46~"Batmayan Güneşim"

378 27 2
                                    

Herkese Selam ve yeni bölüm!!!!

Oy ve yorum bırakın lütfen.💜

Hadi bakalım,keyifli okumalar herkese.😊💜

                   *       *

~ELA'NIN AĞZINDAN~

Korktuğum olmamıştı.Yani en azından şimdilik.Başarabilecek miydik emin değildim.Ömer'e güvenim tamdı.Hata diğerlerine de.Fakat onun dışında kalanlar için aynı şeyi söyleyemiyordum.Dahası Ömer'in ne derece kötü hissedeceğini biliyordum.Yine kocaman bir aile olmaya devam edecektik belki ama ya onu ve bizi tanıyan insanlar...Kuşkusuz merak edeceklerdi.Gerçek ailesini,anne-babasını,nasıl bir nedenden dolayı şimdi bizimle birlikte olduğunu...Tüm bunları kaldırabilir miydi ki?Ayrıca en başta bizimkiler böyle bir gerçeğin ortaya çıkmasına izin verebilirler miydi ki?
Sanmıyordum çünkü Ömer konusunda ailecek hassastık.
Nasıl olacaktı bu?Ömer kararından emindi ve vazgeçmeye niyeti de yoktu.
Ne desem ne yapsam boşaydı kısacası.

Elimde tuttuğum meyve suyunu önümde duran sehpanın üzerine geri bırakırken,Ömer'in hemen arkamdan gelen ayak seslerini işittim.Uzun süredir yukarıdaydı.Oturduğum yerden hafifçe ona doğru döndüm.
Elinde tuttuğu kutuyu anında tanımıştım.Heyecanla yanıma gelip oturduğunda,merakla sordum ben de.

"Benim odamda mıydın?"

"Evet ama şimdi onu boşver.Aç bakalım."

Elindeki kutuyu bana doğru uzattı.Tebessüm ettim ve elime aldığım kutuyu dizlerimin üzerine bıraktım.Yüzümdeki tebessüm genişledi.Yıllar önce Ömer'in bana hediye ettiği ve içerisinde kartondan yapma iki küçük kalbin olduğu kutu yeniden benimleydi.Ve bu kez uzun zamandan beri ilk defa Ömer yanımdaydı.Tıpkı çocukluğumuzdaki gibi...

Kutunun kapağını açtım yavaşça.Şaşırdım biraz çünkü iki küçük kalp artık olduğu yerde değildi.Ama onun yerine daha büyük bir kalp vardı ve tekti.Üstelik üzerinde bugünün tarihi yazılıydı.Küçük burnumun sızlayan direği,
ağlamaklı bir gülümseme yerleştirdi yüzüme.

"Artık ayrı olmalarına gerek yok diye düşündüm."

"Ömer bu çok...Çok güzel."dedim ona dönüp burnumu çekerken.Halime gülerken,sıcacık kolları arasında buldum yine kendimi.

"Çok daha güzel şeyler yaşayacağız.İnan bana."

İçimi ferahlatan sesi,saç tellerimin arasına düştü yavaşça.Kutuyu geri kapatıp ben de kollarımı beline sardım.

"Uykun gelmedi mi?"

Hafif geri çekilerek tam karşısına geçtim.Cidden zorlu ve stresli bir gündü bizim için.Fiziksel olarak değil ama ruhen fazlasıyla bitkin hissediyordum.

"Yorucu bir gündü gerçekten."dedim onu onaylayarak.

"Haklısın.Kalkalım o halde."

Elimdeki kutumla beraber ayağa kalktım.Ömer de hemen peşimden.

"Dur biraz."

Sesiyle eş zamanlı durdum.

"Ne oldu?"diye sorduğumda,
gözlerinin hedefi ayaklarıma kadar indi.Anlamamıştım.

"Böyle olmaz."dedi iki elini belinde sabitlerken.Güldüm ama hala neyden bahsettiğini bilmiyordum.

"Ne öyle olmaz?"

İkinci sorumu sormamla bu kez sadece gözleri değil bedeni de ayaklarıma kadar indi.Sol ayak bileğimden kavradı tek eli ve hafif kaldırıp,giymiş olduğum terliği çıkardı.Aynı işlemi diğer ayağım için de uyguladı ve içi rahatlamış gibi bir ifade takındı.Çıkardığı terliklerimi eline aldı sonra ve diğer eliyle belime sarıldı.Salise sonrasında kucağındaydım.Şaşkındım ve öylece gülen yüzüne bakıyordum.

GÜNAH KEÇİSİ:Beni Bırakma Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin