DAĞ CEYLANI

By SiyahMeydan

1.8M 84.8K 14.8K

🇹🇷 Hikaye Başlangıç Tarihi < 20.07.2018 > Hikaye Kurgulanma Tarihi < -.04.2016 > 🇹🇷 'Özel Me... More

1.Bölüm
2. Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm
37.Bölüm
Yılbaşı Özel Bölüm -PART I-
38.Bölüm
ÖNEMLİ AÇIKLAMA
39. Bölüm ALINTI
39. Bölüm
Özür ve Soru :) <3
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm

19.Bölüm

41.4K 2K 453
By SiyahMeydan

Medya- Ayça

🇹🇷

Lanet olsun! Resmen kıyafetlerini içeride unutmuştu! Bu kısacık havluyla nasıl dışarıya çıkacaktı! Hala kapıyı yumruklayan adama lanet etti.

"Zamanın doldu! Hemen çık yoksa ben çıkartırım Ceylan!" Dediğinde Ceylan kendini telkin etti. Hiç sorun yoktu. Onlar askerlerdi! Birbirlerine o gözle bakamazlardı. Derin bir nefes aldı ve kapının kilidini çevirip yarım açtı.

Aslan karşısında kısacık havluyla duran ve saçlarından sular damlayan kadına baktı. Eli havada kalmıştı. Sertçe yutkundu. Havlu hiçbir yerini kapatamıyordu! Lanet havlu, niye bu kadar kısaydı! Aslan tekrar yutkunmaya çalıştı. Kuruyan boğazı ona ihanet edince öksürmeye başladı.

"Se-sen..." Aslan konuşamayacağını anlayınca hızla arkasını döndü. Ceylan şaşkınlıkla adama baktı. Ona kadın gözüyle bakıyor olamazdı değil mi? Hem bir kere bu çok saçma olurdu. Onlar askerlerdi, böyle durumlara alışıklardı. Peki neden Ceylan'ın kalbi çok hızlı atıyordu? Islanmış yarasına bir ağrı girince Ceylan hafiften inledi. Aslan hızla arkasına dönerek gözlerini kadının gözlerinde sabit tutmaya çalıştı. "İyi misin?" Dediğinde Ceylan gözlerini kaçırdı. "Şey, yaram ıslandı da," dediğinde Aslan'ı bir sinir dalgası kaplamıştı.

"Bir kere dikkat etsen ne olur! Bir kere söz dinlesen!" Diye bağırdığında Ceylan gözlerini yere indirdi. Ancak asla başını eğmedi. Aslan güldü.

"Saygıdan gözlerini yere eğiyor ama asla başını eğmiyor. Neden! Çünkü her konuda yaptığının arkasında!" Diye bağırarak gözlerini Ceylan'a çevirdi. Havlu yavaş yavaş kan olmaya başladığında Aslan hızla kadının yanına gitti ve yavaşça kucağına aldı. Yatağa getirip uzandırdı ve dolaba giderek iç çamaşırlarını aldı.

"Eğilemezsin, gözlerimi kapatacağım ve sen bacaklarını geçireceksin," dediğinde Ceylan utandı. "Komutanım! Ben hall-"

"Edemezsin! Yaran kanıyor!" Diyerek külotu bacaklarına doğru tuttu ve gözlerini kapattı. Ceylan'ın bacaklarını geçirmesiyle yukarıya doğru çıkarttı. Ceylan hafifçe kalçasını kaldırdı ve eliyle külodu yukarı çekti. Aslan gözlerini açtı ve kadına hiç bakmamaya çalışarak sütyeni aldı bu sefer eline. Ceylan daha ne kadar utanabilirdi ki!

Aslan dişlerini sıkarak gözlerini kapattı. Askıları kadının kollarından geçirdi ve kadının sütyeni kendine göre düzeltmesini bekledi. Ardından arkasına geçti ve gözlerini açtı. Bu kadının sırtı...

O kadar çok yara izi vardı ki! Aslan kadının bunca yaraya nasıl dayandığını merak etti. Gerçekten çok güçlü bir kadındı! Ceylan kıpırdanınca Aslan kopçaları geçirmeye çalıştı. Bir türlü beceremiyordu. Ceylan en sonunda dayanamayıp elini arkasına attı ve kopçaları adamın elinden alarak birleştirdi. "Çok zor bir şey değil Komutanım." Aslan gözlerini devirdi ve tam kadına sırtındaki yaralarla ilgili soru soracaktı ki kapı açıldı. Aslan bir pozisyonlarına bir de gelene baktı. Umarım Salih olmazdı!

"Ceylancığım! Sana yemek getirdim!" Aslan yenilgiyle omuzlarını düşürdü. Salih içeriye girdiğinde gördükleriyle "Hassiktir!" Diyerek bakakalmıştı. Aslan hızla pikeyi Ceylan'ın üzerine fırlattı ve önüne geçti.

"Arkanı dön lan!" Diye bağırdığında Salih hızla arkasını döndü. "Şey, ee ben şey..." konuşamayınca Aslan hızla Salih'in elindeki poşeti Ceylan'a fırlattı ve 'ye!' emrini vererek Salih'le beraber odadan dışarıya çıktı.

Salih Aslan'a döndüğünde gülerek tam bir şey söyleyecekti ki, Aslan onu susturdu.

"Sakın Salih! Tek kelime etme!" Dediğinde Salih gülmemek için kendini zor tutarak başını salladı.

"Emredersiniz Komutanım!" Dediğinde Aslan sinirle dişlerini sıktı.

"NİYE KAPIYI ÇALMADAN GİRİYORSUN LAN ODAYA!" Dediğinde Salih dudaklarını birbirine bastırdı.

"Komutanım, kapıyı çaldım ama siz duymadınız," dediğinde Aslan yumruklarını sıktı. "Banyoya girmiş benden habersiz, yaraları ıslanınca giyinmesine yardım ettim! Başka bir şey yok!" Dediğinde Salih dudaklarını birbirine bastırarak başını salladı tekrardan. "Öyledir Komutanım!" Dediğinde Aslan Salih'e baktı.

"Salih!" Dediğinde Salih daha fazla kendini tutamamış ve gülmeye başlamıştı. Aslan üstüne doğru yürürken son anda geriye doğru koştu. Aslan da peşinden koştuğunda Salih hem gülüyor, hem bağırıyordu.

"Aslan, Ceylan'ı seviyooorr!!"

"SİKTİM BELANI!"

🇹🇷

Ceylan sıkıntıdan patladığı yetmiyormuş gibi hem hemşireden hem de doktordan azar işitmişti. Tabii ki de hiçbiri umrunda değildi. Aslan Komutan sabah Salih'le çıkmış ve bir daha geri gelmemişti. Tabii bu durum Ceylan'ın işine gelmişti. Ancak nereye gittiğini merak etmiyor değildi. Görev mi gelmişt acaba? Ah! Ceylan'ın bir an önce burdan çıkması gerekiyordu! Operasyonlarda olması gerekiyordu! O Komutan Yardımcısıydı! Sıkıntıyla bir nefes aldı. Ama söz vermişti, burdan çıkmayacağına dair Yarbay'a söz vermişti. O verdiği sözlerini sonuna kadar tutardı. Yarbay bunu biliyor olmalı ki, ona zorla yemin ettirtmişti! Ceylan kendine sövdü. Neden söz vermişti ki! Ne güzel kaçacaktı şimdi burdan! Ceylan odanın içinde çok daralmıştı. En azından temiz hava alması gerekiyordu. Yavaşça yataktan kalktı ve odadan çıktı.

🇹🇷

Genç kadın umursamaz gözlerle karşısındaki binayı süzdü. Nefret ediyordu burdan!

"Giriyor muyuz?" Yanındaki adama döndü. Mecbur giriyorlardı.

"Evet," diyerek hastaneden içeriye girdiler. Danışmaya yaklaştıklarında, yanındaki adama işaret vererek kenarda bekledi. Kimseyle konuşacak havada değildi. Adam yanına geldiğinde sol tarafı gösterdi ve o taraftan ilerlemeye başladılar. Tam yukarı çıkmak üzerelerdi ki bağırış sesleri duymalarıyla beraber aşağıya koşturdular.

🇹🇷

Aslan Komutan elindeki dosyalara baktı. Bu gün bitirmesi gerekiyordu, görevden yeni dönmüşleri ve Yarbay eline bunları tutuşturmuştu. O bir askerdi! Dosya işleri de neyin nesiydi! Gözlerini devirerek dosyayı açtı. Barın ve Salih yanına geldiğinde,

"Oo! Sıkıcı dosya işleri sana kalmış abi," dedi Barın gülerek.

"Sana kitlememi istemiyorsan sus," dediğinde Barın güldü.

"Biz Ceylancığımın yanına gidiyoruz Komutanım. Size de gelin demek isterdik ama işleriniz yoğun gibi," diyerek güldüğünde Aslan gözlerini devirdi.

"İyi gidin, bitirince gelirim ben. Bakın bakalım hastane hala aynı yerde miymiş?" Dediğinde Barın ve Salih güldü.

"Hemen kontrol ediyoruz Komutanım!" Diyerek odadan çıktılar. Arabaya atlayıp hastaneye geldiklerinde gergin hava burdan bile seziliyordu.
Barın kaşlarını çattı. Arabadan indiklerinden hastaneden dışarıya kaçışan insanlara baktılar.

"Abi! Bir sorum var galiba!" Dedi Salih ve elini silahına attı. Barın'da silahını alarak hastaneden içeriye girdiler. Korkuyla koşan bir doktoru durdurdu Barın. "Neler oluyor?" Dediğinde doktor telaşla konuştu.

"İçerde silahlı birileri var!" Dediğinde Barın ve Salih küfrederek adamı bıraktılar ve içeriye koştular. Silahlı bir adam, bir kadını rehin almıştı. Barın ve Salih hızla silahlarını adama doğrulttular.

"Bırak kadını!" Dediklerinde adam bu sefer silahını onlara doğrulttu.

"Gidin burdan!" Dediğinde Barın dişlerini sıktı.

"İndir lan silahını!" Diye bağırdığında adam silahı bu sefer rehineye doğrulttu. "Siz indirin! Ben burdan çıkacağım! Burda daha fazla kalamam!" Diye bağırdığında Barın Salih'e işaret yaptı. Salih yavaşça adamın etrafında döndü.

"Nereye gideceksin?" Diye sordu Barın.

"Eve! Ben hasta değilim! Katil değilim! Beni tutuklayacaklar! Ben eve gitmek istiyorum," dediğinde Barın etrafı süzdü.

"Tamam, sakin ol! Evine gidebileceksin," dediğinde adam durdu. "İzin verecek misiniz?" Dediğinde Barın yavaşça kafasını salladı.

"Elbette, sen sadece silahını bırak," dediğinde iki kişi gelmişti. Silahlarını adama doğrultarak, "Okan! Teslim ol!" Diye bağırdıklarında Barın sinirle dişlerini sıktı. Adamı ikna etmek üzereydi! Nereden çıkmıştı şimdi bunlar! Barın kafasını döndürmesiyle bir kadınla göz göze geldi.

"Sen kimsin!" Dediğinde kadın onu takmadı.

"Okan! Kadını bırak! Burdan çıkışın yok!" Diye bağırdı kadın. Yanındaki adam yavaşça sol taraftan adamın arkasına doğru ilerledi. Salih'te ordaydı. Adamın etrafını sarmışlardı. O sırada arkadan birisi yaklaştı ve adamın silahını yukarıya kaldırarak dizine tekme attı. Adam yere düştüğünde silahı uzağa fırlattı ve adamı yumruklayarak sırt üstü çevirdi. Barın kim olduğuna baktığında Ceylan'ı gördü.

"Ceylan!" Ceylan adamı etkisiz hale getirip Barın'a döndü.

"Ne yani? Sizin gibi iki saat oyalansa mıydım?" Dediğinde Barın gözlerini devirdi. Yanındaki kadınla aynı anda silahlarını birbirlerine doğrulttuklarında Barın kaşlarını çattı.

"İndir silahını!" Dedi Barın.

"Asıl sen indir!" Diyerek karşılık verdi kadın. Barın kadının silahına atılıp yere düşürdü ve kadını da ters çevirerek sırtını göğsüne dayayarak kıskacı altına aldı.

"Tutuklusun!" Dediğinde kadın gülerek sağ tarafı gösterdi. Barın sağ tarafa baktığında, kadınla birlikte gelen adamın Salih'i yere yatırdığını gördü.

"Lan Salih!"  Salih sinirle konuştu. "Amınakoyim fark edemedim!" Dediğinde Barın dişlerini sıktı. Bu sırada kadın Salih'le aynı anda harekete geçti. Barın'ın kolunu alıp altından geçti ve ters çevirerek başını yere eğdi. Bu sırada ikinci silahını çıkartmış ve Barın'ın kafasına dayamıştı.

"Tutuklusun!" Dediğinde bu sefer Barın gülerek sağ tarafı göstermişti. Kadın o tarafa baktığında Salih'in adamının üzerinde olduğunu görmüştü.

"Emre!" Diye bağırdığında Emre denen adam, omuzlarını kaldırmıştı. "Fark edemedim!" Dediğinde kadın dişlerini sıktı. Salih adamla beraber onlara yaklaştı. O sırada hepsi aynı anda harekete geçmişti. Barın silahını Emre'ye, Emre Salih'e, Salih kadına, kadın da Barın'a doğrultmuştu.

"İndir silahını!" Diyerek Barın'ın kafasını dürttü kadın. Salih'te aynısını kadına yaptığında bu sefer Emre Salih'in kafasına bastırdı silahı.

Barın kadının silahına yöneldi ve onun kafasına dayadı. Ama kadın silahını Salih'e doğrultmuştu. Salih Emre'ye, Emre de Barın'a...

Hepsi derin bir nefes aldı ve dişlerini sıktı.

Bilge şaşkınlıkla olanları izledi.

"Noluyor burda!" Dediğinde bu sefer kadın silahını Barın'a doğrulttu. Emre'de Salih'e doğrulttuğunda Salih'te Emre'ye döndü.

"Anasını satayım! Bu böyle devam eder," diye tısladı Salih.

"Sen geri çekil doktor!" Dediğinde Barın, Bilge gözlerini devirdi.

"Ayça! O silahı doğrulttuğun adam bir Asker! Ve sen! O kadın da bir polis!" Dediğinde hepsi şaşkınlıkla kalakaldı.

Ceylan yavaşça adamın üzerinden kalktı ve Barın'a doğru ilerledi.

"İndirin silahları," dediğinde Barın kaşlarını çattı. Bu kadın polis miydi yani? Gözleriyle boynundaki silahı işaret ettiğinde, kadın da kafasındaki silahı işaret etti. Barın gözlerini devirerek derin bir nefes verdi ve kadının gözlerine baktı. 'Aynı anda'

Gözleriyle anlaştıkları gibi aynı anda silahlarını indirdiklerinde Emre ve Salih'de silahlarını indirmişlerdi. Barın hala sinirle kadına bakıyordu. Bu kadın nasıl onu alt ederdi!

"Barıncım, egon sarsılmış gibi?" Barın sinirle Ceylan'a baktı. "Komutanım!" Dediğinde Ceylan gülerek Ayça'ya döndü. Ayça'da kadına baktığında, aralarında bir sürtüşme geçti. Ardından ikiside aynı anda birbirlerine atıldı.

Bu sıralar iyi yazamıyor gibi bir his var içimde, umarım öyle değildir. Düşüncelerinizi yorumlarda belirtin lütfen 🙏🏼

Continue Reading

You'll Also Like

3.6K 602 16
Ülkesinden sürülmüş Prens, bir adada köylülerle mütevazi bir hayat yaşarken bir grup korsanın adaya saldırmasıyla bir kabusa uyanır. Bulmak zorunda o...
4.1M 92.9K 103
❗️Kitap ağır cinsellik ve vahşet içerir❗️ ... "Söz verebilir misin, Liya?" "Sana söz veriyorum, seni sevmekten asla vazgeçmeyeceğim. Senden vazgeçtiğ...
1.2M 38.1K 34
Bir kız zeki ve asi. Bir mafya sert ve tek ailesi olarak gördüğü ablası dışında herkese merhametsiz. "Umutlarımı yok ettin, hislerimi teninden birer...
24.1K 1.4K 24
Bir mafyanın hayatı bataklığa benzer bir kere girince çıkamazsın.....🚬