Zayn elimi daha sıkı tutarak sinirlice güldü. Ellerimi acıtmasıyla ona baktım. Kasılan çenesi ve öldürücü bakışlarıyla sinirli olduğumu söylememe gerek var mıydı, bilmiyordum.
"Hayır, anlamsızca bir şaka yaptı." dedi Vera'yı işaret ederek.
Vera gözlerini açarak konuştu. "Ne saçmalıyorsun, Zayn? Ben senin sevgilinim."
Zayn tekrardan beni belimden tuttu. Deja vu günü falan mıydı?
Ona doğru sinirle tısladı. "Artık değil." Daha sonra bir adım geri çekildi ve sesini Cody'nin de duyabileceği şekilde yükseltti. "Neyden bahsediyorsun? Juliet benim sevgilim."
Şaşkınlıkla olanları izlerken, benim saçma yalanım yüzünden Zayn'in Vera'ya sinirini kusamaması beni biraz üzmüştü. Çünkü şu an onun ağzına sıçmasını izlemek için her şeyi yapabilirdim.
Vera dehşete uğramış gibi ikimize bakarak, sinirin onu ele geçirmesine izin verdi. "İkinizin arasında bir şey olduğunu biliyordum! Bütün bu mesajlaşmalar, gece konuşmaları.. Salak mı sandınız beni? Sonunda bu kaltak istediğini elde etti."
"Burada kaltak olan biri varsa o da sensin." Alayla güldüm.
Zayn bir adım attı. "Laflarına dikkat et, Vera.
Vera umursamayarak güldü. "İşte bu yüzden Cody'le ilgilenmeye başladım. Ve biz çok mutluyuz." Cody'nin elini kavrayıp ona baktı. "Değil mi, tatlım?"
Cody sıkıntıyla Vera'ya baktı. "Dinle.. Tek istediğim seksti. Erkek arkadaşlık yapmamı bekliyorsan, benden bekleme."
Vera sinirle ve şaşkınlıkla Cody'ye baktığında, ayağını öfkeyle yere vurdu ve çantasını alıp odayı sinirle terk etti. Bende Zayn'in kolunu okşadım. "Hadi gidelim."
İkimiz şirketten çıkıp arabaya bindiğimizde, olabildiği kadar hızlı sürüp direkt eve gitmek istiyordum. Arabanın içini Zayn'in sinirli nefes alış-verişleri kaplayınca, konuşmak için sinirinin geçmesini bekledim.
Olayla hala inanmakta zorluk çekiyordum. Ben Zayn'in beni sevmesini inanılmaz yoğun bir duyguyla isterken, benim hayalimi yaşayan birinin onu aldatmasını bir süre aşamayabilirdim.
Yaklaşık 20 dakikada gelmem gereken yolu, gerginlikle yarı sürede gelince arabayı gelişigüzel park ettim. Zayn arabadan inince bende peşinden onu takip ettim. Kapıyı çaldı. Trisha mutfak önlüğüyle bizi görünce içtenlikle gülümsedi. "Hoşgeldiniz çocuklar."
İkimizde gerginlikten dolayı cevap vermeyip direkt eve girince Trisha'nın yüzü soldu. Oğluna bakıp bir şey anlamayınca bakışlarını bana çevirdi. Bende Zayn'in arkasından beden dilimle Trisha'ya olayı anlatmaya çalışıyordum.
İki elimin işaret parmaklarını birbirine sürterek ayırdım ve gözlerimle Zayn'i işaret ederek ağlıyor numarası yaptım.
Bu, Zayn ve Vera ayrıldı ve Zayn'in morali bozuk, demekti. Ama dışarıdan embesil hareketler yapan bi gerizekalıya da benziyor olabilirdim.
İkinci anlattığıma daha çok uyuyor olmalıydım ki Trisha bir şey anlamayarak Zayn'in kokundan tutup kendine çevirdi. "Neyin var oğlum?"
Zayn kısa bir süre annesine baktı. "Bir şey yok. Vera'yla ayrıldık."
Trisha kaşlarını çattı. "Neden?"
"Uzun hikaye. Odama çıkabilir miyim?"
Trisha şefkatle başını salladı. Ben de Zayn'i takip ettim. Odasına girince bende girdim ve kapıyı kapadım. Yatağa oturunca bana baktı.
"Nasıl hissediyorsun?"
"Biraz hayal kırıklığına uğradım," dedi. "Uzun bir süre önce bitirmeliydim."
"Seni haketmiyor."
Gözleriyle beni süzerken telefonu çaldı. Cebinden telefonunu çıkartıp kimin aradığını görünce tekrardan sinirlendi. "Şimdi de beni mi arıyor?"
"Engelle. Ya da bana ver."
Telefonunu alıp meşgule attıkta sonra Vera'ya bir mesaj atıp öyle engelledim.
Zayn: bir daha yüzsüz gibi beni arama dalyarak
Zayn: siktir git şimdi
Telefonu geri Zayn'e verince, Vera'ya attığım mesajları okudu. "Yuh Juliet, biraz ağır olmamış mı?"
"Şaka mısın? Seni aldattı amına koyayım."
"Haklısın." Sonra yatağına uzanıp tabana baktı. "Özgür biri olmanın hissini unutmuşum."
"Abartma, Zayn. Sadece 2 aydır çıkıyorsun."
Benim onları her gördüğümde moralimin bozulduğu 2 koca ay.
"Bu az bir zaman dilimi mi?"
Benim için değildi.
Güldüm. "Özgür bir adam olarak ilk neyi yapacaksın?"
"American Horror Story'nin yeni bölümünü izleyeceğim."
Gözlerimi devirdim. "İğrençsin."
"Senin gibi. Biraz kafamı dağıtmam lazım. Tanıdığın bir kız var mı?"
"Kız mı?" dedim şaşkınlıkla. Bu kadar hızlı davranması iyi değildi.
"Evet. Dişi insan."
"Kelime anlamını biliyorum. Bir kızdan yeni ayrıldın ve sana başka bir kız ayarlamamı mı istiyorsun?"
"Evet?" dedi sanki çok saçma bir şey demişim gibi.
Tam cevap verecekken odanın kapısı çalındı.
"Girebilir miyim?"
Zayn bakışlarını benden çekip kapıya yöneltti. "Gir, anne."
Trisha odaya her zamanki gibi güler yüzle gelip yanımıza ulaştığında, içtenlikle oğluna bakıyordu. "Hafta sonu West Sussex'e gidiyoruz."
"Güzel. Gidin."
Trisha bakışlarını üzerimizde gezdirdi. "Siz de gelirsiniz diye düşündüm. Hem senin ailen de geliyor, canım." dedi beni işaret ederek. "Ayrıca kuzenin Cordelia'da orada olacakmış."
Cordelia mı? Ölmek istiyorum!
Zayn kahkaha attı. "Aileniz toplu Sheakspeare hayranı falan mı? Juliet, Cordelia.. Sıradaki isim ne? Macbeth mi?"
"Of, kes saçmalamayı. Kulağa güzel geldiği için koymuşlardır." Saçlarımı düzeltip sinirle Trisha'ya baktım. "Sidikli Cordelia niye geliyor ki?"
"Sidikli mi?"
"13 yaşına kadar altına işerdi."
Zayn annesini dürttü. "Juliet'e ne kadar da çok benziyor, değil mi anne?"
"Saçmalama Zayn. Ben 5 yaşımda altıma işemeyi bıraktım."
"Kesin öyledir." dedi sırıtıp göz kırparak.
Trisha sürekli ikimizin didişmesine bakarken dayanamayıp lafımızı kesti. "Cordelia'nın ailesi Almanya'ya gidince, evde tek kalmış. Annen de dayanamayıp davet etti."
"İyi bok yedi."
"Anlamadım?"
"Yok bir şey."
"E, geliyorsunuz değil mi?"
Zayn bana bakarak sırıttı. "Juliet gelmeyi çok ister."
"Ben.. Benim planlarım var." Şu an tek istediğim şey 40 yaş üzeri insanlarla -ve sidikli Cordelia'yla- aile gezisi yapmaktı. Gerçi Doniya'lar geliyorsa bu durum benim için daha az acı verici olabilirdi ama yine de evde durmayı yeğlerdim.
Zayn ciddileşti. "Ne planları?"
"Plan işte. Her şeyi sana söylemiyorum."
Gülerek annesine döndü. "Planı falan yok anne. Eminim sizinle gitmekten keyif duyar."
Trisha bir bana bir de oğluna bakarken güldü. "Çok güzel olacak."
Hışımla Zayn'e döndüm. "Senin de planın yok. Niye gelmiyorsun?"
"Benim işlerim var."
"Yalan söylüyor, Trisha. O da gelmekten keyif duyar."
Trisha ellerini birbirine çırparak kahkaha attı. "Harika olacak. Hemen Stella'ya söylemeliyim!" dedi ve odadan çıktı.
Trisha'nın ardından bakarken Zayn hafifçe omzuma vurdu. "Hey, bu adil değil!"
"Eğer ben gidiyorsam, sen de benimle geliyorsun." dedim kendimden emin bir şekilde.
Zayn tekrar yatağa oturarak ofladı.
"Bak, aileni seviyorum ama hem seninkiler hem de benimkiler bütün bir gezi boyunca bizi bir çift kalıbına sokacaklar."
"Sadece umursama."
"İyi."
Telefonumu elime aldım. "Pizza siparişi vermek ister misin?"
Zayn yatağa uzandı. "Bu bir soru mu?"
Güldüm. "Ayı olduğunu unutmuşum." Telefonumla pizzacıyı tuşlayıp arayacakken şarjımın bitmesi sinir bozucu olmuştu. "Şarj aletin nerede?"
"Mutfakta olması lazım."
"Tamam, bekle." dedim ve odadan çıkıp merdivenlerden aşağı inmeye başladım. Evin kapı zili çalınca -Doniya'lar gelmiş olmalıydı- kapıyı açmaya yönelecekken, beni göremeyen Trisha benden erken davrandı.
"Vera?" dedi Trisha.
Gelen kişinin adını duyunca duraksadım ve korkulukların ardına gizlenerek olanları izlemeye başladım.
Vera hışımla içeri girdi. "Zayn burada mı?"
"Evet, yukarıda Juliet'le birlikte." duraksayıp devam etti. "Ayrıldığınızı duydum, iyi misin?"
Vera sinirle nefes verip saçlarıyla oynamaya başladı. "Zayn ve Juliet sevgili olduğu için ayrıldık, Trisha. Suçu oğlunda ara."
Trisha dehşet içinde Vera'ya baktı, ve ben kendime lanet ettim. Bir yalan bu kadar büyümemeliydi.