Bölüm 26

5.7K 598 28
                                    

Dryad ismini daha önce duymadıysanız. Google amcaya Dryad yazarsanız genel bir bilginiz olur.

----------------------------------------------------------------

Dryadlar doğa ile bütün olan bir ırktır. Sadece dişisi olan ırklardandır. Ay ışığının yoğun olduğu zamanlar karın bölgelerinde çiçek açar. Bu çiçek her dryadda farklıdır. Kimi dryad'ın ki şifalı bir bitkidir kimisinin ki ölümcül. Bu bitki ömürlerinde bir kereliğine beyaz açar. Onu toprağa ektiklerinde yeni bir dryad orada büyür ve zamanla hayat bulur. Dryadlar genel itibari ile açık yeşil tende, insansı vücuda sahip, saçları koyu yeşil ve sarmal, açık yeşil gözleri, yaprağa benzer kulakları olan bir ırktır. Dryadlar derin ve büyük ormanlarda yaşayan, kendi türünden olmayanlar ile anlaşamayan bir ırktır.

----------------------------------------------------------------

Juniper 18 yaşında, 1.60 m boylarında, çekik ve kahverengi gözlü, sarı tenli, normal göğüslü, kestane renkli kıvırcık kısa saçlı bir kızdı. Babası o küçükken savaşta ölmüştü. Annesini hiç tanımıyordu. Ona babaannesi bakıyordu. Babaannesi bir aktardı. Bu yüzden bitkileri çok seviyordu. Hayatın bir cilvesi olsa gerek babaannesi yakalandığı hastalıktan kurtulması için bataklıkta yetişen bir bitki olan bataklık papatyası gerekiyordu. Bataklık papatyasının tohumu kolay bulunuyordu fakat kendisi çok zor bulunuyordu ve pahalıydı. Zengin olmadıkları ve yetiştiremediği için babaannesini kaybetmişti. Bunun üzerine tüm hayatını bitkilere adadı. Aktarlar birliğine girmek istiyordu. Sebebi bitkiler üstünde uzmanlaşmak ve araştırma yapmaktı. Bir isteği vardı her bitkiyi yetiştirebilmekti. Böylelikle kendisinin yaşadığı acıları başkası yaşasın istemiyordu. Bununla ilgili bir kaç projesi vardı fakat parası yoktu. Aktarlar birliğine girebilmek için doğa küresine sahip olman gerekiyordu. Fakat Juniper'in sadece elemental küresi vardı. Yılmayarak bitkiler üstündeki bilgisini kanıtlayarak aktarlar birliğine girdi. Birlikte Aktarlar birliği başkanı Belvina'dan başka kimse onu sevmiyordu. Aktarlar birliğinden araştırma yapmak için para istemiş. Lakin birliktekiler onunla dalga geçip aşağıladılar. Ne yapacağını bilmiyordu. 

Geçinmek için orta kesimin yaşadığı bir mahallede bir aktar da çalışarak para kazanıyordu. Gene sırandan bir gündü. Zengin kıyafetli bir çocuk gelip dükkan sahibine bitkiler hakkında sorular sorduğunu gördü. Daha çok Fraomat otu hakkında sorular soruyordu. Juniper can kulağı ile 7 yaşlarında olan çocuğun ciddiyet ile sorduğu soruları dinliyordu. Konu bitki yetiştirmeye gelmişti. Bitkilerin hassas canlılar olduğunu yer bitkinin her yerde yetişmeyeceğini diretiyordu. Çocuk hayal kırıklığı ile dükkandan ayrılmıştı. Juniper çocuğa üzülüp bir hastası olduğunu düşünerek çocuğun peşinden koştu.

"Bakar mısınız?" dedi Juniper.

"Efendim" dedi çocuk soğuk bir şekilde. Çocuğun gözleri ile ses tonu birbirine hiç uymuyordu. Sanki çocuk değilde 30lu yaşlarda bir erkekmiş gibi bakıyordu. Juniper bir kaç saniye afallamadan sonra "Bir hastanız mı var? Önemli bir bitki mi arıyorsunuz?" dedi.

"Hayır sadece bitkiler hakkında bilgi almak istiyorum."dedi çocuk.

Juniper şaşkın ve anlamsızca çocuğa bakıyordu. "Bana bu civarda başka aktar dükkanı var mı söyler misiniz?" dedi çocuk.

"Saraya doğru giderseniz oradaki aktar dükkanlarında bir çok bitkiyi bulabilirsiniz" dedi Juniper.

"Oraları gezdim. Hepsi aynı şeyleri söylüyor. Bana bitkiyi yetiştirecek biri lazım. Satacak değil" dedi çocuk. Juniper'in kalbi hızlıca atmaya başladı. Çocuk zengine benziyordu. Eğer ona para verirse belki araştırmalarına devam edebilirdi. Tam ben yaparım diyecekti. Çocuk lafa girdi.

Han (1. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin