PSİKOZLAR

By psikozlukdizboyu4

219K 12.6K 8.3K

Karanlık deponun içerisinde başlayan bir oyun. Sanki bir oyun masasında gibiydiler. Sadece Psikozlar vardı am... More

TANITIM
TANITIM 2
1.Bölüm ~KURTARICI MELEKLERİM~
2.Bölüm ~TOP~
3.Bölüm ~KAVGA~
4.Bölüm ~KAPAT HAYRİYE KAPAT~
5.Bölüm ~STALKÇI PİSLİK~
6.Bölüm ~SUSHİBA~
7. Bölüm ~BADANA KAVGASI~
8.bölüm ~KOMŞU ÇOCUKLARI~
9.Bölüm ~PİÇİZLER VE BOYALILAR~
10.Bölüm ~TEMİZLİK GÜNÜ~
11.Bölüm ~FOTOĞRAFLAR~
12.Bölüm ~ATARLI GENÇ~
13.Bölüm ~KIZGIN~
14.Bölüm ~PİÇİZLER GAY Mİ?~
15.Bölüm ~ORTALIK KARIŞIYOR~
16.Bölüm ~SARMA~
17.Bölüm ~İLİŞKİ DURUMU KARIŞIK~
18. Bölüm ~BOK BEYİNLİ~
19.Bölüm ~YENİ PİÇİZ DOĞUYOR!~
20.Bölüm ~SÜNGER BOB~
21.Bölüm ~BALON AŞKI~
22.Bölüm ~YANINIZDAKİ ÇOCUKLAR KİMDİ?~
23.Bölüm ~SAKIN UNUTMA BANA ACI ÇEKTİRMEYİ~
24.Bölüm ~KIZ İSTEME~
25.Bölüm ~ÖLÜM GİBİ HAFTA SONU~
TANITIM VİDEOLARI❤
26. Bölüm ~HASTAYIZ~
27.Bölüm ~HERŞEY YENİ BAŞLIYOR~
28.Bölüm ~BEKLENMEYEN~
29.Bölüm ~SENİ KORUMA DUYGUSU~
30. Bölüm ~İŞLER DEĞİŞİYOR~
31.Bölüm ~BÜYÜK SIR~
32.Bölüm ~ÇAĞAN'IN KIZI~
33.Bölüm ~ÇIKMA TEKLİFİ~
34. Bölüm ~SIRLAR AÇIĞA ÇIKIYOR~
Tanıtım Videoları 2 ~Sadece Kızlar~
Tanıtım Videoları 3 ~Sadece Erkekler~
DUYURU●SORU~CEVAP
35.Bölüm ~SENDEN NEFRET EDİYORUM~
36. Bölüm ~ANİ ÖLÜM!~
37.Bölüm ~HER ŞEY BİTTİ~
38.Bölüm ~YENİDEN Mİ?~
39. Bölüm ~NE OLUYOR BURADA?~
40.Bölüm ~SENİ SEVİYORUM~
MERHABA
41.Bölüm~NEDEN YA, NEDEN?~
42. Bölüm ~YILBAŞI~
43. Bölüm~ MAHŞERİN DÖRT KUŞU~
44.Bölüm ~ÖZGÜRLÜĞÜN 1. GÜNÜ~
45.Bölüm~UNUTMA SEANSI!~
46.Bölüm ~ATEŞ'İN İNTİKAMI~
47.Bölüm ~HIRKA~
48.Bölüm ~MASAL GİBİ~
49.Bölüm~OYUN BAŞLIYOR!~
50.Bölüm ~İNTİKAM~
51.Bölüm ~KİBRİT~
52.Bölüm ~PEMBE MEZARLIK~
54. Bölüm ~ YANLIŞ YOL!~
55.Bölüm ~TATLI KÜÇÜK YALANLAR~
56.Bölüm ~OYUN MU? GERÇEK Mİ?~
57.Bölüm ~SIRLARLA DOLU ÖPÜCÜK~
58.Bölüm ~ÇIKIŞ KAPISI~
59.Bölüm ~ALKOL ETKİSİ~
60.BÖLÜM ~DUHAN AŞIK OLDU~
61.Bölüm ~GÜÇLÜ~
62.Bölüm ~DİKEN~
63.Bölüm ~OYUN~
64.Bölüm ~BEBEK GELİYOR!~
65.Bölüm ~İŞ BİRLİĞİ~
66.Bölüm ~2 ŞOVALYE,1 PRENSES~
67.BÖLÜM ~FİNAL~
DUYURU!
~Sorular~
~Cevaplar~
DUYURU!
~PSİKOZLAR 2 KESİT~

53. Bölüm ~ KÜÇÜK BİR ÖPÜCÜK~

1.6K 122 62
By psikozlukdizboyu4

Kumsal'dan...

Kızlarla badminton turnuvasına gitmiştik ama Alesya bizimle gelmemişti. Onun için endişeleniyordum. Aslında şuan Asena ve kendim için endişelenmeliydim. Sıra bizdeydi ve ben korkuyordum. Asu'yu dövdürttüler, Alesya'nın krizini kullandılar. Peki ya bana ne yapacaklardı? Asena'ya ne yapacaklar? Gerçekten korkuyordum. İçime bir korku düştüğünde nedense hep bir battaniyeye sarılırdım. Küçüklük alışkanlığı olsa gerek.

Okul çıkışı Alesya'ya bakındık ama bulamadık. Onun yerine Berkan'lar vardı. Sınıftalardı ve kendi aralarında fısıldaşıyorlardı. Asena "Bakın yine gizli gizli konuşuyorlar. Kesin olarak bizden sakladıkları şeyler var ve sakladıkları konu da onların haksız olduğu bir şey." dediğinde Asu da Asena'yı onaylamıştı. Ben ise hala gözlerim dik dik onlara bakıyordum. Ece yine yoktu. Ece'nin de sakladığı şeyler vardı ama ben onu bizden biri olarak görmüştüm. Bizden bir şey saklayacağı aklımın ucundan bile geçmezdi. Özellikle de bana sürpriz yaptığı gün ve Doğukan hakkında düşüncelerini bana güvenerek söylediği zamandan sonra hiç beklemezdim.

Kızlarla okuldan çıktığımızda Asu'yla ağzımdan "Bu ne?" diye bir laf çıktı. Okulun önünde bir araba ve mahvedilmiş. Asu "Oha! Bunu kim yaptıysa efsane çizmişler. Araba kiminse geçmiş olsun." dedi ve güldü. Arabaya yaklaştığımızda Asena "Bu Araf'ın arabası. Kim yaptı acaba?" dediğinde "Benim bunu hemen çekmem lazım." deyip fotoğraflamıştım. "Çek Çek! Ayriyeten geçmiş olmasın. Umarım hiç geçmez. Madem içine etmişler. Azıcık biz de edelim mi? Canım çok çekti." deyip gülmeye başladı Asu. Asena da o an sırıtmaya başlamıştı. Asena "Bana uyar. Piçlikse en alasını yaparız." dedi ve gülüşü büyümüştü. Ellerimi birbirine sürüyordum sinsice. "Hadi başlayalım o zaman." dediğimde Asu başlamıştı bile eline bir taş alıp o da çiziyordu. Asena da ona uymuştu aynısını yapıyordu. Tam o sırada benim kafamda ampul yandı ve okulun az ilerisinde olan bakkala gittim.

Kızların yanına geldiğimde "Hücum!" diye bağırdım ve elimdeki yumurtaları arabaya attım. Asu beni gördüğünde ellerini birbirine sürdü ve "Hmm! Bu iş daha da keyifli bir hale geliyor." deyip sırıtmıştı. Asena "Kumsal gel buraya! Ver bize de." dediğinde "Sana bu yumurtalar kurban olsun." demiştim.  Asu yumurtaları atmadan önce tereddüt etmişti. "Ee! Hadi atsanıza şunları." dedikten sonra  Asu "YAZIK LAN! BİZ YERDİK BUNLARI!" dediğinde küçük çaplı bir şok geçirmiştim. "Lan saçmalamayın atın şunları." dediğimde "Benim için sorun yok ben yumurtadan nefret ediyorum." dedi Asena ve yumurtayı arabaya fırlattı. Onlar yumurtaları atarken ben de videoya çekiyordum.

İşimiz bittikten sonra evlere dağılmıştık. Eve yorgun bir şekilde geldiğim için kendimi direkt odaya atmıştım. Pijamaları mı giyip yatağıma uzandım ve müzik dinlemeye başladım kulaklıklarımla. Bir yandan da tavandaki yıldızlarımı izliyordum. O sırada odama annem girdi. Yanıma gelip yatağa oturana kadar onu fark etmemiştim.

Oturdu ve bacaklarımı dürtüklemeye başladı. Kulağımdan kulaklığımı çıkardığımda "Ne oldu anne?" demiştim. Annem "Yarın düğün var beraber ona gidelim mi? Hem senin için de değişiklik olur? Rukiye ablanın kızı Seda evleniyor. Ayıp olmasın gidelim." dedi. "İyi tamam anne sen git." dedim. "Ne demek sen git! Beni yalnız mı bırakacaksın tek başıma? Hem ayıp olur bak, eve geldi davetiye verdi. Zahmet etti. " dediğinde hala içimde düğüne gitme isteği yoktu. "Hayır anne! Sen onların neyine yetmiyorsun, sen git ben gelmeyeceğim." dediğimde beni pişman etmişti. "Bana bak o düğüne gidilecek. Yarın saat 7'de başlıyor. Ona göre hazırlan! Kaçmak yok, kesin olarak geliyorsun! Benim tepemin tasını attırma." demişti. "Anne madem götüreceksin direkt yarın düğüne gidiyoruz desene." dediğimde "İnsanlıktan anlarsın dedim ama anlamıyorsun. Düzgünce çağırdım gelmedin ben de senin dilinden konuştum." dedi ve odadan çıktı.

Ne düğünü ya? Ben bu halde düğüne mi gidecektim? Hiç istemiyorum ilk defa bir yere gitmek için hazırlanmaya üşeniyorum. Acaba ne giysem? Saçlarımı nasıl yapsam? Makyajımı gölgeli mi yapsam, yoksa abartı mı olur?

Elime anı defterimi alıp bir şeyler yazmaya başladım. Anı defterlerini çok seviyordum hemen her gün bir şeyler yazıyordum ama bu olaylar yüzünden baya aksatmıştım.

Yazarken her şeyi unutmuştum. Olayların hepsi aklımdan çıkmıştı. Elime telefonu alıp kızlara yazdım.

Kızlar yarın benimle düğüne gelsenize?

Sinsi Salvador
Her şey bitti bir düğünümüz kaldı Kumsal.

Evet. Fena mı kafa dağıtırız.

Psikopat
Ben gelmiyorum. Öyle ortamlardan nefret ediyorum.

Sesi Bozuk
Ben de gelemem. Bende hala göt korkusu var. Bu olaylar içinde düğüne mi gidilir?

Gidilir. Benim için gelin.

Sinsi Salvador
Nein.

Pislikler!

Telefonu kapatıp uyumuştum. İnsan arkadaşı için gelirdi be. Vicdansız arkadaşlarım. Huzurlu bir uyku için artık bir şey düşünmemeye karar verdim ve uykuya daldım.

----

Sabah telefonumun çalmasıyla uykulu gözlerimi aralamıştım. Kimin aradığına baktığımda Asu'ydu. 

Sesi bozuk
Hala uyuyor musun? Bu saate kadar uyunur mu?

+Niye? Bu saate kadar uyumak günah mı?

Sesi bozuk
Yok ama sana günah. Kalk hadi olay var.

Yerimden hoplayıp doğrulmuştum. Merakıma yenik düşmüştüm.

+Ne olayı? Ne oldu? Yine kim ne yaptı? Yoksa Asena'ya mı bir şey oldu? Sıra ben de mi? Nota ne yazmışlar? Asena yaşıyor mu?

Sesi bozuk
Oha ne abarttın!

+Ne var söyle o zaman?

Sesi bozuk
Araf'ın arabasını bizden önceki hale getiren Alesya'ymış. Grupta hepsini konuşuyoruz. Mesajlara bak!

Deyip telefonu suratıma kapatmıştı. WhatsAppa girip mesajları okudum. Şaşırmıştım ama iyi ki de Alesya yapmış. Yoksa bizim aklımıza gelmezdi. İyi bir ders olsun onlara. Pislikler! Kızların olduğu gruba girip;

*KIZLAR! ACİL BİZİM EVE GELİN! ÇABUK OLUN ACİL!

diye yazmıştım. Gelmeleri çok önemliydi beni yalnız bırakamazlardı. Yoksa onları kendi elimle boğardım.

Aradan iki saat geçmişti ve kızların hepsi şuan yanımdaydı. Ya da şuan kapıyı çalıyorlardı. Koşarak aşağı indim ve kapıyı açtım. Açtığımda Alesya nefes nefeseydi. Asu hala aynıydı. Asena "Hiç bir şeyi yok. Hadi eve geri dönelim." deyip geri dönerken. Asu "Saçmalama ya! Geldik yürü içeri." demişti ve hepsi meraklı gözlerle bana bakıyordu.

Alesya "Ne oldu Kumsal? Hemen söyle! Çok merak ettik seni. Yazdıktan sonra internetin de kapalıydı. Kaç defa aradık, açmadın." dediğinde "Önce bir içeri girin soluklanın sonra söylerim." dedim. İçeri girdiler ve salona geçip oturdular. Annem mutfakta onlara limonata hazırlıyordu. Annem "Kızlar! Hadi limonatalarınızı alın. Bu günkü düğüne geleceksiniz değil mi? Sizinle daha eğlenceli olur. Kumsal kızlar da gelsin deyince çok sevindim." dediğinde ben sırıtıyordum. Çünkü kızları çağırmamın asıl sebebi düğüne götürmekti. Dün sorduğumda gelmediler ben de böyle bir şey yaptım. Kızların hepsi bana 'Seni parçalayacağız' gibi bakıyordu. Ben de onlara bakıyordum ama onları daha sinir edecek bir sırıtışla. Yanımızda annem olduğu için bir şey demiyorlardı. Annem de sevindiğini belli edince asla vazgeçemezlerdi gelmekten.

Alesya "Ama şey benim annem belki izin vermez." dediğinde Annem "Ben annelerinize haber verdim. Onlar da gelebilirlerse gelecekler. Şimdi siz limonatalarınızı için sonra da odaya çıkıp hazırlanın." demişti. Ellerimi birbirine sürtüp "Anne bu gün çok güzel konuşuyorsun." demiştim Asena bana dönüp "Ama sen birazdan konuşamayacaksın." dedi. Ona gülüp "Tabii canım. Önce bir giyinelim de onu sonra hallederiz." dedim. Asu tepkisizdi. Asu "Ee iyi hadi o zaman odaya çıkalım biz. Bardaklarınızı da alın. Hazırlanmaya geçelim." dediğinde şaşırmıştım. Aslında sadece ben değil Asena ve Alesya da şaşırmıştı.

Merdivenden çıktığımızda odama yaklaşmıştık. Asu parmaklarını tuhaf bir şekilde oynatıyordu. Asu odamın kapısını açtığında "Önden girin Kumsal hanım." demişti. Açıkçası korkmuştum. Odaya girdiğimde üstüme saldırdı. "Sen manyak mısın? Bizim nasıl korktuğumuz hakkında bir fikrin var mı senin? Seni gebertirim Kumsal! Elimden zor alırlar." dedi. "Tamam ya! Size sordum gelmediniz ben de böyle yaptım." dedim. O sırada beynime büyük bir yastık darbesi almıştım. "Yastık savaşı!" diye bağıran Alesya'ya baktığımda sırıtıyordu. Aldığım darbe yüzünden yere yapıştığım için Alesya'ya "Kaldır beni!" dedim. O sırada Asena yatağıma uzanıyordu Asu da sandalye de oturuyordu. Alesya kolumdan tutup çektiğinde tam kalkıyordum ki elimi bıraktı ve götümün üstüne düştüm. Ben acıyla kıvranırken Alesya domuz gülüşünü sergiliyordu. Asu ve Asena da berbat gülüşlerini sergilerken ben de dayanamayıp titreşime aldım kendimi.

"Evet o zaman hadi artık hazırlanalım." dedim ve kızların hepsini yatağımın üstüne oturttum. Dolaptan birkaç parça elbise çıkardım. Alesya yanıma gelip dolabımda olan pembe elbisemi aldı ve "Ben bunu istiyorum. Bunu giyeceğim." dedi. "İşte benim kızım. Hemen de seçiverdi kıyafetini." dedim ve gülmeye başladım. Alesya "Allah beni senin kızın olmaktan esirgesin Kumsal." dedi ve güldü. Kızların hepsi gülmeye başladı. "Pü senin sıfatına! Git yan odada giyin! Yallah!" dedim ve Alesya'yı odadan gönderdim. Sıra Asu ve Asena'daydı.

Asena için dolabı karıştırırken zaten biliyordum siyah giyeceğini o yüzden elime ilk gelen siyah dar, yırtmacı olan  elbiseyi elime aldım ve önce bir göz gezdirdim. "Asena kuzum! Sen bunu giyiyorsun. Al bunu." dedim ve yatağımın yan tarafında olan uzun çizmelerimi gösterdim. "Al onları da? gir tuvalete giyin! Çabuk ol!" dediğim de Asena elimden elbiseyi alıp çizmeleri doğruldu. "Emredersiniz Kumsal hanım, başka isteğiniz var mı?" dediğinde "Allah rızası için hızlı giyin. Tek isteğim bu." deyip güldüm. Asu da benimle birlikte güldü. Asena "Ruh hastası!" deyip tuvalete girdi.

Ellerimi bir birine sürtüp yeni bir elbise almak için hazırlıyorum. Asu için ne versem acaba diye düşünüyordum. Bir anda Asu'ya çok yakışacağını düşündüğüm bir elbise aklıma geldi ve o elbise ablamındı. Yani o zaman şimdi ablamın odasına uçuyorduk.

"Yürü Asu! Ablamın odasına gidiyoruz." dedim elimle yürü işareti vererek. Asu bana anlamsızca bakıp " Neden?" demişti. "Sana elbise oradan vereceğim. Hadi hadi! Yürü, daha ben elbise bakacağım kendime, daha sizin saçınız var, makyajınız var." dediğim de Asu "Of Kumsal ya!"

Kapıyı açtığımda Alesya'nın üstündeki elbiseyle göz göze gelmiştim. Asu "Oha! Taş!" dedi ağzı şaşkınlıkla açılırken. "Aman tanrım. İnanamıyorum! Resmen bir şaheser, benim yarattığım bir tablo. Bu güzellik, zarafet yok böyle bir şey!" diyordum ve hala devam ediyordum. Harika olmuştu! Belinde elbisenin kendi kemeri vardı sonra aşağı doğru açılıyordu. Dizinin biraz üstünde bitiyordu. Göğüs kısmıyla boğaz arasındaki yer tüllüydü. Rengi Alesya'ya çok yakışıyordu.

Alesya etrafında dönüp "Çok güzelim!" diyerek güldü. Asu "Aynen aynen şimdi sıra ben de! Kumsal hadi al dolaptan elbiseyi." dediğinde "Tamam! Hadi gel." dedim ve ablamın dolabının yanına gittim ve dolabı açtım. Dolaptan elbiseyi çıkardığım da Asu bana bakıyordu. Asu "Renge bak! Bu renk bana yakışır mı?" dediğinde "Denemeden bilemeyiz!" dedim ve elbiseyi Asu'nun eline tutuşturdum ve Alesya ile odadan çıktım.

Kendi odama geçtiğimiz de Alesya'yı aynanın önüne koyup makyajını yapmaya başladım o sırada annemin bizim hazırlanmamız için gönderdiği saç stilisti de gelmişti. Alesya'nın saçlarını elbisesine göre yapmaya başlamıştı. Alesya hazırdı makyajı saçı başı her şeyi tamamdı. O sırada tuvaletten Asena çıktı. "Çok güzel olmuşsun kız." deyip masanın üstündeki kolyeyi alıp Asena'nın boynuna taktım. "İşte bu! Oldun!" dedim. Asena "Bu çok kısa değil mi!" dediğinde Alesya "Hayır bence çok güzel durmuş." dedi. O sırada Asu da odaya girdi. Asena Asu'ya bakıp "Renk sana çok yakışmış." dediğinde Alesya da onu onaylamıştı. "Evet sana yakışmış." dediğinde "Hadi o zaman artık saçlar. Asena geç otur saçlarını yapsınlar. Bende o sırada Asu'ya makyaj yapayım." dediğimde makyajını yapmaya başlamıştım. Zaten doğal yakıştığı için fazla abartmaya gerek yoktu. Asu'nun makyajını hallettiğim gibi bende giyinmeye gitmiştim. "Ben gidiyorum kendimi hazırlayacağım. Asena'nın saçı biter birazdan zaten.  Asu'nun saçları yapılır. Alesya Asena'nın saçları bittiğinde makyajda yardım et ona." dedim ve odadan çıktım.

Kızların yanına geldiğimde kendimi çok beğendim. Ablamın odasında giyindiğimde saçımı ve makyajımı da yapmıştım. Kızların yanına geldiğimde hepsi hazırdı. Alesya bana baktığında "Hepimiz çok güzel olduk." dedi.

             (Kızların kıyafetleri.)

Artık hepimiz hazırdık. Alesya "Çok güzel olduk." dedi ve tekrar tekrar aynada kendine baktı. Asena "Cidden de çok güzel olduk." dediğinde Asu Asena'nın götünü cimcikliyordu. Asena "Aa! Ne yapıyorsun?" dediğinde Asu "Nazar değmesin diye, nazar." deyip sırıttı. Babam "Kızlar hadi artık inin. Geç kalacağız!" dediğinde "Kızlar hadi inin, çabuk çabuk!" diye acele ettiriyordum. Ben hızla odadan çıkınca kızlar da arkamdan geldi. "Of! Anlamıyorum ki bu düğün nereden çıktı onca olay varken?" dedi Asena bıkkınlıkla. Asena'ya göz devirip merdivenlerden indim.

Merdivenlerden inerken babam bizi gördü ve bizi süzdü.  "Benim kızlarıma bak. Dünyanın en güzel kızları." dedi babam gülümseyerek. Asena da hafif gülüp "Teşekkür ederiz amca. Aslında ben daha güzelim hepsinden ama neyse." dedi. Asu Asena'nın kafasına vurup "Dua et amca burada." dedi. Asena sırıtıp "Beni sevdiğini biliyorum. Dile getirmeye gerek yok." dedi ve koşarak salonun merdivenlerinden indi. Eğer koşmasaydı Asu'dan dayak yiyeceğini biliyordu. Merdivenlerden indikten sonra hepimiz oturma odasına geçip annemi bekledik.

"Asena Hanım sanki her zaman topuklu giyiyorsunuz?" dedi Alesya gülüp. "Neden ki?" dedi Asena tek kaşını kaldırıp. "O topuklularla merdivenden öyle bir indin ki sanki her gün topuklu ayakkabı giyiyorsun." dedi Alesya. "Ben olsam yuvarlanmıştım." dedim gülüp. "O kadar makyaj yaptım hazırlandım. Bozulmasını istemiyorum." dedi Asena gülerek. "Asena iyi misin?" dedim şaşırarak. Babam "Sizin sohbetinize doyum olmaz ama ben en iyisi karıcığımı odadan çıkartayım. Yoksa düğüne geç kalacağız." dedi babam ve oturma odasından çıktı. Babam gidince Asena bize döndü ve "Bana ne makyajdan. Popomu kollamam lazımdı. O yüzden kaçtım." dedi Asena. Biz Asena'ya gülerken kapıda annem ve babam belirdi. "Hadi kızlar çıkıyoruz." deyince babam ayaklandık.

"Ay saçım bozulacak Asena düzgün dur." dedim sesimi yükselterek. "Küçücük yer var ne yapayım?" dedi Asena. Asena'ya baktığımda cama yapışmıştı. "Keşke biraz daha büyük bir araba olsaydı." dedi Alesya. "Siz isteyin Alesya hanım her şey gerçekleşir." dedim ve göz devirdim. "Kızlar bir rahat durun." dedi annem. Hepimiz susup yolculuğun bitmesini bekledik. "Cidden şuan nefes alamıyorum. İki sokak aşağıda düğün yeri ne gerek var arabaya." dedi Asena camı açarak. Aklıma Asena'nın panik atağı gelince Asena'ya döndüm. "İyisin değil mi?" dedim endişeyle. "Evet iyiyim." dedi Asena. "Senin için bir sorun olmaz. Sen topuklularla koşabiliyorsun ama biz bu topuklularla yürüyemeyiz Asena hanım." dedi Alesya. Asena Alesya'ya cevap vermeyip camdan nefes almaya çalıştı.

Artık birimize bir şey olacak diye korkuyordum. Sıra ya ben de ya Asena'daydı. Bu düşünce ile daha çok korkuyordum. Çabucak endişeleniyordum. İçimdeki korku hissi beni bitiriyordu. Bazen korkudan odamdan çıkmıyordum ve anı defterime duygularımı, yaşadığım olayları yazıyordum. O anı defterinde bazen iyi, bazen kötü olaylar barınıyordu. Dün içimdeki korku hissini yazarken gözlerim dolmuştu. Sonra sayfaları geriye doğru çevirmiştim ve eski anılara gelmiştim. Barış'la güzel bir anımıza gelince durup okumuştum. Okurken gözlerimdeki yaşlar dökülmüştü. Ne ara bu hale geldik bilmiyordum? O yaşadığımız güzel olaylar o kadar yakın tarihti ki nasıl bu hale geldiğimize şaşıyordum. Kimin suçuydu bu hale gelmemizin sebebi?

Piçizler mi?

Berkan mı ?

Biz mi?

Yoksa başka birileri miydi bizi bu hale getiren? Gözlerim dolunca o yaşları dökmemek  için gözlerimi hafif büyüttüm. Araba durunca geldiğimizi anladım. Herkes arabadan indi ama ben inmedim. Gözlerimi kapatınca göz yaşım aktı. O göz yaşını hiddetle sildim. "Hadi insene Kumsal." dedi Asena hafif arabaya vücudunu sokarak. Asena beni görünce kaşlarını çattı. "Ağlama, korkma ve düşünme. Eğlenmene bak." dedi ve gitti.  Ben de saçlarımı arkaya savurup arabadan çıkıp düğün salonuna girdim.

Şık bir mekandı. Her yer beyaz ve altın renklerinde dekorlarla doluydu. Aydınlatmalar büyüktü ve yerler ışıl ışıldı. Merdivenlere kırmızı halı serilmişti. Masaların üstünde su ve içkiler vardı. Biz de gelinin masasına yakın olan bir masaya oturmuştuk. "Aa alkol varmış!" dedi Alesya ve masadaki şarabı kadehe doldurdu. "Az içiyorsunuz. Delirtmeyin beni." deyince annem Asena'nın ve Alesya'nın yüzü düştü. Ben ve Asu az içerdik ama Alesya ve Asena severdi. Alesya kadehinden yudum alır almaz ağzından püskürdü. Şaşkınlıkla Alesya'ya baktık. Hiç birimizin üstüne gelmemişti ama yer kirlenmişti. "Kalk Mustafa. Gelinin ailesinin yanına gidelim. Tebrik edelim." dedi annem ve babamı kaldırıp gittiler. "Alesya düzgün iç. Sevmediysen bırak." dedim. "Hayır sevmediğimden değil. Arkanıza baksanıza." dedi Alesya.

Arkama dönüp ne olduğuna baktım. Gördüğüm şeyle göz devirdim. "Yeter artık!" dedi Asena sinirle. Ateş kokteyl masanın başında içiyordu. "Tek Ateş mi burada?" dedim. "Galiba. Diğerleri ortalıkta yok." dedi Alesya. "Biz eğlenmemize bakalım." dedi Asu. Asu'ya baktığımda yüzü hafif asılmıştı. Aklına Ateş'in yaptıkları gelince  üzülmüş olmalı. Cidden bıkmıştım. Bir gün... Sadece bir gün arkadaşlarımın doğru düzgün güldüğünü görmüyordum. Ayağa kalkıp "Hadi dans ediyoruz." dedim ve Asena'yı çekiştirdim. "Tam adamını buldun." dedi Asena. Asena'ya bakıp güldüm ve dans etmeye başladım. Asena da dans edince gaza gelip kendimi bıraktım ve eğlenmeye başladım. Asu ve Alesya da gelip ikisi de değişik hareketlerle dans etmeye başladı. Asena ile ben şarkıya göre dans ediyorduk ve Asena cidden iyi dans ediyordu. "Cidden tam adamını bulmuşum." dedim gülüp. Asena bana bakıp güldü ve dansını devam ettirdi.

Deliler gibi eğleniyorduk. Asena ve Alesya ara sıra kokteyl masaların üstündeki içkileri kafalarına dikiyor ve dans ediyorlardı. Annem yanımıza gelip "İçmeyin artık." demişti ama Alesya ve Asena dinlemiyordu. Dans ederken kırılma sesi gelince dans etmeyi bırakıp oraya döndük. Ateş viski şişesini düşürmüştü. Bir kaç kişi Ateş'e baktılar sonra önlerine döndüler. Ateş sağa sola savrulunca kaşlarımı çattım. Telefonumu eline alıp çekmeye başladım. Neden çektiğimi bile bilmiyordum.

Ateş ilk sağa sola savruldu. Sonra döktüğü viskiye basınca ayağı kaydı ve düştü. Ben o an kahkahalar içinde  kaldım. Hepimiz gülerken Asu gülmüyordu. "Canı acımıştır şimdi." dedi yüzünü buluşturarak. "Onu düşünecek kadar salak değilsin değil mi?" dedi Alesya. "Düşünüyorum. Ne kadar nefret etsem de seviyorum. Emin olun ki şurada Barlas, Çağan ya da Barış olsa siz de üzülürdünüz." dedi Asu. Aklıma Barış gelince Asu'ya hak verdim. "Zaten sarhoş, bir şey hatırlamayacak." dedi Asu ve Ateş'in yanına gitti.

Asu'dan...

Ateş'in düştüğünü gördüğümde tuhaf bir his oluşmuştu. Kendinde olmadığı çok belliydi. Yerden kalkamıyor oluşu beni kahrediyordu. Çoğu kişinin dikkatini çekmişti en çok da beni etkiliyordu. Daha çok hareketsiz kalmaya dayanamadım ve Ateş'in yanına doğru hızla ilerledim. Yere çöküp kollarından tutmaya çalıştım. Aynı zamanda Ateş'i de kaldırmaya ikna etmeye çalışıyordum. "Ateş kalkar mısın? Lütfen." deyip kollarından tuttum. Kendimle beraber yukarı çekmeye başladım. "Bırak beni. Zaten hayatım kaymış bir de ben kayayım ne olacak?" deyip sürekli kendini bırakıyordu. Kollarından tutarak yukarı doğru çektim. Bu sefer kalkmayı başarmıştı. Ayağa kaldırdığımda pantolonunun hep ıslak olduğunu gördüm fakat o bunu umursamıyordu. "Ateş yapma böyle. Hadi kalk bak insanlar seni izliyor." dedim ve tekrar kaldırmak için çömeldim.

Koluna girip yürütmeye çalıştım. "Ateş hadi sakin bir yere geçelim. Üstün ıslanmış." dedim. Yürütmeme zorluk çıkararak "Bırak istemiyorum bir yere gitmek." dedi.

Ateş'i çok hareket ettiremediğim için pistte sallanmaya başlamıştık. Ateş  sarhoştu ve elindeki şişenin tamamını içmişti. Ateş "Beni neden bırakmıyorsun?" dedi uyuşuk uyuşuk yüzüme bakarak. Şuan gözüme çok tatlı gözükse de kendime hakim olmalıydım. Beni bir kaç gün önce dövdüren birine merhamet etmeyecektim. Ateş'in yüzüne soğuk bir şekilde bakarak "Yerde çok aciz bir durumdaydın. Ben de daha fazla rezil olmanı istemedim. Güzelim düğünü mahvetmek için çok erken." dediğimde Ateş "Her şeyi mahvediyorum öyle değil mi?" dediğinde kaşlarımı çatıp "Öyle." dediğimde Ateş ellerini bir anda yanaklarıma koyup suratımı kendine çekerek dudaklarıma bir buse kondurmuştu. Ben anın şokuyla ne yaptığını anlamamıştım sonra jeton düşünce Ateş'i bırakıp "Ne yapıyorsun sen?" diye bağırdım şaşkınlıkla. Ateş "Bunu da mahvediyorum sadece." dediğinde Ateş'e tiksinerek baktım. "Siz asla akıllanmayacaksınız." dedim ve o an Ateş'i orada bırakıp kızların yanına gittim.

Kızların yanına gelince bana garip garip bakıyorlardı. "Ne bakıyorsunuz?" dediğimde Asena "Hiç öyle şaşırdık sadece." dediğinde tek kaşımı kaldırıp "Neye şaşırdınız?" dediğimde Alesya "Ateş'in seni öptüğünü gördük Asu. Doğal olarak buraya alev topu gibi geldiğin için anladık." dedi ve tuhaf hareketlerini yaparak dans etmeye devam etti. O an aklıma Alesya ve Çağan'ın dans ettiği gün geldi. İkisi de birbirlerini tamamlamalarına rağmen ayrı kalmışlardı. Asena ve Barlas'ın zaten oluru hatırı sayılır derecedeydi. Barış ve Kumsal ise bir bütün gibi olmaya yakındılar ama yarı yolda kalmışlardı. Ateş ve ben ise ne olduğumuz hiç belli değildi. Onu koşulsuz sevsem de bana yaptıklarını unutamazdım.

Bunu değiştirmekte ona bağlıydı. Kızları bir an da yanıma çekip sımsıkı sarıldım. Gözlerim biraz sulansa da kendimi tutmuştum. Burada ağlamayacaktım.

"Hadi eve gidelim."

----

Eve geldiğimde yorgunca kendimi yatağıma atmıştım. Elim istemsizce dudağıma gitmişti. Beni öpmüştü. Hayır! Ona karşı bir şey hissetmiyorum. Unutamayacağım... Bana yaptıklarını unutmayacağım. Beni o depoda yalnız bıraktı, orman da yalnız bıraktı. Beni hep yalnız bırakacaktı. Onun bana acıması olmayacaksa benim ona hiç olmayacak. Keşke yere düştüğünde kaldırmasaydım ama kalbim beni hep ona doğru itekliyordu. Yatağımdan hızla  doğruldum ve elimi saçımın içinde gezdirmeye başladım.

İstemiyorum.

Onunla alakalı hiç bir duygu istemiyorum.

Onu istemiyorum.

Sadece hayatımdan çıkmasını istiyorum.

Gözlerimi kapattığımda göz yaşlarım akmaya başlamıştı. Hangi ara birikmişlerdi bu kadar? Telefonumun çalmasıyla saçlarımı elimden çektim ve yaptığım yanında ki telefonumu aldım. Kaşlarımı çattım. Berkan arıyordu. Ne yüzle arıyor? Aramasını reddettim. Hiç onunla konuşacak halde değildim. Aklım karmakarışıktı. Daha çok karıştırmak istemiyorum.

Berkan tekrar arayınca göz devirip cevap verdim.

-Ne istiyorsun Berkan?

-Aşağıdayım. Hemen in!

Berkan telefonu yüzüme kapatınca telefonu yatağa attım. Neden gelmişti? Bu saatte ne işi vardı evimin önünde?

Derin nefes alıp odamdan çıktım ve yavaş adımlarla aşağıya indim. Aşağıya indiğimde kapıyı açtım.
Berkan'ı gördüğümde "Ne oldu?" dedim. "Sana her şeyi anlatacağım." dedi Berkan. "Artık senin hiç bir sözüne inanmıyorum. Git buradan" dedim sinirle. "İlk beni dinle. Dinledikten sonra karar ver inanmayacağına. Lütfen izin ver anlatayım." dedi Berkan yalvaran gözlerle. Ne kadar bizden bir şey saklasalar da kimin suçlu olduğunu bilmiyordum ve onlar bizim arkadaşımızdı. Daha fazla dayanamayıp "Tamam. Gir içeriye." dedim. Abim evde değildi zaten...

Derin bir nefes alıp "Bak Asu sana asla yalan söylemeyeceğim. Ne istersen sorabilirsin." dedi gözlerimin içine bakarak. Ona güvenmek istemiyordum sadece dinlemek istiyordum. Merak ediyordum ne diyeceğini. Kafamı olumlu anlamda sallayıp "Tamam. Soruyorum." deyip düşündüm. Aklıma takılan bir sürü şey vardı. Teker teker hepsini soracaktım.

"İlk olarak depo çok aklıma takılıyor. Deponun yerini neden öğrendiniz? Ne yapacaktınız? Amacınız neydi?" dedim merakla. Gözlerimin içine bakarak düşündü ve konuşmaya başladı. "Onlar bizim mallarımızı çaldılar. Mallarımızı onlardan geri almak için buna ihtiyacımız vardı." dedi güven verir bir şekilde. Kafamı olumlu anlamda sallayıp diğer soruma geçtim. Bu sefer Piçizler'in kalpazanlık yapması ve Berkan'ları neden ilgilendiriyordu? "Neden Piçizler'in kalpazanlık yapması sizi bu kadar ilgilendiriyor?" dedim merakla bekleyerek. Hırslı bir şekilde yerinde dikleşip konuşmaya başladı. "Çünkü bizi dolandırdılar. Bizim şirketimizle anlaşma yapıp bizi dolandırdılar. Batıyorduk neredeyse deponun yerini öğrenip mallarımızı geri aldık ve işleri yoluna soktuk. Yoksa bitiyorduk. Gerçekten güven bana Asu." dedi yalvarır bir şekilde. Şüpheli bir bakış atıp aklıma Alesya'ya çarpan kişi gelmişti. Miraç'ın yaptığına hala anlam bulamamıştım. "Peki. Alesya'ya araba çarptığında videoyla oynanmıştı. Bunu nasıl açıklayacaksın? Miraç neden iyice araştırmamızı engelledi?" diye sordum. Buna yapacağı açıklamayı çok merak ediyordum. Bunun mantıklı açıklaması ne olabilirdi?

"Bizim bu işle ilgili hiçbir bilgimiz yok. Miraç çok iyi araştırmacıdır ve kimseye güvenemez bu konuda. Her zaman kendi yaptığı işi daha iyi bulur. O yüzden kendisi üstlendi. Videoda zaten hiçbir şey yok. Baya orijinal olduğu belliydi. Oynanma olsa belli olurdu. Gerçekten Asu. Eğer birazcık beni tanıdıysan doğru söylediğimi anlarsın." dedi yine yalvarır tonda. Güven verici bir şekilde konuşuyordu. Güvenebilirdim. Bu konuyu kızlarla konuşmak istiyordum. Kendi düşüncelerimle yola çıkamazdım.

"Tamam Berkan. Teşekkür ederim. Bunu düşüneceğim." deyip gitmesi için ayaklandım. O da bunu anlayıp kapıya doğru yöneldi. Kapıya geldiğinde kapıyı açıp "İyi geceler." deyip kapıyı çekti ve gitti. Derin bir nefes alıp verdim. Berkan'a inanmakla iyi mi yapıyordum? Gittikçe işler daha da kötüleşiyordu. Her şey daha da karışıyordu. Açıklığa kavuşturmak için çabalıyorduk fakat çok yoruyordu bu bizi.

Işıkları teker teker kapatıp odama çıktım. Bu konuyu kızlarla konuşmak istiyordum. Yarın onları çağırıp konuşacağım. Hemen elime telefonumu aldım. "Yarın erkenden bana gelin." diye gruba mesaj yazdım.

Artık düşünmekten kafama ağrı girmişti. Saçlarımı sıkan tokadan kurtarıp yatağıma geçtim. Saçlarımı açtığımda gelen rahatlıkla mayışmıştım. Gözlerimi kapattım ve kafamı boşaltarak uyumaya çalıştım.

Perdemin arasından yüzüme yansıyan güneş ışınlarıyla yavaşça gözlerimi açtım. Yatakta doğrulup esnedim ve elimi yüzümü yıkamak için banyoya gittim. Musluğu açıp kendime aynadan baktım. Ne yapacağımı ya da kime inanacağımı bilmiyordum. Dün Berkan'ın anlattıkları kafamı daha çok karıştırmıştı. Sorduğum soruların hepsine cevap vermişti. Gözlerimin içine bakmıştı. Yalan söylediğini zannetmiyorum. Yalan söylese bu kadar rahat olmazdı. Gözlerinde hep pişmanlık gördüm. Bir anda onlara nasıl böyle davrandık diye düşündüm.

Asena'nın bir anda kükremesiyle ve araştırmasıyla onları ne dinlemiştik ne onlara güvenmiştik. Berkan'ı önceden dinlemediğime biraz pişman olmuştum. Asena Berkan'ın hesabında düşüş var demişti ama deponun yerini öğrendikten sonra yükselmişti. Bunun cevabını dün Berkan'dan almıştım. Piçizler'in suçlu olduğuna tekrar emin olmuştum. Berkan'a inanıyordum. Keşke bu olayları yaşamasaydık. Peki bu olaylar yaşanmasaydı Piçizler'le nasıl bir durumda olurduk?

Zilin çalmasıyla kendimi silktim. Dalmıştım. Açık unuttuğum muslukla eli yüzümü yıkayıp musluğu kapattım ve hızla aşağıya indim. Kapıyı açtığımda  karşımda Kumsal ve Alesya vardı. Unutmuştum. Dün akşam 'Yarın bana gelin.' diye mesaj yazmıştım ve şuan karşımdalardı. Kumsal beni itip içeriye girdi ve "Asena ve sen de huy galiba. Her seferinde bizi kapıda bekletip donduruyorsunuz." dedi ve oturma odasına geçti. Gülümseyip kafamı olumsuz anlamda salladım ve Alesya ile birlikte Kumsal'ın peşinden gittik.

Koltuklara oturduğumuz da Kumsal bana baktı. "Ee anlat! Neden bizi çağırdın?" dedi merakla. "Dur Asena gelsin anlatacağım." dedim. "Off! Asena'ya sonra anlat merak ettim." dedi Kumsal dudağını büzüp. "Asena'yı bekleyeceğiz Kumsal." dedim tekrar. Kumsal nefes vererek kollarını göğsünün üstünde birleştirdi.

Kapı çaldığında "Asena geldi. Ben açıyorum." dedi Kumsal ve hızla ayağa kalkıp koştu. "Bu kız ne kadar meraklı. Anormal resmen." dedi Alesya gülüp. "Hangimiz anormal değiliz ki?" dedim gülümseyerek. "Zor bir soru sordun. Cevaplayamam." dedi Alesya. Biz Alesya ile konuşurken içeriye Asena ve Kumsal girince konuşmamızı kesip onlara döndük. "Sabah sabah senin yüzünden kalkıp buraya geldim. Zaten başım ağrıyor." dedi Asena başını tutarak. "Düğünde o kadar içme dedim ama dinlemedin. Bu da sana ceza olsun." dedi Kumsal ve Asena'nın kafasına vurup koltuğuna oturdu. Asena Kumsal'ın yanına oturup Kumsal'ın kafasına vurdu. "Vurma kafama bir daha. Çok ağrıyor." dedi Asena sızlanıp. "Tatlı tartışmanıza son verir misiniz?" dedim gülümseyerek. "Ne oldu kıskandın mı? Seninle de tartışırım merak etme. Zaten benden hoşlandığını anladım. Sabah sabah beni buraya çağırdın. Neden? Beni görmek için çağırdın." dedi Asena gülümseyip. "Kızlar Asena dün sarhoş mu olmuştu yoksa ben mi hatırlamıyorum?" dedi Kumsal. "Ne varmış halimde?" dedi Asena Kumsal'a bakıp. "Neyse en iyisi Asu bizi niye çağırdığını anlatsın. Sonra Kumsal ve Asena tatlı tartışmasına devam eder." dedi Alesya. "O zaman anlatıyorum dikkatlice dinleyin." dedim ve anlatmaya başladım.

"Dün Berkan geldi. Benimle konuşmak istiyormuş." dedim ve Asena sözümü böldü. "Niye gelmiş? Konuşmadın değil mi?" dedi Asena kaşlarını çatıp. Az önce ki komik ve gülen Asena gitmiş yerini sert Asena almıştı. "Dur bir bölme. Bakalım bu konunun sonu nereye gidecek." dedi Kumsal. "Sen anlatmaya devam et." dedi Alesya bana bakıp. Kafamı olumlu anlamda sallayıp anlatmaya devam ettim.

"Berkan benimle konuşmak için yalvardı. Ben de kabul ettim ve içeriye girdik. Berkan bana 'Akına takılan ne kadar soru varsa sor.' dedi. Ben de sordum. İlk sorum 'Deponun yerini neden öğrendiniz? Ne yapacaktınız? Amacınız neydi?' diye sordum. Onun da cevab-." sözümü tamamlayamadan bu sefer araya  Kumsal girdi. "Ne cevap verdi?" dedi merakla. "Susarsanız anlatacak kız." dedi Alesya. Ben onları takmayıp anlatmaya devam ettim.

 "Berkan'ın cevabı  'Bizim mallarımızı çaldılar. Mallarımızı onlardan geri almak için buna ihtiyacımız vardı.' dedi. Ya kızlar gözlerimin içine o kadar pişmanlıkla bakıyordu ki acıdım. Onlara güvenmemekle hata yapmışız. Bence onları tekrar dinleyelim." dedim. Asena hızla ayağa kalkıp "Ne diyorsun sen? Hayır. Onlarla konuşulmayacak!" dedi bağırarak. Asena'nın bir anda çıkışmasıyla ben de ayağa kalkıp "Neden? Neden hep senin dediklerin oluyor? Bizim fikrimizi, düşüncelerimizi de biraz göz önünde bulundur." dedim bağırarak. "Kızlar sakin olun." dedi Alesya. Asena Alesya'yı takmayıp bana doğru bir adım attı. "Ne demek istiyorsun? Niye bu kadar aptalsınız? Neden insanlara çok çabuk güveniyorsunuz." dedi Asena sinirle. "Asu cidden neden direkt güvendin?" dedi Kumsal bana bakıp. "Ya anlamıyor musunuz?  O kadar samimi konuştu ki, yalan söylemediği o kadar belli ki." dedim sinirle ve Asena'ya döndüm. "Asıl sen aptalsın Asena. Araştırıyorsun ama adam akıllı araştırmıyorsun. Uğraşmıyorsun." dedim. Artık sinirden titriyordum.  Kızlarla hiç kavga edeceğim aklıma gelmemişti. Hem de bu konu yüzünden hiç gelmemişti.

"Uğraşmıyorum öyle mi uğraşmıyorum? Sana bir şey söyleyeyim mi Asu? Sakın bana inanma Berkan'a inan. Kim aptalmış göreceğiz." dedi Asena ve odadan hızla çıktı. Dış kapının sesini duyunca Asena'nın gittiğini anladım. Koltuğa oturup derin nefes aldım. Gözlerim dolmuştu. "İkiniz de ağır konuştunuz ve birbirinizi kırdınız." dedi Alesya üzgün bir şekilde. "Kimin suçlu olup olmadığını bilmiyoruz ama emin ol ki Asena çok araştırıyor. Ben Asena'ya çok gidip geliyorum ve uğraştığını görüyorum. Asena'nın tek istediği kimseye inanmayalım. Şimdilik." dedi Kumsal. "Tamam yeter susun." dedim ve hızla balkona çıktım.

Kafamı  kaldırıp açık mavi renginde olan  bulutlarla kaplı olan gökyüzüne baktım. Asena'ya haksızlık mi yaptım bilmiyorum ama içimi dökmüştüm. Bazen araştırıyor ve bize söylemiyordu. Sonra bize şunu bunu yap diyordu. Şu zamana kadar haksız çıktığını görmedim ama bir anlık sinirle o sözler ağzımdan çıktı.

Göz yaşlarım yavaş yavaş dökülmeye başladı. Kızları kaybetmek istemiyordum. Hem de hiç.  Onlarla birlikte olmak istiyordum. Bana güç veriyorlardı. Bu çıkmaz sokaktan artık bıkmıştım. O çıkmaz sokağa bir tane daha yol eklenmesini, o yolun doğru yol olmasını ve o yoldan gitmemizi istiyordum.

_____

Bölümün sonu...
Beğendiniz mi? Biraz uzun sürdü bölümün gelmesi. 💗😚😂😁

~Bölüm hakkında ne
düşünüyorsunuz?😊😊

~Ateş Asu'yu neden öptü?

~Berkan doğruları mi söylüyor?

~ Kızların kavga etmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

İg:psikozlarwattpad

Kitapla ilgili haberler için takipte kalın!

♤♡◇♧

Continue Reading

You'll Also Like

93.6K 7.6K 52
İyi bir tenis oyuncusunun mafyalık sınavından ikinci kez geçememesinin sebebi olan kızın gizemi, birbirlerine duydukları aşkın en ilginç şekilde yaşa...
909K 69.6K 56
Kitaplarına sığınmış yalnız bir kız, okuduğu kitabın içine çekilirse ve okuduğu kitabın ana karakter olursa geri gerçek dünyaya nasıl dönmeyi başarab...
193K 10.7K 63
İki Ajan akademisinin bazı nedenlerden dolayı birleşmesi ile öğrencilerin bütün düzeni alt üst olur. Kavgalar çoğalır ve rekabetler artar. ...
792K 46K 34
Kuru öksürükleri durmadı bir süre. Boğazının acısını ben hissetmiş gibi yüzümü buruşturdum. Hastalığı benden kaptığı için kendimi iki kat kötü hissed...