Kaan sabah kalktığında , Efsunun uyuduğunu düşündüğü için odasına girmedi. Efsun bu saate kadar yatmazdı içini kemiren kurt onu odaya sürükledi . Efsun odada yoktu. Odanın içinde gözü dün verdiği karta ilişmişti. Yeri değişmişti. Kartı hemen tuşlayıp orayı aradı .
"Efsun Kaya'nın bugün randevusu var mı"
"Şu an operasyonda efendim"
Kaan elini saçına götürüp ağzının içinde küfür savurdu . Arabaya binip hızlıca hastaneye gitti. Arabayı park etti. Kaan arabadan indiğinde Efsunun hastanenin kapısından çıktığını gördü. Koşar adım Efsunun yanına gitti. Kollarından tutup hafifçe sarstı.
"Bana yapmadığını söyle."
Efsun ellerini karnına birleştirdi . Efsun o anı tekrar yaşadı...
Doktor önlüğünü giyinip yanına geldi. Son kez bebeğin kalp atışını dinledi . Efsun duyduğu ses'e kapıldı. Onu bu yaşadığı azaptan da acıdan da bir tek o kurtarabilirdi. Efsun kollarını sıkı sıkı bağladı. Onu hissetmek istercesine daha da bastırdı ellerini. Hemşire gelip iğneyi koluna batıracağı sırada Efsun yumruğunu var gücüyle sıktı , gözünden akan yaşın süzülmesine müsaade etti.
"Yapamayacağım "
"Efsun hanım , emin misiniz ? Bakın tekrar düşünün."
"Onu istiyorum"
"Kimi?"
"bebeğimi istiyorum"
Efsun ellerini karnında birleştirdi. İlk kez bebeğini sahiplenişiydi bu seslenişi. Gözünden akan yaşa aldırmadan masadan kalkıp , üzerini çabucak giyindi. Gözünden akan yaşlar sicim gibi iniyordu. Odadan çıktı. Hastanenin kapısında Kaan'ın ona doğru geldiğini gördü.
"Bana yapmadığını söyle"
Efsun başını hızla sağa sola doğru salladı. Sesi titredi, kalbi üşüdü.
"Yapamadım, kıyamadım ona Kaan"
Kaan sardığı kollarıyla başını göğsüne bastırdı. Bitmişti işte . Artık vazgeçmemesi için koca bir sebebi vardı. Arabaya binip eve gittiklerinde Fırat deliye dönmüş şekilde açılan kapının önünde durdu.
"Bunu nasıl yaparsın Efsun"
Efsun, Fırat'ın boynuna sarılıp son kez ağladı . "Yapamadım," dedi . Fırat uzanıp alnından öptü.
"Biz senin yanındayız , yeğenim asla eksik kalmayacak"
♾♾♾
Kaan'la Fırat , Efsunun en zor günlerinde yanında olmuşlardı. Artık karnı hafifçe kendini belli etmeye başlamıştı. Efsun, Fırat'la Kaan'ı karşısına alıp günlerce üzerinde planladığı konuşmasını yaptı.
"İkinizde karşı çıkmadan beni dinleyin"
"Haydaaa geliyor yine Efsunun saçmalıkları" Efsun , Fırat'ın üzerine eline geçirdiği kırlenti fırlattı .
"Bir dakika ciddi olun ya"
"Tamam seni dinliyoruz" Kaan ciddiyetle yüzüne bakıyordu.
"Ben burdan gitmeye karar verdim. "
"Saçma demiştim işte " Fırat oturduğu yerden hızla kalktı.
"Otur yerinede beni dinle Fırat, Uraz'ın haberi olursa bebeğimi benden alır , bunu yapacak bir adam. Benim bebeğimi ondan korumam gerek"
Kaan'la Fırat yüzüne bakarken , Kaan lafa atladı. "Aslında haklısın , bunu hiç düşünmemiştik"
Efsun elini karnına koyup gülümsedi." Ben her şeyi düşünüyorum " dedi. Ona varlığını hissettirircesine.
"Peki nereye gideceksin?"
"Kıbrıs , bir tek orada bulamaz bizi"
"Peki işi ne yapacaksın?"
"Liseden Ceren'i hatırlıyor musun ?"
Kaan düşünür gibi yapıp yüzüne baktı." Şu şişko Ceren mi?"
Efsun gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı." Evet o , Kıbrıs'ta bir otel açmış , ben de oraya gidersem bana yardımcı olacağını söyledi. Birkaç günlüğüne gidip orada kalacak yerimi ayarlayıp sonrada temelli gideceğim buradan"
"Sizin için sanırım en doğrusu bu , sen bir şey demeyecek misin Fırat" Kaan Fırat'a bakıp bir şey söylemesini bekledi.
Fırat bir şey demeden kapıyı çarpıp çıkmadan önce Efsunun yüzüne uzun uzun baktı. "Senin değil onun gitmesi gerekmez mi sen neden korkak gibi kaçıyorsun . "
"Evet korkağım , evet korkuyorum benden bebeğimi alırsa bu kez kalkamam düştüğüm yerden anlamıyor musun?"
Efsun ne bağırmıştı ne de hiddetlenmişti. Sitem eder gibiydi sözleri , kaybetmekten korkan bir anneydi o .
Fırat çıkıp gittiğinde Kaan Efsunun yanına gelip elini tuttu. "Zor olsa da, o da alışacak , "
Kaan biraz daha ellerini sıkıp , yüzüne baktı.
"Ya sen alışacak mısın başka şehre başka insanlara? "
"Alışırım"
"Peki yalnızlığa?" Kaan üstüne basa basa sormuştu soruyu.
"Ona da alışırım , Uraz giderken herşeyini aldığında bana kalan yalnızlığıydı unuttun mu?"
♾♾♾♾
Kaan'la birlikte Kıbrıs'a gidip , 2+1 Efsun'a uygun bir ev tutup içini hemen döşediler . Cerenle iş konusunu da halledince tek yapması gereken buraya temelli gelmekti.
"O içerdeki koltuğu kendim için seçtim biliyorsun demi?"
Kaan , Efsuna her fırsatta onu yalnız bırakmayacağını avaz avaz bağırıyordu. Her şey içine sinmişti. İstanbul'a döndüklerinde Efsun kendine ait eşyaları küçük bir bavula sığdırdı.
"Bizim gelmemizi istemediğine emin misin ?"
"Böylesi daha iyi Fırat, hem ayrılmak daha kolay olur"
Havaalanına gitmeden, gitmek istediği yere gitti. Kapıyı çaldığında Ayla, Efsunu gördüğünde sevinçle boynuna sarıldı.
"Efsun abla hoş geldin"
"Hoş bulduk Ayla , herkes evde mi?"
"Birazdan gelirler "
"Tamam " deyip içeri girdi , elindeki bavulu kenara bırakıp merdivenlerden yavaşça çıktı. Odanın kapısını açıp yavaşça içeri girdi.
Son gün bıraktığı gibiydi her şey , gelinlik hâlâ asılı olduğu yerdeydi. Yatağın üzerine oturup odayı bakışlarıyla talan etti. Gözlerini kapatıp elini karnına koydu. Uraz'la geçen musmutlu günlerini andı. Boğazı düğüm olmuştu , yine o bilindik acı yüreğine gelip oturdu. Elini Uraz'ın yastığına götürüp kokladı, hâlâ onun gibi kokuyordu. İçine kadar soludu, hapsedebilseydi hapsederdi o kokuyu tüm hücrelerine . Bebeğinin kıpırdanışını ilk kez hissetmişti. Bebeği ona buradayım diyodu. Elini karnına koyup burukça güldü.
"Daha güzel anıları biz biriktireceğiz meleğim"
Yavaşça yataktan kalkıp , salona indi. O sırada kapıda duran Asya efsunu görünce şaşkınca ona baktı.
"Efsun?"
"Selam" sadece selam diyebilmişti. Bana ihanetinize karşı size teşekkür etmek için geldim diyemedi.
Asya Efsuna doğru gelip sarıldı. "Seni çok merak ettik"
"Ben sadece kaçmak istedim."
"Bizden demi?"
Oğuz elini belinin iki yanına koymuş Efsunun yüzüne bakıyordu. Efsun Burukça gülümsedi. Acıyı yaşarken gülümsemek ne kadar zordu.
"Ben veda etmek için geldim"
"Nereye ?" Asya kaşlarını çatıp Efsuna baktı.
"Nereye gittiğimin bir önemi yok ki , sadece gidiyorum"
"Bize bunun bedelini yükleyemezsin" oğuzun keskin sesi , Efsunun gerçekleri yüzüne vurmasına sebepti.
"Her şeyi biliyorum, Uraz'ın ölmediğini , hepinizin bu gerçeği benden sakladığını . Uraz beni kullanırken hepinizin ona yardım ettiğini"
"Hiçbir şey bildiğin gibi değil Efsun" Asya tarazlı çıkan sesiyle birazdan ağlamaya davetiye çıkarıyordu.
"Asya!" Oğuz'un uyarıcı sesi susması içindi. Asya Efsunun yüzüne bakıp dudaklarının arasında "Gitme " dedi.
"Nereye gideceksin?"
"Gittiğim yeri kimseye söylemeyeceğim, kendime herkesten uzak yeni bir hayat bahşediyorum"
Alayla söylemişti. Kalbi onlara geçmiş için teşekkür ederken, şimdi onlara alayla gülümsüyordu.
"Ben gitsem iyi olur , her şey için tekrar teşekkür ederimm "
"Efsun..." Asya ağlayarak yanına geldi. Kulağına söylediğini ikisinden başka kimse duymadı" özür dilerim" derken geri çekilmişti . Kapıya doğru ilerlerken Oğuz arkadan seslendi.
"Bir gün affedeceksin bizi"
Efsun hiçbir bir şey demeden evden çıktı ve ilk gelen taksiye binip havaalanına gitti. Sadece gidiş bileti elindeyken dönüşü bir daha olmayacaktı buraya. İstanbul'a küs ayrılmıştı. Son kez uçağa binmeden fısıldadı Rüzgar'a.
"Seni affetmeyeceğim İstanbul"
.............
Kıbrıs'a alışması kolay olmayacaktı. İş temposundan dolayı çok da kafa yormuyordu bu duruma. Otelde sorumlu personel olarak görev almıştı. Bebeğide oda yorulmadan akşam olunca evlerine geliyorlardı. Bebeği artık hiç üzmüyordu Efsunu . Ne bulantıları ne de baş dönmeleri kalmıştı. 36 bedendeki minik karın orada olduğunu müjdeliyordu Efsuna . Burdaki hastaneyle doktorunuda ayarlamıştı.
Her akşam geleneksel telefon görüşmelerini yapıyorlardı . Fırat'la ayrı, Kaan'la ayrı konuşuyorlardı. Onlardan başka kimsesi yoktu. Bir akşam otururken Asya aklına geldi. Çok özlemişti onun deli dolu hallerini. Telefonu eline alıp numarasını tuşladı. 3. çalışında Asya cevap vermişti.
"Asya "
Asya , Efsunun sesini duyduğunda biraz bekleyip cevap verdi.
"Şükürler olsun Efsun , telefonunu çok bekledim . Bana kızgınsın sandım. "
"Artık kızgın değilim Asya" kızgın değildi sadece Kırgındı, herkese en çok da hayata ona neden hep kötü davrandığınaydı.
"İyi misin ne yapıyorsun, alıştın mı?"
"Alıştım burası İstanbul gibi değil, biraz zorlanıyorum, sen neler yapıyorsun Mete'yle nasılsınız?" eski günleri yad etmek mutlu etse de buruklaştırmıştı Efsunu.
"Beni biliyorsun aynı hiçbir değişiklik yok, Oğuz abim artık Mete'yi biliyor."
"Neee"
Asya ilk kez kıkırdadı" Mete'nin yüzünden"
Efsun da Asya işe birlikte güldü, adı üstünde Mete'ydi o. Ne yapacağı belli olmuyordu.
"Ne yaptı"
"Beni aramış ben de telefonu aşağıda unutmuştum, abimde Mete'nin aradığını görünce açmış , Mete de aşkım ne yapıyorsun Oğuz 'u ikna ette dışarı çıkalım deyince abim hop oturup hop kalktı, sonunda da kabul etmek zorunda kaldı"
"Bence iyi olmuş , zaten bileceklerdi"
"Keşke burada olsan , yine eskisi gibi olsak"
"Keşke.." demişti hiç düşünmeden , gerçekten özlemiş miydi. Burnu sızladı, geçmiş Efsunda derin yaralar bırakırken geleceğe umutla bakmayı istedi .
" Neyse ben kapatım Asya sonra yine ararım"
"Ama yine arayacaksın , müsaade et ben de sesini duyayım olur mu ?"
"Asya sen benim hiç sahip olamadığım kız kardeşimdin , ben hayatımdaki herkesi kaybettim ama ...." devamını getirmeyi yüreği zorladı.
"Ama seni de kaybetmek istemiyorum"
Belki de Uraz'a ait bir kandı, candı sebebi , Uraz'a uzansa dokunacak kadar yakınken aslında ne kadar uzak olmasıydı . Asya Efsunun Uraz'la arasındaki görünmez bağıydı .
"Ben de seni kaybetmek istemiyorum, seninle görüştüğümü kimseye söylemem "
"Kendine iyi bak Asya "
"Sende kelebek"
Efsun telefonu kapattığında Burukça gülümsedi, yine keder çökmüştü omzuna , kalkıp rafta duran deniz kabuğunu eline aldı. Ne zaman daralsa, ne zaman nefes alamasa , ne zaman çokkk özlese pencereyi açıp , gözlerini kapatır ve kulağına dayadığı deniz kabuğundaki Rüzgar sesini dinlerdi.
"Beni özlediğinde onu dinle" demişti Uraz , oysaki Efsun onu her Allah'ın günü özlüyordu. Sigarayı içine çeker gibi özlemini ciğerlerine soluyordu. Ölüm yakın değildi buna ama sitemi çoktu yüreğindeki adam'a.
〰️〰️〰️〰️