11. BÖLÜM

9.2K 595 177
                                    

Adamın edep yerine bir tekme attım acıyla inledi. "Aah!" Daha sonra da bana dönüp sırıttı. "Sert kızlara bayılırım."

"Defol yoksa bağırırım." dedim "bağır güzelim, dedi." Sinirle bağırdım.

"İmdaat, yardım edin. Sapıık!"

İnsanlar bana bakıyordu. Tabii Emir Bey de şaşkınlıkla başını çevirmişti. Bir de, yanındski o kırıtık. Güvenlik görevlisi geldi:

"Ne oluyor burada?"

"Bu bana asılıyor." dedim güvenlikçi asamın koluna girdi. "Gel kardeşim, burada huzursuzluk çıkarmayamı geldin? Dışarıda bir konuşalım." Adam hiç itiraz etmeden güvenlikçiyle çıktı. Emir bey de yanıma geldi. Suratında gıcık bir gülümseme vardı. Omzuma hafifçe vurdu:

"Kız Alev, boş duramadın değil mi? Restaurant neyine yetmiyordu da bara geldin? Yoksa canın bir şeyler mi içmek istedi?"

"Saçmalamayın." dediğinde kahkaha attı:

"Haha, ilk günden kendine birini bulmuşsun. Hızlı çıktın Alev. Senden bu kadarını beklemezdim. Az zilli değilsin."

Emir Bey'in sırtına vurdum."Kafamı kızdırmayın. Zilli de ne demek?" Emir Bey sırıtarak cevap verdi:

"Peki Alev Hanım, madem erkeklerle işim olmaz diyorsun neden bara geldin? Amacın nedir?"

Şimdi gel de cevapla. Ne desem acaba. Buldum.

"Peki Emir Bey, sizin barda o kırıtıkla işiniz ne?" Emir Bey tersçe bana baktı. "Sana ne acaba? Bir de sana hesap mı vereceğim?" dedikten sonra bardan çıktı. Ben de peşinden çıktım ve doğruca otele girdik. Odama çıkınca yatağa uzandım. O anda telefonum çaldı. Seray Hanım'dı bu. Bıktım bu kadından. Mecburen açtım.

"Alo Alev, bekledin mi? Emir tuvalette miymiş gerçekten?"

"Evet Seray Hanım. Bok yoluna gitmiş."

"Ne dedin sen?"

Allah'ım, ben ne dedim böyle? Resmen kadınla dalga geçtim.Kovulmasam iyi.

"Alev, benimle dalga geçiyorsun? Beni duyuyor musun? Cevap ver. Çabuk!"

"Evet efendim duyuyorum. Kusura bakmayın, o laf ağzımdan kaçtı bir an."

"Bir daha olmasın Alev. Ben kapatıyorum. Haydi sana iyi geceler."

Telefonumu uçak moduna alıp çekmecenin üzerine koydum. Artık kimse rahatsız edemez beni.

Yatağa uzandım. Yatak çift kişilik ama anca bana yetiyor. Uyumaya çalıştım, uyku tutmayınca çitten atlayan koyunları hayal ettim. Hayır, işe yaramadı. Peki çitten atlayan bütün kuzu pirzolalar. Ayh, iştahım kabardı. Pirzolaların peşine çikokatalı pastalar çitten atlıyor. Peki nereye düşüyor? Tabii ki de ağzıma. Armut piş, ağzıma düş. Ayy armut derken canım armut pekmezi çekti. Onu bir banacaksın. Ayy, banacaksın derken canım menemen çekti bol yumurtalı. Ona ekmeği bandırıp bandırıp yiyeceksin. Yanında da sıcacık çay. Çay derken yanında mis gibi dağılan un kurabiyesi. Ay Aleev, iyice azıttın sen. Durduk yere acıktırıyorsun kendini. Uykuya odaklan, sabah açık büfeyi hayal et. Hayal et. Uyu, uyu, uyu...

O sabah uyandığımda hemen üstüme gri eşofmanlarımı geçirip yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım. Daha sonra koşarak odamdan çıktım. Hemen asansöre bastım. Açılınca içeri girdim. Açık büfe, bekle beni. Seni yiyip bitirecek Alev.

Sonunda açık büfedeydim. Hemen elime bir tabak alıp Allah ne verdiyse doldurmaya başladım. Daha sonra da masaya oturup başladım yemeye. Diğer yandan da çayımı yudumlamaya. Kaşar, sosis, domates, zeytin, sigara böreği ve daha niceleri. Karnım dıbı gibi doyunca masadan kalktım ve dışarı çıktım. Hava çok güzeldi. Sonbahar olmasına rağmen sıcaktı. Ilık bir rüzgar yüzümü okşuyordu. Yürüyordum, sonunda yüzme havuzunun oraya geldim. Boştu. Henüz havuza giren yoktu.

Şişman PrensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin