PSİKOZLAR

By psikozlukdizboyu4

219K 12.6K 8.3K

Karanlık deponun içerisinde başlayan bir oyun. Sanki bir oyun masasında gibiydiler. Sadece Psikozlar vardı am... More

TANITIM
TANITIM 2
1.Bölüm ~KURTARICI MELEKLERİM~
2.Bölüm ~TOP~
3.Bölüm ~KAVGA~
4.Bölüm ~KAPAT HAYRİYE KAPAT~
5.Bölüm ~STALKÇI PİSLİK~
6.Bölüm ~SUSHİBA~
7. Bölüm ~BADANA KAVGASI~
9.Bölüm ~PİÇİZLER VE BOYALILAR~
10.Bölüm ~TEMİZLİK GÜNÜ~
11.Bölüm ~FOTOĞRAFLAR~
12.Bölüm ~ATARLI GENÇ~
13.Bölüm ~KIZGIN~
14.Bölüm ~PİÇİZLER GAY Mİ?~
15.Bölüm ~ORTALIK KARIŞIYOR~
16.Bölüm ~SARMA~
17.Bölüm ~İLİŞKİ DURUMU KARIŞIK~
18. Bölüm ~BOK BEYİNLİ~
19.Bölüm ~YENİ PİÇİZ DOĞUYOR!~
20.Bölüm ~SÜNGER BOB~
21.Bölüm ~BALON AŞKI~
22.Bölüm ~YANINIZDAKİ ÇOCUKLAR KİMDİ?~
23.Bölüm ~SAKIN UNUTMA BANA ACI ÇEKTİRMEYİ~
24.Bölüm ~KIZ İSTEME~
25.Bölüm ~ÖLÜM GİBİ HAFTA SONU~
TANITIM VİDEOLARI❤
26. Bölüm ~HASTAYIZ~
27.Bölüm ~HERŞEY YENİ BAŞLIYOR~
28.Bölüm ~BEKLENMEYEN~
29.Bölüm ~SENİ KORUMA DUYGUSU~
30. Bölüm ~İŞLER DEĞİŞİYOR~
31.Bölüm ~BÜYÜK SIR~
32.Bölüm ~ÇAĞAN'IN KIZI~
33.Bölüm ~ÇIKMA TEKLİFİ~
34. Bölüm ~SIRLAR AÇIĞA ÇIKIYOR~
Tanıtım Videoları 2 ~Sadece Kızlar~
Tanıtım Videoları 3 ~Sadece Erkekler~
DUYURU●SORU~CEVAP
35.Bölüm ~SENDEN NEFRET EDİYORUM~
36. Bölüm ~ANİ ÖLÜM!~
37.Bölüm ~HER ŞEY BİTTİ~
38.Bölüm ~YENİDEN Mİ?~
39. Bölüm ~NE OLUYOR BURADA?~
40.Bölüm ~SENİ SEVİYORUM~
MERHABA
41.Bölüm~NEDEN YA, NEDEN?~
42. Bölüm ~YILBAŞI~
43. Bölüm~ MAHŞERİN DÖRT KUŞU~
44.Bölüm ~ÖZGÜRLÜĞÜN 1. GÜNÜ~
45.Bölüm~UNUTMA SEANSI!~
46.Bölüm ~ATEŞ'İN İNTİKAMI~
47.Bölüm ~HIRKA~
48.Bölüm ~MASAL GİBİ~
49.Bölüm~OYUN BAŞLIYOR!~
50.Bölüm ~İNTİKAM~
51.Bölüm ~KİBRİT~
52.Bölüm ~PEMBE MEZARLIK~
53. Bölüm ~ KÜÇÜK BİR ÖPÜCÜK~
54. Bölüm ~ YANLIŞ YOL!~
55.Bölüm ~TATLI KÜÇÜK YALANLAR~
56.Bölüm ~OYUN MU? GERÇEK Mİ?~
57.Bölüm ~SIRLARLA DOLU ÖPÜCÜK~
58.Bölüm ~ÇIKIŞ KAPISI~
59.Bölüm ~ALKOL ETKİSİ~
60.BÖLÜM ~DUHAN AŞIK OLDU~
61.Bölüm ~GÜÇLÜ~
62.Bölüm ~DİKEN~
63.Bölüm ~OYUN~
64.Bölüm ~BEBEK GELİYOR!~
65.Bölüm ~İŞ BİRLİĞİ~
66.Bölüm ~2 ŞOVALYE,1 PRENSES~
67.BÖLÜM ~FİNAL~
DUYURU!
~Sorular~
~Cevaplar~
DUYURU!
~PSİKOZLAR 2 KESİT~

8.bölüm ~KOMŞU ÇOCUKLARI~

3.5K 229 67
By psikozlukdizboyu4

Medya:Bora ve Kaan

Athena- Kafama göre

-

Alesya'dan...

"Ah! Bu ben kendimi nerelere koysam?" Saçlarımı yanlardan iki örgü yaparken bağırarak şarkı söylemeyi de eksik etmiyordum. Aynı zamanda da kızlarla dün ettiğimiz kavgayı düşünüyordum. Hırsımı hala alamamıştım. O kızlarla son kavgamız olduğunu zannetmiyordum. En azından tek başıma değildim. Güvenebileceğimi düşündüğüm birileri vardı. Bu sene uzun zaman sonra ilk kez düzgün bir arkadaşlık kuracağıma inanmıştım.

Bu kızları çok sevmiştim. Hepsi birbirinden farklıydı ve eğlenceliydiler. Aradığım arkadaşlık buydu işte. Asu çok gülüyordu, Asena psikopat ve soğuktu ama biz onun içindeki sempatikliği görüyorduk, Kumsal çok güzel ve bakımlı biriydi. Bakımı yüzünden her yere geç geliyordu zaten. Ben mi? Ben sayko birisiydim, çevremdekilerin tabiriyle. Dıştan ne kadar sessiz görünsem de insanların kuyusunu hiç beklemedikleri bir anda kazabilirdim. Boşuna kızlar bana "Sinsi Salvador" demiyorlardı. Kızlarla grupta yaptığımız konuşmalarda olaylara hep sinsice yaklaştığım için 'Sinsi Salvador ' demeye başlamışlardı.

Düşüncelerden ayrılıp sonunda kendime gelebilince saçlarımı örmeyi de bitirmiştim. Ardından okul için üstümü giyip aşağı indim. Annem bugün her zaman ki gibi şıktı ama resmi giyinmişti. 'Bir yere mi gidiyorlardı?' diye düşündüm.

"Nereye bakalım Anneciğim?" Annem bana dönerek "Günaydın bugün babanın toplantısı varmış. Toplantıdan sonra iş seyahati varmış. Ben de onunla gideceğim iki gün kadar yokuz tek kalabilecek misin?" Kafamı olumlu anlamda sallayıp kahvaltı etmeye başladım. Ailemi seviyordum ama bu işin ışık vuran yanıydı. Karanlık tarafından bahsetmek bile istemiyordum. Niye mi? İş, iş, iş... Göründüğü kadar harika bir hayatım yoktu.

Kahvaltıdan sonra babam ve annem çıktılar ben de onlardan bir kaç dakika sonra çıkıp kaldırımda yürümeye başladım. Kızları görür görmez hızla koşmaya başlamıştım. Asena'nın sırtına atlıyıp "Günaydın!" diye bağırdım. Asena hiç şeklini bozmadan" Ne kadar hafifsin(!)" dediğinde sesli bir şekilde güldüm. Sonra Asena beni güzel bir şekilde(!) aşağı indirmişti. Kumsal her zaman ki gibi ortalar da yoktu. Asu telefona bakıp sosyal medya da geziniyordu. Biz bu şekilde okula gidiyorken tanıdık birinin önden bir çocukla konuşarak gittiğini gördüm. Bir dakika bu Kumsal'dı. Çocuk gördüğüm kadarıyla baya yakışıklıydı. Bizim kız biliyordu ağzının tadını ne diyebilirdim ki?

"Kızlar bakın şu Kumsal değil mi?" "Kumsal!" diye bağırınca kız doğal olarak şaşkınca arkasına döndü. "Hey! Kumsal." diyerek bir elimi havaya kaldırdım. Asena eliyle kolumu cimcirince inleyerek elimi koluma götürüp, çenemi kapadım. Bu kızların yanındayken efendiliğimi bir anda kaybediyordum. İçimden adeta tanıdığım ama görmezden geldiğim canavar çıkıyordu. Kumsal'ın yanına varınca yanındaki çocuk bize gülümseyerek baktı. Kumsal dişlerini göstererek ona gülüyordu. Tam ağzına vurmalıktı ama arkadaşımızı rezil etmeme kuralı vardı.

"Merhaba ben Bora." diyerek kendini tanıttı. "Ben Asena yanımda ki arkadaş Alesya ve bu at gibi sırıtan da Asu." diyerek gözlerini devirdi. Ben düz bir şekilde çocuğa gözlerimi dikmiş bakıyordum. Asu ise söylemeye gerek varmı? Hepimiz yolda yürürken  yanımıza koşarak gelen sarışın bir çocuk çok dikkatimi çekmişti. Bora çocuğu görür görmez "Hoşgeldin kardeşim." dedi. Ben Asena'nın omzuna kafamı yaslayarak ona bakıyordum gözlerimiz kesişince bir an da sebebsizce paniklemiştim. Doğal olarak affalladım ve fark etmeden saçma sapan hareketler yapmaya başladım. Ciddi anlam da söyleyebilirim ki dışarıdan görenler beni spastik sanabilirdi.

Çocuk hepimizi yeni yeni fark edince " Bunlar da kim?" dedi. Bora denen çocuk hepimizi tanıtıp Kumsal'ın arkadaşları olduğumuzu belirtti. Kumsal'ı nereden tanıyorlardı ki?  "Kumsal'la nereden tanışıyorsunuz?" diye bir soru attım ortaya "Karşı komşuyuz." dedi ve gülümsedi. Başımı salladım ve önüme döndüm. Okul bahçesine geldiğimizde önden yürüyen sarışın çocuğa bakmaya devam ettim. Hep beraber sınıfa doğru gidiyorduk. Bora ve diğer sarışın çocuk ta bizimle aynı sınıftaymış,aslında çocukları hiç tanımıyorduk ama çok samimi gelmişlerdi. Umarım samimi bulduğum fikrinde haklı çıkabilirdim. Tuhaf bir şekilde histerik olarak o an o çocuğu çok tanımak istemiştim. Normal de herkesle kolay kolay konuşup tanışabilen bir kız değildim ama eğer bir konuşma başlatırsam bu benim için hiç zor olmazdı. Evet,belki sessizim ama çok arkadaş canlısı biriyim. İnsanları tanıyıp fikir edinmeyi seviyordum.

"Merhaba adın ne?" deyip gülümsedim. Şuan aklımdan binlerce soru geçiyordu. Saçma bir başlangıç mı oldu?, Ya benimle konuşmak istemezse?, Ya terslerse...? Gibi kafamı saçmalıklarla doldurmaya başlamıştım bile. Bunun sebebi de tamamen anksiyetemden dolayı oluyordu. Kötü bir kaygı hastalığım olduğu için insanlara yaklaşmak ve onlara açılmak o kadar kolay değildi. Ne kadar utanç verici gözüktüğümü düşünsem de tanışmak için bunu yapmak zorundaydım. Gülerek "Kaan senin?"diye yanıtlayınca içime serin sular serpilmişti.  "Alesya." dedim gülerek ve bu şekilde sohbet etmeye başlamıştık.

Sınıfa gelince piçizler yerlerinde oturuyorlardı. Asena ve ben yerimize oturduk. Önümüzde de Kumsal'la Asu oturuyordu. Onların önüne de Bora ve Kaan oturmuştu.

Kumsal da Bora ile baya samimi olmaya başlamıştı. İçimden bir ses yine de bu çocuklara çok güvenmememiz gerektiğini söylemeye başlamıştı. Kaan bize dönüp "İlk ders ne biliyor musunuz?" dediğinde "Matematik" diye yanıtladım. "Matematikte iyi misin?" dedi."İyi sayılırım. Asena ve Asu'nun matematiği çok iyi Kumsal'la biz biraz daha gerideyiz galiba." dedim ve Kaan güldü.

Hoca geldiğinde ayağa kalktık. "Oturabilirsiniz." komutu gelince oturduk. Bir süre sonra hoca derse başlamıştı. Ben de önüme dönüp dersi dinliyordum. Yani en azından dinliyormuş gibi yapıyordum. Hoca "Alesya bize bu soruyu çözer misin?" dediğinde bön bön hocaya baktım. sessizce "Allah kurtarsın." diyen Kaan'a gözlerimi yumdum.

Tahtaya kalkınca soruya bakıp bir şeyler yaptım. Soruyu çözdüğümü sanmıştım ama bir yeri yanlış yapmıştım. Çağan ayağa kalkıp "Hocam çaylak insanlara soru çözdürmeyin bırakın da profesyoneller çözsün." dediğinde "Sen o zaman tahtaya bir daha kalkamazsın." dedim ve alayla baktım. Asu oradan gülmeye başlayınca Ateş "Ne gülüyorsun kızım ayı mı oynuyor?" dediğinde Çağan'ın yediği lafla kalışını örtmeye çalışıyordu belli ki. Asena "Oynuyorsa oynuyor sanane." dediğinde Barlas "Bana bak kızım,aklın sıra herkese sallıyorsun. Yapma bence!" dediğinde Kumsal "Sen kendine bak bence. Başkasının derdi seni germesin." Barış altta kalır mı hemen lafa atladı "Sen nasıl arkadaşını savunuyorsan,o da savunuyor." dediğinde sınıf birbirine girmişti.

Matematik hocası ve ben birkaç saniye bakışıp kaçalım ve Miami' ye yerleşelim planları yaptıktan sonra sınıfı sakinleştirip soruyu tamamladı ve ders te böylece geçip gitmişti.

🍰🍰🍰🍰

Zil çalınca biz de bahçeye inmiştik. Kaan ve Bora da bizimle gelmek istemişlerdi. Zor da olsa iyi çocuklar oldukları için sanırım izin vermiştik ama fazla samimi değildik. Zaten ilk günden nasıl samimi olunur ki? Boş bir çardağa geçip oturduk ve sohbet etmeye başladık. Tabii Asena sert bakışlarıyla Bora ve Kaan'a bakıyordu. Kızlara dönüp "Bu akşam kaçamak yapıp bana gelsenize. Pijama partisi yaparız. Annemler evde değiller." dedim. Asena zaten dünden hazır "Bana uyar." dedi. Asu da "Olur." dedi. Kumsal "Anneme bir sorayım izin verirse gelirim kanka." diyerek telefonunu eline aldı ve arayıp izin aldı.
"Akşam çok eğleneceğiz!" diye bağırdım. Kaan bana gülerek "Tuhaf bir kızsın" dedi. Ona gülerek "Tabii,her zaman ki halim."dedim.

Karşı çardakta oturan Piçizlere baktım. Sinirle bize bakıyorlardı. Düşman olmak için resmen kapı açmıştık.  Bir de içeriye buyur ediyorduk. Hayatımız da ki sorunlar yetmiyormuş gibi şimdi de okul da ki bu çocuklar çıkmıştı. Nedir  bu nefret anlamıyordum ki? Oktar'ın Kedicikleri adını verdiğim Boya badanalar bize doğru geliyorlardı. İçimden bir 'hadi bakalım hayırlısı.' dedim.

"Dün bize yaptıklarınızın hesabını ağır ödeyeceksiniz çelimsizler." dedi bir kız bu kadar düşebilir miydi? Asena ayağa kalktı ve elini masaya vurarak "Sen yine dayak istiyorsun galiba?" diyerek Dilara'ya yaklaştı. Biz de onunla beraber ayağa kalkarak onun arkasına geçtik. Okul,okul değil eşkiya dünyaya hükümdar olamaz yemin ediyorum.

Arkadan kaşlarını çatmış  Merve'ye bakıp elimi açarak avucumun içini kaşıdım. Diğerleride bu yaptığım harekete bakarken olaya bir açıklık getirdim. Sırıtarak ve alayla "Sizi böyle tek tek kaşırım bir daha kaşınamaz hale gelirsiniz." dedim.

"Ne diyorsun kızım sen, seni döverim." diyerek öne atılan Başağ'ı Kumsal tek eliyle omzundan itince. Kız sendeleyerek yere düşerken diğerleri de yandan yandan kaybolmaya başlamışlardı. Nöbetçi Öğretmen bizi görmeden olay kapanmıştı. Başak "Bu olay burada bitmedi kızım, siz görüceksiniz." diyerek yaylandı. Asu "Görelim bakalım ne yapıyorsunuz boya badanalar." diye bağırarak el salladı.

Zil çaldıktan sonra sınıfa girdik bütün gün bu şekil de geçip gidiyordu. Son derse geldiğimiz de kafamı yorgunca sıraya koydum. Ders tarihti ve piçizler bizim yanımıza geçecekti. Kaan'a mecazi anlam da hüzünle el sallarken Çağan'nın yanına geçmiştim ve gözlerimi devirip kafamı sıraya geri koydum.

"Sizi uyarmıştık hala inatla o kızlara sataşıyorsunuz." dediğinde kafamı kaldırıp ona baktım kaşlarını çatmıştı. Bende çatıp "Acaba size ne bundan? Ne kadar ilgilendiriyor yani? Belaysa bela, olaysa olay, bizim başımıza geliyor sonuçta. Sen kendi işine bak." Üzerine bastıra bastıra söylediğim bu kelimelere Çağan alayla güldü ve "Eğer o kızlar yüzünden başınıza bir gün kötü bir şey gelirse bu söylediklerini zevkle sana hatırlatacağım."dedi gözlerimin içine bakarak. Kaşlarımı çatıp "Umarım senden gelirde,bende sana bu uyarını zevkle hatırlatırım. Çünkü sizden gelme ihtimali daha yüksek gibi." dedim ve kafamı camdan tarafa çevirip aramızda ki küçük tartışmaya noktayı koydum.
Daha sonra kafamı sıraya koyup ders boyunca uyumaya devam ettim.

Ders bittiğinde zil çaldı ben ise kafamı yumuşak bir şeye koyduğumu fark etmiştim. 'Sıra neredeydi yastığıma mı kavuştum sonunda?' diye düşünüyordum ama sadece düşünüyordum. Mutlulukla yattığım şeyi öperken gözlerimi fal taşı gibi açtım.

Sırıtan Çağan'ı görmemle çığlığı bastım. Elimi hızlı bir şekilde suratıma götürüp silmeye başladım. "Ya! Senin kolunun orada ne işi var geri zekalı?" Çağan haykırarak gülünce ben ağzım açık bir şekilde ona bakıyordum. Buraya doğru gelen Kaan'ı görünce kafamı ona çevirdim.

"Gidiyoruz geliyor musun?" dediğinde 'evet' anlamın da kafamı sallayıp çantamı kaptığım gibi Çağan'ı sıradan itip kapıya doğru yürüdüm. Çağan bağırarak "Kolumu sen çekmiştin bu arada." dediğinde arkamı döndüm kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu. Ona orta parmak kaldırıp kapıdan çıktım. Aptal, aptal, aptal üçlemesi!

Kızlarla eve doğru yürüyorduk. Bora ve Kaan'ın işi olduğu için onlar erkenden ayrıldılar. Ben de kızlara olanları anlattım. Asena "Sorun olmaz boşver, alt tarafı biraz dalga geçer." dedi kızlar da ona katılırcasına "Aynen" dediler.

Bakkala uğrayıp kızların sevdikleri şeylerden aldık ve onlar eve gidip eşyalarını aldılar. Yarın hafta sonu olduğu için rahattık ve bizim için bir sorun yoktu rahatça geç saate kadar oturup dedikodu yapabilirdik.

Akşam olduğunda kızlarla koltuklara dizilip dedikodu kuyruğu oluşturmuştuk. Kumsal "Ee kızlar biraz kendinizden bahsetsenize?" dedi merakla. Asu "Aslında benim her şeyim orta da. Hayatım da pek fazla değişik bir şey olmuyor. Olan tek şey ailemin beni umursamaması."dedi burukça. Onun için üzülmüştüm. Ben bile bazen ailemi iş seyahatlerinden dolayı çok göremiyordum ve özlüyordum. Onu düşünemiyorum bile. "Benim hayatım son yıllar da normal gidiyor. Pek fazla arkadaşım yok. Şuan en yakın olduklarım sizlersiniz. Geçmiş yıllara dayalı da kaygı bozukluğu hastalığım var. En ufak şeyler de bile fazla kaygılanıp kendimi derin bir kuyuya atabiliyorum. Kulağa tuhaf ve abartı olarak gelebilir ama cidden çok zor bir hastalık."dedim derin bir nefes vererek. Kumsal elimi sıkarak "Bundan sonra yanında biz varız. Birlikte bunu da yenmene yardımcı olabiliriz."dedi gülümseyerek. Ona gülümsedim. Asena 'ya baktığım da düz bir şekilde bizi inceliyordu. Sanırım bizim hakkımız da düşünüyor olmalıydı. "Peki ya sen Asena?"dedim. "Ben hayatımdan bahsetmeyi pek sevmem."dedi sesinde hafif bir soğukluk vardı. "Hayatından bahsetmek zorunda değilsin ama en azından sende bir şeyler anlat. Bak burada hepimiz içimizi döküyoruz."dedi Asu gülümseyerek.

Asena "Peki,aslında böyle soğuk olmamın sebebi,geçmişte arkadaşlarım ve ailem tarafından uğradığım ihanetler ve onlara güvenip sonunda hüsrana uğramam. Bu yüzden size de güvenmeye çalışıyorum ama sizce bundan emin olabilir miyim?"dedi Asena bize bakarak. Yerimde dikleşerek "Bak,evet söylediklerinde çok haklısın çünkü senin yaşadıklarına benzer şeyleri geçmişte ben de yaşadım ve o kadar da fazla arkadaşım yok. Ama insanları tanıyıp onlara güvenmek içinde çaba sarf etmelisin. Evet, yine bunun bu konuma kadar gelmiş olma cabası iğrenç ama yapacak bir şey yok."dedim. "Git herkesi tanı demiyoruz  sana ama bize de kapatma kendini. Herkesin sorunları var ve bunları birlikte birbirimize tutunarak çözebiliriz."dedi Kumsal.

Uzun zamandır arkadaşımın olmaması bu yüzdendi sanırım. Resmen bunca yıldır bu kızlar için beklemişim. Ben inanıyordum o aradığımız mükkemmel arkadaşlar bir gün gelip sizi bulacaklar ve gerçekten güvenebileceğiniz ve inanabileceğiniz insanların hala var olduğunu göreceksiniz. Bu kızlar onlar mı bilmiyordum ama içimden bir ses onlar olduğunu söyleyip duruyordu. Hayat buydu işte. Deneyip yanılmadan hiç bir şeyi öğrenemiyordun.

"Kumsal sen kendinden bahset." dedim Kumsal'a bakıp. "Arkadaşlarımın hepsi iyiydi. Asena ve Alesya gibi arkadaşlara denk gelmedim ama sevdiğim erkek tarafından aldatıldım. O günden sonra erkeklere güvenim zedelenmişti. Onu çok seviyordum ve beni aldattığını öğrenince hayatım sanki mâf olmuştu. Büyük bir kuyuya düşmüştüm. Yapayalnızdım ve nasıl çıkacağımı da bilmiyordum. İnsanlarla iyi anlaşırım, arkadaş edinmeyi severim ama herkese her şeyimi anlatmam." dedi. Kumsal'ın gözleri dolmuştu. İster istemez benim de  gözlerim dolmuştu. İnsan sevdikleri tarafından böyle muamele gördüğünde hayattan kopuyordu. Kumsal'a üzülmüştüm. Keşke böyle bir şey yaşamasaydı. Ama yaşamadan da öğrenemiyorduk. Asu Kumsal'ın göz yaşlarını silip "Ağlama." dedi ve Kumsal'a sarıldı. Kumsal da başını Asu'nun göğsüne koydu. Onlara baktım ve gülümsedim. Çok güzel ortamdaydık. Asena'ya baktığım da Kumsal ve Asu'ya bakıyordu. Asena'nın da hoşuna gitmişti. Arkadaşlığı, dostluğu ilk defa içimde hissetmiştim.

"Yanımda olduğunuz için teşekkür ederim." dedi Kumsal gülümseyerek. "İçimi uzun zamandır birisine dökmemiştim." dedi Asu. "Birbirimize daha çok güvendikçe içimizi daha çok dökeceğiz ve o gün uzak değil." dedim gülümseyerek. "Bence de uzak değil. Size alıştım ve güvenmeye başlıyorum." dedi Kumsal. "Asena sen bu konuda ne düşünüyorsun? Sence o gün uzak mı?" dedi Asu. Asena'ya baktım. "Bilmiyorum. Sizi çok çabuk sahiplendim ama güven konusu benim için çok problemli o yüzden size kolayca güvenemem." dedi. "Sen de haklısın. İnsanlar geçmişine göre ders alır ve hayatını ona göre düzenler." dedim.

"Biraz da boyalılar ve piçizlerden bahsedelim." dedi Kumsal. "O konuyu açarsak bence bir daha kapatamayız." dedi Asu gülerek. "Hepsi birbirinden garip." dedim. "O kızlar baba parası var diye her şeyi yapabileceklerini zannediyorlar. Terbiye görmemişler. Bakım yapıyorlar ama ilk içlerine bakım yapmaları lazım." dedi Asena başını olumsuz anlamda sallayıp. "O tip insanlarla pek karşılaşmamıştım ve bu okul da böyle öğrencilerin okuduğunu bilmiyordum." dedi Asu. "Bize sataşmaktan vazgeçmeyecekler." dedi Kumsal göz devirip. "Sataşırlarsa karşılığını veririz." dedi Asena. "Asena varken bize bir şey olmaz." dedim gülerek. Asena bana bakıp güldü "Bana yanlışınız olmadığı sürece hep yanınızdayım." dedi. Asena'nın gülümsemesi içimi ısıtmıştı. "Piçizlerin iyi mi kötü mü olduğunu çözemedim." dedi Kumsal. "Bize sataşıyorlar ama bir yandan da sanki boyalılara karşı korumaya çalışıyorlar." dedi Asu. "Bize sataşmayı seviyorlar. Düşman gözüyle baktıklarını zannetmiyorum tabi bu iler de değişebilir. Kötü birileri değiller ama kendilerini kötü göstermeye çalışıyorlar.  Bu onların korunma ve insanlara söz geçirme şekilleri." dedi Asena. "Asena'ya katılıyorum." dedim. Asena haklıydı. Eğer bize düşman gözüyle baksalardı ve kötü birileri olsalardı bizi korumaya çalışmazlardı. "Kimse piçizleri tam tanımıyor ama iyi işlerle de uğraştıklarını zannetmiyorum." dedi Kumsal. "İyi işlerle ya da kötü işlerle uğraşsınlar burası bizi ilgilendirmez. Bize karşı davranışları bizi ilgilendirir." dedi Asena. "Bize karşı davranışları bir iyi bir kötü." dedim. "Bence böyle hep devam edecekler." dedi Asu. Asu'nun dediğini düşünüce mantıklı gelmişti. Bize ne iyi ne de kötü davranacaklardı. Bazen iyi bazen kötü.  Belki bizle sıkı arkadaşlık edinmek istemiyorlardır. Onlarında geçmişleri  siyaha boyanmıştır. Her şeyi dışarıdan bakılmaması lazım. Onların da  bu davranışlarının mutlaka bir nedeni vardır.

Konu konuyu açarken işin eğlenceli kısmına gelmiştik. "Ee ne dersiniz? Annemin şarap koleksiyonunu patlatayım mı?"dedim munzurca gülerken. Asu "Kızmasın sonra?"dedi. "Yok kızmaz,hem eskileri ellemem,yeni olanları her yerde bulur." dedim ve yukarıda ki Annem'in içkileri bulundurduğu odaya girip bir tane Chateàu Muroe Franc alıp çıktım. Aşağı indiğimde Asena şarap bardaklarını çıkarmıştı bile. Ben şaraplarını koyarken Asena da yiyecek bir şeyler hazırlıyordu.

Kumsal ve Asu da müzik açıyorlardı. Bu akşamın sonu nasıl bitecekti merak ediyordum açıkcası.

🍰🍰🍰🍰

Artık kaç bardak içtiğimizi saymayı bırakmıştım. Hepimiz acayip bir şekilde dağılmıştık. Ben gülerek koltuğa çıkmış saçma sapan hareketler yapıyordum. Asena ve Kumsal saçma pozlarla fotoğraf çekiliyorlardı. Asu da şarkı söylüyordu. Ben sendeleyip yana düşünce çok sesli bir şekilde gülmeye başlamıştım. "Bakın şimdi ne yapacağım kızlar!"dedim ve hızlıca aşağı da ki depoya koştum. Doğum günü partisinden kalan süsleri takıp elime iki tane konfeti almıştım. Yukarı tekrar hızlıca koşarak çıktım ve konfetiyi hazırlayıp salona kızların beklemediği bir an da girip konfetiyi patlattım. Kızlar koltuklar da "Huuu!"diye bağırırken zıplıyolardı. Müzik son ses gelince deli gibi dans etmeye başlamıştık. Ben artık dağıldığımı her hücrem de hissediyordum. 

Saçma fotoğraflar çekilip,suratımıza her tarafa taşmış makyajlar yapıp,Balkona çıkıp bağıra bağıra şarkı söylemiştik. Aklıma gelen fikirle beraber kızlara döndüm. "Araba kullanmayı bilen varmı?"dedim elimi kaldırıp yerimde sallanırken. Asena gülerek ve hafif sarhoş sesiyle "Ben biliyorum."dedi. "Hadi bir macera yaşayalım."dedim ve hepsini kolundan tuttuğum gibi babamın araba garajına götürdüm. Babamın üniversiteye geçince Görkem'e -erkek kardeşime- hediye etmeyi planladığı üstü açık arabayı görünce sinsice gülümsedim.

Hepimiz üzerimizde komik pijamalarımızla arabaya binip hızlıca garajdan çıkmıştık. Asu öne Asena'nın yanına oturmuştu,Ben ve Kumsal da arkaya oturmuştuk. "Uçur bizi Asena!"diye bağırmıştım. Asena evden çıktıktan sonra ana yola geldiğimizde boş olduğunu görüp,bir an da gaza yüklenmişti. Aslında bizi polis yakalasa yanardık ama sarhoş olduğumuz için hiç bir şeyin farkında bile değildik. Rüzgarı saçlarım da hissediyordum ve hava da serindi. Asena radyoyu son ses açınca ayağa kalkıp kollarımı havaya doğru uzatmıştım. Kumsal da benim gibi çok eğleniyordu. Asena da gerginliğini atmış. Bizim gibi kendini anın akışına bırakmıştı.

Bir an da aklıma gelen şeyle bağırmaya başlamıştım. "Psikozlar seni yenecek İstanbul!" dedim. Saçlarım arkaya savrulurken kafamı da geriye atmıştım. O an ne kadar özgür hissettiğimi size anlatamazdım. Kızlar da benim gibi eğlenerek şarkıyı söylüyorlardı.

Athena-Kafama Göre şarkısı çalıyordu. İşte yaşadığımız o ana en uygun şarkı bile radyomuzda dolanıyordu. Seni yenmeyipte ne yapalım İstanbul? 

"Kuralı yok! Kuralı yok!
Hayat senin gibi delisi yok!
Yaşıyorum gelişine, Takılıyorum kafama göre!"

"Kafama göre!" Hepimiz şarkıyı söylüyorduk. Hayatı ilk kez bu kadar ti'ye aldığım bir geceydi. Belli ki kızların da öyleydi. Buna nedense hepimizin ihtiyacı varmış gibi hissediyordum. Bazen sadece sırtımız da ki yükleri bir kenara bırakıp,dinlenmemiz gerekirdi. İşte bu gece o gece olmuştu. Asena köprüyü geçince biraz yavaşlamıştı ve evime doğru olan yöne dönmüştü. Sürerken bazen sıkıntı yaşasa da şuan endişe duygumu bile kaybettiğimi fark etmiştim. Suratlarımız da ki kayık makyajı söylemiyordum bile... Midemin bulantısını yoğun bir şekilde hissetmeye başlayınca artık dönmemiz gerektiğini anlamıştım. Ama olanlar olmuştu bile. Midem de ne varsa arabanın yanından yola istifra etmiştim. Neyse ki kimse fark etmemişti. Arka da ki araba dışında...

Eve döndüğümüz de arabayı garaja çekip. Yalpalayıp birbirimize tutunarak evin içine girmiştik. Salon dağınıklığıyla dururken midem de tekrar bulantı hissetmiştim. Hızlıca tuvalete gidip tekrar istifra edince kendimi yana atmıştım. Çok yorulmuştum. Zar zor ayağa kalkıp elimi yüzümü yıkadıktan sonra Misafir odasına geçip kızlara baktım. Hepsi üst üste düşüp uyumuşlardı. Bende ışığı kapatıp yanlarına dürtülmüştüm.

🍰🍰🍰🍰

Düzenlendi.

Sizce kızlar birbirlerine güvenebilecekler mi?🤭

Asena ne yaşamış olabilir?

Birbirlerine olan bağları güçlenecek mi?

İnstagram hesabımızı takip etmeyi unutmayın! Duyuruları,parodileri ve karakterlerle ilgili güzel şeyleri oradan paylaşıyoruz.

İg:psikozlarwattpad

♤♡◇♧

Continue Reading

You'll Also Like

1.6M 94.6K 59
Ulaş: Ev alma, komşu al demişler. Işık: Öyle mi demişler. Ulaş: Öyle demişler. Alacağım seni kendime. Mecburuz.
93.6K 7.6K 52
İyi bir tenis oyuncusunun mafyalık sınavından ikinci kez geçememesinin sebebi olan kızın gizemi, birbirlerine duydukları aşkın en ilginç şekilde yaşa...
4K 386 11
jeongguk: kendini sev chaeyoung, mutlu ol karahindiba.
3.4M 201K 71
❝Seninle birlikteyken kendimi çok güvende hissediyorum, sanki evimdeymiş gibi.❞ Kleptomani hastası olan Naz, bu duruma bir çare bulmak için arkadaşın...