71. BÖLÜM

2.5K 135 162
                                    

"Memnun oldum Alev Hanım. Benim adım da..."

"Pardon, kapının önünde durmayın. Geçebilir miyim?"

"Geç abla," diyerek yer verdim kadına. O sırada o adamın telefonu çaldı ve telefonunu açarak dışarı çıktı. Ben de adını öğrenemeden çıktım. İlahi Alev öğrenip ne yapacaksın elin adamını. Tövbe.

Türkan, beni mahvettin sen. Ama hesabını soracağım sana. Benim hayatımı altüst eden, duygularımla oynayan, hatta aşka olan inancımı kaybettiren Atilla'yla birliktesin ha.

Tamam, Atilla'yla barışmış olabilirim ama onu asla affetmedim ben. Sırf peşimi bırakması için barışmak zorunda kaldım. Ah Türkan, sen bana bunları yapan adamla ilişki yaşarsın ha. Şimdi "Hoşgeldin kanka, sürpriiiz ben geldim," diye sevimlilik yapacaksın ama ben bunları yer miyim? Yemem. Hesaplaşacağız seninle. Seninle de Atilla, seninle de görüşeceğiz.

Eve doğru adımlarken Türkan'a hesap sorma meselesini düşünüyordum. Hatta bir müddet eve giremedim. Dolandım sokaklarda öylece. Kendimi iyi hissedince apartmana giredbildim. Eve sessizce girdim çünkü Türkan'ı görmek istemiyordum. Odama geçip kapımı kilitlemek istiyorum. Ama maalesef yakalandım. Türkan, koşarak bana sarıldı.

"Alev, hoşgeldin. Ben de marketteydim. Alev yüzün düşmüş. Neyin var senin? Sevinmedin mi geldiğime?"

"Az odaya geçelim mi?"

"Tamam geçelim."

Odaya girdiğimizde kapıyı kilitleyip ona döndüm. "İşten döndüğümde sen yoktun ve ben de telefonumu arabada unuttuğumu farkettim."

"Biliyorum, Canberk anlatmıştı."

"Sana sürpriz yapmak için markete girdim ama bil bakalım ne oldu?"

"Ne oldu?"

"Sen daha iyi bilirsin ne olduğunu," dediğimde Türkan korkmaya başlamıştı ama bilmemezlikten geldi.

"Ben bilmiyorum ne oldu kanka. Anlatsana."

"Yok, mahsus yapıyor. Bal gibi de biliyor konuyu değiştiriyor."

"En yakın arkadaşımın bana ihanet ettiğini gördüm."

"O ne demek Alev?" Dediğinde gözlerine baktım. "İstanbul'a benim için dönmedin, değil mi? Atilla için döndün."

"Hayır, ben sadece senin için..."

"Sus Türkan," diye lafını kestim. "Markette Atilla'yla aşk böcekleri gibiydiniz."

Türkan, ayağa kalktı. "Ay yetti. Bu muydu derdin? Merak ediyorsan söyleyeyim. Ben Atilla'ya deliler gibi aşığım ve ilişkimiz var."

"Sen burada yokken o telefonda seni çok özledim diye bir kızla konuşuyordu ama."

"O kız bendim Alev. Biz Atilla'yla hiç bağlantımızı kesmedik. Seviyoruz birbirimizi. Suç mu sevmek?"

"Beni kandırdın. Atilla'ya nasıl güvenirsin sen ya, nasıl? Atilla pişmanlık demektir bilmiyor musun kızım? Her hafta bir kızla takılmayı seven bu çapkın adam sana mı aşık olacak? Kendini nasıl kaptırdın? Nasıl? Benim başıma gelenlerden ibret almadın mı? Yazık, çok yazık sana. Bir gün pişman olacaksın ama geç olacak." Fazla yüksek sesle konuşmuştum. Sesimi sakinleştirdim. "Atilla benim hayatımı mahvetti, gururumla oynadı. O çapkın biri. Seni mutlu edeceği ne malum."

"O değişti Alev. Sana yaptıklarından köpek gibi pişman. Hafızandaki Atilla'yı sil. Bu Atilla bambaşka." dedi bana onu savunarak. Ne çabuk güvenmişti ona. Hoş, Atilla bu işlerde uzman. Beni de kandırdı vakti zamanında."

Şişman PrensesWhere stories live. Discover now