Artık Seninim

By byzehra

370K 16.2K 3.6K

Hayatı çalınan bir kadın ne kadar masum olabilirdiki.... ????? Adam , kadının bağlı olduğu sandalyeye doğru y... More

1.bölüm: Karanlık Adam
2.bölüm Gizli kalmış gerçekler🖤
3.bölüm..Efsunun Masumluğu
4.Bölüm Beni yakma🔥
5.bölüm.. Çaresizlik..
6.bölüm nefes alamıyorum..
7.Bölüm gülüşlerimi soldurma..
8.Bölüm tipim değilsin🧶
9.bölüm Ya yoksan...
10.bölüm Sana sığındım yine ben..
11.bölüm bitsin artık..
12.Bölüm küçük ellerin dokunuşu..
13.bölüm
14.bölüm git demeden gitmem...
15.bölüm Kokun Nerde?
16.bölüm Yılbaşı...
17.Bölüm "Artık Özgürsün"
18.bölüm geldin...
19.bölüm yine yanıldın efsun..
20.bölüm
21.bölüm İtiraf günü
22.bölüm hadi evlenelim..
23.bölüm en gizli yara.
24.bolum ihanet
25.bölüm süpriz
26.bölüm geçmişe öfke
27.bölüm Acını banada yasla..
28.bölüm sevginin gücü
29.bölüm
30.bölüm aşıklar kazansın❤️
31.bölüm Hoşgeldin Sevdam
32.bölüm 🍂 Balayı
33.Bölüm 🕊Düğün günü..
34.bölüm🕊 Beni affet küçük
35.Bölüm🍂 Seni affetmicem İstanbul
36.bölüm 🍂 dostluk
37.bölüm🍂 vakit doldu
38.bölüm🍂Rüzgar
39.bölüm🍂 Gidelim..
40.bölüm 🍂 Urazın yeniden doğusu
41.bölüm🍂 saklı olan herşey
42.bölüm🍂 Urazın yeniden sevişi
43.bölüm🍂 karşılaşma
44.bölüm🍂 zor karar
45.bölüm🍂 bu defa ben seni affetmicem Efsun
46.bölüm 🍂 Kavuşma
47.bölüm🍂 son düello
48.bölüm🍂 ölüyorum
49.bölüm🍂Emanetlerimi almaya geldim
50.bölüm🍂 elma şekeri anlaşması
51.bölüm🍂gidiyorum
53.bölüm🍂 sona yakın
54.bölüm🍂 ölüm soğuk
55.bölüm🍂 Efsunun çaresizliği
56.bölüm 🍂 hayallere kavuşmak
57.bölüm🍂Efsunun sesizliği
58.Bölüm🍂 yine sonbahar
59.bölüm 🍂göründüğü gibi değilse
60.bölüm🍂 sıra senin Efsun😄
61.bölüm🍂saklı gerçkler
62.bölüm🍂 yaramı sar
63.Bölüm🍂 mutlu sonsuz
64.bölüm🍂 her sevda yerini bulur
65.Bölüm 🍂 hazırmısınız?
66.bölüm 🍂 hazırlık başlasın..
67.bölüm🍂süpriz parti
68.bölüm🍂beklenen gün
69.bölüm🍂bir mucize
70.bölüm 🍂 mucize
71.bölüm🍂 Final

52.bölüm🍂İstanbul'a geri dönüş

3.8K 169 70
By byzehra

Efsun, hastaneden eve geldiğinde yavaşça koltuğa oturdu. Bu eve nasıl geldiğini anımsadı. Burukça gülümsedi. Uraz camın önünde durmuş Efsunu izliyordu. Gülümseyişine baktı.

"Bebeğimle senden kaçmak için en doğru yerin Kıbrıs olduğunu düşünmüştüm. "

Uraz hiçbir şey demeden Efsunun dudaklarından dökülecekleri bekledi. Hüzünlüydü sesi, parmaklarıyla oynamaya başladı.

"Aslında biliyor musun? Rüzgar hasta olmasaydı sana söylemeyecektim"

Uraz dudağının yanını ısırdı, Rüzgarın ondan ayrı kalması demek Uraz'ın bir parçasının eksik olması demekti.

"Ne zaman söyleyecektin?"

"Asya'yı idare edememeye başladığımda söyleyecektim"

Uraz sustu, biliyordu Asya'da çok saklamazdı. Tekrar Efsuna çevirdi bakışlarını, Efsun elinin tersiyle yanağından süzülen göz yaşını sildi.

"Sensiz nasıl büyüteceğim diye kaç gece ağladım, o cam kenarında , kaç gece özlemim her zerremi kuşattığında  avuçlarımda senin ellerinin eksikliğini  hissettim . "

"Gelsen sarardım, dokunsan dokunurdum"

"Ben geldikten sonra ne önemi vardı Uraz, hoş yine ben sana geldim ama aynı şey değil ikisi de "

"Sana neden gelmediğimi biliyorsun"

"Sen de, sana neden geldiğimi biliyorsun Uraz!"

Uraz başını hafifçe salladı, bu acı gerçek Uraz'ı yakıp kavuruyordu. Uraz masanın üzerindeki sigara paketinden bir dal sigara çıkarttı. Dudaklarının arasına aldı. Yakmadan bekledi.

"Biliyorum Efsun , Rüzgar için"

"O zaman neden İstanbul'a geldiğimi de biliyorsun "

Uraz , dudaklarının arasındaki sigarayı eline alıp, camın önünden ayrılıp Efsunun dizlerinin önüne çömeldi. Ellerini avuçlarının arasına alıp öptü. Efsun çekmedi ellerini, şimdi o kadar ihtiyacı vardı ki Uraz'a. Deli gibi koşmak isterken öylece bakmak gözlerinin içine...

"Sana geçmişi unutturamam belki ama izin verirsen yeniden yaşarız , sen yaralarını sararsın ben yaralarımla sizi.."

Efsun uzun uzun nefesini tuttu, bu adam karşısında böyle dururken ona karşı nasıl uzak duracaktı. Belki de kaçıp gittiği o şehir onlara iyi gelecekti..

"Bana biraz zaman ver "

"Zaman senin olsun , sende benim ... Olmaz mı kelebek?"

Efsun hiçbir şey demedi, sadece kafasını elleri üzerindeki ele eğip  öylece kaldı. İkisi de kıpırdamadı, sanki kıpırdasa büyüğü bozulacaktı. İkisinin de birbirine o kadar çok ihtiyacı vardı ki..

"Ben toparlansam iyi olacak"

"Ne istiyorsan alabilirsin , "

"Kaan burda kalmaya devam edecek , o yüzden eşyalara dokunmayacağım"

"Benden istediğin bir şey var mı Efsun."

"Rüzgarın oyuncaklarını toplar mısın , çantanın içine"

İkisi de aynı anda kalktı, Uraz Efsunun verdiği çantaya oyuncakları doldurdu. İşi bitince yatak odadına yöneldi. Efsun odanın içinde yoktu, gözleri odanın içini talan ederken yatağın baş ucunda duran deniz kabuğu dikkatini çekti. Bu Fethiye de aldıkları deniz kabuğuydu ... Uraz hafifçe gülümsedi biliyordu Efsunun da onu sevdiğini ama naz yapıyordu, haklıydı da , Uraz gülümseyerek odada beklerken Efsun odaya geldi.

"Niye gülüyorsun Uraz"

"Hiççç"

Efsun kaşlarını çatıp yüzüne baktı, odada gezdirdi bakışlarını hiçbir şey çarpmadı gözüne .

"Niye pis pis gülüyorsun Uraz ya "

"Pis mi?"

"Evet ,pis "

Uraz gülüşünü biraz daha yaydı dudaklarına , işte şimdi cennetten çıkmaydı bu adam. Efsun bakışlarını çekmek istese de , gözleri yine gözlerini buldu.Uraz hafifçe yaklaştı Efsuna doğru. Efsun hiç kıpırdamadı,

"Uraz ?"

"Hımm söyle"

Uraz elini efsunun çenesine getirip kendine doğru çevirdi. Dudakları dokunmuyor sadece hissediyordu. Efsun da Uraz gibi gözlerini kapattı. İkisi de şimdi minik bir yolculuğa çıkmıştı. Nefesleri dudaklarına çarpıyor ama dokunmuyordu. Uraz derin bir soluk aldı, şimdi burnuna çalınan çilek kokusu teninden geliyordu.

"Seni doya doya öpeceğim günü bekleyeceğim"

Uraz yavaşça kendini ayırdı Efsundan, Efsunun hâlâ gözleri kapalıydı. Uraz az önce onu göğe kadar yükseltmiş ve bir anda bırakmıştı. Sevmedi bu hissi. Efsun sinirle açtı gözlerini,

"Bir daha yaklaşma bana "

"Kabul et sen de beni seviyorsun"

"Sevmiyorum , nefret ediyorum senden "

Uraz yine o gülüşünü yaydı, " ııı cık" yaptı dudakları arasında.

"Şimdi seni öpsem hayır demezsin "

"Öpemezsinn "

Efsun girdiği harpte savunmasızdı , çünkü o da severken kaçıyordu. Uraz belinden tutup Efsunu kendine doğru çekti, Efsun kendini çekmeye çalışsa da başaramadı.

"Hadi ama sevgilim bir kerede sen beni öpsen , bir kerede ben naz yapsam"

Efsun kahkahaya karışık gülüşünü attı. "Avucunu yalarsın "

"Yalamam, yakarım Efsun "

"Nasıl olacakmış o iş "

"Benimle baş edemezsin , diklenme bana yaparım Efsun "

Efsun özlemişti onunla böyle inatlaşmayı, Uraz'ı kaybetmekten korktuğunda sarılacaktı, dudaklarını o zaman mühürleyecekti şimdi değil.,.

"Ne yaparsınız mesela ayı bey"

Uraz duyduğu kelimeye sinirle baktı, "ayı bey haaa"

Efsunun hızla dudaklarına eğilip sertçe bir öpüş bıraktı, uzun değil anlıktı. Efsun şaşkınca Uraz'a baktı. Beklemediği bu sert öpüş karşısında kekeledi.

"Na-ne yapıyorsun Uraz"

"Ayı değil , Aslan diyecektin onu gösterdim"

"Korkak Aslan mı olurmuş"

Efsun Uraz'ın damarına basmaya niyetliydi, ama bu oyundan kim zararlı çıkacaktı onu da gecenin sonunda görecektik.

"Korkak derken?"

"Sevmekten korkmadın mı"

Uraz Efsunun derin derin gözlerinin içine baktı, " Ben sevmekten değil, sana zehir olmaktan korktum"

Uraz efsunu odada bırakıp gitti, Efsun dudağının içini ısırdı, eskileri deşmek sadece onları yıpratıyordu. Yatağın ucundaki deniz kabuğunu kulağına götürüp gözlerini kapattı.

Denize karışık rüzgar sesi.." Seni hâlâ seviyorum gerizekalı"

Bunu Efsunun kendisinden başka kimse duymadı, seviyordu işte .. Elindekini çantaya koydu. Dolabın kapağını açıp kıyafetleri koymaya başladı. İki bavul kıyafet dolmuştu Rüzgarla ona ait. Her şey tamamdı. Salona geçtiğinde Uraz yoktu, mutfakta da neredeydi bu adam..

Efsun koltuğa oturup Uraz'ı beklemeye başladı, ağır mı konuşmuştu. Gerçekten Uraz onun için mi ona gelmemişti. Ama bilmiyor muydu Efsun onun için ölürdü..

Gecenin 3'ünde kapı sesini duydu Efsun.. Uyuyor numarası yaptı gözlerini kapatıp. Uraz yavaşça anahtarı masaya bıraktı. Koltukta yatan Efsunun başına eğildi. Saçlarından bir tutam tutup geriye itti.

"Ah be güzelim bu öfken bizi yakacak, en çok da beni"

Uraz hafifçe eğilip , kokusunu soludu, kucağına alıp yatak odasına taşıdı, Efsunda burnunu Uraz'ın boynuna gömdü, şimdi böyle kalsalardı olmaz mıydı?

Yatağa yavaşça yatırdı, üzerini örtüp uzun uzun izledi sevdiği kadını. Arkasını dönmeden bir kez daha baktı.

"Beni çok sev Efsun , yoksa ölürüm"

Uraz gittiğinde Efsun gözlerini açmadan gözünden akan yaşı süzdürdü yanaklarından aşağıya doğru.

"Ben seni sevmekten hiç vazgeçmedim ki"

Sabah ikisi de uyanmış, pek fazla konuşmamışlardı. Uraz kırgınlığından , Efsun affedemeyişinden.

"Hazır mısın ?"

Efsun başını hafifçe salladı, evi son kez göz ucuyla taradı. Son kez veda etti evine .. Ona burada yuva olmuştu. Hatice abla arkasında ağlıyordu.

"Ağlama ablacım"

"Ben kızımı kaybettiğimde siz çıktınız karşıma . Şimdi sizde gidiyorsunuz"

"Sen de gel ablacım , bizimle "

"Belki sonra kızım , olur mu "

"Olmaz mı canımın içi, hakkın bize çok hakkını helal et ablam "

"Rüzgar iyi olsun yeter bana "

"Rüzgar iyi olacak , ve biz geri geleceğiz"

Uraz Efsunun geri gelme sözüne sinirle baktı, artık dönüşü yoktu. Eşyaları arabaya yükleyip hastaneye doğru yol aldılar.

"Geri dönme gibi bir düşüncen varsa vazgeç"

"Anlamadım?"

Efsun Uraz'a dönüp baktı, neyden bahsediyordu şimdi. Uraz sert çıkan sesiyle devam etti.

"Buraya diyorum dönmeyi hayal ediyosran daha gitmeden. Unut diyorum"

"Buna sen mi karar vereceksin Uraz!"

Uraz arabayı sertçe frene basıp durdu, yüzünü Efsuna döndürüp iyice dibine yaklaştı.

"Bir daha benden gitmene izin vermeyeceğim"

"Nasıl olacakmış?"

"Beni yorma Efsun, tüketme şu canımı... Mezara koyma beni , bu kez sağ çıkmam"

"Senin üzerine o toprağı ben atacağım Uraz"

"At güzelim , yeter ki sen gitme"

Efsun yanağının içini ısırdı, ölüm yakışmazdı Uraz'a . Efsun korkuyla Uraz'ın çenesini tuttu.

"Korkaksın işte , ölmek ne yaa"

"Sensizlikse sonu , ölüm tek çarem"

"Aptal!"

Efsun çenesini bir kez daha sıkıp , geri çekildi. Uraz bu oyunu sevmişti. Efsun korktukça Uraz'a daha da yaklaşacaktı. Ta ki affedene kadar...

"Beni seveceksin "

"Aksi ne mümkün Uraz bey"

Uraz kahkahayla güldü, Efsun ondan o da efsundan geçemezdi daha...

"Bana deli oluyorsun "

"Ölüyorum senin için "

Efsun alayla söylese de içindeki kelebek çoktan havalanmıştı. Birbirlerine kinlerini dökerken sevdiklerini haykırmak Uraz'la Efsuna öz bir şeydi. Onlar deliydi, sevdaları da akıl hastanesi..

"O zaman hoş geldin deli sevdama güzel kadın .., "

Efsun , Rüzgarın yanına gittiğin de sakince onu izledi . Her şey daha iyi olacaktı . Belki de sadece buna inanmak istedi, hatta inanmayacak her şeyi yapacaktı , yavrusu için .Gurursa yerle bir edecekti, Özürse gökten uçana yerde durana edecekti ama asla vazgeçmeyecekti. Efsun bahçede bekleyen Uraz'ın yanına gitti, şimdi buruk bir bakış tüm yüz hatlarını ele almıştı . Uraz üzgündü hem de çok...

''Rüzgar nasıl?'' Efsun hafifçe tebessüm etti. Artık yıpratmayacak yıpranmayacaktı. Usulca Uraz'ın yanına oturdu.

''Akşama çıkabilirmişiz ''

''Bu harika , zaten İstanbul'a gittiğimizde de her şey hazır, Oğuz her şeyi ayarlamış doktor bizi bekliyor ''

''teşekkür ederim'' efsun bakışlarını yerden çekmeden usulca teşekkür etti, Uraz aniden sinirlenerek yerinden kalktı.

''Niçin bu teşekkür Efsun ?''

Efsun , Uraz'ın aniden sinirlenmesini şaşkınlıkla izledi . Efsun açıklama yapmaya çalışsa da Uraz şimdi kör ve sağırdı.

''Ben şey için...''

''Tamam Efsun , asla unutmayacaksın ne geçmişi ne bana olan öfkeni. Tamam lanet olsun tamam unutma ''

Efsun Uraz'ın bu çıkışına anlam veremedi, patlayacak bir volkandı şimdi. Değse yakar kül ederdi ama yeniden doğamazdı küllerinden sadece masallarda olurdu , ve ne yazık ki bu bir masal değildi. Efsun ayağa kalkıp , Uraz'ın koluna dokundu.

''Uraz??''

''Uraz... Uraz... Urazz... Uraz ne Efsun ? Uraz kim?''

''Uraz lütfen''

Uraz aniden Efsunun kolunu ittirdi. Şimdi ona dokunan o eller onu kendi karanlığından çıkaramazdı. Tek güçsüzlüğü kendineydi. Sesi yetmedi içindeki isyana ...

'' Yaptım tamam mı ben hata yaptım , gelemedim sana gelemedim. Ama bu daha ağır Efsun bu daha ''

Uraz elini kalbine koyup tekrar kalktığı banka  çöktü, şimdi hastane bahçesindeki herkes onların kavgasına şahit oluyordu. Kaan da...

''Ben seni çok sevdiğimden , kıyamadığımdan gelemedim ama sen bunu anlamadın anlamak istemedin... anlatmayacağım lanet olsun anlatmayacağım.... ''

Efsunda şimdi aynı yere çöktü, gözlerinden akan yaşlar ona tüm geçmişin ihaneti gibiydi. Şimdi kin duymalıydı ya da öfkelenmeliydi . Peki küçük kalbi neden Uraz için ağlıyordu, kıyamıyordu karşısında ağlamasına . Dokunmak istedi onu acıtan yarasına uzandı gözündeki yaşı silmek için ama yapamadı işte yumru oldu da kaldı ya eli havada asılı... gurur muydu bu?

''Yapma ne olur''

''Yapma ne lan yapma ne !! Gel sen söz geçir şu kalbime , şu aklıma '' sertçe kafasına vurdu. Hiçbir şey Efsunu koparamayacaktı olduğu yerden...

"Uraz tamam " Efsun titreyen sesini Uraz'a duyurmak istedi , boğazında yumru oldu diğer kelimeleri devamını getiremedi. Lal oldu da dökemedi kalbindekileri..

"Olmuyor Efsun , olmuyor ! Nefes alamıyorum şu canım bana fazla . Sen yoksun Rüzgar yok, "

"Biz buradayız "

"Nerdesin Efsun nerdeee ??? Bana teşekkür ediyorsun , ben babasıyım , yabancı değil ! "

Şimdi avazı çıktığı kadar ağlıyordu. Yağmur çiselemeye başladı. Tane tane gökyüzünden yüreğe damlamaya başladı. Acı acı sızı akıttı her yağmur damlası Uraz'ın içindekilerine...

"Sıçtığımın dünyasında bana yer yok!!!"

Efsun oturduğu  yerde yumruklarını sıkarak vuran adama baktı, sonra usulca gözlerini ona dokunmaktan korkan ellerine götürdü. Sevmek neydi? Emek isterdi , kayboluştu işte .. Şimdi Uraz gözleri önünde eriyordu... Bir bedel bu kadar ağır olmamalıydı. Kimse bu kadar ağırını hak etmiyordu.

"Yağmur yağıyor"

Uraz kuzguni siyahlarını efsunun gözlerine çevirdi. Şimdi ne söylerse söylesin geçmişi geri alamayacak , bir gelecekte veremeyecekti . Uraz , ağır adımlarla yavaşça yerinden kalktı. O heybetli adam gitmiş omuzları yanlarına düşen adam kalmıştı , bu kadar mı ağırdı yüreğine  sevdası..

"O yağmur seni ıslatır , beni kül eder"

Uraz arkasını dönmeden yürümeye başladı. Nereye gittiğinin hiçbir önemi yoktu. Sadece kendine kaçabileceği bir yer aradı , ama yoktu işte gölgesi bile onlayken Uraz sevdasından nasıl geçerdi.

Kaan sessizce Efsunun oturduğu  banka oturdu , Efsun elbisesinin iki yanından sıkı sıkı tuttu. Sanki tutunabilecek bir tek o kalmış gibi... Mavi elbisesinin etek uçları.. Gökyüzünden çalınmış gibi ..

"Hadi içeri girelim" Kaan elini , Efsunun sırtına koydu. Kalan son gücünü ona vermek istedi, Efsun başını iki yana salladı. Ona ağır gelen dudaklarını minnacık araladı.

"O yağmur seni ıslatır, beni kül eder"

Uraz'ın dediğini tekrarladı. Sanki kayboluşun içinde görünmez bir el onları boğuyordu onlar dayandıkça daha da nefessiz kalacaklardı. Ya birlikte nefes alacak ya da birlikte son bulacaklardı..

"Artık karar vermelisin "

"Ama ben ..."

"Aması yok Efsun , kendinle birlikte kaç kişi daha perişan görmüyor musun , ben bugün Uraz'a baktığımda pişman bir adam , kaybetmiş bir âşık , yenilmiş bir baba gördüm. "

"Peki ya sen  "

"Ben mi? " kaan alayla güldü. Can acısı böyle bir şeydi.

"Ben en baştan senin benim olmayacağını bile bile sevdim , kabul ettim. Umut işte ... İnsan umutsuz yaşayamazmış derler ya benimki de onun gibi bir şeydi. Ama bak yine olmadı. Olmayınca olmuyormuş . Olmayan bir sevdayı ne sen oldurabilirsin ne de ben doldurabilirim . Bitti deyince zorlamamalıymış insan . Çünkü kemik acısı en çok da kendine saplanıyormuş . Ben her nefes alışımda acı acı  hissettim seni  , sensizliği de... Şimdi üzme kimseyi en çok da kendini"

Efsun avuçlarını daha da sıktı. Kaan sıkıca sarıldı Efsuna. Dostçaydı bu sarılış. Efsun omzuna koyduğu başını hiç kaldırmadan ağladı. Yağmur değdi yanaklarından birlikte süzüldü çenesine . Bitmedi yaşı , ya da yasıydı kim bilir. Son çırpınışıydı Efsunun ... Aşktan son kaçışıydı.  Efsun kafasını hızla kaldırdı.

"Onu bulmam gerek"

Kaan gözlerini kırpıp masumca gülümsedi, " geç bile kaldın"

Efsun Kaan'ın yanağına bıraktığı öpücüğü kalbine hissettirmeden sildi. Silmese daha çok kanardı. Gözlerini usulca kapattı. Onu izleyen bir çift mavi gözden habersizdi. Efsun hastanenin koridorunda çırpınan bir kuş gibi ordan oraya giderken. Uraz yoktu. Arabanın yanına geldiğinde Uraz sigarasının dumanını havaya üflüyordu. Sırtı dönüktü. Efsunun geldiğini görmese de hissetmişti , nerede olsa alırdı sevdalısının kokusunu...

"Burada mıydın"

Uraz hiçbir şey demedi, az önce her şey söylenmiş ve bitmişti. Uraz konuşmadan başını salladı. Yutkundu ona zor olan bir damla tükürüğünü.

"İstanbul'a gittiğimizde sizi yerleştirdikten sonra ben hayatınızdan gideceğim "

"Sen nereye gideceksin?"

"Senin beni görmeyeceğin bir yere "

Uraza hafifçe yaklaştı, ne çok özlemişti şimdi sarılmayı.. Kokusunu içine çekmeyi...

"Rüzgar ne olacak?"

"Onu bırakmayacağım"

"Ama gideceksin"

Uraz hafifçe başını salladı. "Sadece senden gideceğim Efsun"

"Gitme!"

"Kalmam için bir sebep söyle" Uraz elini Efsunun yanağına koydu. Gözündeki kalan ıslaklığı sildi.

"Elma şekeri anlaşması yaptık unuttun mu?"

Uraz buruk bir kahkaha attı, "Anlaşmayı iyi okumadın sanırım"

Efsun başını hafifçe salladı, dudaklarını mutluluğa doğru yol alırken hafifçe tebessüm etti.

"Yoo okudum"

"Rüzgar abi olacaktı, bizim kızımız olacaktı"

"Hı hıı  okudum"

"Kabul ediyorsun yani "

"Bir daha beni bırakırsan ve  bu kezde ölmezsen seni kendi ellerimle öldürürüm"

"Eğer sizi bırakıp gidersem bu kez seni yormam kendi kafama ben sıkarım"

"Anlaştık" Efsun elini uzattı, Uraz memnuniyetle tuttu.

"Anlaştık kelebek.."

Şimdi Uraz mutlulukla Efsunun gözlerinin içine baktı, ona haram olan bir şeye dokunur gibi dokundu . Yüzünü avucunun içine aldı, alnını alnına dayayıp derin bir iç çekti ikisi de  , sanki. Nefeslerini aynı anda tutup aynı anda alıyorlarmış gibiydiler. Ciğerlerine aşkın esaretini çekerken ikisi de geçmişin özlemiyle yanıyordu. Şimdi gelecek onlar için ışığını sonuna kadar açmıştı..

"Geçmişi sana unutturacağım"

.........

Uraz , rüzgarı araba koltuğuna bağlarken burnuna minik bir öpücük kondurdu. Efsun bagajı kapatıp son kez Kaan'a baktı.
Kaan ellerini arkada bağlayıp gözlerini hiç çekmeden Efsunu izledi. Uzun zaman sonra ilk defa ayrılacaklardı, gelmeyeceğini bile bile izledi bu kez gidişini . Efsun bagajı kapattığında etrafına bakındı tekrardan, Uraz hâlâ kemeri bağlayamamıştı.

"Kaan" Efsun yanına giderken ismini tekrarladı. Kaan uzun uzun baktı. Burukça gülümsedi . Sol yanındaki ağrı şimdi daha fazla hissettiriyordu kendini.

"Gidiyorsunuz haa"

Sanki söylemesi gereken bir şeyler varmış gibi, ağzına gelen ilk cümleyi söyledi. Efsun başıyla onayladı.

"Rüzgar için" Efsunda bu bahanenin arkasına sığınarak tekrardan kendine yeni bir hayat kurmak için gidiyordu. Biliyordu gittiğinde hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Dün tüm kapılarını açmıştı Uraz'a.

"Sizi özleyeceğim" en samimi yakarıştı Kaan'ın ki.. Kaan kollarını iki yana açarak efsunun gelmesini bekledi. Uraz arabanın kapısını kapatmış onların konuşmalarına şahitlik ediyordu.

Efsun usulca Kaan'ın ona sunduğu yere sığındı. Kollarını arkada birleştirerek sıkı sıkı sarıldı. Kaan da saçından bir tutam kokladı. Gözleri buğulanmıştı. Ayrılık kolay değildi, hele ki Kaan için hiç değil.

"İstanbul'a geleceksin "

"Ben bir daha döneceğimi sanmıyorum"

"Saçmalama Kaan, benim yüzümden buraya geldin , geri dönebilirsin"

Kaan başını iki yana salladı, kolunu hafifçe sıkıp başını yana yatırdı. " belki sonra"

Efsun gülümseyerek , ayrıldı kollarının arasından. " bak sonra dedin , söz verdin"

"Seni unuttuğumda geleceğim"

Kaan itirafını yapmıştı, Efsun burukça yanağına dokundu. "Sen istersen unutursun"

Kaan yanağındaki eli hafifçe aşağı indirdi. Uraz bakışlarını hiç çekmeden onları izliyordu. Yüzünde hiçbir belirti yoktu. Kaan Uraz'a dönüp gülümsedi.

"Bundan sonra sana emanetler"

Uraz arabanın kapısını açarken Kaan'a doğru döndü.
Efsuna uzun uzun baktı. " gücüm yetene kadar onlarlayım"

"Biliyorum, onlar ait oldukları yere gidiyorlar içim rahat"

Uraz arabanın kapısını kapatıp Kaan'a doğru yürümeye başladı. Elini uzatıp gülümsedi.

"Teşekkür ederim "

Kaan'da aynı içtenlikle elini uzattı. "Onlara iyi bak, "

"Aklın kalmasın, " dedi Uraz elini çekerken , diğer elini Efsunun beline doğru uzattı. Efsun Uraz'a bakıp gülümsedi . Tanıdık olmadığı bu sahiplenici his onu huzurlu hissettiriyordu. Uraz saatine baktı.

"Hadi Efsun uçağa geç kalacağız"

"Tamam"

Efsun dolan gözlerini sanki zamanıymış gibi tek tek inmelerine müsaade etti. Nefes borusu şimdi ilmik ilmik müsaade ediyordu nefes almasına. Derin ama kesik bir nefes soludu . Titreyen sesiyle yarımdı.

"Kendine iyi bak , sen benim en zor günümde , en güzel günümde , pişmanlığımda , affedişimde hep en güzel dostum oldun... "

Kaan alt dudağını ısırdı." Fırat duymasın"

Şimdi Efsunda gülüyordu Kaan'la birlikte . "O şerefsize söyle onunla konuşmuyorum , buldu sevgiliyi unuttu bizi"

"İstanbul'a gittiğimde ilk iş kafeyi basmak olacak"

Şimdi üçüde gülüyordu. Son gülüşü çaldı Kaan Efsunun dudaklarından, artık dostça bakıyordu Efsuna , daha başkası olamazdı. Bu kendine acı çektirmek olurdu.

"Ümrana  dikkat et" Efsun göz kırpıp camdan onları izleyen kıza baktı. Kaanda aynı anda bakışını cama çevirdi.  Ümrannnn .... İçinden tekrarladığı tek şey ismi olmuştu.

"Gitmeden sevgilimi ayarlıyorsun bana" Kaan kaşlarını çatıp Efsuna baktı.

"Fena değil, bence çok güzel ve kimsesiz neden olmasın Kaan "

"Ben bir daha kimsenin yarasını saramam Efsun"

Efsun hafifçe koluna dokundu Kaan'ın. Parmak uçlarında hafifçe yükselip yanağından öptü.

"'O zaman kendi yaranı sar"

Tekrar birbirlerine sarılıp uzaklaştılar , Efsun arabanın kapısını açıp arkasına baktı, avucunun içine öpücük atıp Kaan'a el sallayıp gülümsedi. Kaan'da aynı içtenlikle ona el salladı. Uraz'la Efsun arabaya binip yavaşça uzaklaştılar hastanenin önünden. Kaan burukça kendi yalnızlığına yandı. İşte yine yalnızdı, herkes ait olduğu yerdeyken o yine tek başınaydı.

Efsun arabanın içinde gözündeki yaşları silip aynaya baktı. Derince bir of çekti.

"Vedaları hiç sevmiyorum"

"Çünkü sana her veda acı veriyor"

Efsun dönüp Uraz'a baktı. " acı demek sen demekti"

"Artık değil" Uraz elini avucunun içine koyup dudaklarına götürdü. Efsunda elindeki sıcak dokunuşa memnuniyetle baktı.

"Daha çokk işiniz var Uraz beyy"

"O ne demek Efsun hanım"

"Sizi affettim ama bu sizi süründürmeyeceğim anlamına gelmiyor"

Uraz kahkahasını arabanın içinde yankılattı. Rüzgar uyurken uykusunda kıpırdandı.

"Sessiz ol Uraz , Rüzgar korkacak"

Uraz dudaklarının üzerini eliyle kapattı. " bunların acısını nasılsa çıkarırım ben "

"O nasıl olacakmış " Efsun kaşlarını çatıp Uraz'a baktı. Her konuda o üstün olmalıydı.

"Onu da zaman gösterecek illa ki sizin de dizime  kapanacağınız gün gelir"

"Avucunu yalarsın Uraz"

"Olurrr yalarım "

Uraz aniden Efsunun avucunu tutup yaladı. Efsun şok içinde iğrenerek elini çekti.

"Iyyyyu uraz iğrençsinnnn"

"Ee kızım sen demedin mi avucunu yalarsın diye"

"Kendi avucunu yala Uraz !"

"Ben seni yalasam"

Efsun Uraz'ın dudaklarına ellerini bastırdı. Uraz gülüyordu. Efsun tam tersi sinirden köpürüyodu.

"Çocuk var yaaa sus !"

"Uyuyor benim oğlum"

"Pisleşme Uraz bak geri dönerim"

Uraz önüne düşen saçı kulağının arkasına sıkıştırdı.

"Senin tek dönüşün U dönüşün, bütün dönüşlerin bana çıkar bundan sonra unutma .."

"Zindandasın diyorsun"

"Senin zindanında , hapsinde benim diyorum"

Uraz bavulları havaalanına teslim ettikten sonra , Efsunun kucağından Rüzgarı aldı. Hâlâ uyumaya çalışan Rüzgar , Uraz'ın omzuna yanağını dayayarak gözlerini tekrar kapattı. Uraz başına götürdüğü eliyle saçlarını okşadı ve başına ufak bir öpücük bıraktı. Efsun onları izlerken buldu kendini, kaç gece onları öyle hayal etmişti.

"Kıskandın mı?" Uraz muzurca göz kırpıp efsuna gülümsedi. Efsun da aynı gülüşü onun için sergilemişti dudaklarının üzerinde.

"Rüzgarı mı kıskanacağım" gözlerini bayarak Uraz'a baktı. Kıskanacağı en şon şey rüzgardı.

"Beni" Uraz bastıra bastıra söylemişti . Efsun bakışlarını çekmeden dil çıkarttı.

"Tabi tabi aynen öyle" Uraz inanmıyormuşçasına başıyla onayladı. Bekleme alanına gelip oturduklarında  Uraz'ın telefonu çaldı. Uraz gülümseyerek telefonu açtı.

"Ne var lan "

Karşıdaki ses , Uraz'ın gülümsemesini soldurmuş ciddi bir hal almasına sebep olmuştu.

"Tamam Mete , uçak yarım saate kalkacak, ben Efsunları yerleştirdikten sonra direkt gelirim"

Efsun Uraz'ı izlerken yüzündeki mimiklerin ne kadar sertleştiğini farketmişti.

"Ulan onu doğduğuna pişman etmezsem beni de sik.."

Uraz alt dudağını ısırıp gözlerini kapattı. Derin bir soluk alıp gözlerini tekrar açtı. "Tamam oraya geleceğim oyalayın o lavuğu"

Uraz telefonu kapattığında , elinde birkaç kez telefonu döndürdü. Rüzgar kucağında rahatsız olmaması için kısıtlı tuttuğu hareketleri kendini zorluyordu.

"İyi misin" Efsun gözleriyle tüm yüz hattını irdeledi. Hiçbir şey anlamadığı o yüzde endişe vardı.

Hiçbir şey söylemeden , başıyla onayladı. Tek bir kelime çıkmadı ağzından , onun bu hali efsunu tedirginleştirmişti.

Efsun içini kemiren kurdu durduramadı. Ellerini birbirine kitleyip derince  bir nefes aldı." Canını sıkan bir şey mi oldu?"

Uraz yine suslunluğunu bozmadan 20 dakikadır baktığı o boş duvardan çekmeden bakışlarını başını hafifçe salladı. Bu suskunluğu hayra alamet değildi. Efsun ilk defa onu böyle görüyordu. Daha fazla üstüne gitmedi. O da sustu .. Uraz gibi...

Anons sesiyle yerlerinden kalkıp , kapıya yöneldiler. Son kontrollerden sonra uçağa bindiler. Efsun yine cam kenarını istememişti. Uraz cam kenarına geçip , kucağında uyanmaya başlayan rüzgara yöneltti tüm dikkatini.

"Babacım uyandın mı?" Rüzgar gözlerini kırpıştırıp Uraz'a daha dikkatlice baktı. Emziğini yakasının altında bağlı olduğu zincirden çekip dudaklarının arasına aldı. Kedi gibi sokuldu Uraz'ın göğsüne doğru.

Uraz kendinin duyabileceği şekilde tekrarladı." İşte huzur " kolları arasındaki yavrusunu sıkmadan dokundurmuştu göğsüne doğru. Efsun çantasındaki poğaçayı çıkarıp rüzgara uzattı.

"Annecim mama"

Rüzgar emziğini çıkarıp poğaçayı Efsunun elinden alıp öndeki iki dişiyle ısırdı. Tam bir tavşan gibiydi. Uraz ilk defa gülümsemişti. Efsun tedirgindi , yine Uraz o kasvetli bakışlarına bürünecekti.

"Sen de yer misin ?" Uraz dudaklarını yukarı kıvırdı, "aç değilim" efsun poşetten çıkarttığı poğaçayı geri poşete koydu. Uçakta dağıtılan sandviçi Efsun alırken Uraz onu da almamıştı. Sadece kahve istemişti. Kahveyi tek dikişte kafasına dikti . Sert ve acı tadı urazın yüz kaslarının daha da sertleşmesine sebep olmuştu.

"Mideni yakacak"

"Bir şey olmaz" Uraz soğuk tavırlarını kendine giysi olarak geçirmişti. Efsun şimdi oturup ağlasa yeriydi. Ne yani şimdi roller değişmiş miydi? Uraz kaçacak Efsun yakalacak mıydı?

Uçak içinde rüzgara atılan laflar dışında kimse konuşmamıştı. Uraz kafasını cama çevirip dakikalarca öyle kalmıştı. Efsun pişman olmaya başlamıştı , neden gelmişti ki?

Uçaktan inişleri de gelişleri gibi olmuştu, sessiz  ve duygusuz . Uraz otoparktan arabayı alıp havaalanının önüne geldi, arabadan inip bavulları yükledi, efsun rüzgarı alıp arka koltuğa geçti. Bakışları hiç buluşmadan yola çıktılar.

"Sizi eve bırakayım" arada aynadan sert bakışlarını yansıtsa da Efsun aynaya bakmadan önündeki camdan İstanbul'u izliyordu.

"Olur" şimdi ikisi de suskundu. Uraz bir şeye sinirlenerek Efsuna tekrar baktı aynadan, " akşam gelemeyebilirim"

Efsun yine düz tuttuğu ses tonunu bozmadan cevap verdi." Olur"

Uraz sinirlenmeye başlıyordu. Tuttuğu direksiyonu avuçlarının içinde sıkıca sardı. Şimdi avuç içleri acıdan kendini hissettiriyordu.

Araba durduğunda efsun kaşlarını çatarak etrafa baktı. "Eve gidecektik"

Uraz kontağı kapatıp, el frenini çekti. Arkaya yarım dönerek o sert bakışını attı"Eve geldik zaten"

Efsun oturduğu yerden kendini düzleştirip tekrar baktı etrafına , burası onun evi değildi.

"Burası benim evim değil" aynı anda başıyla da onaylamadığı şekilde sallıyordu.

"Burası bizim evimiz" Uraz bizim kelimesinin altını çize çize söylemişti. Efsun yarım çarpıkça güldü. "Bizim " başparmağı Uraz ve kendi arasında gelgit yapıyordu.

"Bizim evimiz hiç olmadı Uraz!" Sesindeki tını Uraz'ın kalbini acıttı. Uraz ters ters bakıp arabadan indi. Efsun açılan kapıyla birlikte  Uraz'ın yüzüne baktı.

"Beni evime götür Uraz" sesindeki ton normale dönmüştü. Şimdi onunla kavga etmeyecekti.

"Burası bizim evimiz  in aşağıya "

Efsunda sinirleniyordu artık, sinirden gülmeye başlayan dudaklarını ısırmaya başladı.

"Ne saçmalıyorsun yaaa " Uraz Efsunun kolundan tutup aşağıya inmesini sağladı. Rüzgar kucağındayken onu korkutmamak için indi arabadan. Efsun gözlerini kısarak tanıdık olduğu bu eve baktı. Hafızası onu zorladı. Tabi ya burası Uraz'la geldikleri boş evdi.

"Beni niye buraya getirdin" Efsun direkt sormuştu.

Uraz sol elini beline koydu, sağ eliyle evin kapısını gösterdi. " bu ev bizim içindi, düğünden sonra sürpriz yapacaktım ama olmadı.."

Uraz sustu geçmiş onların yakasını bırakmadığı gibi onların her haline işlemişti işte... Efsun başıyla gelgit yaparak urazın söylediğini tekrarladı.

"Düğün hediyesi anlıyorum , ama ortada ne gelin var ne de damat "

"Efsun!" Uraz dişlerinin arasından tıslarken efsun kolundan düşen çantasını tekrar omzuna yerleştirdi.

"Sen götürmezsen ben giderim" efsun başını kaldırıp , Uraz'a doğru dikleştirdi.

"Bak oturup seninle boş muhabbet yapardım ama gitmem lazım "

"Boş" Efsun tek kaşını kaldırıp Uraz'a baktı, deminden beri boş muhabbetmi yapıyorlardı.

"Yapma o zaman" efsun yine o dik başlı halini almıştı . Hepsi Uraz'ın yüzündendi.

"Canımı sıkma Efsun geç içeri, ben gelene kadar da kimseye kapıyı açma "

"Başka emriniz " alayla dudaklarını kıvırdı Efsun, Uraz ona ne hakla emir veriyordu

"Bak ! " Uraz Efsunun kolunu sertçe sıktı. "Oyun oynayacak zamanım yok, ben gelmezsem Oğuz gelecek "

"Sen gelme "

"İyi gelmem, sen kimseye açma kapıyı"

Uraz bıkkınlıkla Efsuna baktı. Efsun rüzgarı kucaklayıp, evin önüne geldi. Kapıyı çalmadan biri kapıyı açtı, 40-45 yaşları arasında bir kadındı.

"Hoş geldiniz efendim"

Efsun gülümsemeye çalışarak kadına baktı. "Hoş bulduk" içeri girdiğinde , daha önce geldiği bu ev sanki yabancıydı. Evin içine baktığında gördüğü eşyalar gözlerini 2 saniye kapatıp gülümsemesine sebep olmuştu. Asya başının etini yemişti eşya seç bana yeni eve geçeceğim derken , Efsun kendi eşyalarını mı seçmişti. Uraz arkasından ara hole kadar girdi.

"Sen yerleş , beğenmediğin bir şey olursa söylersin"

Efsun arkasını dönmeden , sesini duyurdu" olur"

Uraz dilini çıkarıp ısırmaya başladı" lan sabahtan beri olur olur olur , olur ne lan "

"Sen de telefonda konuştuğundan beri bir garip oldun ben sana hesap soruyor muyum?"

Hiç sormuyordu şu an , Uraz ona cevap veremeyecek kadar meşguldü kafası.

"Gelince sorarsın hesabını"

Efsun alayla güldü, " yok canım ben kimim ki"

Uraz başını sabır dilercesine oynattı. " ben gidiyorum"

"İyi git "

Uraz ağzının içinde gevelediği birkaç cümleyi yuttu, şimdi Efsunu da tedirgin etmenin anlamı yoktu. Uraz kapının kulpunu tutup son kez Efsun ve rüzgara baktı. İçinden emanet ettiği ailesini Allah'a teslim etti. Ve kapıyı sertçe çekti. Eli kısa süre de olsa takılı kaldı kapının kulpunda . Efsun bakışlarını çekmeden kapıya yöneldi. Efsunun içi sızladı. Hiç böyle hayal etmemişti buraya böyle gelişini. Telefonu cebinden çıkartıp Fırat'ı aradı.

"Alo Fırat "

"Efsun neredesin sen ?"

"Ben evdeyim "

Fırat kahkahaya karışık sinirle güldü." Lan sen evdeysen ben neredeyim"

Efsun bozuntuya vermeden olan biteni anlattı. Fırat oraya gelmek üzere telefonu kapattı.

Efsun yukar ki odalara çıktığında her şeyin kusursuz bir şekilde yerleştiğini farketti. Rüzgarın odası, yatak odası, her şey çok güzeldi. Rüzgarı banyo yaptırıp , yatırdı, kendiside ılık bir duş alıp üstünü değiştirdi. Kapı çaldığında gelenin Fırat olduğunu bildiği için içi rahattı. Fırat çatık kaşlarıyla eve girdi.

"Valla sinirlerimi geldiğin an bozdun aferin Efsun"

Efsun kollarını açıp iki adımda Fırat'ın yanına vardı. Yanaklarını sıkıp gülümsedi. " ben de seni özledim arkadaşım"

Fırat daha fazla uzatamadı asık suratını o da Efsuna sarıldı, kaç ayın hasreti vardı . Kaç saattir konuşuyorlardı. Efsun saate baktığında gecenin 12'sine geldiğini gördü.

"Saate bak " oturduğu yerde kendini gevşetmeye çalıştı.

"Ben kalksam iyi olur , yarın iş var"

"Tamam" Efsun burukça Fırat'a baktı. İç huzursuzluğu şimdi yansıyodu gözlerine .

"Korkma gelir "

Efsun gülerek karşılık verdi" ne korkacağım yaa , bana ne Fırat"

Fırat göz kırpıp gülümsedi" ben de öyle düşünmüştüm"

Holde ayakkabılarını giyinip kapıyı açtı, " dikkat et kendine , yarın görüşürüz"

"Geldiğin için sağ ol" Efsun elini arka cebine sokup öylece Fırat'ın gidişini izledi. Gözleri bir iki saniye bahçeye takıldı, belki Uraz gelirdi.

Kendi kendine söylediği şeye kızdı" sana ne Efsunu , sana ne" homurdanarak kapıyı kapattı. Arkasındaki koca boşluk efsunun kendini yalnız hissetmesine sebep olmuştu. Boğazındaki yumru gittikçe kendini su yüzüne çıkartmaya başlıyordu.

Telafisi yoktu bu hissettiğinin. Oflayarak merdivenleri yavaş yavaş çıktı. Merdivenin son basamağında durup karşı duvara baktı, bu ev hissettiği his gibi yabancıydı. Odaya girdiğinde bavulun olduğu duvara yanaştı. Bavulu yavaşça açıp içinden pijamalarını alıp banyoya geçti. Hızla işlerini halledip , yatağın pikesini açtı. Soğuk yatağa girdiğinde ayaklarını kendine doğru çekip öylece kaldı. Gözlerini direndirse de uykuya yenik düştü uykuya .

Efsun gözlerini sabaha doğru rüzgarın sesiyle açtı, rüzgar ağlamaklı sesini yatağın içinde de devam ettirdi. Efsun  göğsüne yavaşça bastırdı rüzgarı. Sıkıntılı nefesini dışarı verdi. Rüzgarı kucağına alıp yataktan çıktı. Merdivenleri dikkatli bir şekilde indikten sonra salona göz gezdirdi, Uraz'dan hiçbir iz yoktu. Mutfağa geçtiğinde dün onları karşılayan kadın kahvaltı masasını hazırlıyordu.

"Günaydın " Efsun gülümseyerek kadına selam verdi. Kadında aynı içtenlikle cevap verdi." Günaydın Efsun hanım"

Efsun tepkisini yine vermişti" ablacım hanım demesen efsun de direkt olur mu"

"Olur " dedi gözünün içine kadar gülümseyerek. Efsun kahvaltı masasına doğru gittiğinde masada 3 kişilik tabak gördü. Eline aldığı salatalığın birini rüzgara birini de kendi ağzına attı.

"Misafirimiz mi var kahvaltıya" duymak istediği isim Uraz'dı. Kadın tam cevap verecekken kapının çalınma sesine hepsi o tarafa doğru döndü.

"Ben açarım" Efsun koşarak kapıyı açtığında karşısındaki kişi çığlık çığlığa bağırmaya başladı.

"Rüzgarrrrr, halacımmm çok özledimmmm"
Asya deli gibi rüzgarı kucağına almış evin geniş holünde kendi etrafında dönüyordu. Efsun ellerini beline koymuş onları izliyordu. Oğuz kafasını uzatıp efsuna baktı.

"Amcasına da bırak biraz". Efsun oğuzu gördüğünde istemsizce kollarını açıp boynuna sarıldı.

"Oğuzz iyi ki geldin" Oğuz elindeki paketleri Kezban hanıma verip , elinde tuttuğu iki paketi Efsuna uzattı.

"Bunlar yeni evin için" efsun oğuza ters ters bakıp ağzının içinde söylendi. " zorla getirilip tutulduğum ev "

"Efsunn!!!" Oğuz kaşlarını çatıp efsuna sertçe baktı. Efsunda elini beline koyup önüne düşen saçlarını geriye doğru atıp oğuza baktı.

"Yalan mı?"

"Doğru ya da yanlış senin yerin burası Efsun"

Oğuz da aynı Uraz gibi sert çehresini yüzüne yerleştirdi. Efsun yanağına küçük bir öpücük kondurup yanağına dokundu." Şimdi hiç kavga edemiyeceğim Oğuz , çok özledim sizi"

Asya aynı anda Efsunun boynuna sarıldı." En çok ben özledim kızım" Efsunda Asya gibi kahkaha atıyordu. Oğuz saçının arkasını kaşıyıp saatine baktı. Huzursuzca ofladı. Efsun Oğuz'u izlerken bir şeylerin terse gittiği belliydi. Asya masaya doğru ilerlerken rüzgarı tekrar kucağına almıştı.

"Çok acıktım Kezban ablacım , ne güzel şeyler hazırlamışsın"

Kezban hanım çayları doldururken , herkes yerini almıştı masada , Efsun ağzına attığı zeytinin çekirdeğini eline çıkarırken ortaya lafı attı.

"Uraz gelecek mi?" Sanki çok önemsiz bir şeyden bahseder gibi sormuştu. Asya'yla Oğuz birbirine kaçamak bakış attığında Efsun onları görmemiş gibi yaptı. Huzursuzdu, masadaki herkes gibi huzursuzdu. Aniden telefonun çalmasıyla Oğuz panikle yerinden kalktı. Asya elindeki ekmeği ağzına almadan öylece bekledi, gözleri dolu dolu Oğuzu izliyordu. Efsunda gerilen bedenini rahatlatmak adına kalkıp çayını doldurdu. Elleri titremesine engel değildi. Yerine oturup ,  masadaki kahvaltılıklardan tabağına koydu, sanki yiyebilecekmiş gibi sanki boğazından geçecekmiş gibi..

Oğuz gözleriyle Asya'yı teskin ederken Asya rahat bir nefes verdiğinde Efsunda istemsizce kendi içinde oh çekmişti. Şimdi kendi kendine gülüyordu. Bu kadar güçlü durmak ona ne kazandıracaktı.

"Ee Oğuz yok mu biri falan " şu an sorulması en lazım soruymuş gibi sormuştu. Oğuz gülümseyerek çayından bir yudum aldı. "Yok be Efsun kimse"

"Nasıl yok Oğuz ya , maşallah taş gibisin , iyisin hoşsun nasıl olmaz kimse?"

Oğuz burukça gülümsedi tekrardan ," benim sevdiğim beni sevmez , beni seveni de ben sevmem"

"Vay be kitap gibi konuştun azizim"

Asya konunun tam ortasına lök diye dalmıştı."abi hani senin sevdiğin biri vardı ne oldu ona?"

"Sırası değil Asya "

"Hadi ama Oğuz tam da sırası" asyayla Efsun  aynı ses tonunda çıkarttıkları  isyankar seslenişleri  gülmelerine  sebep olmuştu.

"Hadi ama kızlar şimdi beni mi meze yaptınız" Oğuz elinde çay bardağını tutarak salona geldi. Tekli koltuğa oturup ayak ayak üstüne attı. Efsunda  Asya'yla onun gibi yapıp bardaklarını  alıp salona geçtiler. Şimdi tam karşısında onun anlatacaklarını bekliyorlardı.

"Sendeyiz abi"

Oğuz Efsunla Asya'nın suratına bakıp kısa ama etkili bir bakış attı." Şaka gibisiniz"

Oğuzun baştan sona anlattığı hikayeyi Asya'yla Efsun iç geçirerek dinlediler. Rüzgarın uykusu geldiğinde Kezban hanım onu yukarı çıkarıp uyutmuştu. Efsun bunun rahatlığıyla daha da kendini Oğuzun aşk hikayesine kaptırdı. Saatin geç olduğunu farkettiklerinde ikisinin de ağzından bir ooooo sesi yükseldi.

"Yaaa oğuzz çok etkileyiciydi"

Oğuz derin bir iç çekti," keşke sonu da sizin dediğiniz gibi etkileyici olsaydı"

"Belki yine karşılaşırsınız Oğuz "

Oğuz dudaklarını aşağı kıvırdı" bilmem"

"Aşksa sizi bulur" Asya çokbilmiş tavrıyla son noktayı atmıştı. Oğuz kalkıp avuç içlerini bacaklarının üzerine sürdü. "Hadi ben kaçar"

Asya Oğuzun yüzüne bakarken , bir anlam aradı. Oğuz onu rahatlatan bakışlarını attığında gülümsedi. "Ben de geleyim bugünlük yeter"

Efsun onların konuşmalarını izlerken , gözü duvardaki saate takılı kalmıştı. Saat ne ara akşamın 10una gelmişti. Efsun esneyerek ayak uçlarında gerildi.

"Ooo Efsunda git diyor zaten "

Oğuz şakayla karışık kapıyı açarken söylenmişti. Asyada çantasını omzuna takıp efsunun yanaklarından öptü." Yarın görüşürüz "

"Doktora yarın gideceksiniz demi?" Efsun bakışlarını yere odakladı. Yarın Uraz olacak mıydı yanında .

"Evet saat 13.00'de randevumuz" efsun sakince söylemişti , kafasında kurdukları efsunun sadece hayal kırıklığı yaşamasına sebep olurdu.

"Tamam yarın 12.00'de buradayım ben " Oğuz bastıra bastıra söylemişti aslında Uraz'ın olmayacağını, burukça kafasını salladı. Düşünmek sadece efsunu hayal kırıklığı yaşamasına sebep olurdu.

Uraz'dan...

Efsunla rüzgarı eve bıraktıktan sonra kapının kulpunu bir süre bırakamadım. Sanki hayatım sadece bu kapı arkasından ibaretti. Telefonu kulağıma alıp Mete'yi aradım.

"Orda mı o it?"

"Burada gundi, seni bekliyoruz"

Uraz bu kez kaybetmeyecekti, ailesini yeni bulmuşken daha hayal bile kurmadan bu kez kaybetmeyecek, yarım kalmayacaktı. Ardında Efsunu bırakıp gitmek kolay değildi. Sadece geri gelmek için dua etti.

Continue Reading

You'll Also Like

3.6M 132K 73
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum... "1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak...
2.4M 44.6K 19
Ben onyedi yaşında Nalin Çavdar. Bu konakta beş yıldır kalıyordum ancak hiçbir aile ferdi beni kendinden bilmezdi. Ben hep ötekileştirdikleri, bir gü...
1.3M 48.7K 41
Zoraki bir evlilik, masum bir kız, aşka küsmüş bir adam. Aras ve Nefes. Biri kalbinden olmuş biri hayallerinden. Zorla evlenen bu iki insan için aşk...
840K 16.6K 21
༺༻ Bütün hakları saklıdır "Ben geldim" Gülümseyerek ve son harfi uzatarak kurduğum cümle ile o da gülümsedi. Sandalyesini biraz masadan geri çekti...