Han (1. Kitap)

By Husam46

523K 53.6K 6.9K

Buraya kitabın okunması için çekici laflar, metinler veya şiirler yazabilirim... Fakat benim tarzım değil. Da... More

Bilinç oluşumu ve Giriş Bölüm 1
Doğum Bölüm 2
Odadan Çıkış Bölüm 3
Büyücü Bölüm 4
İlk Hocam ve ailem Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Genel Bilgilendirme
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54
Bölüm 55
Bölüm 56
Bölüm 58
Bölüm 59
Bölüm 60
Bölüm 61
Bölüm 62
Bölüm 63
Bölüm 64
Bölüm 65
Bölüm 66
Bölüm 66.5
Bölüm 67
Bölüm 68
Bölüm 69
Bölüm 70
Bölüm 71
Bölüm 72
Bölüm 73
Bölüm 74
Bölüm 75
Özet
Bölüm 76
Bölüm 77
Bölüm 78
Bölüm 79
Bölüm 80
Bölüm 81
Bölüm 82
Bölüm 83
Bölüm 84
Bölüm 85
Bölüm 86
Bölüm 87
Bölüm 88
Bölüm 89
Bölüm 90
Bölüm 91
Bölüm 92
Bölüm 93

Bölüm 57

5.5K 592 148
By Husam46

Karakter hatırlatmaları:

Faye: 16 yaşlarında, uzun kıvırcık koyu mavi saçlı, minik burunlu, hilal kaşlı, küçük ela gözlü. Elmon'un aşık olduğu kız. Babası ağaçta doktormuş. Orman elfi

Rina: Sivri kulaklı, hafif çekik ve büyük yeşil gözlü. Kısa ve çok açık bir pembe renginde saçları var. Yarı elf.

Adela Bansells: 11 yaşlarında uzun boylu, beyaz tenli, kıpkırmızı uzun ince saçlı

-----------------------------------------

Han kendine geldiğinde villasının yatak odasındaydı. Olanları hatırlamaya çalışıyordu fakat olayı düşündükçe başına korkunç bir ağrı giriyordu. Kendine gelmek amacıyla elini yüzünü yıkamak için yataktan kalkmaya yeltendiğinde vücudunun üst tarafının tamamen sargıda olduğunu gördü. Tıpkı bir mumya gibi göbeğine kadar sargı içindeydi. Bu yüzden kalkamıyordu. Sağ çaprazdaki kanepede Faye'nin yatığını gördü. Faye'nin üstünde ince bir pike örtülüydü. Han yardımsız kalkamayacağını anlayarak Faye'ye seslendi.

Faye anlamsız sesler çıkarak ve gözlerini ovuşturarak uyandı. Biraz kendine geldiğinde direk efendisine baktı ve "Efendim uyanmışsınız!" diye bağırdı.

Han boş gözlerle Faye'ye bakarak "Çöz beni..." dedi.

Faye efendisinin dediğini duymamazlıktan gelerek, koşarak yatakta yatan Han'a sarıldı. Han "Faye çöz beni..." dese de Faye 10 saniyeden fazla bu şekilde durdu. Faye sarılmayı bıraktıktan sonra ayağa kalktı. Han Faye'ye doğru baktığında şaşırdı. Faye, gözleri dolmuş bir şekilde kendisine bakıyordu. "Bir sorun mu var Faye" dedi Han. Faye, ıslak gözlerini elleriyle silerek hayır yok der gibi kafasını sağa sola salladı.

Han, Faye'nin ne düşündüğünü bilmiyordu ama düşüncelerini dağıtmak amaçlı "Hadi beni çöz sonra kahvaltı yapalım" dedi. Faye dayanamayarak bir kez daha Han'a sarıldı. Ardından kapı açıldı ve içeri Han'ın tanımadığı bir kız, Rina ve Adela girdi. Rina ve Adela gördükleri manzara karşısında istemsizce büyü auralarını serbest bıraktılar. Rina ve Adela'nın auralarını serbest bırakması, kızın iç güdüsel olarak bir kaç adım geri gitmesine sebep olmuştu.

Rina ve Adela aynı anda "Seni yüzü solgun elf! Han'ı boğma! O yaralı!" dediler ve koşarak Faye'nin elinden Han'ı kurtardılar ve kendileri Han'a sarılmaya başladı.

Han hafif sinirlenerek "Sizde aynısını yapıyorsunuz..." dedi.

Kız gördüğü manzarayı bir türlü anlayamıyordu. Elf, yarı elf ve insan, bir çocuğun etrafındaydı. Sınıf farklarını yok saymışcasına konuşuyorlardı(tartışıyorlardı).

Han derin bir nefes alarak "Beni çözün artık" diye bağırması tüm ortamı sessizleştirmişti. Kız bir adım öne gelerek "Kaburganda ve kolunda kırıklar var. İyileşmesini beklemen gerekiyor." dedi.

Han, kız ile göz teması kurarak ciddi bir ses tonuyla "Ben vücudumda kırık olduğunu hissetmiyorum. Faye çöz artık beni..." dedi.

Faye, kızın çözme demesine aldırmayarak Han'ı çözdü. Han serbest kalmanın verdiği rahatlama ile yataktan kalktı ve vücudunu esnetme hareketleri yapmaya başladı. Kız şok olmuştu. Daha 2 saat önce kırıkları ve yaraları olan çocuk şimdi sapasağlamdı.

Han esnetme hareketlerini bitirdikten sonra "Sen kimsin?" dedi.

"Ben Milta. Milta L. Ulodhel" dedi. Han'ın başından kaynar sular dökülmüştü. Han derin derin nefes alarak Milta'ya bakıyordu. "Bir şey belli etmemeliyim. Nasıl olur... Annem..." diye düşüncelere daldı.

Herkeste Han'ın donmasından dolayı şaşkınlık ve hafif bir korku vardı. Faye'nin Han'ın omzuna dokunması ile Han irkilip kendine geldi.

Bir şeyler belli etmemek için "Faye Panu'yu uyandır kahvaltıyı hazırlasın bende banyo yapıp geliyorum." dedi Han.

Faye biraz utanarak "Efendim Panu sizin olayınızdan dolayı bitkin düştü. Efendim... Şey... isterseniz kahvaltıyı ben hazırlayabilirim." dedi.

Han banyoya doğru gitmek için odadan çıkarken "Peki sen bilirsin" dedi.

Faye istemsizce yerinde hafifçe zıplayarak koşar adımlar ile mutfağa gitti.

-------------------------------------

Herkes efendilerinin baygınlığından dolayı çok endişelenmişti. Faye kahvaltı hazırlarken aynı zamanda zihin taşı ile herkese Efendi Han'ın uyandığını söyledi. Han banyodan çıkıp aşağı indiğinde Adela, Faye ve Rina sofraya oturmuş, gülen suratlar ile Han'ı bekliyordu. Han sofraya oturdu ve " Milta nerede?" dedi.

Adela surat asarak "Milta gitti." dedi.

Han belkide gitmesi daha iyi olur diye düşünerek "Hadi afiyet olsun" dedi.

Hepsi bir ağızdan afiyet olsun diyerek kahvaltılarını yapmaya başlamıştı. Hepsi, Han'a bir şeyler sormak istiyordu fakat çekiniyorlardı. Bu durum, hepsinin yemek yerken arada derin iç çekmesine ve dikkat dağınıklığıyla masadaki eşyaları(çatak, bardak vs.) yere düşürmelerine sebep oluyordu.

Han bir şeylerin normal gitmediğini anlamıştı ve çatalını tabağının yanına koyarak "Evet sizi dinliyorum" dedi.

Kısa bir sessizlikten sonra Adela üzgün bir ses ile "Han dün sana ne oldu? Biri mi saldırdı?" dedi.

Han tek kaşını "Hayır. Büyümün gücünü hesaplayamadım hepsi bu. Fakat birinin saldırdığını düşünmen ilginç." dedi.

Rina ve Faye aynı anda kafasını eğmiş tabaklarına bakıyordu. Han bir şeyler sakladıklarından artık emindi. "Ben sinirlenmeden söyleseniz iyi olur değil mi?" dedi Han.

Faye derin bir nefes aldı ve "Efendim siz yaklaşık 2 saattir baygınsınız. Fakat şehirde büyük olaylar oldu. Kral'a suikast girişimi olmuş. Büyük Magos Aelath şans eseri oradaymış ve Kral'ı kurtarmış. Lakin soylular suikast girişiminden dolayı Köle Sever Abum'u suçluyorlar." dedi.

Faye ve Rina, Han'dan büyük bir tepki bekleseler de Han Adela'nın orada olmasından dolayı sakinliğini korumaya çalışıyordu.

Adela umursamaz bir dille "Ben de Köle Sever Abum'u iyi biri bilirdim. Bak suikaste karışmış" dedi.

Rina gözleri dolu dolu "Abum abi öyle bir şey yapmaz" dedi.

Adela şaşırarak "Abum abi mi?" dedi.

Han Rina'nın pot kırmaması için lafa girerek "Rina Köle Sever Abum'un üvey kardeşi" dedi.

Adela şaşkın şaşkın Rina'ya bakıyordu.

--------------------------------------------------------

Kral ve üst düzey tüm yetkililer suikastten dolayı toplanmışlardı. Toplantı salonunda ağır bir hava vardı.

"Kral'ım Köle Sever Abum geldi. Huzurlarınıza çıkmayı bekliyor." dedi Muhafız.

Kral "İçeri aldın" dedi.

Aelath ve Kral hariç herkes istemsizce oturuşunu düzeltti. Köle Sever Abum içeri girdiğinde yüzünden son derece sinirli olduğu anlaşılıyordu ve keskin gözlerle soyluları süzüyordu.

Köle Sever Abum hafifçe başını eğerek "Kral'ım beni görmek istemişsiniz" dedi.

Kral ciddi bir ses ile "Seninle bu şekilde tanışmak istemezdim. Lakin büyük bir suçlama ile karşı karşıyasın." dedi.

Aelath Köle Sever Abum'un zihnine girmeye çalışıyordu. Fakat Köle Sever Abum'un üstündeki kolye ve 2 yüzük mühür yüzükleriydi. Bunlar Aelath'ın Köle Sever Abum'a karşı zihin büyüsü yapmasını engelliyordu. Aelath içinden "Bayağı zengin ve eli kolu uzun olsa gerek. Bu eşyaları bulmak kolay değil dahası uçan restoranın altındaki 4 büyük hava kristalini bulmak... Eli gerçekten uzun." diye düşündü.

Köle Sever Abum sakin ve kendinden emin bir ses tonuyla "Suçlamayı öğrenebilir miyim?" dedi.

Kral ellerini birleştirerek "Yaklaşık 2 saat önce bana bir suikast girişimi oldu biliyorsun. Şimdilik bulunan deliller seni şüpheli gösteriyor" dedi.

Kral'ın bu cümlesinden sonra bile Köle Sever Abum sakinliğini koruyordu. Bu durum soylularda istemsizce panik havasına sebep oldu. "Delilleri görebilir miyim?" dedi Abum.

Soylulardan biri lafa girerek "Delil dediğim tanıklar var. Suikastçıların senin hanında kaldığına dair..." dedi

Köle Sever Abum tek kaşını kaldırarak "Dediğim derken? Bu nasıl saçma bir suçlama? Şehirde 5 ,şehrin dışında 3 tane hanım var benim. Alınlarında suikastçı yazmıyorsa ve ülkemizde geçen bir para birimi kullanıyorsa hanlarda kalabilirler. Ben nereden bileceğim suikastçı olduklarını. Her gün şehir dışından yüzlerce kişi gelip gidiyor hanlarıma." dedi Abum.

Kral hak verirmiş gibi kafasını salladı.

"Şüphelisin zaten suçlusun demedik" dedi soylulardan başka biri.

"Kral'ım kendinizi benim yerime koyun. Neden Kral'ı öldüreyim ki? Hanların ve dükkanların yapımı için arsa bulmaktaki sıkıntılarımı kaldırdığınız için mi? Ya da beni kraliyet yemeği gibi önemli bir toplantıya çağırdığız için mi? Dahası 1 aydan daha kısa bir süre sonra Wrapan Krallığı Prensi ziyaretime gelecek. Böyle bir karışıklığı niye böyle bir anda çıkarayım? Belli ki birileri verdiğim vergilerden, Kralımın bana sunduğu ayrıcalıklardan ve ülkemin gelişmesinden rahatsızlık duyuyor." dedi Abum ve bunları söylerken gözü soylulardaydı.

---------------------------------------------

Arkadaşlar Kapak bölümündeki tanıtım yazısını değiştirmem gerek mi sizce? Gerek ise nasıl yapayım.

Sizden bir ricam var. Beğendiğiniz bölümleri oylamayı unutmayın lütfen. :)

Çok güzel bir AMV hazırlamışlar. Zaten birinci olmuş. Detaylı incelerseniz çok uğraştıkları ortada.

Continue Reading

You'll Also Like

85.4K 8K 61
Kontun kızı yıllar sonra geri döndü ve tüm dünya ayaklarının altına serildi. Kıskançlıkla gözleri bürünen diğer kızı ise ölüme mahkum edildi. Doğruyu...
41.7K 3.2K 29
Üzerinde kusmuk lekesi bulunan yıpranmış beyaz tişörtüyle, Uykusuzluktan morarmış göz altlarıyla, Yüzündeki tırnak izleriyle, Boyası akmış saçlarıy...
216K 19.8K 99
Popüler ve yetenekli bir yazardım. Ama bu, en başından beri mükemmel yazdığım anlamına gelmiyordu. Yazdığım ilk roman "Tanrıça'nın Çiçeği" en kötü es...
168K 20.2K 200
Bir Gencin Duygularla Dolu Hayat Hikayesi.... "Neden........ Ben?" "Ben sadece normal bir hayat yaşamak istemiştim. Duyguların bu kadar farklı güçler...