24. Bölüm

989 59 18
                                    

Merhaba çok zor oldu ama geldim. Sebebini bölüm sonunda açıklayacağım.
Diğer kitabımın finaline tahmini üç bölüm kaldı. Ve ben bu sene finalini yapmak istiyorum. O yüzden biraz ona odaklanacağım. Zemheri'nin bölümleri biraz daha geç gelebilir bu yüzden kusura bakmayın :)

Keyif okumalar...

~~~~~~~~~~

Ağlamak istiyorum. Ama ağlarken yine anne demekten korkuyorum.

Canım yanıyor demek istiyorum. Ama sonunda anne demekten korkuyorum.

Yaralarımı sarmak istiyorum. Ama annemin yaralarıma merhem olmasını istemekten korkuyorum.

Ben onca acısına rağmen, yine annesine sığınmak isteyen o çocuk olmaktan korkuyorum. Çünkü o çocuk hiç sığınamazdı annesine. O yüzden yine tek başıma kalmaktan korkuyorum.

Dolu gözlerimi bir kırpsam akacaktı. Ama ben nafile bir çabayla akmasın diye uğraşıyordum.

Demiştim ya hani en mutlu ânımda bile seni düşünür hüzünlenirim diye. Şimdi hüzünlü bir ânımda seni düşünüp ağlamamam mümkün mü anne ?

Kendimi ne kadar sıkarsam sıkayım gözlerim kapandı ve ben yine senin için ağladım. Dilim anne diyemedi. Ama içimdeki çocuk hep anne diye ağladı.

Sen dayak yedin ya ? Ben yine kendimi suçladım. Ben olsaydım sen yemeyecekdin dayağı. Ben şikayet etmesem dayak atmayacaktı sana. Benim yüzümden dedim. Benim yüzümden.

Ne kadar güçlü olursam olayım konu sen olunca anne, kabuk tutmuş yaralarım bile kanıyor.

Kapı sertçe ve aceleyle tıklandı.

"Zemheri girebilir miyim ?"

Arel'in endişeli sesini duyunca, sırt üstü yattığım yatakta doğruldum ve ayaklarımı yere bastım. Boğazımı temizledim ve konuştum.

"Gir"

Ellerimi iki yanıma koydum ve başımı biraz öne eğdim. Saçlarım yüzüme doğru düşerken, gözlerimden akan bir, iki damla da kucağıma düştü.

Kapı hızla açıldı ve Arel içeri girdi. Birkaç saniye kapının önünde durdu, yavaşça kapıyı örtüp yanıma oturdu.

"Seni defalarca aradım, telefonunun kapalıydı. Evi aradım ben de. Geldiğinde pek iyi değildi dediler, bende merak ettim seni" dedi. Yanımda olan elimin üzerine elini koydu ve okşadı.

"Telefonumun şarjı bitti. Sonra da takmayı unuttum. Seni endişelendirdiysem özür dilerim" dedim ayaklarıma bakmaya devam ederek.

"Önemli değil... Konuşmak ister misin, yoksa çıkayım mı ?" Dedi anlayışla.

Hafifçe başımı iki yana salladım.

"Çıkma"

Eğdiğim başımı kaldırıp, omzuna koydum.

"Ağlarsam kızar mısın ?" Dedim titreyen sesimle.

"Hayır" dedi hızla. Elimin üzerindeki elini çekip omzuma koydu.

"Peki, anne diyerek ağlarsam ?"

"Hayır. Neden kızayım ki ?" Dedi omzumu okşarken.

"Çünkü ağladığımda babam, anne diye ağladığımda da annem kızardı..."

Arel hızla bana sarıldı ve saçıma sayısız öpücük kondurdu. Ellerimi sırtına koyarken, yüzümü boynuna gömdüm. Acıyla ellerimi sıkmamak için, Arel'in kazağını sıktım.

ZEMHERİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin