44~SÜRPRİZ!

352 30 4
                                    

Arkadaşlar herkese selamlar🙆
Çok çok çok uzun bir aradan sonra geldim size.Ama bunu telafisi birden fazla bölümle olacak inşallah ve arayı kapatırız diye düşünüyorum.🙆😊

Şimdilik keyifli okumalar diliyorum herkese.🙏
Oy ve yorum bırakmayı ihmal etmeyin lütfen.🙏

Kendinize iyi bakın.
Hayırlı Ramazanlar.
💜🙏

*     *

~ELA'NIN AĞZINDAN~

Mucizeler...

Biz insanoğlunun her defasında gerçekleşmesini istediği fakat kalıplaşmış hayatın zalim koşuşturması arasında,doğal olarak bizi nadiren ziyaret eden sayılı anılar topluluğu...

Evet...

Belki her zaman yaşamıyorduk onları ama bu değerlerini bilmeyeceğiz anlamına da gelmiyordu elbette.Aslında en çok da kendimden biliyordum bunu.

Nasıl mı?

Şu an on yedi yaşında genç bir kız olmama rağmen onca yıl arasında mucize diyebileceğim topu topu iki anım vardı da ondan.Nadiren de olsa beni bulmuştu.Şanslıydım çünkü iki mucize anımın sahibi de Ömerdi.

İlk mucize anım...

Aslında bunu düşünmek çoğu kez kendimi kötü hissetmeme ve o değerli iki insana hatta bilhassa Ömer'e karşı büyük haksızlık ettiğimi hatırlatıyordu bana.Ama diğer yandan...
Elimde değildi.O gün o kaza yüzünden Ömer hem annesini hem babasını kaybetmişti.Onu anlayabilmem ya da kaybettiklerini geri verebilmem imkânsızdı.Bunu biliyordum.O birden fazla şey kaybetmişti ama benim kazancım da bir tek Ömer di.O benim ilk mucizemdi.O kaza olmasaydı eğer Ömer'i tanıma gibi bir şansım hiç olmayabilirdi.

Keşke...

Keşke o kaza yüzünden değil de çok daha başka bir şekilde karşılaşabilseydik.Bilmiyorum.
Belki de o sıcaklık ve yakınlık şimdiki zamanla eş değer olamazdı.Ne bileyim,farklı olurduk ya da farklı yaşardık her şeyi ama en azından öyle bir acı daha doğar doğmaz düşmezdi o küçük kalbine.

Ne yazık ki gerçekler daha da acıydı ve değiştirilemeyecek kadar da güçlüydüler.Yine de tüm bu zorlukların içerisinde hem ikimizin arasındaki o bağ hem de babam ve annemin ucu bucağı olmayan sevgisi sayesinde,acısını bir nebze olsun unutabilmeyi öğrenmişti Ömer.Elbette ki böyle bir acının kesin bir ilacı ya da olanları yok sayacak harika bir sihirli değneği yoktu fakat onun için daima sonsuz sevgimiz yanındaydı ve daha da güçlü olacaktı.Bunu başarabilirdi.

Bu arada bağ demişken...

Her ne kadar aynı evin altında tıpkı birer kardeş gibi büyüsek de,aslında aramızdaki o tuhaf ama bir o kadar güçlü bağın normal olmadığının farkındaydık.Çocuktuk ve tüm bunları o yaşlarımızla belli bir nedene bağlamamız mümkün değildi elbette.Belli bir tanımı ya da karşılığı yoktu diye düşünüyordum ama aslında şu an yaşadığım,diğer bir deyişle;ikinci mucize anımın sayesinde artık biliyordum.

Hala inanamıyordum ama şu an ki halimiz...

Bulunduğumuz kabinin içinde yan yana oturuyorduk.Başım çıplak göğsü üzerinde güvenle yatıyorken,tek elimin ince parmakları onun uzun parmakları arasında sıcacıktı.Kalbim dayanacak güçte değildi fakat yalnız da değildi.Derimin altındaki bir çok yer,delirmiş gibiydi.Hangi birini susturabilecek kadar cesaretim vardı bilmiyorum.Açıkçası bunu gerçekten istediğimden bile emin değildim.O kadar güzeldi ki her şey,bozulsun istemiyordum.Hiç ama hiç.

GÜNAH KEÇİSİ:Beni Bırakma Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin