50~"Ela'ya Güveniyorum"

341 28 0
                                    

~ELA'NIN AĞZINDAN~

Büyük stresli bir gecenin ardından herkes odasına çekilmiş,bizim çocuklar erkenden evlerine döndüklerinden konuşma fırsatını da kaçırmıştım.
Yarına bu Taner konusunu etraflıca düşünüp net bir karar almamız gerekiyordu.Böyle söylemesi cidden çok kolaydı fakat ne yapmam gerektiğini hiç bilmiyordum.Taner tüm planlarından vazgeçmişti.
Kendi ağzıyla söylemişti bunu.
Hala inanamıyordum.
İmkânsız gibi geliyordu ama kendi kulaklarımla duymuş,gözlerimle de net bir şekilde görmüştüm.Taner gibi biri ilk defa gözlerimin önünde hunharca göz yazı dökmüştü.
Perişan haldeydi.Seher denen kadın yüzünden babasına düşman bir evlat olarak büyütülmüştü.Ve sonuç buydu.
Taner için fazlasıyla şanssız bir durumdu kuşkusuz.Yine de öncesinde yaşananlar...
Bilemiyordum.Ayrıca Taner ve Ömer hakkındaki gerçek...
Böylesine önemli bir gerçeği nasıl saklayacaktık?Ömer'in asıl ailesi hala vardı.Onlar hayattaydı.Öz kardeşi ve amcası.Bunu ondan saklamak pek doğru gelmiyordu fakat Ömer ailesi konusunda fazlasıyla hassastı.Anne ve babasını esrarengiz bir trafik kazasında kaybetmişti.Ve sorumlusu tüm gerçeklerden habersiz kardeşim dediği kişinin öz be öz annesiydi.
Yoo...Hayır!Böyle bir gerçeği asla kaldıramazdı.
Kabullenemezdi.Üstelik Seher denen kadın ve Nil kesinlikle bunu kabul etmeyecekti.Daha fazla kötülük yapacaklardı.Kim bilir...Kendi öz oğlunu o hale getiren bir kadın,Ömer'e neler yapardı.Ya bizimkiler?Onlar nasıl savaşabilirdi ki böyle bir gerçekle?Yapamazlardı.

Ben?

Ben ne yapardım onsuz?Kabul edebilir miydim ki?Hayır...Onca yıl...Onca yıl arada varken nasıl edebilirim ki?

Ama ya ailesi?
Hayatta olmayan ailesi için senelerdir göz yaşı döken bir çocuk Ömer.Bu derece bencil olamazdım değil mi?Ama o ev...O ev onun için bir yuva olmayacaktı,bundan emindim.

Allahım sen aklıma mukayyet ol.Ne yapmalıydım?

Üzerimdeki pikeyi sıcaktan bunalan bedenimden sıyırırken,ellerim hafif ıslanan saçlarıma uzandı.Bayağı uzamışlardı.Bir ara kestirsem iyi olacaktı çünkü havalar iyice bunaltıcı hale gelmişti.
Yatağımdan çıktım ve omuzlarıma düşen saçlarımı,
bileğime geçirdiğim lastik tokamla tepeden bağladım.
Ardından ufak adımlar atarak arka bahçemize bakan penceremin önüne gittim ve sonuna kadar araladım onu.Gece olduğundan yüzüme vuran serin hava,yarı çıplak bedenimi gıdıkladı.Gözlerimi kapatıp hafiçe gülümserken,
odamın kapısı iki kez tıklandı.

Bileğimdeki saatime baktım.
Gece 02.00'a geliyordu.Bu saate bizimkiler kesinlikle uyuyor olurdu.Acaba Ömer miydi gelen?Eh,başka seçenek yoktu neticede.

Üzerime geçirdiğim ince hırkamla,geriye dönüp odamın kapısına yöneldim.Hafifçe yanaşarak,seslendim.

"Ömer sen misin?"

"Evet."

Fısıltılı sesini duyduğumda gülümsedim.Bu saate kapımın önünde ne yapıyordu ki?
Üzerime geçirdiğim ince hırkama iyice sarıldım fakat boyu pek yeterli değildi.
Dizlerime kadardı.Yapacak bir şeyim yoktu.

"Açmayacak mısın?"

Yeniden sesini duyunca,tek elim kapımın koluna gitti ve indirdi onu.Ömer karşımdaydı ve sevimli pijamasının içerisinde bile fazlasıyla yakışıklı görünüyordu.
Kirpikleri üzerine düşen hafif sarıya çalan kıvırcık saçları ıslaktı.Sanırım duş almıştı çünkü an itibariyle burnuma dolan kokusu,içimin ürpermesine neden oldu.
Arkasında kalan kapıyı kapattı ve üzerindeki anahtarı kullanarak,kitledi.

Yok artık,yine mi!

"Ne yapıyorsun?"diye sordum kıkırdamama engel olamazken.
Pis pis sırıttı ve anında dudaklarıma hücum etti.
Ellerim iki tarafta havada asılı kalırken,gözlerim sanki dokunuşuna alışmış gibi memnuniyetle gülümsedi.Ciddi ciddi gülümsedi,hatta kısıldı.
Tenli elleri sıcacık yüzümü avuçladı sonra.İrkildim ama bunu bile sevdim.Demek böyle oluyordu?Gerçekten sevince insan bu tür arzuları hissedebiliyordu.İnanılmaz bir şeydi.

GÜNAH KEÇİSİ:Beni Bırakma Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin