Camelot'un Düşüşü

Von CamelotunBekcisi

65.1K 5.2K 2.5K

Genç kız kimsenin dokunamadığı, dokunanın kılıcın gücü tarafından itildiği kılıca hiç düşünmeden elini attı... Mehr

1. Bölüm-Camelot'a Gidiş
2. Bölüm-Percival
3. Bölüm-Prens Arthur
4. Bölüm-Gaius'a Ziyaret
5. Bölüm-Eğlence
6. Bölüm-Morgana
7. Bölüm-Kaçırılış
8. Bölüm-Lord Byron
9. Bölüm-Kurtuluş
10. Bölüm-Yakınlaşma
11. Bölüm-Turnuva
13. Bölüm-Yansıma
14. Bölüm-Kleofrdit
15. Bölüm-Kutlama
16. Bölüm-Buluşma
17. Bölüm - Pelerinliler
18. Bölüm-Kavga
19. Bölüm-Nathaniel
20. Bölüm-Kılıç Efsanesi
21. Bölüm-Prenses Dianne
22. Bölüm-Cesur Fare
23. Bölüm-Yüce Şövalye
24. Bölüm-Harita
25. Bölüm-Mağara
26. Bölüm-Ragnor
27. Bölüm-Bedeli Ne Olursa Olsun
28. Bölüm- Sanguis, Viribus, Deus
29. Bölüm-Bir Kardeşi Öldürmek
30. Bölüm-Seni Seviyorum
31. Bölüm-Taverna
32. Bölüm-Anlaşma
33. Bölüm-Kim Ölmeli?
34. Bölüm-Kıskançlık
35. Bölüm-Kadın
36. Bölüm-Gurur
37. Bölüm-Stella Tenebrarum (Karanlığın Yıldızı)
38. Bölüm-Yüce Şövalyenin Yükselişi
39. Bölüm-Bedelini Öder
40. Bölüm-Vicdan Azabı
41. Bölüm-Evlilik
42. Bölüm-Düğün Hazırlıkları
Yoklama
43. Bölüm-Düğün
44. Bölüm - Hapis
45. Bölüm - Ceza
46. Bölüm - Evlilik
47. Bölüm-Sen Bir Şövalye Değilsin
48. Bölüm - Bebek
49. Bölüm - Savaş
50. Bölüm - Mucize Mi, Felakat mi?
Finale Az Kala
51. Bölüm - Çanlar Kimin İçin Çalıyor?
52. Bölüm - Doğum
53. Bölüm - 6 Yıl Sonra
Selam
54. Bölüm - Kimsin Sen?
55. Bölüm - Bakıcı
Selamlarr
56. Bölüm - Onu Deli Gibi Özlüyorum ve Bu Beni Öldürüyor
57. Bölüm - Ragnor'un Ölümü
58. Bölüm (Final) - Camelot'un Düşüşü, Avalon Yükseliyor

12. Bölüm-Sir Valiant

1.3K 114 2
Von CamelotunBekcisi

12. Bölüm-Sir Valiant

Prens Arthur'un gözüne yerdeki kılıcın sapı takıldı. Gece Emery'le ormanda oturuşu geldi aklına. Acemice kazılmış bir E harfi vardı. Bu onundu! Arthur bütün vücudundan kanının çekildiğini hissetti. Gaius genç kızın başlığını kaldırmadan durdurdu onu. Bayılan Emery'i kucakladı, nasıl anlamazdı o gün onu kolundan tutarken? Ona bir şey olacak korkusuyla hızla şifahaneye ilerlerken Gaius ve Merlin'de peşinden gelmişti. Arthur onu hasta yatağına dikkatle yatırmış, yaralarını inceliyordu. Çok ciddi durmuyordu ama iyi yaralanmıştı.

"Bundan haberin var mıydı?" Merlin'e döndü öfkeyle. Merlin'in şaşkın bakışları olayı idrak edemediğini ele veriyordu. Bilmiyordu. Arthur genç kızın kafasından başlığı çıkardı. Onu gördüğü an Merlin dona kalmıştı, zar zor kıpırdayarak kız kardeşine ilerledi. Elini kavradı.

"Ben... Bunu nasıl fark etmem?" Emery'nin ellerindeki kanlar onun eline bulaşırken Merlin yutkunamadı. Ölebilirdi ve o orada öylece durup izlemişti. Kolunda ve karnında da hafif derin kesikler vardı. O gün iyileştirdiği bileği bile tekrar morarmıştı kendisini zorlamasından. Gaius aralarında ilk kendine gelendi.

"Prensim dışarı çıkmanızı rica ediyorum, genç hanımın tedavisini gerçekleştirmem lazım." O Emery'nin üzerindeki zırhı çıkarırken, Arthur soluk bir halde yatan genç kızı inceledi. Gitmek istemiyordu. Merlin de kendine gelmiş, Gaius'a yardım ederken Arthur kendini zorlukla dışarı attı. Duvara yaslanıp yere çökerken üstüne bulaşan genç kızın kanına baktı. O gün onu fark etseydi bunlar yaşanmayacaktı. Hepsi onun suçuydu. Gözleri dolarken kafasını geriye yaslayıp, onları durdurmak istercesine yumdu.

**********

Bir saat geçtikten sonra Merlin odadan çıkmıştı. Yanda duran Arthur'u görünce şaşkınlıkla duraksadı. "Prens Arthur?" Onun sesiyle Arthur ayaklanmış, bakışları odaya kaymıştı.

"İyi mi o?" Başını salladı Merlin.

"Ciddi bir yarası yok. Ucuz atlatmış." Merlin duraksadı. "Onu tutuklatacak mısınız?" Arthur inanamazcasına konuştu.

"Bunu neden yapayım?" Merlin dudak büktü.

"Turnuvaya kaçak olarak katılan bir kadın. Kral Uther bundan hoşlanmayacaktır." Başını salladı Arthur.

"Ne babam, ne de başka biri bunu bilmeyecek. Şövalyeler bile." Merlin'in gözleri parladı, minnettarca gülümsedi. "Bunu nasıl yapar aklım almıyor! Ölebilirdi!" Arthur'un bu konuda şikayet edecek birine ihtiyacı vardı. Üzgündü, çok üzgündü ama bir o kadar da öfkeli. Merlin de öfkesini tekrar hatırlar gibi genç prense katıldı.

"Uyandığında onu ben öldüreceğim! En azından bana söyleyebilirdi!" Onun dediğiyle Arthur ciddi misin sen der gibi bir bakış atmıştı. "Ben onun abisiyim! Tamam kabul etmezdim ama yine de söylemeliydi." Başını salladı Arthur.

"Sen nereye gidiyordun?"

"Ufak bir işim var, sonra size bir şey göstereceğim." Merlin ne yapacağı aklına gelmiş gibi koşarak çıkmıştı. Arthur kaşlarını çatarken onun gidişini izledi. Bu iki kardeşi de anlamak mümkün değildi. Emery kontrol etmek için içeri girerken, Gaius onu fark edince gülümsedi.

"Almam gereken birkaç ot var. Ben gelene kadar burada bekleyebilir misiniz efendim?" Onun yalnız kalmak isteyeceğini düşünerek bu teklifi sunmuştu ve Arthur hiç düşünmeden kabul etmişti. Yaşlı adam odayı terk ederken hala baygın yatan Emery'nin yanına ilerledi genç prens. Genç kızın kıyafeti değiştirilmiş, yaralarının olduğu yerler kapalıydı, muhtemelen sarılmıştı. Kendi eseri olan sarılmış bileğine kaydı gözleri, gerçi tüm eli kılıcı tuttuğu için sarılıydı. Onun elini avuçları arasına alırken, sarılı yeri parmağıyla okşadı. O olduğunu bilse bunu asla yapmazdı. Sarılı avuç içine minik bir öpücük bırakırken hiç tereddüt etmedi, tıpkı onun kılıcı tutarken tereddüt etmemesi gibi. Neredeyse finale kadar gelmişti, bu kız kesinlikle bir savaşçıydı. Gözleri dolarken mırıldandı.

"Aptal... Seni cesur aptal. Neredeyse ölecektin! Gözlerimin önünde ölseydin kendimi nasıl affederdim ben?" Ellerini su içinde kalmış saçlarında gezdirerek yanaklarından çekti. Yüzü kızarmıştı genç kızın, ilk defa ona bakan bir çift parlayan mavi göz olmadan yüz yüzeydi onunla. İşaret parmağının tersiyle yanağını okşadı. Bu kız ona kesinlikle kafayı yediriyordu. Her an ne yapabileceğini düşünüyor, başına açacağı belaları bekliyordu. Her seferinde yapacağı şeye hazırlıklı olacağını düşünürken başka bir şekilde şaşırtıyordu onu.

Tereddütle genç kızın yüzüne doğru eğildi, alnına bir öpücük kondururken bunları uyanıkken yapabilme cesareti göstermeyi diledi. Kıpırdanan kirpikleri fark ederken hızla geri çekildi. Genç kız birkaç kez gözlerini kırpıştırıp en sonunda açmıştı. Arthur gülümseyerek heyecanla uyanışını izledi. Ama aklına gelen şeyle gülüşü soldu. Kızılmayı hak ediyordu, gülerek karşılanmayı değil.

"Arthur..." Genç kız kuru boğazından zorlukla onun ismini çıkarırken, Arthur sesindeki kuruluğu fark ederek bir bardak su alıp, kafasından elleriyle destek tutarak suyu içirdi. Onu tekrar yatırdığında Emery henüz olayları kavramamış gibiydi. "Bana ne..." Olanları fark ettiği an gözleri büyümüş, hızla yerinden kalkmaya çalışmıştı. Ani hareketiyle başı dönerken o düşmeden Arthur belinden kavradı. Genç kızın bedeni ona yaslanırken kafasını kaldırıp baktı. "Ben... Özür dilerim." Çıkabilmişti sadece dudaklarından.

"Özür mü? Bunca yaptığından sonra sadece özür mü diliyorsun cidden?" Arthur öfkeyle ona kızdığında Emery geri çekildi. Görmeyi beklediği şey soğuk gözler değildi. O da kaşlarını çatmıştı.

"Ne yapabilirdim? Turnuvaya katılmama kimse izin vermezdi! Böyle yapmak zorundaydım!" Bu dedikleri genç prensi daha da sinirlendirmiş gibiydi. Çileden çıktığı belli olan prens bağırmaya başlamıştı.

"Ölebilirdin! Sırf aptal bir turnuva için canından olacaktın! Neyine güveniyordun? Katılanların hepsi en az senin iki katın! Üstelik babam bunu öğrenirse kellen gider! Nerede görülmüş turnuvaya bir kızın katıldığı?" Emery de sinirlenmişti.

"Ne olmuş kızsam? Son dörde kadar kaldım! Üstelik kusura bakma da sana soracak değilim! Hiçbir şeyim değilsin sen benim! Bana karışamazsın!" Arthur onun son dedikleriyle duraksamış, dudaklarını kemirirken sinirli bir öfke koyvermişti.

"Eğitimsiz insanları yendin. Yarın ne bana ne Valiant'a karşı şansın yok ama bunu hiç öğrenemeyeceksin. O turnuvaya ayağını bile basmayacaksın. Evet, senin hiçbir şeyin değilim, olmakta istemiyorum. Ama prensinim! Bu toprakların prensi!" Parmağını genç kıza uzattı. "Ve sana prensin olarak emrediyorum bunu. Yarın oraya adım atarsan yemin ederim seni babamın önüne atarım. Bundan sonra bana zorunlu olmadıkça yaklaşma, tek kelime etme. Artık seni görmek istemiyorum." Arthur'un dedikleriyle genç kızın gözleri doldu ama bunu fark etse de prens umursamadı. Arkasını dönüp ilerleyecekken Emery elini tuttu. Yüzüne bile bakmayan Prens Arthur elini çekerek odadan çıkmıştı.

Çıkar çıkmaz burun buruna geldiği Merlin'i görünce derin bir nefes aldı. Anlaşılan her şeyi duymuştu. Ama Merlin şu an halletmesi gereken başka şeyler olduğunu bildiği için bu konuda tek kelime etmedi.

"Konuşmamız gerek Arthur." Elindeki yılan kafasını gösterdi. "Valiant büyü kullanıyor. Şövalyeyi kalkanından çıkan yılanla öldürmüş."

**********

Kral Uther'a bunu anlattıklarında elbette inanmamış, kanıt istemişti. Olayın tek tanığı şövalye ise onlar fark etmeden yılan tarafından öldürülmüştü bile. Arthur herkesin ortasında korkak damgası yemesiyle rezil olurken, bugünün daha ne kadar kötü geçebileceğini düşündü. Odasına öfkeyle girdiğinde Merlin'de peşinden gelmişti.

"Bu doğru, bunu biliyorsun! Yarın onunla dövüşeni de, finale kalanı da öldürecek!" Arthur öfkeli bakışlarını ona yönlendirdi.

"Senin de kardeşinin de başıma açtığı belalardan yoruldum! Senin yüzünden herkesin içinde rezil oldum! Korkak bir adam damgası yedim! Kovuldun! Git buradan!" Merlin konuşacakken, Arthur arkasını dönmüş konuşmanın burada bittiğini göstermişti. Merlin hayal kırıklığıyla iç çekerken genç prensi yalnız bırakmıştı. Öfkeli bir prens ise sinirini odadaki eşyalardan çıkarmaya başlamıştı. Konsolun üstündeki eşyaları eliyle bir çırpıda kaydırarak yere sererken, masaya tekme atıp düşürdü. Yatağın önünde yere çökerken tüm öfkesi aslında kendineydi. Merlin'e inanıyordu ama yapabileceği bir şey yoktu. Emery'nin ise kendisinden uzaklaşmasındansa ona yakın olmasını istiyordu. Şu an en son görmesi gereken ama en çok ihtiyaç duyduğu kişi oydu.

**********

Bir sonraki gün Emery her ne kadar turnuvaya devam etmekte diretse de Merlin onu kendisiyle odaya kilitlemiş, çıkmasına izin vermemişti. "Bana bunu yapamazsın Merlin! Onlara bir kız olarak yapabileceklerimi göstermek istiyorum!"

"Emery bu yasak! Ortaya çıkarsa idam edilirsin! Üstelik sana hala öfkeliyim! Konuşma ve bana şu büyüyü öğrenmemde yardım et!" Merlin onu oyalamak için resimleri canlandırma büyüsünü onunla öğrenmeye karar vermişti. Gerçi Emery sadece izleyici olacaktı.

"Merlin... Lütfen beni en çok senin anlaman gerek. Bir kez olsun büyünün takdir görmesini istemedin mi? Benim bunun için şansım var. Ben ve diğer kızlar için bu hayattaki biçilen rol; birinin eşi olmak, ona hizmet etmek ve çocuklarını doğurmak sadece. Ben bunun farklı olduğunu göstermek istiyorum. Bize aynı imkanlar sağlanırsa en az onlar kadar iyi olduğumuzu bilmelerini istiyorum. O turnuvadaki adamların çoğunu yere serdim. Onlar benimle eğitim yönünden denklerdi. Ama imkanları kimse bize tanımayacak. Bunu kendimiz almak zorundayız. İzin ver lütfen..." Kardeşinin çaresizce söyledikleriyle içinde bir şeylerin acıdığını hissetti Merlin. Onun yüzünü avuçlarının arasına aldı.

"İnan bana Emery... Sen, sana biçtikleri rolden fazlasısın. Bu hayatta görüp görebileceğim en sıradışı insanlardan birisin. Ama aynı zamanda kardeşimsin. Seni korumak zorundayım. Belki sağlığın daha iyi olsa ve Valiant büyü kullanmasa bir şansın olabilirdi ama şu an yok. Bu riski göze alamam. Seni anlıyorum, bu dünyayı bende değiştirmek isterdim ama bu sadece bizim yapabileceğimiz bir şey değil. Üzgünüm." Emery gözleri dolarken yüzünü onun ellerinden çekti. Camdan dışarıyı izlemeye başladı. Turnuva çoktan başlamış olmalıydı.

**********

Emery, Valiant'la eşleştirilirken Arthur isminin çağrıldığı kızın gelmediğini görerek derin bir nefes aldı. Ya gerçekten onu dinlemişti ya da –ki bu en yüksek ihtimal- Merlin onu engellemişti. Valiant hükmen galip olurken, Arthur da rakibini yenerek galip olmuştu. Yarın son gündü. Eğer ölecekse de Emery son bir kez olsun görmeyi diledi.

Bir sonraki gün turnuva başlarken, rüyasında Arthur'un öldüğünü gören Morgana mutsuzdu. Ona sarılıp şans dilerken bunu söyleyerek onun moralini bozmak istemedi. Sadece dikkatli olması uyarısını verirken, Uther'ın yanına yerleşip mücadeleyi izledi. Sonunda büyüyü yapmayı becerebilen Merlin'de gelmiş, bir köşede mücadeleyi izliyordu. Emery de elbette peşine takılmıştı tüm uyarılarına rağmen.

"Ona bir şey olmayacak değil mi?" Kardeşinin endişeli sorusuna kararlılıkla cevap verdi Merlin.

"Buna izin vermeyeceğim." Yılanların kalkandan büyüyle erkenden çıkmasını sağlarken herkes bunu görmüş, Valiant'ın büyü kullandığını anlamıştı. Valiant pes etmeyip yılanları Arthur'a saldırtırken, genç prens onları öldürmüştü hemen. Bu sefer Valiant'ta ona saldırdığında onu geri püskürtüp öldürmüştü. Herkes sevinçle prensi kutlarken, Arthur rahatlayarak gülümsedi. O sırada sevinçle havaya zıplayıp, Merlin'e sarılan Emery'i gördü. Onu merak ettiği için geldiğini biliyordu. Genç kız ilk haline göre oldukça iyi duruyordu, çabuk toparlanmaya başlamıştı. İçi iki gündür ilk kez rahatlarken tereddüt etmeden oraya ilerledi. Ama onu fark eden Emery hemen oradan uzaklaşmıştı. Arthur hayal kırıklığına uğrarken yine de geri dönmemiş, Merlin'in önünde durmuştu.

"Haklıydın." Ona gülümseyerek söylediğinde Merlin'de gülümsedi. "Seni kovmakta haksızlık yaptım."

"Bir içki al ödeşelim." Merlin'in dediğine Arthur dudak büktü.

"Hizmetkarıma içki alırken görülmek pek hoş olmaz."

"Beni kovmuştun." Merlin şaşkınca konuştuğunda Arthur gülümsedi.

"Şimdi de geri alıyorum." Merlin gülümserken Arthur'un devamında söyledikleriyle hemen gülümseyişi soldu. "Odam berbat halde, kıyafetlerimin yıkanması gerek, kalkanım onarılmalı, botlarım silinmeli, ahırım temizlenmeli..." O devam ederken Merlin ölmüş olmasını diledi.

Bölüm Sonu Notu: Arthur'u öldürmek isteyenler? Tabii multiye bakınca kararınız değişmezse. :) İyi okumalarrr.

Weiterlesen

Das wird dir gefallen

4.5K 1.1K 14
Tesettüre girmeye zorlaniyor musun? . Gencim güzelim ölüm bana çok uzak daha yaşayacak günlerim var . Hem güzelliğimi herkez görsün istiyorum suslen...
26.3K 1.4K 49
"Tehlikeli Hisler vardı içimde.. Tehlikeli duygular.. Aşk gibi.. Çünkü Aşk'tan daha tehlikeli bir duygu yoktu hayatımızda... " ♢♢♢ Kurtadamlar ve Cad...
24.7K 10.1K 38
Ben, buraların en güçlüsü; yaşayan iki ejderden biri... Ben, BOZ EJDER'İM... Adı anılmayan, sonsuz yıldız ışığı ve kızgın güneşin şarkılarında karanl...
4.3K 362 31
ASKIDA 🪐 "Çift taraflı oynamamamı mı istiyorsun?" 🪐