyecandan içim kıpırdarken gülümsedim. Midemde ki kelebekleri hissetmek pek de zor değildi. O giderken arkasından baktım.

Ateş gittikten sonra ben de yavaşça eve girmiştim. Dizlerim hala acıyordu. Kapıyı kapatıp ayakkabılarımı portmantoya yerleştirdim. Çantamı fırlatıp odama çıkmıştım. O kadar yorulmuştum ki beklemeden kendimi yatağa attım. Aklıma gelen şeyle hemen yatakta dikleştim Asena'ya söyleyeceklerim vardı ve tamamen aklımdan çıkmıştı. Telefonumu elime alırken hemen onu aradım.

"Alo? Asena konuşabilir miyiz?"

"Konuşalım da ne hakkında?"dedi.

"Depo olayı ile alakalı." dedim.

"Söyle."dedi Asena merakla.

"Bende bir video vardı hatırlıyor musun? Böyle depoda ki çocukları çekmiştim. Belki o video da ki çocukları bulabilirsek bir şeylere ulaşabiliriz." dedim.

Asena "Hatırladım ,şimdi telefonu kapat ve bana videoyu at." dedi.

Telefonu kapattıktan sonra videoyu Asena'ya yolladım. Belki bir şeylere ulaşabilirdik. Yüzümü tavana çevirirken bugün yaşananları düşünmeden edemedim. Cesur'un söyledikleri doğru da olabilirdi,yanlışta olabilirdi. Asena'nın söylediğine göre yanlıştı ki bana da pek inandırıcı gelmemişti. Ece'yi o kaçırmış olamazdı. Peki Berkan neden bunu yapsın ki? Gelen mesaj sesiyle telefonu elime aldım.

Psikopat

Araştıracağım.

BÖLÜM SONU🖤

SİZCE ECE KAÇIRILDI MI?

CESUR KIZLARI KORUMAK AMAÇLI MI YOKSA BAŞKA BİR AMAÇLA MI GELDİ?

SİZCE VİDEO İŞE YARAYACAK MI?

DEPO OLAYINDA KİM SUÇLU SİZCE BERKAN VE ÇETESİ MI YOKSA PİÇİZLER Mİ?

BARLAS'IN DAVRANIŞLARINI NASIL BULDUNUZ?

ASU VE ATEŞ İLİŞKİSİNİ NASIL BULDUNUZ?

Yeni bölümde görüşmek üzere sağlıcakla kalın♡

İg:psikozlarwattpad

♤♡◇♧

Continue Reading

You'll Also Like

1.6M 27K 33
Efsan zorla evlendirilmekten kurtulmak için Mardin'den İstanbul'a kaçar. Ama yağmurdan kaçarken doluya yakalanacağını nerden bilebilirdi. İstanbul'u...
126K 12.4K 17
TAMAMLANDI. *** "Yarım kilo kestane alabilir miyim?" ***
909K 69.6K 56
Kitaplarına sığınmış yalnız bir kız, okuduğu kitabın içine çekilirse ve okuduğu kitabın ana karakter olursa geri gerçek dünyaya nasıl dönmeyi başarab...
493K 14.3K 52
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!