75. BÖLÜM

2.1K 116 92
                                    

"Gördüklerim çok kötüydü Alev."

"Türkan, ne gördün söyler misin?"

"Zile bastığımda kapıyı yarı çıplak bir kadın açtı."

"Hiç şaşırmadım aslında," deyip omuz silktim.

Türkan yüzüme baktı. "Haklıymışsın Alev. Atilla gerçekten çok pislik biri. Geç farkettiğime pişmanım. Güvenmiştim ona."

Ayağa kalktım. "Ben ona şimdi haddini bildiririm."

Türkan kolumu tuttu. "Alev, dur. Gitme. Senin de moralin bozulacak şimdi."

"Hayır Türkan, onunla yüzleşmeliyim. Bana seni sevdiğini söyledi, hem deliler gibi. Dünya bir araya gelse beni ondan ayıramayacak dedi senin hakkında. Ona yalanlarını bir bir yutturmaz mıyım?"

"Alev..."

Onu dinlemeyerek çıktım evden. Üstüme mont bile almamıştım. Apartmana girdim, soluğu Atilla'nın evinin önünde aldım. Kapıya hızla vurmaya başladım. Az sonra kapı açıldı ve karşımda Atilla. Yine saç baş dağınıktı. Beyaz tişört, gri eşofman altı. Sanki yataktan yeni kalkmış gibiydi.

"Alev, bu saatte ne işin var burada?"

"Asıl sana sormam lazım Atilla bey."
dedim soğukkanlılıkla.

O sırada genç bir adam göründü. Mahalleden tanıyorum. Rıza bu. Atilla'nın sıkı fıkı arkadaşı. Allah'ım neler oluyor burada böyle?

"Oo misafirin vardı demek. Biz daha sonra konuşalım Atilla." dedim ve son cümleyi eklemeyi unutmadım. "Rıza kız arkadaşıyla mı geldi?"

Rıza güldü. "Alev ne kız arkadaşı? Sap sap geziyorum baksana hâlime. Ama sen sorduğuna göre. Bir gün yemeğe çıkalım mı?"

O an sinirim tepeme çıktı. "Bak Rıza, boğarım seni, elimden kimse alamaz."

Atilla kızgınlıkla Rıza'ya baktı. "Oğlum kız bir şey sordu, yürümekle kalmayıp hemen depar attın. Yuh sana."

"Ne yapayım kanka, sevgilisiyle mi geldi diye sorunca..."

Atilla bana döndü. "Sahi sen neden bunu sordun Alev? Baksana Rıza yanlış anladı. Zaten sap bahane arıyor."

"Niçin sorduysam sordum." deyip öfkeli bakışlarımı Rıza'ya çevirdim. "Bak oğlum, seni boğarım. Benden uzak dur."

"Tamam Alev, şaka yaptım kızma."

"Şaka gibi değildi Rıza," dedi Atilla inanmamış gözlerle onu süzerek.

"Ben gidiyorum," diyerek oradan uzaklaşırken Atilla seslendi."Alev, niçin geldiğini söylemedin.

"Sonra konuşuruz Atilla," dedim. Arkadaşının yanında rahat hırpalayamam çocuğu. Hele bir yalnız yakalayım yiyeceğim seni Atilla. Yiyeceğim. Hem de çiğ çiğ yiyeceğim oğlum."

Soğukta bir taraflarım donmuştu. Eve nasıl koşturdum bir ben bilirim. Gerizekalı ben evden çıkarken anahtarı almayı akıl etmemiştim. Zile bastım. Kapıyı açan Sevda'ydı.

"Alev, sen neredeydin?"

"Hiiç," dedim omuz silkerek. "Küçük bir işim vardı da."

"Gelsene içeri, abim geldi. Oturma odasında. Türkan ona sarma ve kadayıf ikram etti. Bir de çay koydu ocağa. Ben abimin yanına geçiyorum sen de gel." deyip uzaklaştı yanımdan.

Eyvah, diye geçirdim içimden. Mehmet'e de yavşamasa bari. Yok canım ne yavşaması. Sadece basit bir ikram. Hem ne yavşayacak sonuçta o Atilla'ya aşık değiş mi yani. Kalbi kırık olsa da seviyor onu.

Şişman PrensesWhere stories live. Discover now