MELEZ

By xmellodyx

233K 12.6K 3.4K

Annesi bir insan babasıysa vampir... Kuralları çiğneyip birlikte olan bu iki aşığın bir çocuğu olur. Bu yüzde... More

-1-
-2-
-3-
-4-
-5-
-6-
-7-
-8-
-9-
-10-
-11-
-12-
-13-
-14-
-15-
-16-
-17-
-18-
-19-
-20-
-21-
-22-
-23-
-24-
-25-
-26-
-27-
-28-
-29-
-30-
-32-
-33-
-34-
-35-
-36- (+18)
-37-
-38-
-39-
-40-
-41-
-42-
-43-
-44-
-45-
-46-
-47-
-48-

-31-

3K 190 41
By xmellodyx

Öpüşmemiz ilerlerken heyecanlanmıştım. Elimden geldiğince karşılık vermeye çalışıyordum ama çok sert ve hızlıydı. Bir türlü ayak uydurmayı başaramamıştım. Ama yinede hoşuma gidiyordu. Sevdiğim adamın sıcak ve yumuşak dudaklarından ayrılmak istemiyordum. Nefesim kesilen kadar öpebilirdim. Ellerini tişötümün eteklerinde hissettiğimde duraksadım. Ne kadar ileri gidebileceğini düşündüm. Şuanda bunu yapabilir miydim? Ahh sanırım evet. Ama ne var ki ben tam buna karar vermişken aniden benden ayrılmasına karşın ne yapacağımı bilemedim. Sadece gözlerinin içine bakabildim. Yatakta doğrulup oturdu. Aklımdaki o düşünceyi hızlıca silip atmak zorunda kaldım bende.

Ama daha sonra Aaron'ın odamda birden belirmesinden önce kendi kendime konuştuğum zaman geldi. Bana o soruları soran Aaron mıydı?

Bunu ona sorduğumda sadece bana baktı. Bu sanırım evet demekti. Vay canına Aaron vampir olsada bir çok büyü biliyordu. Bu aslında biraz ürkütücüydü. Üstelik ürkütü olan tek şey bu değildi. Sürekli odamda görünmez olup beni izlemesi bundan daha beterdi.

Düşüncelerimden sıyrılıp Aaron'a baktığımda bana bakıp düşüncelere daldığını fark ettim.

"Ne düşünüyorsun?"

Cevap gelmesini beklemeden sorduğum bir soruydu. Bu haline alışmıştım zaten. Bazen onunla konuşurken duvarla konuşuyormuş gibi hissetmemek elde değildi. Ama yapacak bir şey yoktu. O da böyle biriydi. Gizemli.

"Seni."

Gözlerim buna inanmayarak büyüdü. Cevap vermişti tabii ama bunun dışında beni düşünüyor olması inanılmaz bir şeydi. Utançla dudaklarıma ufak çaplı bir işkence beraberinde parmaklarımla oynamaya başladım.

"Bana bakma."
"Neden?"
"Utandırıyorsun."

Alt dudağını ısırdı.

"Sana istediğim gibi dokunmak istiyorum."

Ona vereceğim cevaptan çok tereddüt etsemde yinede ağzımdan çıkmasına izin verdim.

"Dokunabilirsin."

Kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Yapamam."
"Neden?"

Sessizlik.

İç çektim. Ne güzel konuşuyorduk.

"Seni seviyorum."

Yanaklarıma hakim olmaya çalıştım. Göz teması kurmaya utanıyordum.

"Bugün neden böylesin?"

Yanaklarımı ellerimle bastırdım. Dudaklarım komik bir şekil almıştı ve büyük ihtimalle şuan bir balığa benziyordum. O da ellerini benim ellerimin üzerine koyup biraz daha bastırdı ve iyice ileri doğru giden dudağıma bir öpücük kondurdu. Kafasını geri çektiğinde yüzünü buruşturdu.

"Ahh! LANET KALBİM YETER İZİN VER ARTIK!"

"Neyden bahsediyorsun?"

Dudaklarım böyleyken konuşmak zor olmuştu.

Tekrar dudaklarıma yapıştı. Bu acayip ruh haline anlam veremiyordum. Çok sert bir şekilde öpüyordu. Sadece birkaç saniye sonra tekrar ayrıldı. Elleri yanaklarımdan kollarıma inmişti ve kollarımı çok sıkıyordu. Canım yansada ses çıkarmadım.

"Aaron iyi misin?"
"Dokunmak istiyorum!"

Tekrar ve tekrar dudaklarıma kısa öpücükler kondurup acı bir şekilde inliyordu. Korkutmaya başlamıştı beni. Tekrar dudaklarıma uzandığı sırada uzaklaştım.

"Ne oluyor bilmiyorum ama bunu YAPMAKTAN VAZGEÇ!"

Sonlara doğru sesin yükselmişti.

"Acı çektiğin çok bariz ortada. Kendine bunu yapma."

Halsiz gözlerle bana baktı.

"Acı çekiyor olmam umrumda değil."
"Benim umrumda ama."
"Karışma bana."
"Hayır. İzin vermiyorum."

Beni umursamadan tekrar dudaklarıma yöneldiğinde onu ittim. Ben iter itmez yatağa düşüp bayılmıştı. Kaşlarım anında çatıldı ve Aaron'ı sarsmaya başladım.

"Hey! Uyan."

İşe yaramayınce bundan vaz geçtim. Ölmediğini biliyordum zaten ve bu yeterliydi. Dinlenmeye ihtiyacı vardı bu yüzden uyuması daha iyi olurdu. Kafasının altına yastık koyup üzerini örttüm. Yapmam gereken tek şey odama annemi sokmamaktı.

O an aklıma geldi. Bu odada o kadar karmaşa yaşandı az önce ama annem gelmedi. Oysaki bazı kısımlarda o da ben de sesimizi baya yükseltmiştik. Annemi kontrol etmek için odamdan ayrıldım. Her odaya tek tek baksamda annem ortalıkta gözükmüyordu. Çok dışarı çıkmasada annemin arada karşı komşuya filan gittiği oluyordu. Ve sanırım bugün gerçekten sanşlı olmalıydım ki tam zamanında gitmişti. Bende bu boşluktan yararlanıp belki de yukarda Aaron'ın yanına kıvrılıp biraz kestirebilirdim. Bu fikir çok cazip gelmişti. Aaron'ın yanında yatma düşüncesinin verdiği heyecanla odama koştum. Ne olur ne olmaz diye kapımı da kitledim. Ne de olsa her an annem gelebilirdi. Ve zaten 1 kere basılmıştık. İkincisi hiçte hoş olmazdı. Ses çıkarmamaya çalışarak minik adımlarla Aaron'ın yanına gittim ve yine aynı sessizlikte battaniyeyi açıp hemen yanına kıvrıldım. Kafamı boyun girintisine soktuğumda buranın ne kadar rahat olduğunu fark ettim. Kolaylıkla rahat bir yer bulmuş olmanın mutluluğuyla gülümsedim. Aaron'ın erkeksi kokusunu derin bir nefesle içime çektim. Bu duyguyu bir daha yaşayabilir miydim bilmiyordum. Bu yüzden tadını çıkarmalıydım. Hemen uykuya dalmamaya çalışdım. Bu duyguyu biraz daha yaşamak istiyordum. Ama bir süre sonra bende iyice mayışmıştım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

        ♪♪♪♪♪♪♪                 ♪♪♪♪♪♪♪

Rahatsız bir şekilde uyandığımda sert bir yerde yattığını hissediyordum. Buranın neresi olduğunu anlamaya çalıştım. Gözlerimi açtım ama bir işe yaramadı çünkü etraf zifiri karanlıktı. Ellerimi oynatmaya çalıştığımda bağlı olduğumu anlamam da uzun sürmedi.

Yine mi kaçırılmıştım? Çok sıkmaya başlamıştı bu iş. Kendimi vampirlerin ortasına atılmış tatlı bir yem gibi hissediyordum.

Bir süre beklesem de kimse gelmedi. Bende sert zeminden zorla doğruldum. Ellerimde ayaklarımda bağlı olduğu için zor olmuştu ama başarmıştım. Zıplayarak bir duvar buldum. Duvardan ilerleyerek sonunda bir kapıda bulabilmiştim. Tam kapının kolunu çevirdiğim sırada arkadan başka birisi kapıyı açtı. Yaşlı bir adam görmeyi hiç beklemiyordum. Bastonuyla durmuş bana bakıyordu.

"Uyandığın iyi oldu. Gel benimle."

Tam ağzımı açıp bağlı bir şekilde nasıl yürüyebilirim diye soracağım sırada iki genç belirdi ve ayak bileklerimdeki ipi açtılar. Ardından kollarıma girip beni yaşlı adamın peşinden sürüklediler.

Çok yürümeden bir odaya girdik. Yaşlı adam önümden çekilince yerde yatan annemle karşılaştım. Telaşla anneme doğru koşmak istedim ama kollarımdan tutan iki adam buna izin vermedi.

"ANNE!"

Gözlerimden ateş saçarak onlara döndüm. Her şey olurdu ama annem asla. Annemi bu işe bulaştıramazlardı.

"ANNEM NEDEN BURADA!?"

Yaşlı moruktan bir kahkaha sesi duydum.

"Neden kendinin burada olduğunu sorgulamıyorsun önce?"
"Çünkü nedenini biliyorum! Zaten aynı sebep için daha önce iki kere kaçırıldığım için pek de şaşırdığım söylenemez. Ama annemi BU İŞE KARIŞTIRMAYIN!"

Moruk tekrar gülmeye başlayınca sinirlerimin alt üst olduğunu fark ettim. Dişlerimi sıkarak konuşmayı sürdürdüm.

"Anneme zarar vermeden burdan götürün. İstediğiniz benim o değil."
"Evet istediğimiz sensin. Ve seni tehdit edebileceğimiz birkaç şey de lazım ne de olsa."

Dişlerimi sıkmaktan kırabilirdim birazdan.

"İstediğimiz her şeyi yapman dahilinde annene ve sevgiline bir zarar gelmeyecek."

Kaşlarım olabildiğince çatılarak yaşlı adama döndüm.

"Sevgilin derken?"

Kolumdan tutan adamlar beni 180 derece çevirdiler ve hemen arkamda duran şeyi görmemi sağladılar. Ağzım iki metre açık bir şekilde karşımdaki manzarayı izledim.

Aaron hafif eğik bir yatakta yatıyordu ve birçok zincirle bağlanmış durumdaydı. Ve sorun sadece bu değildi. Karın boşluğundan geçirilmiş iki kazık onu yatağa sabitlemişti. Kazıkların karnını deldiği yerlerde biraz kan vardı ama bir insanınki gibi asla değildi. Eğer kollarımı tutan adamlar olmasaydı yere düşmüş olurdum şimdi. Çünkü ayaklarım beni taşımıyorlardı artık. Görebileceğim en kötü görüntünün içindeydim. Arkamda annem baygın bir şekilde yatıyor ve karşımdaysa her zaman tek kurtarıcım olan Aaron kazıklarla yatağa sabitlenmiş şekilde duruyordu.

"Nasıl?.. Aaron'ı nasıl?"
"Şöyleki anneni zaten sizden önce almıştık. Sizin içinse uygun zamanı bekledik. Nedenini bilmesem de Aaron oldukça zayıf düşmüştü zaten. İşimizin bu kadar kolay olacağını tahmin dahi edemezdim ama oldu işte."

Ara verip bir kahkaha patlattı.

"Şimdi uyansa bile kazıklara sürdüğüm bir zehir sayesinde kıpırdayamayacak bile."

Boğazıma bir yumru oturmuştu sanki. Yutkunamadım. Güçsüz çıkan sesimle konuştum.

"Benden ne istiyorsunuz?"

İmalı imalı bana baktı.

"Bildiğini söylemiştin."
"Beni öldürmeniz karşılığında ikisini de serbest bırakacak mısınız?"
"Tabii birkaç ay bu şekilde bize konuk olacaksınız. Ondan sonra anneni serbest bırakabilirim ama sevgilinden emin değilim."
"Eğer ikisini de serbest bırakırsanız hiçbir zorluk çıkarmayacağım."

Yaşlı adamın gülmesinden nefret etmeye başlamıştım.

"Sen zaten zorluk çıkaramazsın bize. Ama eğer onları serbest bırakırsak onlar zorluk çıkaracaktır. Ayrıca yapmanı istediğimiz bazı işler içinde tehdit amaçlı işimize yarayacaklar. Yani hiçbiriniz bir yere gitmiyorsunuz."

Kulaklarım ve gözlerim algıladıkları şeylere inanamıyorlardı. Kendime gelmek için son gücümle çığlık attım nefesim kesilene kadar. Sonunda çığlığım acıklı bir ağlamaya dönüştü. Benim gibi güçsüz bir kız bunların üstesinden gelemezdi. Melezlik gibi üstün bir şey daha güçlü bir kızın elinde olmalıydı.

Bu durumdan ancak güçlü bir kız kurtulabilirdi. Ben öyle biri asla değildim. Ama sanırım güçlü olmaya çalışmalıydım en azından. Mesela güçlü bir kız şuan ne yapardı? Öncelikle ağlamak yerine plan kurmaya çalışırdı. Annem de Aaron da yaşıyor. Yani bir şeyler yapıp buradan kurtulmam lazım. Ama ne? Tek başıma ne yapabilirim ki? Kimim ki ben?

Kollarımdan sürüklenerek odanın köşesine götürülüp zincirlerle bağlandım. Hepimiz bu geniş odada birbirimizden çok uzaktaydık. Ama en azından ikisini de görebiliyordum. Genç adamlar benden ayrılıp odadan çıktılar. Yaşlı adamsa elindeki bastonla zar zor yürüyerek odadan ayrıldı. Ağlamam hiç kesilmeden devam ediyordu.

"Anne!"

"Aaron!"

Onlara doğru ilerlemeye çalıştım fakat zincirler buna izin vermiyordu. Üstelik ben ilerlemeye çalıştıkça bileğimi daha çok sıkıp acıtıyordu. Bu anlamsız şeye son verdim. Soğuk betona kendimi bıraktım. Neden hayatım bu kadar kötüydü benim? Neden diğer yaşıtlarım gibi yaşayamıyordum. Benim onlardan eksiğim neydi? Bunu yaşayacak ne günah işlemiştim ya da?

"ANNE!"

Niye uyanmıyordu hala? Neyseki nefes aldığını görebiliyordum ve zaten kendimi teselli ettiğim tek şey de buydu.

"Kumsal?"

Cılız bir ses geldi annemden. Sonunda uyanmıştı.

"Anne!"

Yerinden yavaşça doğruldu. Daha sonra zincirleri ve bulunduğu yeri fark edince paniğe kapıldı.

"Neredeyiz biz?"
"Kaçırıldık."

Gözleri sonuna kadar açıldı.

"Ne!"
"Kaçırıldık anne!.."

Ağlamam tekrar şiddetleniyordu.

"Kim bizi kaçırdı?"
"Bilmiyorum. İlk defa görüyorum."
"Bana görünüşünden bahset."

Annem benim kadar panik yapmamıştı en azından. Bu da bir seydi. Belki bizi kurtaracak plan annemden çıkardı.

"Yaşlı bir adamdı anne. Kısa boylu ve biraz kambur. Onun haricinde gözleri sanki renkliydi ama emin değilim tam göremedim ve.."
"Yeterli."
"Tanıyor gibisin."
"Tanıyorum."
"Kim peki?"

Annem söylerken tereddütle düşmüştü. Ama sonunda söyleme kararı aldı.

"Babam."

Ağzım yavaş yavaş açılıyordu ki zor kapattım. Babası mı? O nereden çıktı şimdi? Bu benim dedem mi yani? Ben.. ben daha önce dedemi görmemiştim çünkü annem öldüğünü söylemişti. Tüm hayatım yalanmış benim. Yalan üzerine kurulu iğrenç bir hayatım var. Ve bundan nefret ediyorum.

"Neden böyle bir şey yapıyor peki kendi kızına!?"

Annem kısaca anlatmaya başladı yaşadığı şeyleri. Ve o an fark ettim ki annem daha önce bana eski hayatından çok az bahsetmişti.

"Babanla tanıştıktan sonra onu babama göstermeye karar vermiştim. Tabii vampir olduğunu saklayacak ve sadece erkek arkadaşım olarak babamla tanışacaktı. Ama babamın meğerse vampirlerden haberi varmış ve babanı görür görmez şüphelenmişti. Kontrol etmek için elini tutması yetti. Bir yaz günü için fazla soğuk olan teni hissettiğinde onu öldürmeye çalışmıştı fakat baban beni de alıp ordan kaçtı. O zamandan sonra babamın tek amacı vampirleri öldürmek oldu. Ve bende o günden beri babamın yanına bir daha hiç gitmemiştim. Senden de haberi yoktu. Yani ben öyle sanıyordum. Seni diğer vampirleri çekmek için kullanacaktır büyük ihtimalle. Tüm vampirlere bir melez olduğunu gösterecek ve hepsi seni almak için geldiğinde onları öldürecek. Basit bir plan."

Annemin ağzından çıkan her cümle beni daha da şaşırtıyordu. Annemin bir vampirden melez bir çocuğu olmuştu ve babasıysa bir vampir avcısına mı dönüşmüştü? Neden kızına destek çıkmak varken böyle bir şeyi seçmişti ki?

"Peki vampirleri nasıl yakalıyor ki? Yani vampirler çok güçlüler sonuçta. Babansa yaşlı bir moruktan başka bir şey değil."

Annem kaşlarını çatarak bana baktı.

"Nasıl biri olursa olsun kendinden büyükler için saygılı konuş."

Annemin bu haldeyken bile aynı olmasına göz devirdim. Ama neyseki buna daha fazla takılmayrak anlatmaya devam etti.

"Yani aradan yaklaşık 17 yıl filan geçti. Bir sürü silah üretti. Ve tabii onları etkisiz hale getirebilecek zehirlerde yaptı."

Ah demek Aaron'ı da bu şekilde etkisiz bırakmıştı.

Annem ve ben bir süre konuşmadık. Bir şeyler düşünüyorduk ama bir çıkar yol bulamıyorduk. Biraz sonra annemden şaşkınlık dolu bir nida yükseldi. Anneme telaşla baktığımda annemin Aaron'ı daha yeni fark ettiğini gördüm.

"O senin arkadaşın değil mi?"

Ah bir yalanım ortaya çıkıyordu işte. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar diye boşuna dememişler.

"Şey.. öyle. Yani değil, arkadaş değiliz. Hayır bir dakika uff.."

"Kumsal onun vampir olduğundan haberin var mıydı."

Alt dudağımı ısırarak anneme baktım.

"SEN KENDİNİ ÖLDÜRMEK FİLAN MI İSTİYORSUN! HABERİN VARDI VE SEN ONUNLA O GÜN ODADA TEK BAŞINAYDIN ÖYLE Mİ?"

Sinirden birazdan kolundaki ipleri koparıp üzerime atlasaydı şaşırmazdım.

"Anne yanlış anladın her şeyi. Yani o gerçekten beni öldürmek istemiyor. Arkadaşız. Ve beni birçok vampirlerin elinden o kurtardı aslında."

Annem  sanırım şuanda kafamı duvarlara sürtme planları filan yapıyordu.

"Bu kadar saf olamazsın Kumsal. Senin gibi birini başka vampirlerin eline vermek istememesi fazlasıyla DOĞAL DEĞİL Mİ SENCE DE?!"

"Anne o beni seviyor. Gerçekten seviyor. Bunu biliyorum. Ve o böyle bir şeyi asla yapmaz."

"Eğer burdan sağ kurtulursak Kumsal seni bir daha odandan dışarı çıkarmayacağım. Arkadaşlarınla da görüşemezsin. Ayrıca saat başı kontrole geleceğim ne olur ne olmaz diye. Bekle sen!"

Cevap vermedim. Burada tartışmak istemiyordum. Burdan bir kurtulalım da anne. O zaman düşünürüz bunları da.

Etrafta tekrar sessizlik hakim olunca gözlerimi Aaron'a diktim.

'Aaron. Uyanmalısın. Olabildiğince çabuk hemde...'

Continue Reading

You'll Also Like

5K 321 17
DEVAM EDİYOR ilk kitabım herşey Devin'ın köpeği Max ın ıssız bir ormana kaçması ile başlar.. Hikayenin devamını siz okuyun Hikayemi oylar mısınız 💗
855K 35.6K 33
Maral orman yolunda kaza yapar, ve gözleriyle görmese inanamayacağı şeyler yaşar. Artık doğaüstü bir varlığın tutsağıdır... Bu varlık onu zorla tutup...
2.2K 237 27
İnsanları denek olan kullanan bilim adamı yanlış adamı esir almıştır. Kendi eliyle bir canavar yaratmıştır. Bir mafya bu canavarı esir alıp aşık olmu...
12.1M 517K 75
Jenna Collins Gizemli Kasaba'ya taşındığında olacaklardan habersizdir. Birçok yeni insan tanıyacaktır. Peki ya tanıdığını sandığı insanlar gerçekte ö...