🍂🍂
Efsun eve geldiğinde hızlıca aldığı şeyleri bavula koyup ağzını kapattı. Uraz görmeden sağ sağlim oraya varmayı diledi. Onu çiğ çiğ yiyecekti.
Akşam yemeğine hazırlık yaparken , kapı çaldı. Gelenler Oğuzla, Mete'ydi . Efsun Uraz'ı göremeyince huysuzca söylendi, onu göremediğinde kalbi hemen sızlamaya başlıyordu. Bu adam ona fena bağımlılık yapmıştı.
"Uraz nerede?"
Mete gülerek efsuna baktı. "Geliyor geliyor"
"Ne oluyor Mete ?"
"Gelince görürsün"
Efsun Asya'ya baktığında iki elini de havaya kaldırmış bilmediğini ifade etmişti. Oğuz Ayla'ya yemeği dışarda yiyeceklerini söyleyip tüm hazırlıkları durdurmuştu. Efsun etrafını şaşkınca izlerken, olanlara anlam veremiyordu.
"Çatlatmayın da söyleyin Oğuz ya , ne karıştırıyorsunuz siz"
Oğuz eliyle dudağını fermuar yapıp , Mete'ye bakıp göz kırptı. Efsun Mete'ye baktığında Mete de Asya gibi ellerini havaya kaldırdı.
"Bana hiç bakma , ölmek için daha çok gencim"
Tam o sırada kapı çaldığında , Efsunun bakışlarıyla birlikte bedenini kapıya çevirdi. Uraz yanında , bir adamla içeri girdi.
"Hocam böyle buyrun" eliyle salondaki koltukları gösterdi. Uraz , Efsunun yanına gelip , kenara çekti .
Alnına kısa bir buse kondurup, gözlerinin içine baktı.
"Hadi git yatağın üzerindeki elbiseyi giy başına da şalı tak . "
"Ne oluyor Uraz"
"Evleniyoruz sevgilim"
Efsun odaya çıktığında elini kalbinin üzerine koydu. Çırpınışı küçük bir kuşun çırpınışı kadar acizdi. Yatağın üzerindeki beyaz dizlerinin hemen altında yarım kol olan ve belden bollaşan beyaz elbiseyi giyindi . Saçlarını arkadan toplayıp elindeki beyaz şalı taktı. Beyaz ayakkabılarını da giyindiğinde aynaya baktığında her anlamda hazırdı. Aşağıya indiğinde Uraz da beyaz gömleğini giyinmiş altındaki kanvas pantolonla yakışıklıyım diye bağırıyordu.
Uraz hocanın tam karşısında oturuyordu, Efsunu gördüğünde yanındaki boş yeri işaret edip oraya oturmasını sağladı. Hoca duaya başladığında ellerini açıp onun duasına eşlik ettiler. Mehir olarak ondan sadece ebedi aşkını istese de hoca maddi bir şey söylemesini istediğinde Uraz ortaya atlayıp , "Bir ev " dedi. Hoca'nın sorduğu soru
"Uraz'ı Allah katında eşin olarak kabul ettin mi?"
Efsun üç kere "Ettim " dedikten sonra Uraz'ada sorduğu soruyla o da "Ettim" cevabını verdi.
"Ben de sizi Allah katında karı koca ilan ettim " dedi.
Efsunun kalbi yine çırpınışlarına geçmişti. Onlar artık evlenmişlerdi , hem de nikahın en güzelini. Allah katındaki en güzel kabul görünen nikahtı. Artık Uraz Efsun'un helaliydi.
Hoca gidince , Mete işi sululuğa vurmayı ihmal etmedi.
"Abi isterseniz biz gidelim?"
"Kes lan!"
Uraz sinirlense de Efsuna yandan kısa bir bakış atıp göz kırpmayı ihmal etmemişti. Yemeğe çıktıktan sonra , Efsun kutlama yaptıklarını sonradan idrak etti. Bugün onların miladıydı. Artık birbirlerinden başka kimseleri yoktu işte . 9 gün sonra tamamen kavuşuyorlardı. Yemek hoş sohbetli geçmiş evin yolunu bulmuşlardı , yarın erkenden Fethiye'ye gideceklerdi hep birlikte . Uraz gelmeden Efsun yukarı çıktı. Son kez bavula bakıp şarj aletlerini de koyup kapının önüne getirmişti bavulu. Uraz odaya girdiğinde , önce bavula sonrada Efsuna baktı.
"Hazır mısın?"
"Hem de çok."
Uraz kapıyı sessizce kapatıp tam önünde durdu. Şimdi karşısında helali olan kadın duruyordu. Bu gece başkaydı, bu gece bambaşka.. Birbirlerine kavuştukları geceydi, birbirlerine ait olmanın hazzı başkaydı.
"Hoş geldin hayatıma karıcım en çok ta kalbime , sevdama "
"Hoş buldum, öyle bir hoş buldum ki dağlar denizler şu gök mutluluğuma şahit olsun "
Uraz , Efsunun yüzünü avuçlarının arasına alıp , siyah kuzguni bakışlarını gözlerine sabitledi.
"Şahit olsun şu gök, yağmurlar, en çok da rüzgar fısıldasın sana sevdamı her nefes soluşunda.. Eğer bir gün senden vazgeçtiğimi düşünürsen Rüzgara bırak kendini , tenine değen her dokunuş benim sana olan sevdamdır.."