HAYATIN SİMASI

By onlyAysima

23.6K 2.1K 274

Hayat hikayesi | Dram içeren bir kurgudur Herkes duyduğunda direkt imkansız tanısı koyan olaylarla dolu Sima... More

Tanıtım : Hayatın Siması
1.Merhaba Ben Sima
2.Yeni Hayat
3. Yoldaşım
4. Pislik Patron
5. Güzel Anılar
6. Büyük Teklif
7. Tarifsiz Huzur
8. Aralanan Geçmiş Perdesi
9. İlk Yardım
10. Özel Asistan
11. İkinci Yüz
12. Bir Adım Daha
13. Planlar Masası
14. GZ İlacı
15. Sahil
16. 370 Gün
17. 'Çürük Portakal'
18. Papatya Çayı
19. Liviodan Uzak Dur!
20. Kavga
21. Gün Aydı
22. Simanın Mezarı
23. Ölüme Tanıklık
24. Külkedisi
25. Yalan Planlar
26. Magazin
27. Hem Suçlu, Hem Güçlü
28. Barış
29. İyi Ki Doğdun Sima
✨️Özel bölüm✨️ Aşık Melo
30. Dudu Sima
31. Gerçek Yüz
32. Tek Şart
33. Düğün Günü
34. Çıkma Teklifi
35. Küçük Hanım
36. Livionun Sırrı
37. İkinci Kişilik
38. Tehlikeli Ve Riskli
39. Gerçek Katil
40. Yeni Şube
42. "Katilsin!"
43. Kamufle Edilmiş Gök
44. Yeşil Kapının Ardındakiler
45. Cesetlerin Çürümemesi İçin...
46. Malikaneye Baskın
47. "Ortak Olalım..."
48. Riskli karar

41. Akşam'a Hazırlık

67 15 0
By onlyAysima

Selaam sözünde duran (!) Acemi bir yazar olarak sizi hiç bekletmeden yeni bölüm getirdim. Umarım beğenirsiniz. Satır arası yorum bırakmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen. Yeni varmış olduğum kararıma göre artık son bölümlere yaklaşmışken, çok uzun yazıp arayı çok açacağıma kısa kısa yazıp arayı kısa tutmaya karar verdim.

İyi okumalar dilerim...

♡♡♡


Altından kaplama veya direkt altından yapılma golf sopasını elinde çevirirken diğer yandan camdan yapılma duvarın dışında ki bahçe manzarasını izliyordu. "Bunların hepsinin seninde varlığın olduğunu biliyorsun değil mi?" Dedi bende dışarıyı izleyerek dalıp gitmişken. "Ne?" Dedim neyden kastettiğini anlamadığımı belirterek.  "Diyorum benim karım olduğun süreçte tüm bu şirketin, evlerimin, mağazalarımın, otellerimin hepsinin ikinci bir sahibi varsa o da sensin." Dedi kendisiyle gurur duyan bir imayla. Dediklerine karşılık kendimi tutamayıp çıkardığım bıkkın gülme sesi bana dönmesine sebep olmuştu. "Üzerinde her çeşit insanın kanları olan şeylerin sadece kendine kalsın lütfen." Dedim bende ona tip tip bakarak. "Lütfen öyle söyleme sevgilim, ben buralara bileğimin ve zekamın gücüyle geldim." Dalga geçer gibi dudağımın kenarında güldükten sonra "Karşındakinin zekasızlığıyla veya acizliğiyle geldiğini söylesen daha mantıklı olurdu." Dedim. Cevap vermek yerine sadece tepkisiz bakmakla yetindi ve bakışlarını tekrar camdan dışarıya çevirmişti.

"Ablanı işe aldım çünkü erkek kardeşin için." Bugün yeterince şaşırmamışım gibi bide her şeyin Arda için olduğunu söylemesi kulağıma bir o kadar saçma gelsede şaşırtmıştı. "Ne demek kardeşin için?" Dedim merakımı gidermek için. "Biliyorsun çocuklar benim gözümde dünyadaki en masum canlılardır. Kimseyi umursamam ama çocuklar hariç." Böyle şeyler duymayı asla beklemediğim birinin ağzından duymak  gerçekten sarsıtıcıydı. "Yani Arda iyi yaşasın diye mi?" Dedim zoraki konuşarak. "Ne o ablan ne annen baban umurumda." Tek söylediği bu olmuştu ve çalışma odasında beni tek bırakarak çıkıp gitmişti.

Mete'nin evinde fazla kalmamıştık. Livio zorla içeriye girmiş tanıdığı birkaç yüz ile selamlaşmıştı. Benimle göz göze gelenler o an kim olduğumu tahmin ederek daha farklı davranmış başlarıyla selam vermişti. Küçük Maya ve diğerleri ile de vedalaştıktan sonra ben kendi arabama Livio kendi arabası ile eve dönmüştük.

Kafamdaki soruların cevaplarını alabilmek için Livio'nun çalışma odasının önünde dikilip kapıya birkaç kez tıklattıktan sonra içeriye girmiştim.

Niye böyle bir şey yaptığı konusunda beni tatmin edecek bir cevap alamamıştım. Türkiye'de bir şube açacağından önceden haberim vardı fakat bu kadar hızlı hal olmasını bende beklemiyordum.

Bu akşam Livo tekrar Türkiye'ye dönecekti ve otelin resmi açılışını kutlayacaktı. Benimde gelmem için teklifte bulunmuştu fakat katiyen reddetmiştim. Şimdi asla ama asla hazır değildim.

3 Ay sonra

Kaç gündür eve giriş çıkış yapan adamlar içimde öyle kötü hisler bırakıyordu ki asla hayıra alamet değildi. Onları sadece odamın camından izliyordum. Karşılaşmamak için geldiğinden gitmelerine kadar odadan asla ayrılmıyordum. Takım elbiseli, korumal'ı bu insanlar saatlerce Livio ile bir şeyler yapıyor sonra akşam olunca tek tek arabalarına binip gidiyorlardı. Livio bir ara yemek arasında iş için geldiklerini söylesede hangi işi için geldiklerini tabi ki de soramamıştım.

Toplam 6 ay geçmişi. Günler öyle hızlı geçip gidiyordu ki sabah olup gece olması bir uyku molası kadar sürüyordu. Livio bir ay önce Aya'yı tekrar Amerika'ya yollamışt'ı. Nedenini sorduğumda orada alması gereken eğitiminin bitmek üzere olduğunu, bu yüzden gönderdiğini söylüyordu. 5 yaşında biri için ne kadar önemli bir eğitim olabilirdi ki? Evde yine sıkıcı yanlız günlerim devam edip gidiyordu. Mete ile de çok fazla bir araya gelememiştik. Bir keresinde diğerleri ile lunaparka gitmeye karar vermiştik ve benim gün boyunca taktığım şapka ve gözlük sayesinde çok güzel eğlenmiştik. 3 ayda yaptığım en güzel şey bu olabilirdi.

Ablam Dora 3 ay önce Türkiye'de King oteli'nin büyük bir şubesi açılması ile resmen düştüğü bataklık kuyudan kovayla yukarıya çıkartılmıştı. Livo sadece onu işe aldırtmakla kalmamış yüksek maaşı dışında birçok masraf hakkıda vermişti. Geçen hafta 3 aylık maaşı sayesinde oturdukları İstanbul'un en eski evinden daha iyi bir eve çıkış yapmışlardı. Annemde hastalığı dinmiş artık dünya'da en sevdiği iki çocuğu ile rahat rahat yaşayıp gidiyordu. Onlar hakkında haberdar olmam öyle kolaydı ki Livio'nun bana verdiği numarayı aramam ve kimi görmek istediğimi söylemem yeterli oluyordu. Özel hayata saygısızlık olduğundan bunu çok yapmasamda Arda'yı her özlediğimde onu uzaktan bile olsa izleyebilmek içimi rahatlatıyordu.

Güneşi kapatan karanlık bulutlar her yere negatif bir enerji yayıyor du bugün. Sabah uyanıp camı açtığımda yüzümü gıdıklayan sıcak güneşle karşılaşmak yerine soğuk, kasvetli hava'nın tüylerimi diken diken etmesi bütün enerjimi sömürmüştü resmen. Bu yüzden kahvaltı yapmaya inmek yerine her şeyi kendi kendime sorgulayıp oturmaya devam ediyordum odamda. Resmi fakat tek şartla evlendiğim adamın tek şartı için verdiği sürenin sona ermesine sadece 6 ay kalmıştı. Bunu her düşündüğümde içimde depremler oluyordu resmen. Zaman öyle hızlı geçiyordu ki... Aklıma bir kurtuluş fikri gelmiyordu. Sadece 6 ay içerisinde bu kaybolduğum yolun çıkışını bulmam şarttı. "Beni nasıl öldüreceğin hakkında planlar mı kuruyorsun kafanda karıcığım?" Ensemde hissettiğim nefesle ürkülerek ayağa kalktım ve Livio'nun tam dibimde durduğunu görmemle kalbim normalden hızlı atmaya başlamıştı. "Beni korkuttun." Dedim sakin kalmaya çalışırken birkaç adım geriye giderek. "Üzgünüm, kapıyı tıklattım duymadın. Söylesene ne düşünüyordun o kadar derin?" Senden nasıl kurtulacağımı. "Öyle dalmışım." Diye çekiştirdim göz temasını kesmemeye özen göstererek. "Peki öyle olsun. Bugün akşam için güzel planlarım var. Hazırlan çünkü senide götürmek istiyorum. Artık zamanının geldiğini düşünüyorum." Dedi Livio konuyu değiştirerek. Onunla birkaç saat yan yana kalmak bile içimde bilmediğim üreme korkma hislerinin uyanmasına sebep oluyordu. Çünkü yanımda duran kişi onlarca kişinin belki de yüzlerce kişinin katili, milyonlarca kara paraların sahibi, en tehlikeli silahlara sahip kötü bir insandı.

"Peki öyle olsun. Akşama hazır olacağım görelim bakalım neyi görmek için artık hazır olduğumu." Dedim sahte gülümsememi ortaya koyarak. En başından yaptığım gibi ikinci bir kişilik oynuyordum onun yanında. "Bekliyorum sevgilim." Diyip odamdan çıkıp gitmişti. Sonunda rahat bir nefes aldıktan sonra yine düşüncelerim arasında kaybolmuştum.

Yine her günkü gibi saniyeler dakikaları, dakikalar saatleri öyle hızlı kovalamıştı ki gün batmış milyonlarca insanla aynı anda görebildiğin dolunay tüm şehveti ile yerini almıştı. Temiz bir duş almış sonrasında giymek için seçtiğim birkaç kıyafeti üzerimde deniyordum. Livio nasıl bir yere gideceğimiz hakkında pek bir şey söylemediği için ne tür bir şey giyeceğim hakkında da bir fikrim yoktu. Bu yüzden yaşımı çokta büyük göstermeyen dizlerime kadar uzanan küçük yırtmaçlı düz elbiseyi seçmiştim. Belinde ki inci işlemesi bu elbiseyi özelleştiren şey olmuştu. Dirseğime kadar uzanan kabarık kolu kollarımın yarısını dışarıda bırakıyordu. Saçlarıma dalgalı bir şekil verdikten sonra açık bırakmayı tercih etmiştim. Taktığım ince küpeler ve ellerime geçirdiğim aynı elbise gibi ince işlemeleri olan siyah eldivenler öyle hoşuma gitmişti ki...Sonunda elbise ile uyumlu olarak seçtiğim siyah topuklular ile yine olduğumdan uzamıştım.

Kapının tıklatılma sesi ile gözlerimi kendimi incelediğim aynadan geri çekip kapıya doğru seslendim. "Girebilirsin." Bu tıklatma sesi kesinlikle Amelia'dan başkasına ait değildi. "Üzgünüm rahatsız ettim Cherry. Bay Livio seni beklediğini iletmemi istedi. Ve buara da gerçekten harika görünüyorsun. Uzun zamandır kendine bu kadar zaman ayırmamıştın." Sonunda onunla senli benli konuşmak için anlaşabilmiştik. Böylesi daha rahat ve daha iyiydi. "Tüm güzel iltifatların için teşekkür ederim. Bende hazırım." İçinde telefonum ve birkaç tane eşyamın olduğu küçük çantayı da elime aldıktan sonra odadan çıkıp merdivenlerden inmeye başlamıştım.

Topuklarımın zeminde bıraktığı tok ses ile açık olan kapıdan dışarıya çıktığımda arabanın kapısını benim için açıp bekleyen Livio'nun baştan aşağıya beni süzmesine maruz kalmıştım. "Sana konsepti söylemememe rağmen harika bir uyum yakalamışsın sevgilim. Kısacası göz kamaştırıcısın." Söylediği şeylere bir cevap vermek yerine sadece sahte bir şekilde gülümsemiştim. Kapısını açtığı ön koltuğa bindikten sonra sürücü koltuğuna Livio'nun bindiğini görmüştüm. Eğer arabayı kendisi sürüyorsa gerçekten önemli bir yere gidiyordu demekti. Korumalarına hatta şoförüne bile güvenemeyeceği bir yere.

Hoparlörden açtığı hoş sakin müzik eşliğinde daha önce hiç gitmediğim ağaçlı yollardan 50 dakikadır gidiyorduk. Her nereye gidiyorsak toplu yaşamdan uzak bir yere benziyordu. "Nereye gideceğimizi söylemeyecek misin?" Dedim kendi camımdan yansımasına bakarak. Bana bakmak yerine elleri hâlâ direksiyondayken cama bakarak konuştu. "Evime gidiyoruz Sima gerçek yuvama." Böyle bir cevap beklemediğimden yine susup düşünmeyi seçmiştim. İçimin bir yerlerinin tırmanılma gibi bir hissiyata kapılması normal miydi?

¿♧¿♧¿♧¿♧¿♧¿♧¿♧¿♧¿♧¿♧¿♧¿

Bölüm Sonu ☆

Umarım bu çokta uzun olmayan bölümü beğenmişsinizdir.

Yorum yazmayı ve yıldıza basarak oy vermeyi unutmayın lütfen. Siz oy verip yorum yaparsanız gerçekten çok mutlu oluyorum ellerinden öptüklerim 💋🫶🏻

Sizce Livio abim Simamızı nereye götürüyor olabilir?

Yeni bölümde görüşmek üzere öptüm ♡♡♡

🫂❤️⚘️

Continue Reading

You'll Also Like

03:00 By colapsar

Mystery / Thriller

467 123 9
Aynı yaralara sahip olan kişilere ithafen... Saat gecenin bir yarısı genç kız sinir krizi geçirerek babasını öldürmeye kalkıştığında eve girerek ona...
332K 13.7K 37
Kocam, bin adamın bir kurşunuyla öldürüldü. Ben ise, bin kurşunla tek bir kişiyi öldüreceğim. "AKSİYONUN EN ÇARPICI SERİSİ" Kocası, bir suikastte öl...
1.8M 49K 26
asker ve yeni aile kurgusu Barın elindeki çakıyı incelerken "fazla ses yapıyorsun. Dikkat et." diyerek konuştu. Ses falan yapmıyordum. Askerdim ben...
ELFİDA By sua

General Fiction

29.3K 1.9K 17
"Öyle güzel gülüyorsun, aşık olmaktan başka seçenek mi kalır insana?" -- Kitap kapağı: @goguskafesiboslugu-