Orda Kal Portakal

By zehraAbacilar

24.4K 2.4K 638

'' Dayanamıyorum, '' dedi Asel pamuk gibi yanağını ıslatan göz yaşlarını elinin tersiyle silerek. Meriç kon... More

♣ 1.Bölüm ♣
♣ 2.Bölüm ♣
♣ 3.Bölüm ♣
♣ 4.Bölüm ♣
♣ 5.Bölüm ♣
♣ 6.Bölüm ♣
♣ 7.Bölüm ♣
♣ 8.Bölüm ♣
♣ 10.Bölüm ♣
♣ 11.Bölüm ♣
♣ 12.Bölüm ♣
♣ 13.Bölüm ♣
♣ 14.Bölüm ♣
♣ 15.Bölüm ♣
♣ 16.Bölüm ♣
♣ 17.Bölüm ♣
♣ 18.Bölüm ♣
♣19.Bölüm♣
♣20.Bölüm♣
♣21.Bölüm♣
♣ 22.Bölüm ♣
♣ 23.Bölüm ♣
♣ 24.Bölüm ♣
♣ 25.Bölüm ♣
♣ 26.Bölüm ♣
♣ 27.Bölüm ♣
♣ 28.Bölüm ♣
♣ 29.Bölüm ♣
♣ 30.Bölüm ♣
♣ 31.Bölüm ♣
♣ 32.Bölüm ♣
♣ 33.Bölüm ♣ / 1.Kısım
♣ 33.Bölüm ♣ / 2.Kısım
♣ 34.Bölüm ♣
♣ 35.Bölüm ♣
♣ 36.Bölüm ♣
♣ 37. Bölüm ♣
♣ 38.Bölüm ♣ / 1.Kısım
♣ 38.Bölüm ♣ / 2.Kısım
♣ 39.Bölüm ♣
♣ 40.Bölüm ♣
** 41.Bölüm **
** 42. Bölüm **
♣ 43. Bölüm ♣
♣ 44. Bölüm ♣
♣ 45.Bölüm ♣

♣ 9.Bölüm ♣

623 67 7
By zehraAbacilar

Amcam vefat etmişti. Evet, amcam çapkınca baktığı hayata gözlerini yummuştu. Bir hafta oldu. Tam bir hafta. Ağlıyordum ve sanki ağlamalarım onu geri getirecekmiş gibi hissediyordum. Haykırmak istiyordum. Hayatın tam anlamıyla benim için son bulduğunu düşünüyordum. Her insan ölümü tadacak ama inanın ailenizden biri vefat ettiğinde dünya başınıza yıkılıyor. Bir de ölen kişi genç ve suçsuzsa. Öbür dünyaya gitti. Artık bizle beraber olmayacak. 

Amcamın hayata gözlerini yumduğu gün on dört şubattı. '' O sevgilisine, Allah'ına kavuştu, '' dedi babam.

En zoruma giden şuydu, feryat figan ağladılar. Yemek yemediler. Konuşmadılar. Sadece ağladılar ve bu bir gün sürdü sadece. Şimdi herkes eski hayatına döndü, bende. Yine gülüyoruz, yine geziyoruz. Uzun zamandır ailemden birini kaybetmemiştim. Bu olay bana çok değişik geliyordu. Hayatımızdan kopup giden bir insanın yokluğuna bu kadar çabuk alışıyor olmak beni gerçekten şaşırtıyordu. İşin ilginç yanı bu elimizdeki bir şey değildi. Belki de bir daha geri dönmeyeceğini bildiğimizden dolayıdır bu kadar çabuk alışmamız. 

Taziye için Şanlıurfa'ya gittik. Dördüncü gün İzmir'e döndük. İzmir'e döndüğümüz gecenin sabahında okula gidecektim. Ve her ne kadar amcamın yokluğuna çok çabuk alışmış gibi hissetsem de hayata kaldığı yerden devam etmeye hazır olmadığımı düşünüyordum. Evde oturup onun için ağlayarak veya üzülerek geri getiremeyecektim de. Gerçekten çaresizlikti. 

Sabah uyandığımda hemen giyinip saçımı topuz yapıp evden çıktım. Servise yine gecikmiştim. Bu yüzden okula yürüyecektim. Neyse ki, temiz hava hep iyi hissettirir. Okulun kapısına vardığımda Meriçler duvara yaslanmış konuşuyorlardı. Bir an Meriç'le göz göze geldik. Ama hiç havamda değildim, görmezden gelip yanlarından uzaklaştım. Belinay'ı görür görmez ona sarıldım. Tek istediğim birinin omuzlarına yaslanıp ağlamaktı. Onunla konuşmuştuk telefonda. Her şeyi biliyordu. İster istemez yine göz yaşlarımı döktüm.

Belinay ''Ağlama. Ağlamak sadece seni yıpratacak onu geri getirmeyecek anladın mı beni? Şimdi sana seni sevindirecek bir haberim var, '' dedi ve beni gülümsetmeyi çabaladı.

Heyecanla sordum ''Neymiş beni mutlu edecek şey? ''

''Asansörler artık çalışıyor. Yani merdiven derdinden kurtulduk, '' dedi ve zıpladı. Harbiden mutlu olmuştum. Aniden ruh halim değişmişti. Rüya gibi A R T I K  M E R D İ V E N  Y O K !

''Yemin ederim çok mutlu oldum lan. Artık eteklerin altından bakan çocuklara son, '' diyerek tekrar Belinay'a sarıldım. Güne iyi başlamıştım. Hadi hayırlısı.

Sınıfa doğru ilerlerken Beyza budalası yolumuzu kesti.

''Küçük kül kedisi okulun yolunu bulmuş sonunda. Neden geldin? Yine huzurumuzu mu kaçıracaksın? '' dedi pis pis gülerek. Hayır yani neydi bu şimdi?

''Maalesef canım. Size meydanı bırakmak istemedim. Ayrıca okula gelmememin belli nedenleri vardı. Anlıyor musun? Hem sana neden hesap veriyorum ki? Her şeye maydanoz olma sonra salataya doğrarlar, '' dedim ve son cümleme gülmeye başladım. Ne kadar iğrenç bir espri yapmıştım öyle. Kendimden tiksindim.

Belinay'ın yanına yaklaştı Beyza. ''Canım arkadaşım bu gece doğum günü partim var. Muhteşem bir gece olacak tüm okul davetli. Gelmek istiyorsan eğer.. '' elindeki davetiyeleri elimize tutuşturdu ve devam etti  ''Neyse içinde adres yazıyor. Ha unutmadan, Asel sende gelebilirsin. Tabii elbisen varsa. Yoksa gelme gecenin estetiğini bozarsın. ''

''Hı hı, '' dedim. Sonrada Belinay'la birlikte sınıfa girdik. Yerimize oturduk. Sınıfın hepsi üzerime üşüştü ve başsağlığı dilediler. Gerçekten üzüntümü önemseyen insanları görmek iyi gelmişti. Meriç herkes gittikten sonra yanıma geldi.

''Çok üzüldüm gerçekten. Başın sağolsun. Mekanı cennet olsun, '' dedi çok içtenlikle.

''Dostlar sağolsun. Amin, '' dedim ve hafif tebessüm ettim. Çünkü, biliyordum. Üzülmeme dayanamıyordu. Meriç gerçekten çok farklıydı yemin ederim. Bunu sadece birkaç gün içinde anlamıştım. Hatta onun gözüne bakan her insan onun diğer erkeklerden farklı olduğunu anlayabilirdi. Bu kadar duygusal bir erkekle hayatımda karşı karşıya gelmemiştim. – İbrahim hariç tabii -

''Katil bulundu mu? '' diye sordu meraklı meraklı. ''Hayır, '' diyerek geçiştirdim. Sorulara cevap vermek hiç tarzım değildi.

''Hım, pekala. Bu gece Beyza'nın doğum gününe gelecek misin? ''diye sordu.

''Hayır tabii ki. İzin vermezler. Verse de ben gelmem. Hem gelmem hiçte doğru değil. Amcamı kaybettim, daha yeni. ''

''Ama lütfen gelmeni istiyorum. Kafan dağılmış olur. Biliyorum, amcan öldü ve bu seni çok üzüp yas tutman gerektiğini hatırlatıyor aklına geldiğinde. Ama o geri gelmeyecek. Hayatına devam etmek zorunda olduğunu bil. Eğer gözünde biraz değerim varsa. Beyza için değil. Sadece benim için, '' dedi. 

''Pekala. Bakarım. Duruma göre ben seni arayacağım, '' diyerek güldüm.

İkimizde güldük. Ben dudaklarımla o ise gözleriyle.

Matematikçi ani bir sınav yaptı bizi. Bu birinci sınav yerine geçecekmiş. Benim için büyük bir sorun yoktu aslında. Her sınava çalışmadan giriyordum ve sene sonunu yüksek notlarla kapatıyordum. 

Kimse kopya çekmedi. Daha doğrusu çekemedi. Tabii yeni okulumdaki ilk sınavımdı. Nereden bilecekler iyi olduğumu. Üç ders üst üste matematik olduğu için. Hemen okudu ve son dersimizde notlarIarı açıklayacağını söyledi. Belinay'ın sınavı çok kötü geçmemişti, öyle söylemişti.

''Beyza 0,5, ''  ''Sebuhan 30, ''  ''Meriç 45,''  ''Belinay 75.''

Tek tek notları okumuştu hocamız. Son olarak benim ismim sınıfta yankılandı. ''Asel 100 aldın. Tebrik ediyorum canım. Demek ki dersi dinlemekle iş bitiyormuş. '' 

Herkes alkışlıyordu. Kendimi resmen ilkokula giden, çişini tutmayı öğrenip artık altına kaçırmayan küçük bir kız çocuğu gibi hissediyordum. Bu kadar yüksek bir notu hiç beklemiyordum tabii. Kendimi aynı zamanda 'Yılın en iyi çıkış yapan sanatçısı' ödülünü almış gibi hissetmiştim. OMG!

Zil çaldığında herkes bir dahaki sınavda kopya vermem için söz istedi. Nah size kopya!

Belinay ''Bu gece doğum gününe gelecekmişsin. Öyle duydum, '' dedi bana sarılırken.

''Hayır. Kesin bir şey söylemedim. Belli belirsiz. Seninki kesin mi ? ''diye sordum.

''Evet oğlum. Sebuhan geliyor. Galiba... Biz çıkmaya başlayabiliriz. Ama bilmiyorum işte...Yinede of Asel... Sana anlatamam onu gördüğümde elim ayağım titriyor, ''dedi heyecanlı heyecanlı.

Ben de ''Umarım çıkarsınız. Emin ol çok istiyorum. Bence sevenler ya hiç beraber olmamalı ya da beraber olup ayrılmamalı. '' dedim, felsefe yaparcasına.

''Ah, benim felsefe güzelim. Bu gece kesinlikle geliyorsun. Meriç'in sana bir sürprizi varmış, '' dedi.

Ne sürpriziydi? Yoksa bana herkesin önünde çıkma teklifi mi edecekti? Ne sürprizi yapacakmış, diye sormadım Belinaya. Çünkü, bilmiyodur diye düşündüm. Bilse bile söyleyeceğini sanmıyordum. Laf kalabalığının lüzumu yok. Kısacası orada bulunmak istemesem de merakımdan gidebilirdim.

''Tamam canım. Hadi görüşürüz. Büyük ihtimal geleceğim, '' diyerek servise bindim.

Eve geldiğimde kimseler yoktu.

Hemen odama çıktım. Telefona sarıldım, annemi aradım.

''Anneciğim neredesiniz? Normalde bu saatte herkes evde olur, '' dedim meraklıca.

''Özür dileriz kızım. Yardımcılar izinli. Bizde acilen Şanlıurfa'ya uçtuk. Birkaç gün buradayız. Kendi kendine bir şeyler sipariş et. Böyle idare edeceksin, '' dedi annem.

''Ne saçmalıyorsun anne sen? Daha yeni geldik. Neden gittiniz? Üstelik de bana haber vermeden. Kötü bir şey mi oldu? '' diye sordum sinirlice.

''Kızım amcanın katili bulunmuş. Amcanla birlikte olan kızın abisiymiş. Amcan bize gelmeden önce yine Hakkari'ye gitmiş. Kız şuan bir buçuk aylık hamile. Herkes deliye dönmüş burada, ne yapacağımızı bilmiyoruz. Babası kızı üzerimize atıp gitti. Kızın hiç mi suçu yok? Her şey erkeklerin üzerine atılıyor. Sana haber verecektik ama telefonun yanında değildi. Telaşlandırmak istemedik senide. Ama çok şükür abisi cezaevine girdi. Çürüsün bakayım, '' dedi annem. Sinirini benden çıkarıyordu sanki. 

''Tamam anne. Katil bulundu ya. Artık içimiz bir nebze olsun rahatladı. Müebbet hapis cezası yer inşallah, '' dedim.

''Tamam canım neyse şuan ortam gergin. Sonra konuşuruz. Öptüm. ''

Kayıp bir tanıdığınız var ise; umudunuzu asla kaybetmezsiniz. Onun gelmesini beklersiniz. Cansız bedeni bulunduğunda ise ağlarsınız. Ümidinizi kaybedersiniz. Ardından şükür edersiniz. 'Ya cesedi bulunmasaydı? Ya ziyaret edeceğimiz bir mezarı olmasaydı?' diye. İçiniz soğumaz. Nafile. Bu defa da katili bulmak onu cezaevine sokmak istersiniz. Öylece hıncınızı almak, onun da acıyı tatmasını istersiniz. Ama kimse de bilmez ki. Bir suçlu için cezaevi en iyi kurtuluştur.

Şükür ettim. İyi ki katil bulundu da cezasını çekecek diye. 

Gerçekten bir kız yüzünden amcamın hayata gözlerini yumması deliye döndürüyordu beni. Annemle konuşmamın ardından gözyaşlarına boğulmuştum. 

Evde kalsam kesin kafayı yerdim. Ne giyeceğime karar vermek üzeri dolabımı açtım. Partiye gidecektim.

Ne giyeceğim konusunda bir sürü seçeneğim vardı. Kararımı vermiştim.

Deri askısız mini tulumumu giydim. En sevdiğimdi. Sonuçta bir doğum günü. Pantolonla gitsem bile olurdu. Ama amacım Beyza'dan kat be kat güzel olmaktı. Kalçamda biten saçımı düzleştirdim. Bu gece açık bırakacaktım saçımı. Don't bun!

Deri butilerimi ayağıma geçirdikten sonra hafif bir makyaj yaptım ve Meriç'in beni aramasını bekledim.

Gönderen; Meriç

Hadi Asel. Seni bekliyoruz.

Anlamamıştım? Bekliyoruz derken? Hemen arabada başka kimin olduğunu öğrenmek üzere evden çıktım.

Aston martin db9 OMG! Bu arabayla doğum gününe gidecektim. Ah, ne havalı bir şeydi bu!

Arabaya yaslanmıştı. Kendisine doğru geldiğimi görünce heyecanlandı.

''Yemin ederim gözüm kamaştı. Eminim ki ne tulum ne de deri hiçbir kıza bu kadar yakışamaz, '' dedi gülümseyerek.

Kendisi Acun Ilıcalıya özenmişti galiba. Giydiği tişörtü Acun Ilıcalı survivor de on defa giymişti galiba. Ondan ödünç almış olabilirdi.

Kapıyı açtı ve bende yerimi arka koltukta aldım. Sağ tarafa döndüm.

Allah'ım bu bir kabus muydu? Beyza'nın arabada ne işi vardı?


Continue Reading

You'll Also Like

521K 38.5K 13
Boş kalan son sayfa dolmadan, kibritler yere saçılmadan, yanan son mum sönmeden, bu yabancı duman her yanımızı sarmadan ve onlar beni bulmadan bul be...
396K 14.8K 48
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...
2.3M 144K 61
pabucumun bayboyu Ayşen: Ama senin gibi tiplerden hoşlanmam. Ayşen: Senin gibi tipler dediğim. Ayşen: Kötü çocuk gibi takılan. Ayşen: Zeki ve çalışk...
1.1M 15.4K 38
Aşık olduğu adamın evleneceğini öğrenen Mavi, çareyi en yakın kız arkadaşında bulur. Düğüne kısa bir süre kala acilen bir plan yapmaları gerekmektedi...