Han (1. Kitap)

By Husam46

523K 53.6K 6.9K

Buraya kitabın okunması için çekici laflar, metinler veya şiirler yazabilirim... Fakat benim tarzım değil. Da... More

Bilinç oluşumu ve Giriş Bölüm 1
Doğum Bölüm 2
Odadan Çıkış Bölüm 3
Büyücü Bölüm 4
İlk Hocam ve ailem Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Genel Bilgilendirme
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54
Bölüm 55
Bölüm 57
Bölüm 58
Bölüm 59
Bölüm 60
Bölüm 61
Bölüm 62
Bölüm 63
Bölüm 64
Bölüm 65
Bölüm 66
Bölüm 66.5
Bölüm 67
Bölüm 68
Bölüm 69
Bölüm 70
Bölüm 71
Bölüm 72
Bölüm 73
Bölüm 74
Bölüm 75
Özet
Bölüm 76
Bölüm 77
Bölüm 78
Bölüm 79
Bölüm 80
Bölüm 81
Bölüm 82
Bölüm 83
Bölüm 84
Bölüm 85
Bölüm 86
Bölüm 87
Bölüm 88
Bölüm 89
Bölüm 90
Bölüm 91
Bölüm 92
Bölüm 93

Bölüm 56

5.5K 534 85
By Husam46

"Maanka bana gücünü ver" dedi Aelath.

"Nasıl istersen ortak" dedi Maanka. Asanın küresi koyuya yakın mavi renkte parlamaya başladı. Ardından Aelath' ın gözleri parlamaya başladı, sanki gözlerinde mavi renkte ateş yanıyormuş gibiydi. Aelath kendi etrafını 4 tane küre şeklinde kalkan ile kapladı. En üste ateş elementi kalkanı vardı. Hemen ardından hava ve su kalkanları geliyordu. En son kalkan Aelath'ın en çok güvendiği zihin kalkanıydı. Bu seferki zihin kalkanı çok daha yoğundu.

Barraks'a doğru attığı her adımda bir şok dalgası etrafa yayılıyordu. Çalışma masası, sandalyeler, tablolar ve kitaplık. Hepsi bu şok dalgalarından nasibini alıp parçalanmaya başlamıştı. Hatta baygın olan suikastçılar ve muhafızın etleri parçalanıyordu ve etrafa ağır bir kan kokusu yayılmaya başlamıştı.

Barraks'ın da sol elindeki hançerin kabzasındaki kırmızı taş parlamaya başlamıştı. Bir kaç saniye sonra Barraks'ın göz akı ve göz bebeği simsiyah oldu. Tüm vücudunu ve silahın keskin metalini siyah-lacivert renginde bir aura kapladı. Savaşın başlaması an meselesiydi. Şok dalgasının etkisiyle parçalanan kitaplıktan düşen kalın kitabın sesi savaşın başlama sesine dönüştü. Aelath saniyede 10 dan fazla ateş topu fırlatarak onu vurmaya çalışıyordu. Lakin Barraks son derece hızlıydı. Hem ateş toplarından kaçıyor hem de gittikçe Aelath'a yaklaşıyordu. Aelath odanın içinde dezavantajlı olduğunu düşünerek büyük bir rüzgar ile arkasındaki pencereyi parçaladı. Barraks, rüzgar büyüsü yüzünden 2 saniyelik açık veren Aelath'ı affetmedi ve iki hançerini de Ateş kalkanına sapladı. Ateş kalkanı parçalanırken etrafa saçılan ateşler Barraks'ın ellerinde ufak da olsa yanıklara sebep oldu. Barraks'ın elbisesinin kol kısımları dahi yandı. Element kalkanları çok dayanıklı değildi ama saldırana zarar verebiliyordu.

Aelath Barraks'ın gözlerine bakmasını istiyordu. Çünkü zihin büyücülerinin karşısındaki yüksek seviyeli kişilere zihin büyüsü yapabilmesi için göz teması kurması ya da dokunması gerekiyordu. Aelath'ın Barraks'ı zihnen esir alabilmesi için göz teması şarttı. Kalkanın kırılması ile Barraks kendini geriye doğru attı çünkü daha fazla ateşe maruz kalmak istemiyordu. Bunun üzerine Aelath uçarak odanın dışına çıktı. Bir yandan ateş topları ile odayı bombardımana tutuyor bir yandan ateş girdabı için büyülü sözler söylüyordu. Aelath ateş girdabı büyüsünü tamamlamıştı. Ateş topu bombardımanı ile Barraks'ı ateş girdabı büyüsüne yaklaştırdı ve ateş girdabını serbest bıraktı. Büyük bir patlama sesi tüm şehirde yankılandı. Ateş girdabı tüm odayı kavurmaya başladı. Oda saniyeler içinde küle dönüşmüştü.

Aelath, yangının dumanını dağıtıp Barraks'ın cesedini görmek amaçlı rüzgar büyüsü yaparak odadaki dumanı dağıttı. Fakat Barraks'ın cesedi yoktu. Barraks gölge moduna girerek büyüden kaçmıştı ve gökyüzü yürüyüşü yaparak Aelath'a arkadan saldırdı. Aelath bir anda neye uğradığını şaşırdı. Rüzgar kalkanı da parçalanmıştı. Parçalanırken yaptığı rüzgar Barraks'ın kollarında irili ufaklı kesiklere sebep oldu. Aelath sinirlerek "Bakalım yıldırım kadar hızlı mısın?" dedi ve gökten büyük bir gürültüyle Barraks'a yıldırım çarptı. Aelath Barraks'ın büyük hasar aldığını düşünüyordu ama Barraks da en ufak bir hasar yoktu. Sadece göğüsünden bir şeyler parçalanmış aşağı düşüyordu. "Büyü tılsımı..." dedi Aelath.

Büyü tılsımı, büyülü saldırılardan alacağın hasarı engeller. Lakin tek kullanımlıktır.

Aelath suratını buruşturarak "Lanet gölge kullanıcıları..." dedi. Aelath daha güçlü büyüler kullanmadan Barraks'ı yenemeyeceğini anladı. Fakat burada güçlü büyüler kullanırsa şehirdeki halk ölebilirdi. Ateş toplarıyla Barraks'ı şehrin dışına doğru götürmeye çalışıyordu.

Barraks havayı birer tümsek gibi kullanarak sağa sola sıçrayarak tüm ateş toplarından kaçıyordu. "Lanet gökyüzü yürüyüşü tekniği yüzünden ateş toplarımdan kaçmayı başarıyor." dedi Aelath. Barraks'ı tamamen şehirden çıkaramasa da şehrin eski limanına kadar getirmişti.

Aelath ellerini yukarı kaldırıp bir şeyler mırıldandıktan sonra 3 tane devasa hortum oluştu. Bunlar Barraks'ın etrafını sarmak için Aelath tarafından yönlendiriliyorlardı. Barraks tüm dikkati ile hortumların çekim alanlarından kaçmaya çalışıyordu. Barraks içinden "Ne kadar güçlü bir büyücü. Bana bu krallıkta güçlü büyücü olarak sadece Büyük Magos Aelath'dan bahsetmişlerdi. Onun da şimdi Glaedas kıtasında olduğunu söylediler. Böyle basit bir krallıkta bu denli güçlü bir büyücüyle karşılaşmak sadece kötü şans olsa gerek..." dedi.

Aelath hortumların birini ateş büyüsü ile birleştirerek ateşten bir hortuma dönüştürdü. Bir diğerini okyanusun olduğu yere getirerek sudan bir hortuma dönüştürdü. Barraks artık sadece hortumların çekim alanlarından değil, etkilerinden de kaçmaya çalışıyordu. Özellikle okyanusun üstünde olan hortumun fırlattığı su zerreleri Barraks'a çarptığında morluklara sebep olacak şekilde sert ve hızlıydı. Bu da Barraks'ın en çok ondan uzak durmaya çalışmasına sebep oldu. 

Bir kızın hortumun üstüne gelmesinden dolayı attığı çığlık anlık olarak Barraks'ın dikkatini dağıttı. Bu anlık dikkat dağınıklığı Barraks'a pahalıya mal oldu. Aelath'ın buzdan mızrakları Barraks'ın sağ kolu ve sağ baldırınına saplanmıştı. Artık gökyüzü yürüyüşü yapmak kolay olmayacaktı. Dahası sağ eli tamamen kopmuştu. Etrafa kanlar boşalıyordu. Nasıl olur da bir buz mızrak sağ elini koparabilir diye acılar içinde düşünürken kendisine gelen buz mızrakların kendi etrafında dönerek geldiğini gördü.

"Gerçekten güçlüsün..." dedi Barraks.

"Sonunda konuşmaya karar verdin demek." dedi Aelath.

"..."

"Seni öldürmeden önce sizi kimin tuttuğunu bana söyler misin? Siz Heugar Kardeşlik Tarikatı, kara birlikler listesinde olan tarikatlardansınız. Para ya da değerli eşyalar karşılığında suikastlar yapıyorsunuz değil mi? " dedi Aelath.

Barraks tüm gözleri fal taşı gibi açılmış Aelath'a bakıyordu ve "Sen nasıl biliyorsun?" dedi. Göz teması ile Aelath, Barraks'ın tüm eklem fonksiyonlarını kitledi.

Aelath kahkaha atarak "Güçlüsün ama acemisin evlat..." dedi.

Barraks neye uğradığını şaşırdı. Yüzündeki kaslarını oynatamasa da içinde büyük bir korku ve endişe yaşamaya başlamıştı. Barraks "Lanet olsun gafil avlandım. Şimdi nasıl kurtulacağım? Bir şeyler düşünmem gerekiyor." diye içinden geçirdi.

"Evet gafil avlandın. Kurtulamazsın. Yani çok zor. Başka birinin yardımı lazım. Hadi kurtuldun diyelim, yaralı bir bacak ve kopmuş bir elle nereye kaçabilirsin?" dedi Aelath.

Barraks büyük bir öfkeyle "Sen... nasıl okuyorsun... Lanet olası... Bana dokunmadan nasıl zihnimi okuyorsun?" bağırdı.

Aelath bir kez daha kahkaha attı. Ardından büyük bir ciddiyet ve öfkeyle " Evlat karşında Büyük Magos Aelath var. Beni böyle basit büyülerle mi kıyaslıyorsun?" dedi.

Barraks bilincini açık tutmaya çalışarak "Büyük Magos Aelath mı? Sen... Senin Glaedas kıtasında olman gerekmiyor mu?" dedi. Çünkü kan kaybı artıkça bilinci de etkilenmeye başlamıştı.

Aelath şaşırmıştı. Kral'a suikast düzenleniyordu ve suikastçıya eski bilgiler veriliyordu. Ellerinde yeni bilgi olmama ihtimalli çok düşüktü. Bu işin içinde başka bir iş var diyerek "Glaedas kıtasında mı? Sana eski bilgileri vermişler. Yani seni kasten ölüme yollamışlar." dedi Aelath.

Aelath, Barraks kan kaybından ölmeden önce her şeyi öğrenmek için zihin büyüsü ile Barraks'ın zihnine girdi. Yalnız güçlü bir mühür ile karşılaştı. Mührü bozmak neredeyse bir saatini alırdı ve Barraks o kadar yaşayacak durumda değildi. Tek bir çare vardı. O da Barraks'ın kendisinin konuşmasıydı.

Aelath gergin ve endişeli bir ses ile "Konuş sizi kim tuttu?" dedi.

"ความตายจะมาให้คุณ" dedi Barraks.

Aelath "Demek seni ölüme yollayanlardan intikam almak istemiyorsun." dedi. Aelath, psikolojik olarak konuşmayı bilen ve karşısındaki kişiye konuşarak yaptırımlarda bulundurmayı başarabilen biriydi. Fakat karşısındaki kişi bir suikastçıydı. O da konuşmamak için eğitim almıştı. Fazla zaman kalmamıştı. Barraks her an ölebilirdi.

"Konuş! Senle veya tarikatın ile işim yok bana arkasındaki kişiler lazım" dedi Aelath.

Barraks yine "ความตายจะมาให้คุณ" dedi ve bu onun son sözleri oldu.

---------------------------------------

Savaş nasıl olmuş iyi ya da kötü eleştirilerinizi bekliyorum. Bir günde iki bölüm :)

Bu video da hemşerimin başından geçmiş bir hadise [ Ben çok gülmüştüm :) ]

İyi okumalar...

Continue Reading

You'll Also Like

1.5K 228 8
11 yaşındayken büyük bir boğulma kazası geçirdim. Gözlerimi açtığımda kendimi yatakta yatarken buldum. Ancak bir şeyler tuhaftı. Yatakta yatan bedeni...
236K 26.9K 109
Bir Webtoon bağımlısı olarak başıma gelebilecek en iyi şey geldi ve bir Webtoon'a (favori webtoon'um) kötülük olarak girdim! Tamam bazı eksileri olab...
168K 20.2K 200
Bir Gencin Duygularla Dolu Hayat Hikayesi.... "Neden........ Ben?" "Ben sadece normal bir hayat yaşamak istemiştim. Duyguların bu kadar farklı güçler...
41.7K 3.2K 29
Üzerinde kusmuk lekesi bulunan yıpranmış beyaz tişörtüyle, Uykusuzluktan morarmış göz altlarıyla, Yüzündeki tırnak izleriyle, Boyası akmış saçlarıy...