39. Bölüm

849 47 14
                                    

Merhaba kar tanelerim. Uzun bir bölümle geldim bu sefer karşınıza. Sizleri daha fazla bekletmeden keyifli okumalar diliyor ve diğer kurgum olan Sarmaşık İzlerini yazmaya kaçıyorum ♡‿♡

Multi: Emre Aydın - Her Şey Biraz Hâlâ Sen

Multi: Emre Aydın - Her Şey Biraz Hâlâ Sen

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~~~~~~~~~~

Hayat hiçbir kötülüğü cezasız bırakmazmış. Ve yaratıcı hiçbir kulunu dünyadaki kötülüklerinin bedelini ödetmeden yanına almazmış...

Ahmet Oflaz...

Altı kaburga kemiği çatlaması, bütün parmaklarının kırılması ve kollarının sökülmesi sonucunda acı içinde öldürülmüştü hapishane tuvaletinde. Tabii bu sadece ölümündeki genel detaylardı. Onun yüzünü son kez görmek istediğimde, morg görevlisinin buna izin vermeyeceği kadar berbat bir halde öldürülmüştü.

Nehir Hanıma ölüm nedenini sorduğumdaysa sadece birkaç şeyinden bahsetmişti. Hapiste müebbet yiyen birileri tarafından tartışma sonucu öldürülmüştü. Bu beni şaşırtmamıştı ta ki hapiste bütün ayak işlerini yapan biri olduğunu duyana kadar.

Çorbaya tuz yerine şeker attım diye gözlerime tuz dökerek yakan, istediği şeyi birkaç dakika geç getirdim diye döven, bir bardak kırdım diye o camla parmaklarımı tek tek yaralayan o değilmiş gibi başkasının ayak işlerini yapması, yaratıcının adaleti olmalıydı.

O günleri anımsayınca parmaklarımın uçları sızladı. Ama gözlerim hâlâ duygusuz bakıyordu kefenlenmiş bedenin üzerine atılan toprağa.

"Bunu yaptığına hâlâ inanamıyorum" dedi Aktan. Benim aksime onun gözlerinde öfke vardı.

"Ne olursa olsun o, benim biyolojik babam" dediğimde devam edemeden araya girdi.

"Seni kasten defalarca öldürmeye çalışan biyolojik baban !"

"Evet, o biyolojik babam" dedim gözlerine aynı ruhsuzlukla bakarken. "Kendi ailesi bile cenazesini umursamadı. Ya kadavra olacaktı ya da kimsesizler mezarına öylesine gömülecekti. Ben, öbür dünyada onu bana karşı aklayacak hiçbir şey olsun istemedim. Bu yüzden ne olursa olsun üstüme düşen görevimi yaptım"

Annemden uzakta bir mezarlığa gömülüyordu. Her şey usulüne uygundu, bir şey haricinde. Mezarında kimsesi yoktu. Ben sadece son kez ona söyleyeceklerim için gelmiştim, Aktan da beni yalnız bırakmak istememişti. Bir imam, birkaç tane de mezarlık görevlisi vardı. Onlar kılmıştı cenaze namazını. Şimdi de onlar atıyordu toprağı üzerine. Ben ve Aktan ise uzaktan sadece izliyorduk.

İmam, duasını edip bize döndüğü anda gözlerinin hedefinde sadece ben vardım. Yavaşça yanıma geldi ve mesafeli bir şekilde durdu karşımda.

"Kızım ne yaşadın bilemem ama babadır ne olursa olsun sever evladını. Namazdan önce etmedin hakkını helal, geç olmadan et. Kul affedici olursa Allah da kulu affeder kızım" dedi tatlı bir dille.

ZEMHERİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin