GÜNAH KEÇİSİ:Beni Bırakma

By Kristalmelek61

30.8K 1.9K 346

~TANITIM~ Avuçları arasındaki şemsiyeyi bin bir zorlukla tutmaya çalışan Ela,utancından başını kaldıramadı. "... More

♈B.B~Karakter Tanıtımı♈
1~Tembel Fare
2~Ukala İnek
3~TEKLİF
4~Geniş Aile Toplantısı
5~SIR
6~TOKAT
7~Yakınlaşma
8~NİL
9~Pazartesi=İlk Teneffüs
10~Zaman Kaybı
11~Kıskançlık
12~ÖZÜR
13~SEVİYORUM!
14~GÜNAH
16~Yeni Üye TANER
17~Onu Tanıyorsun!
18~FOBİ
19~Platonik AŞK
20~Bilinmeyen Numara
21~KAOS!
22~OYUN!
23~Uzak Dur!
24~Çocukluğumun Hayali
25~ÖZEL SIR!
26~KURBAN!
27~İSTİSNAMSIN!
28~BULUŞMA
29~Doğum Günü
30~SENİ SEVİYORUM
31~İSTEK
32~GERÇEKLER
33~ Kalbimin Yeri
34~Tanıdık Tanışma
35~HEDİYE
36~ "Kalbime İyi Bak"
37~Sevdiğim Kız
38~"Günah Keçim"
39~Söz Ver
40~ "Gitme..."
41~Aynı Ev!
42~Aynı Yıldızın Altında
43~Oyunla Gelen İtiraf
44~SÜRPRİZ!
45~Beni Bırakma
46~"Batmayan Güneşim"
47~BABA
48~Ailem İçin
49~ Öz Kardeş!
50~"Ela'ya Güveniyorum"
51~Sen Olmadan Yapamam
52~ Tek Bir Şans!
53~ KAOS 2!
54~ Dayı!
55~ Ben Yaptım!
56~ Beklenmeyen Misafir
57~ Bir Abi...
58~ ANILAR
59~ " İki Şanslı Kız "
60 ~ " Bana Oğlum Deme!"
61 ~ Gerçekler
62 ~ Pandora'nın Kutusu
63 ~ Veda Vakti
64 ~ Bizi Bırakan Sensin!
65 ~ GÜNAH KEÇİSİ!
66 ~ Kabulleniş
67 ~ Hoşça Kal
68 ~ Söz Ver!
69 ~ Kabul Ediyorum!
70 ~ İhbar Mektubu!
71 ~ FİNALE DOĞRU!
72 ~ Final PART 1 / Öldür Onu!
73 ~ FİNAL PART 2 / Evlilik Teklifi!
74 ~ FİNAL PART 3 / Kavuşma Vakti!
75 ~ FİNAL / Kavuşma Vakti II
~ DUYURU:YENİ KİTAP ~

15~İki Kalp

508 37 1
By Kristalmelek61

Herkese yeniden merhabalar...
Çok gecikmeden yeni bölümle sizlerleyim tekrar😊💜
Umarım beğenerek okursunuz canlarım.Şimdiden keyifli okumalar dilerim.🙏

Multimedia Ömer & Ela🙏💜

* *
"Canım,girebilir miyim?"

Annesinin sesi irkildi Ela.Nemli yüzünü silmeye başlarken,önünde duran kutuyu olabildiğinde hızlı davranarak yatağının hemen altına yerleştirdi.

"Bir dakika anne."

Son kez üzerine çeki düzen veren Ela,odasının kapısına doğru çevirdi başını bu kez.

"Gelebilirsin."dediğinde sakince bir nefes alıp vermeyi de unutmadı tabi.

Esin Hanım elindeki tepsi ile kapı eşiğinde göründü çok geçmeden.Kızı Ela'ya nazaran yüzü gülümsüyordu.Elindeki tepsi ile kızının yanına geçip oturdu.Son günlerde Ela'daki değişimi herkes gibi o da bariz bir şekilde görüyordu ve aslında sevinmesi gereken yerde istemsizce canını sıkıyordu bu durum.

"Akşam yemeğinde neredeyse hiç bir şey yemedin canım.En azından yatmadan önce bir şeyler ye olur mu?"

"Annem benim."diyerek o yumuşacık elleri defalarca öptü Ela.Devam etti sonra.

"Gerçekten hiç aç değilim.Yoksa sen de biliyorsun,bu mideden hiç bir yemeğin kaçısı olamaz."

Kızının gülerek konuşmasına kayıtsız kalamayan Esin Hanım,daha taptaze olan o kumralları okşadı yavaşça.

"Son günlerde yemeğini doğru dürüst yemiyorsun kızım.Dalgınsın da.Canını sıkan bir şey mi var,bana ya da babana anlatmadığın?"

Ela'nın yüzü kısa bir anlığına düşünce,vakit kaybetmeden devam etti Esin Hanım.

"Kesin bir şeyler var.Söyle canım,anlat annene."

Anlatmak için tüm benliği ile can atsa da,yapamazdı Ela.Böylesine büyük ve zor bir yükün altında daha kendisi bile duramazken,üstüne bir de ailesini aynı yükün altına sokmayı göze alamazdı.Ayrıca böyle bir düşüncesi olsaydı eğer bunu çok daha önce uygulamaya dökebilirdi.

"Anım anıma uymaz benim anne.Bunu en iyi bilenlerdensin.Keyfim nasıl istiyorsa öyle bir ruh hali içerisine giriyorum galiba."diyerek güldü Ela.Yapacak başka bir şeyi de yoktu.

"Emin misin canım?Bak eğer..."

"Hiç olmadığım kadar."

Annesinin sözünü bilerek kesen Ela,önünde duran tepsideki yemeklere baktı sonra.Fakat bu kez Esin Hanım pek de ikna olmuşa benzemiyordu ki yüzü hafif asıldı.

"İçin rahat edecekse,şu lezzetli yemeklerinin tadına az da olsa bakayım,ne dersin annecim?"

Gelen tepkiye şaşıran Esin Hanım,hafif asılı olan yüzünü kırdı yavaşça.Başını gülümseyerek salladığı an,Ela zor da olsa önünde duran yemeklerden azar azar tadmaya başladı.

Gerçekten de tamamen iştahı kapanmıştı son günlerde.Bunu annesi de fark etmişti ki artık elinde tepsi ile kızının odasına çıkmak zorunda kalıyordu.Ela'ya göre değildi bu.Öğünlerini bir kez olsun bile atlamazdı.Odasına yemek götürüldüğü bile olmadı bu zamana kadar.Fakat artık bir çok şey geçmişte kalıyordu.

Önündeki yemeklerle midesini fazlası ile zorlayan Ela,annesinin odasından çıkması ile lavaboya koştu.Ne yediyse çıkartan Ela,önündeki musluğu sonuna kadar açtı.Sinirden ağlamaya başlaması da cabası...

"Dayanacaksın...Ne olursa olsun sadece dayanacaksın.Onun için dayanacaksın Ela!"

Yorgun çıkan sesi ile karşısında duran aynaya baktı Ela.Güçsüzdü belki ama sevdiği adam için yeniden ayağa kalkma vaktiydi.Bir eli ile musluğu geri kapatırken,diğer eli ile hemen bitişikte asılı olan havluyu aldı.Soğuk su ve gözyaşlarının buluştuğu yüzünü silmeye başladı.

Biliyordu.Ne kadar silmeye çalışsa da içinden akmaya devam edeceklerdi.Hiç bir zaman kurumayacaklardı.Her defasında daha da güçlenecek ve kontrol altına alınamayacaklardı.

Odasına geri dönen Ela,evin arka bahçesine bakan pencerenin önünde durdu.Dışarıyı izlemeye başladı,kollarını göğsünde birleştirerek.Soğuk havalar artık etkisini kaybediyordu.İlk bahar kapıdaydı ve bekliyordu.Hafif asılı yüzü,az da olsa gülümsedi Ela'nın.Gözlerini kapadı yavaşça.Peşine dudaklarını birbirine bastırdı Ela,kalbine düşen anıyı sanki şimdi tüm benliği ile adeta yaşıyormuşçasına...

7 Yıl Önce...

"Ömer,dur!"

Ela'nın uyarısı ile salıncağı durdurdu Ömer.

"Ne oldu?"

Salıncaktan atlayan Ela,bahara ışık tutan uzun elbisesi ile yere çömeldi.Ufacık ellerinin avuçları birleşti yavaşça.

"Kalbimi düşürdüm."dedi avuçları arasında duran kartondan yapma küçük kalbe üzülerek bakarken.Küçük kızın peşinden yanına çömeldi Ömer.Kızın ağlmaya başladığını görünce,bu kez hızlıca ayağa kalktı.

"Burada bekle."diyerek eve doğru koşmaya başladı Ömer.Ela hala ağlıyordu.Masum ve daha ne için aktığını bilmeyen gözyaşları...Durmak bilmeden akmaya devam ediyordu.Ufacık burnunu çekerken tek elinin parmakları,kartondan yapma kalbin üzerinde emeklemeye başladı sonra.

Ağlamaklı yüzüne vuran saçlarının arasından,başını kaldırdı yavaşça.İki eli belinin hemen arkasında,hızlıca kendisine doğru koşan Ömer'i gördü.Nefes nefese küçük kızın yanına çömelen Ömer'in yüzü tebessüm doluydu.

"Bir daha ağlama."dedi belinin arkasından çıkardığı ellerinin arasında duran kutuyu Ela'ya uzatırken.

"Bu ne?"diye sordu.Sesi hala ağlamaklıydı küçük kızın.Ömer ise gülümsedi.

"Kalbini sürekli yanında taşımana gerek yok.Benim kalbimin yanında durursa eğer bir daha asla koybolmaz."diyerek kutuyu açan Ömer,Ela'nın tek avucundaki kalbi alarak kendi kalbinin yanına koydu.

"Gerçekten de kaybolmaz mı?"diye sordu kutunun içindeki iki kalbe bakarken.

"Hayır."dedi Ömer.

"Peki ya kutu kimde kalacak?"

Küçük kız hafif gülümseyerek başını kaldırdı bu kez.Ömer yeniden gülümsedi.

"Sende kalsın."dedi Ömer.

"Gerçekten mi?"

Ömer başını aşağı yukarı sallayınca,küçük kızın yüzündeki gülümseme de büyüdü.

"Bir daha ağlama ama."dedi Ömer elindeki kutuyu,Ela'nın ufacık elleri arasına bırakırken.Küçük kızın yüzü asıldı o anda.

"Çok korktum.Onu kaybetseydim..."

"Sana daha önce de söylemiştim."dedi küçük kızın lafını bölerken.

"Kalbini kaybedersen eğer sakın korkma.Benim kalbim ikimize de yeter.Gerekirse onu seninle paylaşırım Ela."

Küçük kız bu kez kocaman gülümsedi.Başını 'tamam' anlamında salladı.Onun gülümsemesi ile Ömer de gülümsedi ve Ela'ya hafif yaklaşarak ıslanan yanağına ilk öpücüğünü bıraktı.

Çok kısa bir anlığına dahi olsa tozların arasına karışmış olan saf ve çocuksu tebessümü yeniden ortaya çıkmıştı.Hiç olmadığı kadar yorgun ve çaresiz hisseden göz kapakları aralandığında ise,sağ yanağından ince bir çizği halini alan tuzlu birikinti ile irkildi.

Geriye dönen Ela,yatağının altına yerleştirdiği kutuyu yeniden aldı avuçları arasına.Kutunun kapağını açtı yavaşça.Hala eskisi gibi yan yana duruyordu o küçücük kalpler.Fakat değişmişti.İki kalp de artık eskisi gibi değildi.

Zaman her iki kalbi de acı bir şekilde büyütmüştü ne yazık ki...Ela çoktan kaybetmişti kalbini.Ömer'in de ondan bir farkı yoktu.Düşündü Ela.Çok daha önceleri onun için her zaman bir kalp hazırda beklerken,şimdi o kalpte ufak da olsa bir yerinin olduğundan şüpheliydi.

Ömer'in hayatında onu bu denli etkileyen bir kız vardı,Ela'ya göre.O kıza ne kadar çok değer verdiğini de görebiliyordu.Herkesten saklıyordu onu.Kıskanıyordu.Haddinden fazla kıskanıyordu o kıza olan hassaslığını.Çünkü bir zamanlar aynı hasaslığı gösterdiği tek bir kız vardı.O tek kız da Ela'dan başkası değildi.

Fakat şimdi onun olanı,başka bir kız almak üzereydi ve çok fazla kıskanıyordu.Aslında kıskanmanın da ötesinde bir şeydi bu.Daha güçlü ve daha gerçek...

Fakat bilmiyordu ki,sevdiği adamı bu denli etkileyen o kızın,aslında yıllar önce üzerine titrediği kızla aynı kişi olduğunu.

Kutuyu geri kaptan Ela,onu aynı yerine yerleştirirken oturduğu yatağından kalktı.Kolundaki saate baktı.Saat 21.00'a geliyordu.Saatin daha erken olduğu fark eden Ela,odasından çıktı.O esna da Ömer de odasından çıkıyordu şimdi.Ufak adımlarla Ömer'in yanına giden Ela,ses tonunu iyice ayarladıktan sonra,dudaklarını araladı.

"Nereye gidiyorsun?"

"Odada biraz canım sıkıldı.Hava almak için dışarı çıkıyordum."dediğinde,"Eşlik edebilir miyim?"diye sordu Ela.

"Nasıl istersen."dedi Ömer ellerini pantolonunun ceplerine yerleştirirken.

"O halde gidelim."

Beraber salona indiklerinde,onları ilk karşılayan Aras Bey oldu.

"Çocuklar?"

Elindeki gazeteyi hedefinden kaldırdı Aras Bey.

"Nereye böyle?"

"Biraz hava almak istedik de baba."dedi Ela,babasına tatlı bir öpücük bırakırken.

"Tabi,siz de haklısınız.Sınavlar bayağı yormuş olmalı."

"Aynen Aras amca."dedi Ömer,bu kez araya girerek.

"Annem nerede baba?"

"Yukarıda odasında canım.Ben de yanına gidiyordum şimdi."

"Anladım."

"Neyse,ben kaçayım çocuklar.Sonra görüşürüz."

"Tamam baba.Görüşürüz,iyi geceler."

"İyi geceler Aras amca."

"Size de çocuklar."

Aras Bey,gözden kaybolurken ikisi de evden çıktı.Ömer ileri doğru adım attığında,Ela durdurdu onu.

"Arka bahçeye gitsek?"

"Arka bahçe mi?Neden?"diye sordu Ömer.

"Salıncakta sallanmayı özledim."diye yanıtladı Ela,hafif gülümserken.Yalan değildi aslında.Gerçekten de özlemişti.Tek özleyen de kendisi değildi elbette.Ömer de özlemişti ki o da hafif gülümsedi.

"Bu saate mi?"

"Ne varmış ki saatte?Hem sallanmak için illa uygun bir saat mı olmalı?"

Tatlı bir tartışmaya giriyordu ikisi de.Fakat öte yandan ayrı bir fırtına kopuyordu içlerinde.Ve ikisi de çok iyi saklıyordu bunu.

"Olmamalı mı sence?"

"Ömer..."

"Tamam tamam.Gidelim."

Birlikte arka bahçeye doğru yöneldiler.Vardıklarında ise Ela hemen salıncakta yerini alırken,Ömer de hemen arkasına geçti.Hafif dokunuşlarla Ela'yı sallamaya başladı.Tıpkı eskisi gibi.

"Ömer?"

"Evet?"

"Biliyorum,son zamanlarda canın çok fazla sıkkın.Ve açıkçası üzerine gelmeyi hiç istemiyorum fakat...Fakat en azından bana anlatamaz mısın?"

Çekingen ses tonu ile konuştu Ela.Ömer ise o an sessiz kaldı.Cevap vermedi,Ela'nın söylediklerine.Nasıl verebilirdi ki ya da ne söyleyebilirdi?

"Niyetim seni zorlamak da değil,yanlış anlama.Sadece yanında olmak istiyorum.En azından...En azından benimle paylaşsan sıkıntını,olmaz mı?"

Ömer bu kez hafifçe salıncağı durdurdu.Ela hem tedirgin hem de şaşkındı.Yine onun tarafından reddedilmekten korkuyordu çünkü.

Salıncağı durduran Ömer,Ela'nın önüne geçti.Peşine onun seviyesine kadar çömeldi.Ela'nın düşüncesine zıt bir yüz ifadesi taşıyordu Ömer.Sakindi.

"Ne bilmek istiyorsun?"

Ömer'in sorusu Ela'yı ters köşe yaparken,yutkundu.Beklemiyordu bunu.Ve aklındaki tüm sorular bir anda ortadan kabolmuş gibiydi.

"Ben...Bir anda sen böyle sorunca bilemedim..."

"Şaşırmış olmalısın."dedi Ömer,iki elini önünde birleştirerek.

"Biraz."dedi Ela.

"Anlıyorum.İstersen başka zaman..."

"Hayır."dedi anında Ömer'in kolundan tuttuğunda.Devam etti sonra.

"Şimdi dinlemek istiyorum seni."

"O halde,ne sormak istiyorsan sor."dediğinde,yanına düşen saçlarını kulağının hemen arkasına yerleştirdi Ela.Yapacak bir şeyi yoktu.İçi paramparça da olsa sorularını sormakta kararlıydı.Tek başına kaldırmasına izin vermeyecekti.

"Peki."diyerek elini geri çeken Ela,ilk sorusu için dudaklarını araladı.

"O kız karşı...Yani o kıza karşı olan hislerin,tam olarak ne zaman başladı?"

Gelen soru ile gözlerini,sevdiği kızın gözlerine sabitledi Ömer.İnatla içine içine baktı,her defasında kalbini titretmeyi başaran gözlerin.

"Bunun bir başlangıcı yok."dedi tereddütsüz.

"Nasıl yani?"

"Belki inanmayacaksın ama daha ben bu dünyaya gözlerimi açmadan,kader bizi birleştirmek için uğraşmış sanki.Yani...O kız,benim hayatıma girmeden önce de vardı.Tam burası onun için bekliyordu sadece."derken,tek elini sol göğsü üzerine hafif bastırdı Ömer.Ela'nın gözleri ise büyük bir hayranlıkla açıldı.Sevdiği kıza olan hislerini ancak bu kadar anlamlı cümleler ile tanımlayabilirdi Ömer.

"Sana inanıyorum Ömer."dedi Ela,samimi fakat bir o kadar da kısık çıkan sesi ile.

Ona inanıyordu.Sevdiği adamın dudaklarından dökülenlere,ne kadar can acıtıcı da olsa gerçekten inanıyordu.Sevdiği kızdan bahsederken,adeta bambaşka birine dönüşüyordu çünkü.Kendisine ne kadar yasak da olsa kalbine düşen görüntüyü yok sayamayan Ela,yutkundu bu kez.

Gerçekten de başka bir kız yerine belki de en güzel ilfitatlardan birini almıştı Ömer'den.

'Seviyorum.'

'Çok seviyorum.'

Hayal kadar imkansızdı onun için ve o gece ki Ömer ne kadar bambaşka birine dönüştüyse,yine bu akşam da aynı bakışlar ve ses tonu bu durumu kanıtlar nitelikteydi.Ela görebiliyordu.O kızı ne denli çok sevdiğini görebiliyor ve hatta hissedebiliyordu.

"O kızı çok seviyorsun."dedi Ela,sessiz ortama inat dudaklarını aralarken.

Gülümsedi Ömer bu cümlenin üzerine.

"Çok seviyorum."diyerek onayladı Ela'yı.

"Peki o kız seni seviyor mu?Gerçi o gün bana,hislerinin karşılıksız olduğunu söylemiştin ama yine de bunun doğruluğundan emin olamayabilirsin."

"Beni seviyor fakat bir erkek ve bir kız ilişkisinden çok bir abi ve kız kardeş ilişkisi bizim ki.Daha doğrusu ona göre öyle,benim açımdan çok daha farklı."

Ela sorduğu soruya bin pişmandı.Çünkü kendini görüyordu adeta.Yüzü iyice düşen Ela,başını hafif önüne eğince şaşırdı Ömer.

"Bir şey mi oldu?"

"Hayır."dedi Ela,başını geri kaldırırken.Devam etti sonra.

"Emin misin peki?Belki o da seviyordur fakat açılamıyordur sana.Nedenleri olabilir."

Ela farkında değildi ama şu an o kızın yerindeymiş gibi konuşuyordu.Seviyordu ama sevgisi karşılıksız olduğu için de açılamıyordu.Aynı şey Ömer için de geçerliydi ne yazık ki.

"Eminim çünkü kendi ağzından duydum her şeyi."

"Peki ne yapmayı düşünüyorsun?"diye sordu içi içini yerken.

Ömer bir anlık,başını soluna çevirdi.Yutkundu.Daha sonra Ela'ya döndü tekrar.Aslında sorunun cevabı Ela dudakları arasında gizleniyordu.

"Sen olsan ne yapardın peki?"

Ela gelen soru ile tepetaklak oldu ve bu kez o yutkundu.Neden kendisine bu soruyordu ki?

"Ne?"

"Birine karşı özel ve sandığından çok daha güçlü hislerin var ve o hislerinin karşılıksız olduğunu biliyorsun.Ondan vazgeçemeyecek kadar özel ve güçlü hislerin...Ne yapardın Ela?"

İkisi de şimdilik sessiz kalıyordu.Ömer,Ela'nın dudakları arasından çıkacak olan cevabı dört gözle bekliyordu.Ela ise aklından çok kalbindekini söyleyip söylememekte kararsızdı.Bir çok yalan söylemişti,bu zamana kadar.Hepsi de Ömer içindi.Fakat bu kez yalana gerek kalmayacak gibi görünüyordu.

"Sanırım biraz zor bir soruydu?Unut gitsin.İstersen artık eve geçelim.Geç de oldu zaten.Başka zaman devam ederiz."

Ömer ayağa kalkarken,Ela ise transa geçmiş gibiydi.Ömer ise sorduğu soru yüzünden,kendine kızıyordu şimdi.Uzun zaman sonra içini sadece o farkında olmasa bile sevdiği kıza dökmek,onun için son derece önemliydi.Fazla ileri gitmekten korkuyordu ve sanırım kontrol edememişti kendini.Sırtını Ela'ya dönen Ömer,tek eli ile boynunu sıvazladı mahcup bir şekilde.

"Hadi gide..."

"Devam ederdim."

Hemen arkasından yükselen kendinden emin ses ile geriye döndü Ömer.Geriye dönmesi ile Ela'yı tam karşısında buldu.

"Devam ederdim derken?"diye sordu Ömer,heyecandan kalbi titremeye başlarken.Gülümsedi Ela.

"Ortada böyle bir sevgi varsa eğer sonuna kadar çabalamalı insan bence.Yani yerinde olsam,o hisleri asla bırakmazdım ve onu sevmeye devam ederdim.Tabi...Yine de bu sadece benim düşüncem.Sonuçta karşılıksız olduğunu biliyorsun ve...Ve bu sana mutluluktan çok acı verecek bir gerçek.Senin hislerin,senin seçimin Ömer."dediğinde bu kez Ömer büyük bir hayranlıkla baktı sevdiği kızın yüzüne.Karşısındaki Ela,artık küçük bir kız çocuğu değildi.Bunu görebiliyordu.Fakat Ömer'in göremediği önemli bir detay daha vardı.

Ne yazık ki Ela en başından beri,küçük bir kız çocuğu değildi.Uzun zamandır,acımasız bir yükün altında çabalıyordu çünkü.Tek başınaydı hep ve hala bir umut yoktu onun için.Tabi,bu ona göre öyleydi.

Ömer dört gözle beklediği cevabı kısmen alırken,Ela da kalbindekini çekinmeden dile getirmişti.İkisinin de yüzünde garip bir ifade vardı şimdi.Sanki hem memnun hem de hiç memnun değiller miş gibi.

"Gerçekten de böyle mi düşünüyorsun yani?"diye sordu Ömer,duyduğu cevabı teyit etmek istercesine.

Ela tebessüm ederek,başı ile onayladı Ömer'i anında.İlk defa ikisi de gerçeklerden bahsedecek kadar,birbirleri ile konuşma fırsatı bulmuşlardı.Ve bunu layıkı ile değerlendirmişe benziyorlardı.

"Teşekkür ederim."dedi Ömer,belkide hiç olmadığı kadar net çıkan ses tonuyla.

"Rica ederim ama unutma devam edeceğiz."

İstemsizce gülümsedi Ömer.

"Peki.Artık gidelim istersen."

"Son bir şey daha."dedi Ela tüm cesaretini olabildiğince güçlü bir şekilde toplayarak.Biliyordu şimdi yapamaz ise sonrası için geç olabilirdi.

"Evet,dinliyorum."

Ela yeniden gülümsedi ve Ömer'in aklındakine tezat bir şekilde iyice yaklaştı sevdiği adama.Yeşil gözler,takipteydi fakat şu an ne olduğuna dair en ufak bir fikri dahi yoktu.

Ela tüm cesareti ile sevdiği adamın boynuna sardı kollarını.Ömer beklenmedik tepki karşısında,kalbi deli gibi atmaya başlarken öylece kaldı ilk önce.O sırada Ela,nemli dudaklarını araladı yavaşça.

"Ne olursa olsun,senin hislerin ve yine senin seçimin Ömer.Sonuç her ne olursa olsun,daima yanındayım.Tek başına atlatmana izin vermeyeceğim."

Şaşkınlığına bir anlam yüklemek iyice zorlaşırken,gülümsedi Ömer.Kendi isteği ile ona sarılan kolları yalnız bırakmadı ve incecik belli güçlü kolları arasına aldı yavaşça.

Ela 💕 Ömer

"Teşekkür ederim."

Kolları arasındaki özlemi ile uzun bir zaman sonra buluşan Ömer,hala inanamıyordu olay şeye.Nefesi...Teni...Dokunuşları...
Hepsini ilk defa bu kadar yakın...Bu kadar içten yaşıyordu sanki.Bitmesin istiyordu.Hiç bitmesin.

Ama her güzel şeyin bir de sonu vardı.Ela yavaşça kendi bedenini geri çekerken,birbirine karışan saçlarını geriye attı.Ayrı bir mutluydu.

"Artık gidebiliriz."dediğinde başı ile onayladı Ömer,olayın şokundan olabildiğince kendini sıyırmaya çalışarak.

İkisi yeniden yan yana yürümeye başladı eve doğru bu kez.Ela neredeyse ağlayacak durumdaydı fakat kendisine bir söz vermişti.Elinden geldiği kadar Ömer'in mutlu olmasını sağlayacaktı.Fakat yine bilmiyordu Ela.Ömer sadece ve sadece kendisi ile mutlu olabilirdi.Tek mutluluk kaynağı olmadan,çok fazla dayanamazdı.

"Bu arada..."

Adımlarını durduran Ömer,Ela'ya döndü tektar.

"Evet?"

"Gerçekten çok garip."dedi gözlerini kısarak.Peşine Ela'nın da gözleri kısıldı,sanki önceden anlaşmışlar gibi.

"Garip olan ne?"diye sorduğunda,"Bu tür konuları seninle paylaşmak filan...Benim için güzel bir gelişme oduğu kadar garip bir his de aslında."

"Farkındayım."diyen Ela,derin bir nefes alarak baktı Ömer'e.

"Son zamanlarda sende de bariz gelişmeler var.Sınav sonuçların da bu gelişmelerden biri.Tebrik ederim."

Ömer tarafından böyle iltifatlar almayışı uzun bir zaman oluyordu Ela için.Mutlu hissediyordu az da olsa.Onun tarafından takdir edilmek karşılıksız bir sevgi kadar büyük olmasa da değerliydi.Fazlası ile.

"Sağ ol."

Yeniden hareketlenerek,arka bahçeden ayrılan Ömer ve Ela için yeni bir kapı açılıyordu şimdi.Birbirlerine ne kadar yakın o kadar uzak kalacaklardı.

Her ikisi de sonuna kadar gizli tutacaklardı,kalplerindekini.İnkar edeceklerdi.Kıracaklardı.Çok fazla acıtacaklardı belki ama sevmeye devam edeceklerdi.

* *
Taze tenin içine içine işleyen ışık süzmeleri ile yüzünü iyice buruşturdu Ela.Birden bire nereden geldiği belli olmayan ışıklara inat,yastığına gömüldü.

"Uyan artık tembel fare(!)"

Bir an yanlış duyduğunu düşünen Ela,yastığa gömdüğü başını yavaşça kaldırdı.Sesin geldiği yöne doğru dönerken,dağınık saçları arasından karşısında kendisine gülümseyerek bakan Ömer'i görünce,uykudan yeni uyanan gözlerine inanamadı Ela.

"Ömer?Sen..."

"Hadi bakalım.Sadece 10 dakikan var.Bekletilmekten hiç haz etmem,biliyorsun."dediğinde hızla odadan çıktı bu kez.

Ela hala olayın şoku içerisindeydi.Ömer ilk defa odasına kendi isteği ile giriyordu.Üstelik kendisine gülümseyerek,karşılıyordu onu.Yüzüne yayılan kocaman gülümseme ile yatağından fırlayan Ela,doğruca lavaboya koştu.Hiç bu kadar heyecanlı ve dinç hissetmemişti uzun zamandan beri.

Rutin işlerini halleder halletmez,okul üniformasını giymeye baslayan Ela bu kez kendi kendine sırıtmaya başladı.Aklına gelen cümle sırıtışını temsil eder niyelikteydi çünkü.

Ömer,uzun zaman sonra Ela için 'tembel fare' hitabını kullanıyordu.Deliye dönecek kadar mutluydu Ela.Ona bu şekilde seslenmesini özlemişti çünkü.Önceleri dışarı vurmak istemediği kişiliği yüzünden,bu hitaba sinir olmak zorunda kalmasına rağmen şimdi adeta bir iltifat almışçasına mutluydu.

Okul üniformasını giyen Ela,bu kez dağınık olan saçlarına uzandı.Hafif taradıktan ve biraz şekil verdikten sonra,herzamanki gibi salık bıraktı o güzel kumralları.Ardından yatağını topladı,arada kolundaki saate göz ucu ile bakarken.

"Allahım!Sadece 3 dakikam kalmış!"

Telaşa kapılan Ela,hızını iyice arttırdı.Nefes nefese,son olarak sırt çantasını ve cep telefonunu eline aldı.Odasından hızla çıkan Ela,koşar adımlarla salona indiğinde onu ilk karşılayan Ömer oldu.

"Yarına daha hızlı olmak zorundasın."derken kolundaki saate baktı bu kez Ömer.

"Yetiştim ya,sen ona bak."diyerek güldüğünde,Aras Bey ve eşi Esin Hanım da salona geliyordu şimdi.

"Hadi bakalım çocuklar.Kahvaltı hazır."

"Geliyoruz anne."

Güzel ve harika sohbet eşliğinde biten bir kahvaltı,hepsine iyi gelmiş gibi görünüyordu.Esin Hanım ve Aras Beyin yüzü gülüyordu.Ela ve Ömer'in da onlardan bir farkları yoktu.Birlikte servise binen Ela ve Ömer,uzun zaman sonra ilk kez yan yana oturuyorlardı şimdi.

"Kızmadın umarım?"

Ömer,Ela'ya dönerek konuştuğunda kafası karıştı Ela'nın.Neye kızabilirdi ki?

"Anlamadım?"dediğinde güldü Ömer.

"Sabah ki şey yüzünden...Hani şu tembel fare olayı..."

Bu kez Ela güldü,Ömer'in söylediklerine.

"Bu muydu yani?Saçmalama Ömer,aksine mutluluktan şu an avaz avaz ben bir tembel fareyim diye bağırmak istiyorum."

"Sen ciddi misin?"diye sorarken hayretler içerisinde baktı sevdiği kızın gülümseyen göz bebekelerinin içerisine.Sahiden de mutluydu.Görebiliyordu.

"Evet,ukala inek bozuntusu(!)"diyerek karşılık veren Ela,Ömer'in kahkahaya boğulmasına neden oldu.

"Şurada anlaşalım.İnek olabilirim ama ukala değilim."diyerek tatlı bir çıkış yaptı Ömer.Ela ise hem mutlu hem de olan şeylere hala inanamıyordu.Bu kez seçtiği yol o kadar da zorlu değildi,ona göre.Böyle düşünüyordu fakat sadece tablonun görünen kısmıydı bu.

"Ben öylesin diyorsam,öylesindir.Konu kapanmıştır."dediğinde uzatmadı Ömer ve konuşmak yerine sevdiği kızın gözlerine baktı tekrar.Doymak bilmeyen bir iştahla.Pişman değildi bir gün önce Ela ile konuştukları için.Aksine daha iyi ve mutlu hissediyordu kendini artık.

"Bu arada..."

Gözlerini kaçıran Ömer,Ela'nın sesi ile duruşunu dikleştirdi.

"Evet?"

"Bundan sonra artık,işin daha da zor.Merve'den sonra yeni bir rakibin var artık."

"Bu durumda sen de bir ineksin artık."dediğinde kıkırdadı Ela.

"Sanırım.Nefes aldırmayacağım sana,şimdiden söyleyeyim de."

"Merak etme.Hem ayrıca yüküm biraz olsun hafifleyecek gibi görünüyor."dediğinde,anlamadı Ela.

"Nasıl yani?"

"Merve'nin yeni bir ders partneri var artık."

"Sen ciddi misin?Kim peki?"diye sordu merakla Ela.

"Evet,iki hafta önce bizim okula transfer olan çocuk.Tanıyor musun bilmiyorum."

"Taner mi?"diye sordu Ela anında.Ömer şaşırdı.

"Siz de mi tanışıyorsunuz yoksa?"

"Doğru ya bir türlü konuşmadık.İki hafta önce üst sınıflardan biri bizim kızla dalaşmıştı.Merve ile yani.Taner araya girmeseydi,kötü şeyler olabilirdi."

"İyi bir çocuğa benziyor."dediğinde,hafifçe gülümseyerek tek elini çenesinin altına yerleştirdi Ela.

"Aslında başta şüphelerim vardı.Daha doğrusu o gün Merve'ye olan bakışları filan...Rahatsız oldum ister istemez fakat sonrasında olanlar...Benim de kanım ısındı bir şekilde."

"Bir dakika sen...Merve'ye olan bakışları mı dedin?"

"Evet."dedi Ela hemen.

"Tahmin ettiğim şey mi yoksa?"diye sordu Ömer,Ela'nın gülümseyen yüzüne bakarken.

"O gün olay olmadan önce Taner bakışlarını Merve'den hiç ayırmamıştı.Garipsemiştim fakat sonra olay çıkınca anladım.Bizim Merve'den hoşlanıyor sanırım.Ve dahası Merve de Taner'den hoşlanıyor."

"Yok artık!"

"Kendisi bariz açıkça söylemese de durum bu.Merve'yi biliyorsun,kolay kolay bir erkekten etkilenmez."dediğinde başını 'evet'anlamında salladı Ömer.

"Bugün bence güzel bir geniş aile toplantısı şart."dediğinde,gülen gözleri kocaman açıldı Ela'nın.

"Harika olur.Hatta daha iyi tanışmak ve kaynaşmak adına Taner'i de çağırırız."

"Aynen."

* *
16.Bölümde Görüşmek Üzere👉

Sizleri Seviyorum💜🙏













Continue Reading

You'll Also Like

147K 6.4K 30
GÜNAH K£ÇİSİ~TANITIM~ ''Milyoner kasasını,hırsız mahzenini,filozof kitabını ve aşık kalbini aynı heyecan ve korkuyla açar.''demiş ünlü düşünürlerim...
802K 38.6K 51
Kendisine dayatılan kaderden kaçan genç kız hayatın getirdiklerini kabul edebilecek mi ? Peki aşkın en beklenmedik ve tutkulu hali karşısına çıktığın...
208K 22.6K 91
Hayat bir tahterevalliydi.. Bir ucunda Aylin diğer ucunda düşleri vardı. Hayatındaki dengeyi bir türlü tutturamayan Aylin'in düşleri hep havada kaldı...
2.1K 181 18
Karşımda tüm ihtişamı ile duran duygusuz adama yaklaştım. O Kadar bitkindim ki ayakta durmakta bile zorlanıyordum. Boģazımdaki yumruyu yuttum. Ciğerl...