77. BÖLÜM

2K 114 109
                                    

Multimedya: Göksu

Kamyon şoförü yanımıza çömeldi. "Abi, valla benim bir suçum yok yolumda gidiyordum. Direksiyonu kırsam da fayda etmedi. Az önce ambulansı aradım. Birazdan burada olurlar."

Gökmen ayağa kalktı. "Senin bir suçun yok. Tüm suç kuzenimde. Onu arabadan çıkarmalıyız derhal."

Adam kapıyı açtı, Gökmen de Göksu'yu kucakladı. Eliyle nabzını kontrol etti. "Hayatta. Ama başı çok kanıyor."

Göksu'nun atkısını boynundan çıkarıp onun başına bastırdı. "Umarım beyin kanaması geçirmez."

Adamın gözleri dolmuştu. "Abi ne yapıyorsan yap. İstersen şikayet et çok üzgünüm bu olaya sebep olduğum için."

"Kafana takma dedim. Şikayetçi falan olmayacağım çünkü Göksu sana çarptı. Senin bu olayda bir suçun yok. Ayrıca duyarlılığın için teşekkür ederim. Bir başkası olsa çoktan olay yerinden kaçmıştı. Merak etme abi. İçin rahat olsun."

"Bana numaranı verir misin?"

"Neden istiyorsun?"

"Onun durumunu sorarım diye. Yoksa bu gece gözüme uyku girmeyecek."

"Tamam, yaz. 05..."

"Ne diye kaydedeyim?"

"Gökmen İpeksoy."

"İpeksoy mu? İpeksoy holding ile bir bağlantınız var mı?"

Gökmen gülümsedi. "Evet, o aileye mensubum."

"Ya kuzeniniz?"

"Patronun yeğeni. Erdal İpeksoy'un."

Adam dövünmeye başladı. "Eyvahlar olsun. Eğer o kıza bir şey olursa tüm hayatım kayar. Erdal Bey hayatımı karartır."

"Abartmayın lütfen. Olayda sizin suçunuz yok."

"Eyvahlar olsun bana, eyvahlar olsun."

"Üzülmeyin, sizin suçunuz yok." dedim onu rahatlatmaya çalışarak. Adamın yakınmasından içim şişmişti. "Siz elinizden geleni yaptınız ama kader işte."

Bizi dışarıdan gören yabancı, adamı da Göksu'nun yakını sanardı. Tabii göt korkusu. Erdal Bey'in kızıyla çarpışmak. Adamın hayatını kaydırırlar hayatını. Ama helal olsun mert adammış. Başkası olsa onu kaderine terkedip tüymüştü çoktan.

Çok geçmeden ambulans geldi ve Göksu'yu aldı. Biz de Gökmen'le ambulansın peşinden gittik. Hastaneye girdiğimizde Göksu'yu apar topar kaldırdılar. Biz de dışarıda endişeyle beklemeye başladık. Yarım saat geçmeden kapı açıldı. Gökmen ayağa kalktı.

"Doktor bey durumu nasıl?"

"Başı çok hasar almış ama başındaki kanamayı durdurduk. Ama bu hayati tehlikenin geçtiği anlamına gelmiyor. Beyin kanaması riskine karşı 24 saat müşahade altında tutulacak."

"Yani ölme riski var mı?"

"Başını çok kötü çarpmış. Beyin kanaması riski var ama umarım öyle bir durum gerçekleşmez."

Doktor, uzaklaştığında Gökmen'in gözlerinden yine yaşlar boşaldı. Onu teselli etmek için sarıldım.

"Bak şu an bir şey yokmuş. Ben inanıyorum ki beyin kanaması da olmayacak."

"Umarım Alev. Son bir kaç gündür çok saçmalamıştı. Ya bir derdi var ya da bir madde kullanıyor. Bu kafa normal değildi Alev. Göksu benimle her şeyini paylaşırdı ama bu nasıl bir dert ki ben bilmiyorum. Onu kim üzdü bu kadar? Kim bu hâle getirdi? Ama bir bulursam benden çekeceği var o kişinin. Ah Göksu ah çiçeğim benim."

Şişman PrensesWhere stories live. Discover now