23~Uzak Dur!

315 30 1
                                    

* *
ELA'NIN AĞZINDAN

Koma...

Koma diyordu Sena...Üstelik Merve için...O nasıl...Hayır!Bu fazlaydı,çok fazla!

"Sena...Sena lütfen şunu doğru dürüst anlat."dedim bana sarılan kolları karşıma alarak.Ağlıyordu.Hala ağlıyordu!

"Sen de biliyorsun Ela.Merve'yi hastahaneye getirdiğimizde,beyin kanaması geçirdiğini söylemişti doktor ve bu yüzden acilen ameliyata alındı fakat..."

Bu kısma kadar ben de herşeyin farkındaydım fakat koma...Birden bire nasıl...

"Az önce doktor ameliyattan çıktı ve Merve'nin komaya girdiğini söyledi.Sadece bu da değil...Doktor her türlü sonuca hazır olmamızı da söyledi."dediğinde beynime düşen korkunç gerçekle,gözlerimin hedefi Taner'e yöneldi.Taner...O ve Nil'in alçakça oyunu yüzünden Merve şimdi bu haldeydi.Merve'nin kalbine işleyen o samimi gözlerin aslında gizliden gizliye koca bir yalan olduğu aklıma vurdukça,kendimden utanıyordum.

Ağzımda ne kadar diş varsa sıktım.Büyük bir hata yapmıştım fakat şimdi farkına varabiliyordum.Herzamanki gibi...

Ben yapmıştım!Nil'i bugün aramıza almayı nasıl başardıysam,o gün Taner'i gruba dahil etme fikri de yine benden çıkmıştı.Nasıl...Nasıl bu derece iyi oynayabiliyorlardı?Nil'i bir şekilde anlayabilsem de Taner...O böyle bir şeyi Merve'ye nasıl yapabilirdi?

Peki ben?Ben ne yapacaktım şimdi diye düşünürken,koluma dayanan başka bir temasla irkildim.Oydu.
Ömer karşımdaydı fakat burnundan soluyordu.

"Ömer..."

Sadece dört harf ve sonrasında Ömer'in peşinden sağ tarafta bulunan koridora doğru sürüklenirken buldum kendimi.Sinirliydi,hem de çok fazla.Ama yine de bu derece bir tepkiyi ondan beklememiştim.

"Ömer neler oluyor?"dediğimde,tuttuğu kolumu sert bir tavırla geri savurdu.Az da olsa canımın yandığını hissettim fakat önemsemedim.Ömer'e baktım.

Sinirden etrafında ufak daireler çizerken,tek eli sürekli boynuna doğru gidip geliyordu.Öfkesini de acısını da anlayabiliyordum.Aynı şeyleri ben de hissediyordum çünkü.Ama o...

"Senin yüzünden..."

Eli ile beni işaret ederken,konuştu Ömer.Nihayet yüzüme bakabilmişti.Beni fark edebilmişti.Ama yine yüzüme vurarak...Hatalarımı,beni anlamaya çalışmadan yüzüme vuruyordu her seferinde.Bu haksızlıktı diye içimden geçirirken,fark ettiğim başka bir detayla ona doğru bir kaç adım attım.Dudağının kenarındaki kan kurumuşa benziyordu fakat sebep olduğum başka bir durum yüzünden hangi pişmalığımı sorgulayacağımı şaşırmış bir vaziyetteydim artık.

Yutkundum ve tek elimi yüzüne doğru havalandırdım.Fakat Ömer,buna izin vermedi ve elimi yine aynı sertlikte havada yakalayarak geri savurdu.

"Kes şunu!"

"Ömer lütfen yapma...İnan ben..."

"Gerçekten büyüdüğünü ve neyin iyi neyin kötü olduğunu ayırt edebilecek bir hale geldiğini düşünmekle büyük bir hata yapmışım!"

Hayır...Benimle bu şekilde konuşamazdı.Beni yargılayamazdı.Tamam,hatalarımın olduğunu ben de gayet iyi biliyordum fakat bunların hiç birini başkalarının hayatına kabus olmak için yapmamıştım.Bunu istememiştim!

"Hala kendi kafasına göre hareket eden küçük bir çocuksun Ela!"

"Ömer yeter!"dedim sesimi biraz yükselterek.Ağlamaya başlıyordum ki bu sesime de yansımıştı.

GÜNAH KEÇİSİ:Beni Bırakma Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin