Bölüm 17

6.3K 589 67
                                    

(hmph): Bir kişinin bozulma veya trip atmak anlamda bir ses çıkarma. Bizdeki "hıh" la benzer olabilir ama tam olmuyor diye düşünerek (hmph) yapacağım. Okuduğum bir çok yabancı kitaplarda ve mangalarda da hep böyle bırakılmış.

 Okuduğum bir çok yabancı kitaplarda ve mangalarda da hep böyle bırakılmış

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

----------------------------------------------------------------

Lura'nın bakış açısı:

Araba bizi birlikler caddesinin başladığı yere bıraktı. Cadde geniş ve uzun. Yolları taşların iç içe geçmesiyle yapılmış. Bazıları büyük, bazıları küçük kapılarında simgeleri olan birlik binaları, geniş ve 2-3 katlı hanlar ve bir kaç tane de demir, kumaş vb. atölyeler var. Bellerinde veya sırtlarında kılıçlı, ellerinde asalı, büyük silahlar(balta, çekiç, topuz) taşıyan, sırtlarında ok ve yay olan  çok sayıda canlılar var. Bunlar aynı zamanda ağır zırhlı, hafif zırhlı, deriden veya cübbeden kıyafetler giyiyorlar.

Şimdi bizim Gümüş Kartal Birliğini bulmamız lazım. Rhene biliyordur belki diye düşünerek.

"Rhene Gümüş Kartal Birliğinin yerini biliyor musun? diye sordum.

"Hayır ve kendimi burada pek güvende hissetmiyorum. Herkes bize daha doğrusu sana bakıyor. Fark ettin mi?"dedi Rhene. Böyle söyleyince etrafa bakınmaya başladım. Gerçekten de insanlar bana bakıyorlardı. Biraz güvenilir gözüken birine Gümüş Kartal Birliğini sorsam iyi olacak. 

Önümde az önce yandaki handan çıkmış olan bir kız var. Onun da bizim gibi silahı yok ona sorsam mı acaba diye düşünürken. Önümüzü 4 kişi kesti.

"Şşşt! Fıstıklar nereye gidiyorsunuz? Biraz bizimle takılmaya ne dersiniz?" dedi Kel ve kafasında kuru kafa dövmeli ince, sıska olan. Sonra diğerlerine bakış attı ve hep beraber iğrenç ve etrafa salyalar bırakarak kahkaha attılar. Biraz korkuyorum ama eskisi gibi de değilim artık kendime güveniyorum. Rhene nasıl durumda diye dönüp ona baktığımda çoktan ellerini yumruk yapmış yaklaşmalarını bekliyor. Adamlar bize yaklaşmak için bir kaç adım attığında nereden geldiğini anlamadığım bir devasa balyoz üçüne çarptı. Ölmediler ama çok ağır yaralandıkları kesin. Afallamış olan diğer bu balyozu kim fırlattı diye bağırmaya başladı. Ara sokaktan 2 metreden uzun bir o kadar da geniş devasa bir adam yürümeye başladı. Adamın üstünde ağır zırh var ama sanki kumaşmış gibi rahat hareket ediyor. Zırhın ortasında Kartalın kanatlarını çapraz yapmış şekilde simge, parlak gümüş metal renkli, omuzlukları kartal kafası şeklinde. Kel adam balyozun sahibini görünce kaçmaya başladı. O kadar hızlıydı ki neredeyse hızlı giden bir at arabası kadar.

"Kusura bakmayın böyle pislik kişilikli insanlar bu caddenin adını kirletiyor. Onlar adına özür dilerim." dedi bize dönerek. Sesi de cüssesi gibi bir hayli kalınmış.

"Önemli değil. Yardımlarınız için çok teşekkür ederim." dedim. Güvenilir birine benziyor bizi kurtardı sonuç olarak ona sorsak bir mahsuru olmayacak diye düşünüyorum.

Han (1. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin