17. Bölüm

1.6K 89 61
                                    

Bir çocuk heyecanıyla titriyor ellerim. Bilmiyorum neden böyle oldu. Ama baya heycan yaptım 😶
Eh bunda her gün daha fazla büyüyen ailemin de etkisi var ❤

Bu arada yeni kapak nasıl sizce ? Diğeri de yukarda. İkisi de çok hoşuma gitti. Oylamada da şimdi ki kapak kazandı. Fakat arada diğer kapağıda kulana bilirim haberiniz olsun.

SONDAKİ DUYURUYU OKUYUN LÜTFEN.

~~~~~~~~~~~~~~

Yaz. Hüznü yaz. Acıyı yaz. Gözyaşını yaz. Seni param parça yapan her şeyi yaz. Sadece yaz.

Ağlamamak için ağlamayı bile yaz...

Sadece satırlar bilsin senin neler gizlediğini.

Kimse bilmesin zayıf olduğunu. Güçlü olmak için , içinde günden güne öldürdüğün ruhunu.

Sus. Daha sıkı bastır elini ağzına ! Kendi kulakların bile işitmesin hıçkırıklarını.

Kafanın içinde oluşan kasırga sadece seni dağıtsın. İçinde fırtınalar kopsun ; ama dışarda bir kirpiğin bile titremesin.

İçin de kopan kıyamet , dışında sessizlik sağır etsin kulağını.

Tıpkı benim gibi...

Tırnaklarım , yüzümü kaplayan ete gömülürken , dudaklarımdan ufacıcık bir sesin dahi firar etmesine izin vermedim.

Hayır , hayır !

Yıkılamam.

Düşemem.

Ağlayamam.

Çığlık atamam.

Çünkü ; benim buna bile hakkım yok !

Benim yaşamaya bile hakkım yokken , acımı göstermeye nasıl hakkım olurdu ki ?

Yeni bir sabahın başlangıcı olan ezan sesi yükselirken minarelerden ; tırnağımın , tenime yaptığı eziyete son verdim.

Dik durması gereken bacaklarım tirerken güçsüz bir kaç adımda vardım banyoya.

Musluğu açıp akan suyla yıkadım yüzümü. Titreyen parmaklarımla tuttuğum havluyla kuruladım tenimi.

Banyodan çıkıp , camın önüne kadar yürüdüm. Gökyüzü ruhumu yansıtıyordu sanki. Benim bastırdığım , susturduğum her şeyi o söylüyordu. Bu olayda suçlu olan herkesi cezalandırıyordu fırtınasıyla.

Gökyüzü öfkesini bütün kötü insanlara yansıtıyordu. Lakin anlamayan ya da anlamak istemeyen buna aldırış dahi etmiyordu.

Fakat ben insanların olmasa da , yaratıcının adaletine güveniyordum...

Ben nasıl olanları bir şekilde ödüyorsam, hayatımı tarumar edenler de bir şekilde ödeyecekdi. Ama onların ki vicdan azabıyla mı olur ; yoksa sonsuza kadar bir ateşte kavrulmak mı bunu sadece yaratıcı bilebilirdi.

Adımlarımı odanın kapısına doğru attım ve kısa bir süre sonra hem odadan ; hem de evden ayrıldım.

Bulutlarla beraber ağlamam, yaratıcının bereketiyle ruhumun biraz da olsa arınması gerekliydi. Ruhum biraz olsun acılarına şifa bulmalıydı...

Evin etrafından dolanıp arkada kalan bahçeye geçtim. Burda kocaman bir ağaç ve o ağacın dalında da eskimeye yüz tutan kalın bir iple yapılmış bir salıncak vardı. Maziyi taşırdı üstünde. Bir çok şeye şahitlik yapmış ve şahit olduğu şeylerin emarelerini barındırırdı üzerinde.

ZEMHERİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin