Han (1. Kitap)

By Husam46

523K 53.6K 6.9K

Buraya kitabın okunması için çekici laflar, metinler veya şiirler yazabilirim... Fakat benim tarzım değil. Da... More

Bilinç oluşumu ve Giriş Bölüm 1
Doğum Bölüm 2
Odadan Çıkış Bölüm 3
Büyücü Bölüm 4
İlk Hocam ve ailem Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Genel Bilgilendirme
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54
Bölüm 55
Bölüm 56
Bölüm 57
Bölüm 58
Bölüm 59
Bölüm 60
Bölüm 61
Bölüm 62
Bölüm 63
Bölüm 64
Bölüm 65
Bölüm 66
Bölüm 66.5
Bölüm 67
Bölüm 68
Bölüm 69
Bölüm 70
Bölüm 71
Bölüm 72
Bölüm 73
Bölüm 74
Bölüm 75
Özet
Bölüm 76
Bölüm 77
Bölüm 78
Bölüm 79
Bölüm 80
Bölüm 81
Bölüm 82
Bölüm 83
Bölüm 84
Bölüm 85
Bölüm 86
Bölüm 87
Bölüm 88
Bölüm 89
Bölüm 90
Bölüm 91
Bölüm 92
Bölüm 93

Bölüm 23

5.5K 587 48
By Husam46

Bölümü kontrol edemeden yayınlıyorum. Kontrol etmeye vaktim yok. Edecek olursam bölüm yarına sarkacaktı. Hata bulursanız yorum bölümüne yazın düzelteyim.

-----------------------------------------------------------------

Han uyandığında tanıdık olmayan bir yerde olduğunu anladı. Hemen kalktı ve etrafına baktı. Tüm duyuları ile civarı araştırmaya çalışıyordu. Küçük müstakil terkeldilmiş denecek kadar yıpranmış tek odalı bir evdeydi. Az biraz samanlı bir tahtanın üstünde oturuyordu. Dışarı çıktığında kenar mahallenin bulunduğu tepeciğin üstündeki evlerin birinde olduğunu gördü.

Etrafta elbiseleri yırtık yada yamalı kıyafetleri olan çocukların kendi aralarında oyun oynuyorlardı. Elbisesinden dolayı dikkat çekiyordu ama elinden bir şey gelmezdi. Etrafı incelemeye devam ederken dünkü olayı düşündü. Işıktan sonra hiçbir şey hatırlamıyordu. Tepenin yokuşundan yukarı doğru gelen Abum'u gördü. En iyisi ona sormak olduğunu düşündü.

Kendine doğru koşan bir kız çocuğunun ayak sesleri fark etti. Kız çocuğu yanına gelerek burada ne işiniz var. "Gene mi kayıp oldunuz?" diyerek kıkırdadı. Kız sivri kulaklı, çok açık mor tenli, hafif çekik ve büyük yeşil gözlü, kısa ve çok açık bir pembe renginde saçları vardı. Boyu Han'dan biraz uzundu.

"Bende tam olarak niye burada olduğumu düşünüyorum. Cevaplarımın da cevabı şuanda yokuşu çıkıyor" dedi Han. Kız çocuğu yokuşa bakarak ona saldırmış olan adamı gördü ve korktu. "Bu geçen seferki bana saldıran adam değil mi?" dedi. Han sinirlenmeye başlamıştı. Abum hala çocuk kaçırmaya mı çalışıyordu.

"ABUM!!!" diye bağırdı Han. Abum Han'ın kızgın sesini duyunca elindeki 2 sebze 1 ekmeği yere düşürdü. Hemen yerden tekrar alarak Han'ın yanına koştu.

"Buuuyurrun... efendim" dedi korkarak Abum.

"Hala kız çocuklarımı kaçırmaya çalışıyorsun" dedi Han sinirli bir şekilde. Abum kıza baktı.

"Hayır efendim. Sizden sonra asla öyle şeyler yapmıyorum yemin ederim." dedi Abum.

"Bu kız senin onu kaçırmaya çalıştığını söylüyor ama" dedi Han.

"Efendim bu kız sizin 1 ay önce kurtardığınız kız" dedi Abum. Han kızı hatırlamıyordu ama kız Han'ın arkasında saklanıyor. belli ki Abum'dan korkuyordu hala.

"Korkma sana zarar vermez artık. Benim için çalışıyor."dedi Han. Kız Han'ın sözlerinden dolayı rahatlamıştı ama gene de tedbir için Han'dan fazla uzaklaşmıyordu.

"Abum dün gece ne oldu?" diye sordu Han.

"Efendim bunu yalnızken konuşalım bence" dedi Abum kızı göstererek.

"Benim adım Han. Senin adın ne?" diye sordu Han kıza.

"Rina" dedi sesli ve sevecen bir şekilde. Rina Han'a minnet borcu vardı. Eğer Han orada kaybolmasaydı. Belki de şimdi kendisi köle olacaktı.

"Arkadaş olalım mı?" dedi Rina. Han şaşırmıştı. Hayatında ilk defa birinden böyle bir teklif alıyordu. İstemsizce mutlu oldu.

"Tamam olalım ama şimdi Abum ile biraz işim var" dedi Han.

"Peki seni bekliyorum çünkü bizim eve götüreceğim. Kardeşlerim seni çok merak ediyor." dedi Rina.

Han bir derin nefes vererek "Peki hadi gidelim. Abum ile sonra konuşurum" dedi Han. Ara sokaklar geçerek 10 dakika sonra Rina'nın evinde oldular. Aslında ev dedikleri gönlü zengin bir kadının kimsesiz çocuklar ile beraber yaşadığı bir yerdi. 2 katlı dökülen bir evdi. Rina'nın geldiğini gören 4-5 yaşlarındaki çocuklar ona koşarak sarılmışlardı.

"Caulba sana arkadaşımı getirdim" diye bağırdı Rina. Kadın kapıdan dışarı baktı. Zengin giyimli bir çocuk yanında bir serseri Rina'nın yanındaydı. Kadın korktu ve hızlıca Rina'nın yanına geldi.

"Ne istiyorsunuz? Bir elf melezi diye onu köle olarak alabileceğimi sandın. insan hayatları oyuncak değildir. Anladın mı?" dedi Caulba sinirli ve endişeli şekilde.

Han şaşırmıştı. Kadınında ki koruma hissi takdire şayandı. Han cevap verme niyetinde değildi. Herkese açıklama yapmaktan nefret ederdi.

Rina hemen lafa atladı. "Caulba yanlış anladın. Bu Han beni kurtaran kişi." dedi.

Kadın utanarak " kusura bakmayın. Ben sizi şey sanmıştım" dedi.

Han hiç umursamayarak "tanışma faslı bitti ise ben artık gidebilir miyim?" dedi.

"(hmph) İyi git!" dedi Rina. Han arkasını dönerek gitmeye niyetlenirken " Bak gerçekten de gidiyor nereye gidiyorsun" dedi Rİna. Han olayı anlayamıyordu. Az önce tamam diyen kız simdi gitmesinden dolayı tavır alıyordu. Hayatında ilk kez bir kız tribi görüyordu. Bunun ne olduğunu anlayamadığından Abum'a baktı. Abum kıkırdadığını gördü.

"Efendim bir süre burada duralım bence" dedi Abum. Han hiçbir şey anlamayarak tamam der gibi kafasını salladı.

"Akşam yemeğe kalın lütfen" dedi Rina.

"Tamam kalırız ama sonra gitmeme izin vereceksin" dedi Han.

"Tamam" dedi kocaman bir gülümseme yaptı Rina.

Rina Caubla ve bir kaç çocuk yemek hazırlamak için içeri girdiler. Han tek kaldıkları için Abum'a döndü.

"Dün ışıktan sonra ne oldu bana" diye sordu.

"Efendim hatırlamıyor musunuz?" dedi Abum. Han bu sözler üzerine bir şeyler olduğunu anladı.

"Hayır hatırlamıyorum. Anlat" dedi Han.

"Efendim Işıktan sonra Sir Indro kaçarak diğer binaya girdi. Sizde Ölüm Ateşi Dansı diye fısıldadınız. Sonra Bina siyah alevler sardı. Bütün binayı ve içindekileri eritti. Kısa süre sonrada bayıldınız. Bende sizi evime getirdim." dedi Abum. Han şok olmuştu. Ölüm Ateşi Dansı da neyin nesi kendisi öle bir büyü bilmiyordu. Siyah alevlerde neyin nesiydi? Bunları konuşurken Abum devam etti. "Tüm şehir şuan sizi konuşuyor efendim. Şehrin güvenliği artırıldı. Neyse ki bunu sizin yaptığınızı benden başka kimse bilmiyor. Binadakilerin kimin cesetleri olduğunu bile bulamıyorlar efendim. Ben hiç böyle bir ateş görmedim. Sanki yakmıyordu, eritiyordu."

Han olayı çözmeye çalışıyordu fakat hiçbir şey hatırlamıyordu.

"Efendim bir şey sorabilirmiyin" dedi Abum. Han kafasını salladı.

"Efendim O tuhaf dövmeler siz bayıldıktan bir süre sonra kayboldu. Onlar neydi" dedi Abum.

"Tuhaf dövmeler mi?" dedi Han. Ama anlamıştı o tuhaf form gene bir şeyler çevirmişti ve bu sefer büyük bir yıkım yapmıştı. Acilen bu formu kontrol etmeyi öğrenmesi gerekiyordu.

Han kara kara düşünürken Rina'nın sesi ile irkildi. Sıcak bir gülümseme ile "Han! yemek hazır" dedi.

Yemek için kırık bir masaya oturdular. Bir süre sonra içeri üç kişi girdi. İkisi kız bir tanesi oğlan 15 yaşlarındaydılar. Anlaşılan onlar evi geçindiren kişilerdi. Han'ı gördüklerinde şaşırdılar. Zengin bir çocuk niye bizim masamızda oturuyor. Genelde zenginler egoları oldurdu. Onlardan olmayanları aşağılıyorlardı. Ama bu çocuk onların sofrasına oturmuş yemek bekliyordu. Rina hemen lafa atladı "Bu beni kurtaran Han". dedi. Hepsi teşekkür ederek masa oturdular ve yemek yemeğe başladılar.

Yemek çok kötüydü. Bir kaşık alan bir daha almak istemiyordu. Sadece Han yiyordu ve gözleri dolmuştu. Annesini hatırlamıştı. O da kötü yemek yapardı ve Han hep şikayet ederdi. Şimdi keşke burada olsa hiç şikayet etmeden her yaptığı yemeği yerdi. Annesini çok özlemişti. Son anlarını hiç unutamıyordu. Annesinin ondan özür dilediği anı....

Herkes Han'a bakıyordu. "Efendim iyi misiniz?" dedi Abum. Han Abum'un seni ile kendine geldi. Farkında olmadan ağladığını gördü. Hızlıca masadan kalkarak dışarı çıktı. Derin nefesler alarak sakinleşmeye çalışıyordu. Abum Hemen yanına gelerek "efendim beni endişelendiriyorsunuz" dedi.

"İyiyim Abum. Burası ile bizzat ilgilen Abum. Her türlü sorunda bana haber ver" dedi Han.

"Peki efendim" dedi Abum. Han'ın aslında iyi bir insan olduğunu düşünmeye başlamıştı. Ama aklına geçen gece gelmişti ve yeniden korkmuştu.

"Abum benim ile yarın iç kesimde ki heykellerin orada buluş." dedi Han. Abum sebebini merak ediyordu ama kafa sallayarak tamam dedi.

Continue Reading

You'll Also Like

3.6M 299K 82
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyor...
85.5K 8K 61
Kontun kızı yıllar sonra geri döndü ve tüm dünya ayaklarının altına serildi. Kıskançlıkla gözleri bürünen diğer kızı ise ölüme mahkum edildi. Doğruyu...
32.1K 1.3K 11
"Seni çok seviyorum Çavê Şîn. Seninle gözlerimi açıp kapatacak kadar. Seninle doğup ölecek kadar. En çokta o mavi gözlerine aşık oldum."
234K 21K 75
Nasıl pişman olacağınızı sadece sizler belirleyebilirsiniz.. Her zaman bir seçenek daha vardır değil mi? Sonuç belli fakat ilerlediğiniz yolu s...