21~KAOS!

306 34 5
                                    

* *
"Onun burada ne işi var?"

Merve hepimizden önce araya girdi ve şu an yüz ifadesi alev saçıyordu.Herzamanki Nil ise iğrenç sırıtmasıyla karşımızda duruyordu.

"Haberi olan var mı bu durumdan?"diyen Ömer de fazlasıyla sinirliydi.Haklıydılar da.

"Aslında..."

Taner çekimser bir tavırla öne çıkarken,içimden ğeçen soru hiç de hoşuma gitmedi.Olabilir miydi?İyi de bu çok saçmaydı ve onlar daha tanışmamıştı bile.

"Benim haberim var.Daha doğrusu Nil bu sabah arayınca,onu kıramadım."

Cidden bu bir şaka olmalıydı!
Onlar arkadaş mıydı?Ne ara?

"Taner...Üzgünüm ama bunu kabul edemeyiz.Hem ayrıca siz ne ara tanıştınız?"

Saras araya girdi bu kez.Tansiyonun yükseldiğini hissedebiliyordum ve bu hiç iyi değildi.Öte yandan Merve...Hayal kırıklığına uğramış olmalıydı.Anlamıyorum,Taner gibi birinin Nil ile ne alakası olabilirdi?

"Konuşmaya bile değmez Saras."dedi Sinan ardından Taner'e döndü.

"Bak kardeşim,üzgünüm ama Nil'i aramıza alamayız.Arkadaşın olabilir ama bizim yanımızda yeri yok.Üzgünüm."

Taner iyice mahcup duruyordu şimdi.Yüz ifadesi her şeyi açıklıyordu.Onu hiç birimiz suçlayamazdık,sonuçta Nil'in gerçek yüzünden hala bir haberdi.Hal böyle iken bu duruma nasıl bir çözüm getirecektik bilemiyordum.

Taner mahcup bir şekilde Nil'e döndü hemen.

"Nil ben üzgü..."

"Elacım,seninle biraz konuşsak?"

Nil hızla tam karşıma geçip,ardından koluma girince şoke oldum ama aslında durumu anlamam çok uzun sürmedi.Kullanacaktı.O gün duyduklarını şimdi bana karşı kullanacaktı,buna emindim.

"Seninle konuşacak bir şeyi yok.Bırak,onu."

Ömer araya girdi bir anda ve Nil'in kolunu benden kurtardı.Sevinmeliydim ama aksine köşeye sıkışmıştım.

"Onunla konuşacağım."dedim anında.

"Ne?"diyen Merve,şaşkın yüz ifadesi baktı bana.Haklıydı ama elimde Nil'e karşı savunacak hiç bir şeyim yoktu.

"Sadece konuşacağım."dedim.

"Ela saçmalama,lütfen!"diyen Sinan ise yanı başımda bitmişti.Gerçekten saçmalıyordum ama üzgünüm çocuklar bunu yapmalıyım.

Daha fazla vakit kaybetmedim ve Nil ile beraber,bizimkilerin yanından uzaklaştık.

"Yine ne istiyorsun?"diye sordum hemen.Çabuk bitsin istiyordum!

"Ne istediğimi gayet iyi biliyorsun."deyince ağzımda ne kadar diş varsa sıktım.

"Bizimle gelemezsin!"dedim net çıkan ses tonumla.Güldü Nil.Şaşırmadım ama çok fazla sinir bozucu görünüyordu.

"O halde az sonra onlara bazı itiraflarda bulunabilirsin.Tabi eğer gerçekten onun gözleri önünde rezil olmayı bu kadar çok istiyorsan,seçim senin."

Haklıydı!
Bunu göze alamazdım elbette.Fakat diğer türlü de Merve başta olmak üzere herkesin keyfini kaçıracaktım.Tıpkı o günki gibi...

Ne yapacaktım?

"Gerçekten düşünüyorum da,senin aslında bir seçme şansın bile yok!Ve asla da olmayacak!"

Nil'in yüzüme tükürürcesine söylediği cümlelerle öylece kalakaldım.Seçme şansım yoktu,bu doğruydu.Ama yine de nasıl bu kadar kötü ve acımasız olabilirdi?Elinde lanet koz yüzünden,değer verdiğim insanları da kaybetme olasılığım vardı ve ben bunu hiç düşünmemiştim.Ama şimdi tam da merkezine düşmüştüm.

GÜNAH KEÇİSİ:Beni Bırakma Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin