6. Bölüm

5K 200 57
                                    


Multi : Hazan  Vakti

Sevdiğim  müzikleri  istediğim  gibi  burda  paylaşamıyorum  ama  olsun. Böyle de  dinleyebiliriz.
Sizlerle  sevdiğim  müzikleri  paylaşmayı  seviyorum. Belki  sizin  de  sevdiğiniz  yada  seveceğiniz  bir  şarkı  olur  ve  ortak  sevdiğimiz  bir  şarkı  olur... ❤

~~~~~~~~

Rüzgar fısıldadı , soğuk hava tenimi okşadı. Aldığım her nefes zehir olup aktı içime. Acı ; bedenime kaynadı. Kalbime ağır bir sızı zerk etti. Bu öyle bir sızıydı ki kalbimi yerinden sökmek istedim. Kalbimin üstüne köz atılmıştı. Buram buram acı kokuyordu.

Ruhum mezarında sızlıyordu. Çocukluğum sırtını mezar taşına yaslamış , hüzne karışmış korkusunu , masumluğunun en büyük simgesi olan gözlerinden damla damla akıtıyordu.

Kafamın içindeki onca ses bile bir köşeye çekilmiş acıma sessizkalıyorlardı. Koyu kahve irislerime bürünen korkuyu zehir barındıran yaşlar çevrelemişti. Saatlerdir akmamak da kararlılardı.

Ne ağlayıp içimdeki zehri akıta biliyordum , ne de bir tepki verebiliyordum. Sadece acıyı iliklerime kadar hissediyordum.

Boş gözlerimi diktim karanlığa. Saatler öncesine nazaran gökyüzünün ışığı çalınmış gibi karanlık dı. Uzakta ki sokak lambaları ve hastane camlarından firar eden ışık aydınlatıyordu etrafımı. Etraf sessizdi.

Kaç saattir bu bankta oturup , irislerimi boşlukda sabit tuttuğumu bilmiyordum. Girdiğim transdan defalarca çalan telefonum yine ısrarla çalmasıyla çıktım. Bankta duran telefonuma çevirdim , boşlukta çakılı kalmış irislerimi.

O arıyordu. Arel...
Belki defalarca aramıştı ama ben şimdi bakıyordum telefonuma. Son haykırışlarında açtım telefonu. Karşı taraftan sert bir nefes verme sesi duyuldu.
"Alo" dedim , ruhsuzca. Sesim kısık çıkmıştı. N'kadar görmesem de kaşlarını çatığına emindim.

"Zemheri nerdesin sen ?" Dedi. Sesi hiç duymadığım kadar sertti. Neden sinirlenmişti ki ? Derin bir nefes aldım.
"Hastanedeyim" dedim.
Saatlerdir akmamak da kararlı olan göz yaşlarım onunla konuşurken akmak istiyordu ama ben izin vermiyordum. Onunla konuşmak bile içimde biriken bütün acılarımı dışa vurma isteyi doğruyordu. O bana iyi geliyordu. Beni rahatlatıyordu.

"Ne hastanesi bu saatde ? Birşey mi oldu ? Zemheri iyimisin ? Hangi hastane ? Bir kaç saate ordayım !" Dedi aceleyle. Sesinde ev sahipliği yapan endişe yerleşti kulağıma. Arkadan gelen garip seslerden araba da olduğunu anladım.
"Ben iyiyim !" Dedim. Derin bir nefes alma ihtiyacı duydum. Ben iyiyim ama kardeşim içerde azraile karşı el pençe divan duruyo demek istedim. Sadece istedim ! Kelimeler boğazıma çöreklenmişti. Ağırlığı yakıyordu canımı.
"Mehir... Mehir kıriz geçirdi ! Onun için hastanedeyim" dedim.
Her kelime ağzımdan zorla çıkmıştı. Azrail bir elini de benim buğazım da tutuyordu.
Mehiri biliyordu. En azından hastalığını biliyordu.
"Durumu nasıl ?" Dedi. Sesi boğukdu. Dişlerini sıkıyor olmalıydı.

"Yoğun bakıma aldılar. Uyanmadan kesin bir şey söyleyemiyorlar" dedim. Her dakika azrailin eli sıklaşıyordu ; Nefes anlamıyordum.
"Bir kaç saate ordayım. Yanın da olmadığım için üzgünüm ama bunu telafi ediceğim. Mehire yardım etmen için ilk önce senin iyi olman lazım. Anladın mı beni ?" Dedi. Sesi o özlediğim tınıdaydı : İnsanın içini ısıtan ve güven veren o tını.
N'kadar görmeyeceğini bilsem de başımı salladım. Ben güçlü olmalıydım ki , Mehir de güçlü olsun. O benim can kardeşimdi , Gücünü benden alırdı.
"Anladım. Şey... Çabuk gel olur mu ?" Dedim. Soğukdan ucu kızarmış burnumu çekerek.
"Olur. Sen iste yeter ki" dedi.

ZEMHERİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin