Bölüm 14

5.3K 594 17
                                    

Aelath aniden bağırdı. " NİYE DURDUK BATİUS ?!"

Tedirgin bir ses ile "Efendim yolumuzu kestiler" dedi. Hızlı bir şekilde Aelath arabadan indi. Bende arabanın penceresinden kafamı çıkardım. 5 erkek 1 kız olmak üzere 6 kişi önümüzü kesmişlerdi. Yaşları 20li gibi duruyor. Anladığım kadarı ile bizi soymak istiyorlar.

"Sizde kimsiniz?" diye sordu Aelath. 6 kişide çirkin bir şekilde kahkaha atmaya başladılar.

"Sizi uyarıyorum. Geçen her saniye daha da sinirleniyorum ve bu sizin için iyi bir şey değil" diye devam etti konuşmasına Aelath.

Kız Aelath'a yaklaşarak " Vay bey amcacım yakıyorsunuz. Şimdi ben istemem bu güzel yüzünüze, kıyafetlerinize ve içeride ki çocuğa bir şey olmasını". Ben kızın cümlesi bitti mi bitmedi mi anlayamadan en az 10 tane alev topu arkada ki 5 erkeğe geldi. Saniyeler içinde kömürleştiler. Az önce Aelath'ın gücüne şahit oldum. Ölen insanlara nasıl teşekkür etsem bilemedim. Kızın suratında çirkin bir gülümseme vardı, ta ki arkasını dönene kadar. Kömürleşmiş arkadaşlarını gördükten sonra kız bir iki dengesiz adımdan sonra korkudan bayıldı. Aelath'ın ona da ateş topu atacağını fark ettim.

"Aelath dur lütfen" dedim. Hava da aslı kalan ateş topunu görünce rahatladım.

Bana döndü ve "Ne oldu Han" dedi. Şaşkın bir ifade ile.

"Onu öldürme onu benim kölem yapmak istiyorum." dedim

Şaşkın olan Aelath daha da şaşırmış olarak bana bakıyordu. Bende devam ettim "Bir mahsuru olur mu? Hem köle büyüsü yaptırırız bana zararda veremez."

Aelath biraz düşündükten sonra "Benden istediğin ilk istek bu yüzden kabul edeceğim" dedi.

Fırsat bu fırsat yaparak "Senden bir şey daha isteyebilir miyim" dedim.

"Tabiki ne istersen Han" dedi Aelath.

"Lura'yı da benim kölem yapabilir miyiz? Onun ile iyi anlaşıyorum. Zaten bana hizmet ediyor. Benim kölem olması beni daha çok mutlu eder" dedim.

Aelath huzursuz bir şekilde bana baktı. Bebekliğimden öğrendiğim o harikalar yaratan masum aptal gülüşü yapıyorum. Kısa bir süre sonra pes edermiş gibi bir nefes verdi ve "tamam" dedi.

Aelath baygın kıza 1-2 adım daha yaklaştı. Kızın yatay şekilde havalandığını gördüm. Aelath da kesinlikle Zihin küresi de var diye düşündüm.

Bize hızla yaklaşan at sesleri duymaya başladım. Kısa süre sonra Caddenin köşesinden bize doğru gelen atlıları gördüm. Aelath da görünce durdu ve gelmelerini bekledi.

"Neler oluyor burada bu yanmış cesetlerde ne? O kızı nereye götürüyorsunuz?" dedi öndeki atın üstünde ki adam. Kısa bir sessizlikten sonra adam tekrar konuşmaya başladı. "Efendi Aelath, siz miydiniz efendim. Kusura bakmayın bir an tanıyamadım" dedi. Aelath şehirde ünlü filan galiba at arabası ile gezerken de bazı insanlar selam veriyordu.

"Çavuş, cesetleri ben yaktım. Bu bayılan kızı rahatsız ediyorlardı. Şimdi de şifacılar birliğine gidip kızı tedavi ettireceğim." dedi Aelath. Kızı rahatsız etmek? Şifacılar birliği mi? Aelath ne işler çeviriyor diye düşünmeye başladım.

"Tabi buyurun efendim. Biz cesetler ile ilgileniriz." dedi çavuş.

"Aelath kendi ve kızı arabaya bindirdikten sonra hareket etmeye başladık. Biraz askerler ile mesafemiz açılınca  "Bizi Köle ticaret merkezine götür Batius" dedi. Aelath ona merakla baktığımı görünce açıklama yapma gereksinimi duymuş olsa gerek. "Öle her bayılttığını, her canın istediğini köle yapmazsın kurallar, yasalar ve düzen var. Bu yüzden böyle bir yalan söylemem gerekiyordu."dedi. Aelath gerçekten zeki biri diye düşünmeden edemedim.

Yolda biri ile konuştuğu kesin bir kaç saniyeliğine mavi taş yanıp sönüyordu. yaklaşık 30 dakika sonra köle ticaret merkezine geldik. Tuhaf olan araba binanın arkasında durması idi. "Burada bekle Han. Ben hemen geleceğim" dedi Aelath ve arabadan yürüyerek binanın arka kapısından içeri girdi. Bir süre sonra yanında bir kadın bir erkek iki kişi ile geldi. Kadın Altın küpeler ve bilezikler ile donanmış, kızıl saçlı, şişman çingeneye benzeyen biri. Adam ise flarlı takım elbiseli, yaşlı, zayıf, soylu gibi durun biri.

"Kız bu. Sahibi Han'da bu" diyerek bizleri işaret etti Aelath. Adam bayılan kızı bir iki tokat ile uyandırdı. Kız ayılmaya çalışırken etrafa bakmaya çalışıyordu. 

"Adın ne" diye kıza sordu. 

Kız kendine gelip durumu anlamış ki bir anda bağırarak ve ağlayarak "Ben köle olmak istemiyorum" dedi. 

"Benim için hava hoş Han beni tutmasa seni öldürecektim zaten" dedi Aelath. Kızın gözlerinde ölüm korkusunu gördüm. Duruma el atmasam bu güzel kıza gerçekten yazık olacak. "Benim kölem olursan yaşarsın. Ben kötü bir sahip değilim. Eğer durumundan memnun kalmaz isen (seni azat ederim demek isterdim lakin Aelath sinirlenebilir madem azat edeceksin niye beni uğraştırıyorsun diye) seni öldürebilirim." dedim. Kız çaresizce köleliği kabul etti.

"Adım Rhene" dedi.

Kadın Rhene'nin sırtını açtı. "Efendi Han lütfen bu bıçak ile elinizi keserek sırtına sizin olduğunu belirtecek bir simge, harf vb. bir şey çizer misiniz?" dedi. Sırtına harf simge... Bu Aelath'ın parmağında ki ve malikaneden çalışanların tasmalarında ki yılan motifi aklıma geldi demek Aelath'ın simgesi o. Ben ne yapsam derken. Aklıma geldi sırtımda ki yukarı bakan hilali yapayım. Elimi keserek Rhene'nın  sırtının kalp hizasına yukarı bakan hilal şekli çizdim. Sonra kadın bir takım büyülü sözler söyledikten sonra çizdiğim hilal Rhene'nın derisinin içine işledi.

"Tamamdır. Tasmanızı da en yakın zamanda yaptırıp malikaneye yollatırım" dedi kadın.

"İşimiz bitti galiba efendi Aelath" dedi adam.

"Hayır bitmedi bir tane daha geliyor yolda o benim kölem onu azat edeceğim ve sonra onu Han'a bağlayın" dedi Aelath.

"Peki efendim" dediler.

20 dakikalık bir bekleyişin ardından bir at arabası daha geldi. İçinden Lura ve Zichess vardı. Lura ağlamaktan gözleri şişmiş durumda idi. İstemsizce sinirlendim.

"Lura'nın bu haline de ne!?" diye bağırdım. Herkes şaşırmış bir şekilde bana baktı. " Hemen şu ritüeli yerine getir" dedim.

"Önce efendi Aelath'ın azat etmesi gerekiyor efendim" dedi adam. Bende Aelath'a bakış attım. Aelath şaşkınlıklar içinde iken azat etti. Sonra Lura'yı bana bağladılar. Eve gittiğimizde Lura'yı bu hale kim soktu öğrenmek ve güçlendiğimde hesabını sormak istiyorum.

Aelath ile ben öndeki arabada, Lura ve Rhene arkadaki arabada malikaneye doğru gitmeye başladık.

Sonra Aelath'ın taşı yanıp sönmeye tekrar başladı.

"Han ben saraya gitmem gerekiyor ilgilenmem gereken bir konu var" dedi Aelath

"Saray?" diye şaşırmış olduğumu görünce "Ben kralın danışmanlarından biriyim" dedi hafif bir tebessüm ile. Şimdi anlaşılıyor neden şehirde ünlü olduğunu.

"Tamam ben kölelerin yanına geçiyorum" dedim ve arabadan inerek diğer arabaya geçtim.

Seyise "bizi şehir manzarasını görebileceğimiz bir tepeye götür" dedim ve devam ettim " Sizin ile konuşmam gereken konular var öncelikle onları halledelim."

Han (1. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin