8. Bölüm

3.6K 167 102
                                    


Multi : Çağan Şengül - Unut Beni

Merhaba. Uzun bir aradan sonra yine ben. Okulum ve sağlık sorunlarım nedeniyle bölüm biraz geç geldi. Özür dilerim. Size çook uzun bir bölümle geldim.
Ve de artık sizinle sevdiğim kitapları paylaşma kararı aldım

İlk kitap : Melez şifacı - HybridHealer13 .
Çok güzel fantastik bir kitap. Yazarıda çok tatlı. Bölümü yazarken beni motive ettiği için burdan ona çok teşekkür ederim. ❤

~~~~~~~~~~~~~

Gecenin siyah pelerini yavaş yavaş sıyrılıyordu. Yeni bir gün kimine yeni bir ümut ışığı , kimine karanlığı aydınlatan mumun sönmesi gibi ; karanlığa gömecek bir gün doğuyordu.

Siyah , kırmızı ve turuncunun bir birine bulanıp ortaya çıkardığı ahenkden ayırdım gözlerimi. Günün doğmasına yakın omzumda uyuya kalmış adama çevirdim kahvelerimi. Saç tutamları burnumu gıdıklıyordu. Saçları arasından yükselen ona ait o koku genzimi gıdıklıyordu. Kokusu sadece ona ait kılınmış gibiydi...

Onun uyanmaması için hareket dahi etmemeye çalışıyordum ama hem yüksek bir tepe de olmamız hem de mevsim nedeniyle soğuk olan hava iliklerime kadar üsütmüştü. Pekiya o üşüyormuydu ? Mehirin ananesi : Uyuyanın üstüne kar yağarmış kızım derdi.

Omzumdaki başının izin verdiği kadar ; yüzüne baktım. Kusursuz görünen burnu nun ucu kızarmıştı. Soğuktan rengi hafif mora çalan elimi kaldırıp usulca yanağına dokundum. Yanakları soğuktu. Bunu soğuk ellerime rağmen hissetmiştim.

Onu uyandırmakla uyandırmamak arasında kalırken , elimi çekmek için yaptığım hamlede elime kapanan eliyle bir süre duraksamıştım. Ne zaman uyanmıştı ?
Elim onun avcu içinde küçücük kalıyordu. Elinin içindeki elimi eski yerine koydu.

"Senin ellerin buraya ait. Onları ait olduğu yerden ayırma" dedi , uyku mahmurluğunun çoktüğü sesiyle. Bir süre ne diyeceğimi şaşırdım. Söylediklerini uykulu olmasına verdim.
"Ben... Şey... Sen üşüdünmü diye bakmak için şey yapmıştım" dedim , zar zor yan yana getirdiğim kelimelerimle.

Dudağının sol köşesi kalktı. Bir araya getirmeye çalıştığım kelimeleri kafam da toplayınca , neden güldüğünü anladım.
Yanaklarım alev almış , cayır cayır yanıyordu. Elimi çektim yanağından.

"Artık kalkalım mı ? Evdekiler merak etmiştir" dedim. Kalbimde dolu olması gereken yer usul usul sızladı. Merak ederlermiydi gerçekten ! Kendimi böyle avutmaya devam edecektim.

Onların adlarına bir laf getirmediğim sürece pek umursamazlardı beni. Güçlü durmaya çalışsam da , ben buydum. Yıkık çökmüş bir ruh dan ibarettim.

Hissizliğe zorladım gözlerimi. Hiç bir duygu barınmasın gözlerimde diye , bir süre baktım koca şehrin ayaklarım altındaki görüntüsüne.
O beni izliyordu. Gözlerimi çevirdim soğukdan hafif rengi değişmiş yüzüne. Erkeksi hafif kalın kaşları çatılmış , gür kirpikleri kaşına değiyordu.
Bir süre gözleri yüzümde gezindi. Tek bir kelam dökülmedi dudaklarından. Öylece baktık birbirimize ; sesizliğin şahitliğinde.

Oturduğu yerden usulca doğruldu. Onun ardından bende kalktım. Sesizlik uzun bir süre bizimle kalacağa benziyordu.
İkimizde arabadaki yerimizi aldık. Gözlerimize sunulan bu güzel manzaraya veda ettik...

~~~~~~~~~

Usulca girdim eve. Saat sabah 7 ye denk geliyordu. İçimde varlığını bir süredir unuttuğum o bedenimin tamamını kaplayan boşluk hissi tekrar yerini almıştı.

ZEMHERİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin