Hocama Aşık Oldum (DÜZENLENİY...

By Elofffffffff

538K 17.4K 2.1K

Eğer sizde kendinizden yaşça büyük birine aşık olduysanız kendinizden bir parça bulacaksınız. Eğer olmadıysan... More

Aşık Oluyorum
Kıskançlık
Mesajlar
Kafa Karışıklığı
Özel
Yalancı
İtiraf
Sevgilim
İlk Buluşma
Gerçekler
Dedikodu
Ayrılık
Aptallık
Çiçek
Yumruk
Ev Hali
Sonunda
Sürpriz
Yakalandık
Yardım Edin
Tek Gerçeğim
Sadece Seni İstiyorum
Huzurlu Uyku
Lüzumsuz
Tehdit
Aileler-1
Aileler-2
Yakınlaşma
Teşekkür
İntikam
Fazla Yakın
Duyuru
Oğuz
Söz
Mesafeler
Acı
Fedakarlık
Testler
Hayatımı Güzelleştiren Adam
Tatlı

Pişmanlık

5.7K 271 115
By Elofffffffff

Sizi çok beklettim biliyorum ama tabiki de geçerli nedenlerim var. Zaten kitabımız düzenlemede. Aslında düzenleme boyunca yeni bölüm yayımlamayacaktım ama çok ısrar ettiniz ve ben sizi kırmayı asla istemem. Neyse uzun lafın kısası finale az kaldı. Sizleri seviyorum :) Uzun yorumlar yaparsanız musmutlu bir yazarınız olur :) :)
Bu bölüm benden mltmkvkl22 huma973 bedriyeeeee golgede ye gelsin :)

"Bu kitabı yazma sürecinde büyük acılar çektim, beklenmedik bir anda en sevdiğim insan tarafından uğradığım büyük acılar... Başlangıçta bu kitap bana olan sevgisinin gücüne inandığım kadına düğün günü vereceğim bir hediyeden ibaretti ama sonraları her şey değişti. Şimdilerde ise içinde tutkunun yanı sıra tavsiyelerinde bulunduğu bir aşk kitabı halini aldı. Oysa yazılma amacı çok başkaydı. Hayatımı adadığım kadına unutulmayacak bir düğün hediyesi olacaktı. Yazarken hedeflediğim kişi sadece aşık olduğum kadınken şu an dünya çapında bir üne kavuştu kitabım."

"Peki kitabınızın bu kadar tutulmasını neye bağlıyorsunuz Selim bey ?"

"Çektiğim acıya. Bir yazar mutluyken çok iyi kitaplar çıkaramaz. Ben buna inanıyorum. Farkındaysanız insanlar kitabın başlarında çiftin birbirine aşık olup zorlukları aşmasından ziyade aşık olduğum kadının beni terk ettikten sonrasını daha çok beğendiklerini söylediler. Bu da demek oluyor ki toplumlar tarafından aşkdan ziyade acı daha çok ilgi görüyor."

"Toplum tarafından çarpık bir ilişki olarak adlandırılan öğretmen ve öğrenci arasındaki bu durumu nasıl normalleştirebildiniz ?"

"İnanın başlarda benim katlanamayacağım bir durumdu bu. Hiçbir öğretmen öğrencisine başka bir gözle bakmaz çünkü. Mesleği kötüye kullanmak olur aksi takdirde ama bütün bu etik anlayışı bir köşeye bıraktığı bir an oluyor insanın. İşte o an kalbinize bırakıyorsunuz vücudunuzun komutasını. Kitabımda da söylediğim gibi aklın yerini kalp büyük bir zevkle üstleniyor. Yani halk arasında aşk diyorlar buna. Ben ise kalbin beyinle olan savaşında galip gelmesi diyorum. İşte bu savaşta eğer etik olan şeyleri düşünebilseydim kazananım beyin olacaktı ama sanırım kalbimin taaruzu daha güçlüydü ve beyin teslim bayrağını çekti."

"Bildiğimiz kadarıyla kitabı yazdığınız kişiden ayrılalı 7 ay olmuş. Ondan hiç haber aldınız mı ? Ya da karşılaştınız mı ?"

Sorulan soruyla beraber nefes alıp vermem bir süreliğine kesintiye uğramış ve bir gazeteci ordusu ile birlikte kitabımı okumuş yüzlerce meraklı göz ağzımdan çıkacak sözcükleri dikkatle bekliyorlardı. Ben ise bir süre gözlerimi onlardan kaçırıp bir noktaya sabitleyip gözümün dolmasını engellemeye çalışıyordum. Oysaki buraya gelmeden böyle sorular sorulacağını bildiğimden kendimi hazırlamıştım ya da sadece hazırladığımı sanmıştım. Bir süre sonra derin bir nefes aldım ve mikrofondan yayılan ses salonda yankılandı. Aslında bu ses bir erkeğin çaresizliğinin sesiydi, duyulanın aksine. Boğazımı temizleyip söze başlamak için gücümü toplamaya çalıştım.

"Öncelikle evet sevdiğim kadınla ruhlarımız ayrılalı 7 ay 5 gün oldu ama benim hislerim devam ettiği sürece bu gerçek anlamda bir ayrılık asla olmayacak. Sonuçta o beni seviyor diye onu sevmedimki ben, o beni sevmeyince bırakayım onu. Bu süreç içerisinde o beni hiç görmedi çünkü onun da istediği buydu. Beni görüp halime acısın istemedim. Bu yüzden hangi saatte eve gelir, hangi saatte evden çıkar, hangi saatte nerededir bunların hepsini ezber ettim ve asla onun olduğu zamanlarda orada olmadım. Çünkü ben ona aşık gözlerle bakarken onun bana acıyarak baktığını görmek istemedim. Onu bana aşk dolu gözlerle bakarken hatırlamak istiyorum ve bu yüzden kötü anıları silip bana aşkla baktığı anı içlerinden seçip, gözlerimi yumuyorum ki onu hep severek hatırlayım. Beni terk eden kadın değil de beni aşkın varlığına inandıran kadın olarak hatırlamak istiyorum."

"Bu kitabı mutlaka okumuştur. Hiç sizi aradı mı?"

"Hiç aramadım. İşin ironik yanı ne biliyor musunuz? Kitabı uğruna yazdığım kadının okuyup okumadığından bile haberim yok." dedim yüzüme yayılan acı bir gülümsemeyle. Bu sırada gözümü sabitlediğim noktadan bir an olsun ayırmadım ama insanların ağlama sesleri kulağıma geliyordu. Bazıları kendi aralarında

'Bir erkek ancak bu kadar güzel sevebilir.'

'Böyle adam üzülür mü ya?'

'Ne biçim kadınmış be.' gibi cümleler kuruyorlardı.

"Herkes aşık olduğunuz kadını çok merak ediyor. Bir gün onun ismini açıklamayı düşünür müsünüz?"

"Asla. Benimle ilgili hiçbir konuda adının duyulmasını istemem. Eminim o da istemez." dedim olduğumun aksine sesim çok güçlü çıkmıştı.

"Bu kitap sayesinde bir sürü kadın size hayranlık duymaya başladı. Öyle ki sırf sizin gibi sevmiyor diye eşlerine boşanma davası açanlar bile oldu. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?"

Bunun üzerine salonu gülme sesleri kaplamış ve bir süreliğine bende üzerimdeki hüznü atmıştım.

"Öncelikle bunun için herkese teşekkür ederim. Ama tabiki her erkek sevgisini benim gibi dile getirmeyebilir. Her erkek başka başka şekilde sever. Kimi sözleriyle belli eder, kimi davranışlarıyla, kimi de belli edemez ama içten içe çok sever. Bu yüzden kadınlardan ricam erkekleri benim gibi olmadıkları için suçlamamaları." dedim gülümseyerek. Gülümsememle beraber kızlardan gelen garip sesler gülümsememi bir süreliğini şaşırmaya çevirmişti.

İçlerinden bir kadın röpotör çıkarak

"Bu kadar gülümseyen bir erkeği sürekli üzgün görmeyi hiçbir hayranınız istemiyor. Daha sık gülmeniz bizi mutlu eder açıkçası." dedi biraz utanarak. Bu sırada salondan onu onaylarcasına bir tepki geldi.

"Teşekkürler. Bunu daha sık deneyeceğim." dedim yarım bir gülümsemeyle. Yine aynı röpotör konuşmaya başladı.

"Bu kadar hayal kırıklığının ardından bir daha aşık olabileceğinizi düşünüyor musunuz? Sanırım bu aralar sizin hakkınızda en çok merak edilenlerden biri hayatınıza başka birinin girip giremeyeceği?"

"Hayatımda şu an yüzlerce kadın var ama kalbimde sadece bir kişilik yer var ve o da şu an dolu. Uzun bir süre daha öyle olacak gibi duruyor." Soruya cevap vermemle yine bir kız ordusundan 'Hayıııır.' diye bir bağırma koptu. Bu sırada menajerim

"Son bir soru arkadaşlar. Daha sonrasında imzalara geçmemiz gerekiyor." diye bir uyarı yaptı. Bu arada menajerim dediğime bakmayın, kız kardeşimden bahsediyorum. Böyle işlerime o bakıyor artık. Çünkü kafam zaten allak bullak. Son sorunun en zoru olacağı tahmin edilebilirdi. Çünkü son soruyu halktan biri soracaktı. Heyecan ve korkuyla soruyu bekliyordum.

"Sevdiğiniz kadın size gelip gerçekleri anlatsa ona bir şans daha verir misiniz?"

Duyduğum tanıdık sesle beraber gözlerimi sabitlediğim noktadan kaldırıp konuşan kişiye kenetledim.

"Leyla ile Mecnun'un hikayesini duydunuz mu hiç?"

"Evet daha önce aşık olduğum adam anlatmıştı."

"Sonunu da anlattı mı bari?"

"Sonu mutsuz bittiğini bildiğim için anlattırmadım."

"Ben anlatayım öyleyse. Sonunda Mecnun çöllerde aşkından delirmiş bir şekilde dolaşır. Leyla Mecnun'u bulur. Mecnun Leyla'yı tanımaz ve 'Leyla benim içimdedir sen kimsin?' der. Yani artık benim aşkımda madde boyutunda değildir. Benim Leylam içimdedir demek ister."

"Leyla peki sonunda ona ne olur?"

"Aşkından ölür."

"Ya sevdiğiniz kadınında sonu Leyla gibi olursa?"

"Eğer öyle bir şey olursa benimde sonum Mecnun gibi ölüm olur ama bizim tek farkımız onlar gibi bir sevdamız olmadığından öldükten sonra buluşamayacağımızdır."

"Sizin aşkınızı herkes biliyor. Emin olun onlarınki kadar büyük."

"Ben kendi aşkımdan eminim zaten."

"Gerçekleri duymak istemez miydiniz peki?"

"Ben bu kadar acı çektikten sonra mı?"

Artık göz yaşlarımı daha fazla tutamamıştım. Onu aylardır görmüyordum. Nasıl özlemiştim ama gururumdan açıklama yapmasına bile izin vermiyordum.

"Ben acı çekmedim mi sanıyorsun?" İpek artık başka birinden bahsediyor gibi yapmaktan vazgeçmişti ve herkes onun olduğunu anlamış, gözler ona dönmüştü.

"Oğuz'la beraberken gayet mutluydun."

"Ya göründüğü gibi değilse." İpek'in çektiği acıyı gözlerinde görebiliyordum ama bir yanım hala ona inanmıyordu. Onun ağladığını görmek canımı acıtıyordu. Gidip göz yaşlarını silip ona sıkıca sarılmak istiyordum ama yapamazdım, o bana bu kadar acı çektirmişken olmazdı. Bu kadar kolay affedilmeyi hak etmiyordu.

"Sana inanmam için bir sebep söyle."

"Seni seviyor olmam yetmez mi?"

"Madem seviyorsun neden terk ettin?"

İnsanlar şaşkınlık içinde olayları çözmeye çalışıyordu.

"Her şey seni korumak içindi."

Continue Reading

You'll Also Like

1M 60.9K 41
Ayağa kalkıp göz yaşlarımı sildim. Gözlerim son kez baktı ardından. Son kez seslendim adını. Bana öyle bir yara bırakmıştı ki, asla affetmeyecektim o...
Eftalya By esmaa

Teen Fiction

422K 20.7K 23
Eftal: Hamileyim Dora. Eftal: Cidden hamileyim.
1.3M 48.6K 52
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Defne çocuk ruhlu biridir. Bir akşam canının sıkıntısı ile anonim bir uygul...
731K 49.4K 32
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...