27. Bölüm

847 52 44
                                    

Merhaba. İnstagram da yaptığım anket berabere olunca, yine seçim yapmak bana kaldı. Neyse bölüm sonunda küçük bir haberim var. Bir bakın derim. Keyifli okumalar...

~~~~~~~~~~

Geçmiş insanın sırtına her gün bir yük koyar, yavaş yavaş bükermiş belini. Ondandı daha on sekizimde ruhumdaki kambur.

"Babamın, annemden önce, bir kadından evlilik dışı dünyaya gelen çocuğu" dedim.

Arel afallamıştı. Bunu beklemediği açıktı. Bir süre sustuk. O duyduklarını sindirmeye çalışıyordu, bende ona bunun için zaman veriyordum.

Birkaç defa ağzını açtı. Ama ne diyeceğini bilmez gibi geri kapattı.

"Sormam gereken asıl soru bu mu bilmiyorum. Ama neden Zemheri ? Neden yaptı ya da ne yaptı size, onu görünce bu hale gelecek kadar ?"

Onca şey yapmıştı içindeki öfkeyi dindirmek için. Ama ben olanları bugün anlatamazdım.

"Arel lütfen bugün daha fazlasını sorma. Çünkü daha fazlasını ben bile kaldıramıyorum. Zamanla her şeyi öğreneceksiniz. Oğuz da, sen de. Biraz daha zaman" dedim yorgun bir sesle.

Elimi yanındayım derecesine hafifçe sıktı.

"Peki. Zamanı geldiğinde yine seni diliyor olacağım" dedi anlayışla.

Beline hızla sarıldım. Sessiz ettim bu sefer teşekkürlerimi.

Onunla bir şeyler paylaşmak isteyerek konuşmaya başladım.

"Biliyor musun hastanelerden hoşlanmam ? Hastane korkusundan bile midem bulanır. Aslında sık sık hastanede olan insanlar, belirli bir süre sonra kokuya alışır ve algılamazlarmış. Ama ben hastanenin önünden bile geçsem, sanki o kokunun kaynağındaymış gibi rahatsız olurum" dedim.

Ondan ayrılmadan, biraz uzaklaşıp omzuyla, göğsü arasına yasladım yüzümü.

"Küçükken çok mu gelirdin hastaneye ?" dedi ilgiyle.

Elini belime atarak sarıldı o da bana. Başımı onaylarcasına sallarken, beline daha sıkı sarıldım.

"Hastanelerden çıkmazdım desem yeridir aslında. Darp sebebiyle sıklıkla gelirdim. Genellikle de birkaç gün tutarlardı hastanede. Amine Teyzenin kanser tedavileri için de gelirdik. Bazen Mehir ile beni de getirirdi. Annemlerden beni kaçırmak için Mehir'i bahane ederdi daha doğrusu. Sonra da iki çocuğa, biri torunu bile olsa, annesi bile bakmak istemez diye, bizi de alır hastaneye getirirdi" dedim ve derin bir nefes aldım.

"Ben o hastane koridorlarında çok bekledim. Mehir annesini merak etmesin diye ona hikayeler anlatır, şaklabanlıklar yapardım. Bazen Amine Teyze tedavilerden adım atamayacak halde çıkardı. O zaman ben Mehir'in annesi olurdum" dedim ve dolan gözlerimden onun için yaşlar döktüm.

Geçmiş, geçse bile acılarımızı anlatırken yine can yakıyordu.

"Mehir, Amine Teyzenin hastanede yattığı bazı geceler bizde kalırdı. Babamın korkusundan bazen altına bile kaçırırdı. Anlardım onu, çünkü ben de çok korkar, altıma kaçırırdım. Ama ona gider: Korkma, utanma da şimdi ben temizlerim derdim. Ona kendi elbiselerimi verir, onun elbiselerini ellerimde yıkardım..."

Boğazıma geçmişin acı hatıraları oturdu, yutkunamadım bir süre.

"Bazen Mehir'i bile ben duş aldırırdım. Annem benimle ilgilenmezken, Amine Teyze sağ olsun benimle çok ilgilenirdi. Çoğu şeyi de ondan öğrenmiştim. Kendimi ona borçlu hissederdim başta. Ama zamanla bunu aslında içten gelerek yaptığımı fark ettim" dedim gülümseyerek.

ZEMHERİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin