Hocama Aşık Oldum (DÜZENLENİY...

Oleh Elofffffffff

538K 17.4K 2.1K

Eğer sizde kendinizden yaşça büyük birine aşık olduysanız kendinizden bir parça bulacaksınız. Eğer olmadıysan... Lebih Banyak

Aşık Oluyorum
Kıskançlık
Mesajlar
Kafa Karışıklığı
Özel
Yalancı
İtiraf
Sevgilim
İlk Buluşma
Gerçekler
Dedikodu
Ayrılık
Aptallık
Çiçek
Yumruk
Ev Hali
Sonunda
Sürpriz
Yakalandık
Yardım Edin
Sadece Seni İstiyorum
Huzurlu Uyku
Lüzumsuz
Tehdit
Aileler-1
Aileler-2
Yakınlaşma
Teşekkür
İntikam
Fazla Yakın
Duyuru
Oğuz
Söz
Mesafeler
Acı
Pişmanlık
Fedakarlık
Testler
Hayatımı Güzelleştiren Adam
Tatlı

Tek Gerçeğim

10.1K 409 33
Oleh Elofffffffff


Ben yepyeni bölümümle kısa bir aradan sonra geri döndüm. 30k olunca yazacağım demiştim ve sonunda istediğime ulaştım. Bu hikayeyi yazmayı çok özledim, tabi okuyucularımıda. Bu bölüm diğer bölümlere göre çok daha uzun.Umarım bu kadar beklemenin karşılığını verebilmişimdir.Yorum yaparsanız çok mutlu olurum :)

"Ne oldu? İyi mi o?"dedim doktora.İyi geçmesi için dua ediyor bir yandanda doktora iyi geçtiğini söylemesi için yalvarırcasına bakıyordum.

"Ameliyat iyi geçti ama hastamızın uyanmasını bekleyeceğiz.Yani artık iş onun gözünü açmasına bağlı."Tam tuttuğum nefesi dışarı bırakacaktım ki söylediği son sözlerle bırakmak üzere olduğum nefesimi tekrar içime çektim.Acı fazlasıyla acı çekiyordum.

"Hayır.Hayır.O uyanır.O güçlü.Dimi uyanır Melike?"dedim.Melike'nin söylediklerimi doğrulamasına ihtiyacım vardı.Sanki başka biri bunun olacağını söylese ona inanacaktım.Gözlerimden aşağı inen göz yaşlarım tıpkı bir anda bastıran güçlü bir yağmur gibiydi.Nasıl yağmurun yağmasına engel olamıyorsak ben de göz yaşlarımın akmasına engel olamıyordum.Selim yere yığıldığı andaki hissizliğim yerini canımı acıtan, iğrenç duygulara bırakmıştı.

"Uyanacak hayatım.Korkma."dedi ve kulağıma eğildi."Sana olan sevgisi çok büyük sırf bunun için hayata bağlanacak." Ben de öyle umuyordum.O uyansın ben her şeye razıyım.Yeterki gözlerini açsın, sağlıklı bir nefes alsın,ben canımı vermeye razıyım.

"Hem uyanmama ihtimali küçük bir ihtimal değil mi ?" diye sordum doktora.Ağlamaktan burnum tıkanmış zor konuşuyordum.Bu sırada içim haddinden fazla acıyordu.Bu dayanılmaz bir acıydı.Ben onun benden uzak olması düşüncesine bile katlanamazken şimdi de bu...

"İnşallah uyanacak.Bol bol dua edin.Şu an kimsenin elinden bir şey gelmez."dedi olgun ses tonuyla.Doktorun hüznü de olgun ses tonuna eklenmiş,bakışlarına yansımıştı.Bir de bilse onun ne kadar iyi bir insan olduğunu içi daha çok acırdı Selim'e.

"Bol bol dua edeceğiz."diye doktorun tavsiyesine uyacağımızı belirten bir cümle kurdu Melike'nin babası.

"Ailesine haber verilmesi gereken bir durum bu.Siz mi ararsınız yoksa hastaneden mi arasınlar ?"diye sordu doktor.

"Ben ararım."diyerek bu büyük sorumluluğu üzerime aldım.Şu an onların ne yaşayacaklarını en iyi ben anlarım ve onlara nasıl söylenmesi gerektiğini de en iyi ben bilirim.Ben gözümden akan yaşları Melike'nin verdiği peçeteyle silmekle meşgulken doktor yanımızdan uzaklaşmıştı.

"Ben ararım canım istersen ailesini."dedi Melike'nin annesi tüm anne şefkatiyle.

"Yok sağolun bunu ben yapmalıyım.En azından onun için bunu yapayım."dedim gözümde birikmiş olarak bekleyen bir iki damla yaşıda gözlerimden aşağıya akıtarak.

"Acaba Selim hocayı görebilecek miyiz?"diye sordu Melike.

"Ben gidip doktora sorayım."dedi Ali amca.

"Ben de geleyim."dedi Melike'nin annesi.

Yanımızdan uzaklaşmalarını öylece izleyip sadece acımı hissediyordum.Sonsuz bir acı eğer o bir çift göz açılmazsa dinmeyecek bir acı.Bundan bir süre önce bana ışıl ışıl,aşk dolu bakan gözlerin yok olma fikri beni içten içe tüketiyordu.Artık güçsüzlüğüm minicik omuzlarıma ağır gelerek beni aşağıya çekiyordu,ben de buna engel olamadım ve karnımı iki elimle tutup dizlerimin üstüne çöküp,hastaneye geldim geleli tuttuğum hıçkırıklarımı serbest bıraktım.Hastane koridoru hıçkırıklarımla inliyordu.

Bu sırada nefes alma güçlüğü çekiyordum ve nefesime hakim olmaya çalışıyordum.Bütün vücudum bu olaydan dolayı ayaklanmışken Selim'i her gördüğümde ayaklanan karnımın oralardaki şeyler her şeyin aksine hareketsizdi.Elimle karnımı sıkarken farkettim.Sanki onlarda benimle birlikte yas tutuyorlardı.Bir anda istemsizce titremeye başladım.

Melike eğilip bana sıkıca sarıldı.O da ağlıyordu.Her ne kadar ses çıkarmamaya çalışsa da ıslanan tişörtümden tenime değen ıslaklık sayesinde bunu anlıyordum.

"Lütfen İpek sakin ol.Sana bir şey olmasından korkuyorum."dedi.

"Yapamam."dedim güçlükle.

Sadece sarılıyorduk.Sonra ablasının sesi bu anı böldü.

"İpekcim kalkın da şu koltuğa oturun.Kendini harap etme iyileşecek.Benim içimde kötü bir his yok."dedi.

Beni zar zor olduğum yerden kaldırıp hastanenin krem rengi koltuklarından birine oturtmuşlardı.Melike su verdi.Başımı iki yana salladım.Israr etti ama şu an en son düşüneceğim şey kendimdi.Bu sırada Melike'nin annesi ve babası geldi.

"Bugün göremezmişiz ama yarın görebilirmişiz."dedi babası.

"Tamam o zaman yarın erkenden geliriz.Hadi şimdi gidelim."dedi Melike.

"Siz gidin ben kalacağım."dedim gayet kararlı bir şekilde.

"Olur mu öyle şey sen de geliyorsun."dedi Melike'nin annesi beni bastırmaya çalışırcasına.

"Hayır ben kalıyorum kusura bakmayın."dedim.

"Anne ısrar etme İpek çok inatçıdır."dedi Melike.

"Tamam o zaman siz gidin ben İpekle kalırım."dedi Nevin teyze.

"Hayır İpek nerede ben orada."dedi Melike.Annesi ısrar etmemişti.Melike'nin ablası bana sarılıp teselli de bulunduktan sonra gitmişlerdi.Ne kadar da bencilim Selim'in ailesini aramayı unuttum.Ayağa kalktım.

"Nereye?"dedi Melike.

"Selim'in ailesini arayacağım.Yani Selim hocanın demek istemiştim."diyerek kıvırmaya çalıştım.

"Tamam yavrum git ara."dedi Nevin teyze.

Telefonumu elime aldığımda Selim'in telefonunu kurcalamamın ilk defa bir yararını gördüğümü farkettim.Annesinin numarasını sırf 'kaynanam'diye kaydetmek için almıştım.Bir gün gerçekten lazım olabileceğini hiç düşünmemiştim.Arama tuşuna bir türlü basamıyordum.Sanki parmaklarım tutulmuş gibiydi onlara gücümü yetiremiyordum.Sakin ol İpek ve ağlama ağlarsan durumunun çok da iyi olmadığını anlarlar.

Sonra saate baktım ve saat gece ikiydi ve bence bu saatte aramam onları gereğinden fazla korkuturdu.Yarın aramalıyım.Bunu düşündükten sonra kaskatı kesilen vücudum tekrar canlandı.

Melikelerin yanlarına gittim annesi arayıp aramadığımı sordu.Ben de yarın aramamın daha uygun olacağını söyledim.

...

Sabah uyandığımda kendimi hastanenin bir odasının kapısının önünde buldum.Uyuşmuş olan vücudumu açmaya çalıştım. Gözlerim çok şişmiş olmalı ki zor görüyordum etrafı.Ayağı kalktığımda ilerideki yoğun bakımı görünce anladım.Selim'i bugün odaya çıkaracaklardı ve ben bunu bekliyordum.Telefonumu elime alıp saatin kaç olduğuna bakacaktım ama Melike'den gelen 67 tane cevapsız aramayı farkettim ve onu aradım.

"Alo."dedim sessizce.

"Ya sen nerdesin?Sabaha karşı yok oldun ortadan.Seni arıyoruz saatlerdir."

"Tamam geliyorum ne oldu?"diye sorduğum sırada Yoğun bakımın kapısı açıldı.Selim mi o?Selimmm.Telefonu kapattım ve dün uyurken dinlenen gözlerim tam hızıyla göz yaşlarımı akıtmaya devam ediyordu.Selim'in yüzünü gördüğümde ise göz yaşlarıma hıçkırıklarımda eklenmişti.Her zaman ışıl ışık bakan gözleri her zamankinin aksine kapalı,onun yerini gözünün altındaki şişlikler dikkat çekiyordu.Canlı teni kendini sarının en solgun tonuna bırakmıştı.Dudaklarıma her değdiğinde nefesimi kesen kırmızı dudakları şimdi silik bir pembeye bürünmüştü.Onu bu halde hareketsiz ve çaresiz yatarken görmek zar zor bastırdığım suçluluk duygusu içimden tekrar çıkarmıştı.

Bir iki adım attım elimi yüzünde gezdirdim.Ben böyle yaptığımda ya gülümser ya da kendini huzurlu hissettiğini belli eden sesler çıkarırdı.Şimdi ise sessiz öylece karşımda duruyordu.Sonra elini tuttum.Elleri buz gibiydi.Sanki ruhu çekilmiş gibi.Ellerini ısıtmak istercesine sıktım.Sonra eğilip yanağından öptüm.Kulağına eğildim.

"Hayatım uyanıp bana geri dönmen lazım.Yarım bıraktığımız hikayemizi tamamlamamız lazım."dedim.

"Hanımefendi şimdi odaya çıkarmamız lazım.Orada konuşursuzsunuz." dedi hemşire yumuşak bir ses tonuyla.

"Tamam."dedim elimden geldiğince gülümsemeye çalıştım ama nedense gülümsedikten sonra kendimi çok suçlu hissettim.

Selim'i götürdükleri sedyeyi güçlükle hakim olabildiğim ayaklarımın bana ihanet etmemesini umarak takip etmeye çalışıyordum.Sonunda 115 numaralı odanın önünde durdu ve hemşireler içeri girerken az önce beni uyaran hemşire tekrar yumuşak ses tonuyla

"Siz şimdi girmeyin ben sizi beş dakika sonra çağıracağım."dedi başımla onayladım.Artık Selim'in ailesini aramayı erteleyemezdim.Telefonu elime aldım ama göz yaşım telefona damladığı için bir türlü şifreyi yazamıyordum.Sonunda beynim bir an olsun çalışmış olmalıki tişörtümün koluyla ekranı sildim ve sonunda şifreyi girip arama tuşuna bastım.Birkaç kere çaldıktan sonra

"Efendim."diyen yumuşacık bir ses tonuyla irkildim.Sanki sesi titriyordu.Acaba ben aramadan başkası mı aradı?

"Şeyyy...Ben Selim hocanın öğrencisi İpek nasılsınız?"dedim.Pat diye söyleyecek halim yoktu ilk önce beni tanımasını sağlamalı sonra uygun bir dille söylemeliydim.

"Demek oğlumun öğrencisisin.İyiyim yavrum yani iyi olmaya çalışıyorum sen nasılsın?" dedi sanki daha önce tanışmışız gibi çok samimiydi.Onunla başka şartlarda tanışmayı çok isterdim.Hep Selim'in ailesini en çok da annesini merak ederdim.Keşke biraz daha geç tanışsaydık ama böyle olmasaydı.Böyle olmamalıydı.

"Ne oldu teyzecim bir sorun mu var?"dedim bu sırada sesime yansımasın diye kendimi ağlamadan tutmaya çalışıyordum.

"Selimle ilgili bir sorun var da ondan.Daha söylemedin ama ben hissediyorum bir şey olduğunu" dedi.

"Korkacak bir şey yok.Bir ameliyata girmek zorunda kaldı.Şimdi uyanmasını bekliyoruz."dedim.Resmen yalan söyledim.Korkacak bir şey vardı ama bir anneye bu nasıl söylenebilirki.Telefondan ağlama sesleri geliyordu.

"Lütfen sakin olun."dedim.

"Biz hemen geliyoruz."dedi ve telefonu kapattı.Neler yaşıyor şu an kim bilir?Ne korkunç bir duygu bu.

Hemşireler çıkmıştı ama giremiyordum Selim'i bir daha öyle görmeye cesaretim yoktu.Bu sırada Melike yanıma geldi.Burada olduğumu hemşirelerden öğrendi sanırım.Yanıma iyice yaklaştı.Selim'in açık oda kapısından uzaktan ona bakıyordum.Gerçi buradan tek görünen elleriydi.Yüzünü görmeye ne cesaretim vardı ne de gücüm.

"Yanına gitmeyecek misin?"dedi Melike.

"Hayır."dedim kollarımı birbirine dolayarak.
...

Aradan tam on iki saat geçmişti ama ben hala Selim'in odasının karşısındaki koltuklarda oturuyordum.O da hala uyanmamıştı.Melike elinde yiyecek ve içeceklerle gelmişti.

"Hadi bunları ye bari.Sabahtan beri ne getirdiysem ağzına sürmedin."dedi.

"Canım istemiyor."dedim.

"Hadi gidiyoruz."dedi Nevin teyze yürüyerek bize doğru gelirken.İtiraz etmek istedim ama zaten ailesi gelecekti.Burda onlarken varken olmam ne kadar doğru olur.

"Tamam ama benim annemlere bu olanları açıklamaya mecalim yok."dedim.

"Tamam ben hallederim.Hem bugün Melike siz de kalsın."dedi Nevin teyze.

"Hayır hiç gerek yok."dedim.
...

Yol boyu kimse konuşmadı.Şu an asansördeydiz ve sadece asansörün hareket seslerini duyuyorum.Bir de içimde durmadan ağlayan kıpırtıların hıçkırıklarını.Eve girerer girmez annemler konuşmak istemediğim için odama geçtim Melike de peşimden geldi.Artık gözyaşlarım akmayı bırakmıştı.Onun yerine şişmiş gözlerim uyumam için beni zorluyordu.Yatağıma geçtim çok severek aldığım yatak örtüsünü kaldırdım.Bembeyaz yorganımı görünce bir kez daha yorulduğumu anladım.Vücudum uyumam için binlerce sinyal veriyordu.Kalbim artık kendini onarmak için çaba harcamayı bırakmıştı.İçimdeki acı vücudumun kendini bırakmasının aksine daha da çoğalıyordu.

Yorganımın içine üstümü bile değiştirmeden girmiştim.Melike başıma geldi.

"Canım bir şey istiyor musun?"dedi.

"Hayır."dedim.

"Ben buradayım.Bir şey istersen söyle."dedi.Bu sırada Nevin teyzenin sesi geliyordu salondan.Annem ağlıyordu.Ben bunları umursayamayacak kadar yorulmuştum.Gözlerimin bütün ısrarlarıma rağmen kapandığını hissediyordum.

...

Gece su içmek için uyandığımda odamdaki koltukta yatan Melike'yi gördüm.Gitmesini söylememe rağmen burada kalmıştı.Gerçekten çok iyi bir arkadaş.Beni asla yalnız bırakmıyor.Mutfağa geldiğim de koca bir bardağa su koyup kana kana içtim.

İçimden bir ses şu an Selim'in yanında olmamı söylüyor ve bu bastırabileceğim türden bir ses değil.Buna engel olmak istemiyorum çünkü.İçim hiç rahat değil onu öyle,o halde bıraktığım için.

Odama yavaşça girdim.Dolabımın kapağını çok sessizce açtım ve elime geçen ilk kıyafeti üstüme geçirdim.Masamın üstünde duran telefonum ve çantamı aldım.Ayakkabı dolabından spor ayakkabılarımı aldım ve annemler uyanmasın diye kapıyı çok sessizce açtım ve kapıdan dışarı çıktığımda aynı sessizlikde geri kapattım.

Aşağı indiğimde güvenliğe bir taksi çağırmasını söyledim.Bu sırada esen rüzgar vücüdumda bıçak etkisi yaratıyordu.Çok geçmeden taksi gelmişti.Şoföre hastanenin adını söyledim ve arkama yaslanıp camdan yolu izlemeye başladım.

Bir süre sonra hastanenin kapısına gelmiştik.Taksinin parasını ödedikten sonra taksiden inip hastaneye girdim ve hızlı adımlarla Selim'in odasına gittim.Odanın önünde biraz durduktan sonra tüm cesaretimi toplayıp odaya girdim.Oda da sadece Selim vardı.

Yatağının yanına odadaki sandelyelerden birini çekip oturdum.Selim'in elini iki elimle tuttum.

"Aşkım ben geldim.Bak burdayım.Seni bundan sonra istesen bile asla yalnız bırakmayacağım.Sensiz hayat çok kötü.Yönümü kaybetmiş bir pusula gibiyim.Nasıl ki yönünü kaybeden bir pusula olmaz,sensiz ben de düşünülemez.Beni bırakamazsın.Tam sana bu kadar alışmışken,hayatımın büyük bir parçasıyken olmaz.Daha seninle yaşayacağımız bunca şey varken gidemezsin.Daha senin için yemek yapacağım sonra bir sürü vakit geçireceğiz.Daha sonrasında bana olan aşkından ve artık bensiz vakit geçirmek istemediğin için evlenme teklifi edeceksin.Bunun için bir sürü süpriz düşüneceksin.Beni istemeye geldiğinizde yaptığım o iğrenç kahveyi benim için içeceksin.Sonra düğün günümüzde beni gelinlikle gördüğünde bana bir kere daha aşık olacaksın.Hayalim olan o gelinliği hayallerimin erkeğinin olmak için giyeceğim.Her gün sen eve gelmeden senin için hazırlanacağım.Tabi arada bir tatlı tatlı tartışacağız.Sonra sen gönlümü almak için bin bir türlü muziplik yapacaksın.Ben de naz yapacağım sonra senin masumiyetine dayanamayıp affedeceğim.Sonra anne olacağım sen de baba.Bize benzeyen bir çocuğumuz olacak.İleride torunlarımız olacak ve onlara bu büyük aşkı anlatacağız.Nasıl birbirimizden vazgeçmediğimizi.Nasıl bir bütün olduğumuzu.Birbirimizi ne kadar çok sevdiğimizi onlara göstereceğiz.Daha bu hikayenin bir sürü eksiği var ve ben bu eksikleri tek gerçeğimle tamamlamak istiyorum,senle."dedikten sonra başımı iki elimele tuttuğum elinin üstüne koyup ağlamaya başladım tam bu sırada

"Hani söz vermiştin.Hani bir daha ağlamayacaktın."diyen Selim'in sesi kulaklarımı doldurdu.

Lanjutkan Membaca

Kamu Akan Menyukai Ini

1.3M 47.9K 52
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Defne çocuk ruhlu biridir. Bir akşam canının sıkıntısı ile anonim bir uygul...
1M 13.9K 35
Aşık olduğu adamın evleneceğini öğrenen Mavi, çareyi en yakın kız arkadaşında bulur. Düğüne kısa bir süre kala acilen bir plan yapmaları gerekmektedi...
149K 10.2K 19
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
1.6M 99.3K 61
Ulaş: Ev alma, komşu al demişler. Işık: Öyle mi demişler. Ulaş: Öyle demişler. Alacağım seni kendime. Mecburuz.