Bölüm 64

6.3K 584 128
                                    

Birinci olduk :)

Han, Prof.Leofric Batwrih'in dediği gibi akşam olunca ankakuşu parkındaki ankakuşu heykelin oraya geldi. Han, Prof.Leofric Batwrih'ın onu Karaduvar'a götüreceğini düşünüyordu. Bir saat sonra Prof.Leofric Batwrih'da ellerinde kitap ve bir takım tuhaf eşyalarla parka geldi. Han oldukça şaşkın bir şekilde profesöre bakıyordu. Çünkü Prof.Leofric Batwrih omuzlarına kadar uzanan saçlarını toplamıştı. Tozlu kıyafetleri yerine temiz ve rahat kıyafetler giymişti. Bu da Prof.Leofric Batwrih farklı ve iyi bir hava katmıştı.

Profesör, Han'ın şaşırdığını görünce "yakışıklı sayılırım dimi?" diyerek güldü ve devam etti. "Bugün seni eğitmeye başlayacağım sabahları akademide sana belirleyeceğim derslere gireceksin. Öğleden sonrada vereceğim antrenmanları yapacaksın." dedi.

Han kararlı gözlerle profesöre bakarak "tamam" dedi.

Profesör pis pis sırıtarak "Bakalım ne kadar dayanacaksın... Şimdi benimle gel" dedi. Han ile profesör şehir dışından 1 saat uzaklıkta bir dağa geldiler. Han biraz tedirgin olmuştu. Çünkü bu dağ aynı zamanda bitki atölyesinin bulundu dağdı.

Profesör ile Han dağın yamacında bir düzlükte durdular. Profesör, Han'a mor mürekkep dolu şişeleri göstererek ve fırça vererek "Hadi buraya en az 50m çapında büyülü bir çember çiz" dedi. Han, yaklaşık 30 dakika süren bir uğraştan sonra büyülü çemberi çizdi.

Profesör ciddi bir ses tonuyla "Han yaklaşık 6 ay boyunca burada eğitim yapacaksın. Monoton ve sıkıcı eğitimler olacak bunlar. Ama sonu iyi olacak bunu unutma. Amacımız güçlü büyüler yapmak bunun için büyü gücünü artırmak. Fakat büyü gücü kadar büyün üzerindeki kontrolünde önemlidir. Unutma! Kontrol edemediğin güç, güç değildir. Ya sana zarar verir ya da sevdiklerine... Bu çember seviye atladığında oluşacak aura dalgalarını bastırtmak için yaptırdım." dedi ve sol cebinden keskin bir çakı çıkardı. "Öncelikle ben kuzeyliyim. Bizde çok eski bir gelenek vardır. Oda Hoca-öğrenci ritüelidir. Bu yüzden ilk önce ritüeli yapmalıyız.

Han ilk defa duyduğu bu ritüelin ne amaçla ya da nasıl yapıldığını bilmiyordu. "peki hocam" dedi.

"Öncelikle sana bir simge bulmamız gerekiyor" dedi. profesör.

Han hafif şaşırarak "Simge mi? Benim simgem var hocam" dedi.

Profesör hafif bir şaşkınlıkla "Gerçekten var mı?" dedi.

Han kafa sallayarak "var hocam. Yukarı bakan bir hilal." dedi.

Profesör tek takışını kaldırarak "İlginç bir simgen varmış. Benim simgemde baykuş şeklindedir. Neyse ritüel aslında hocanın öğrenciye, öğrencininde hocaya ettiği yemindir. Hoca öğrencinin sağ omzuna kendi simgesini çizer. Öğrencide hocanın sol omzuna çizer. Anlamları; Sol doğruluğu ve mantığı temsil eder. Sağ, inancı ve duyguyu temsil eder." dedi. Han ve profesör parmaklarını keserek birbirlerinin omuzlarına simgeleri çizdiler. Ardından etraflarında büyülü bir çember oluştu ve içinden çıkan ince bir iplik simgeleri büyü ile birbirine bağladı ve kayboldu. Hilal simgesi kırmızı, baykuş simgesi lacivert parlamaya başladı.

Profesör ciddi bir tonla "Han, artık öğrencimsin. Elinden gelen tüm fedakarlığı yapacağıma yemin ederim." dedi.

Han kafasını hafifçe eğerek "Bende sizi asla haya kırıklığına uğratmayacağım." dedi.

Profesör çemberin ortasına bağdaş kurarak oturdu ve Han'a karşısına oturması için işaret etti. Han yavaşça oturduktan sonra profesör, Han ile göz teması kurarak "şimdi bana anlat" dedi.

Han anlamamazlığa vurarak "Neyi anlatayım hocam" dedi. Ardından hocasının omzundaki hilal simgesinin kanamaya başladığını gördü.

Ustası kanayan koluna aldırmayarak "Peki. Önce ben anlatayım. Ben Astaria denen bir şehrin yakınlarında bir köyde doğdum. 10 yaşında köye gelen bir büyücü tarafından 5 sene eğitildim. Ardından 15 yaşında Lullodust şehrinde ki büyü akademisine kabul edildim. Biliyor musun bilmiyorum. Dünyanın en iyi akademisidir. Şimdi diyeceksin burada ne işin var. Orada element küreleri üzerinde bir çok şey öğrendim ve araştırma yaptım. Sonra bir kadına aşık oldum. Ulaşılması imkansız bir kadına... Sonradan buralara geldim." dedi.

Han (1. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin