5. Bölüm

6K 243 90
                                    


Multi : Konoba - On Our Kneess

~~~~~~~~~

Neydi bu acı nın telaffuzu ? Neydi içimdeki bu zehrin panzehri ? Hangi kelam dindirirdi içimdeki bu yangını ?

Göz yaşlarım söndürmeye yetmiyordu bu yangını. Her akan damla , körüklüyordu bu ateşi.

Herşeyi yakmadan dinmiyicek di bu ateş. Küle çeviricekdi. Yok edene kadar durmayacakdı.

Bir terazi üzerindeydim. Terazinin bir ucu günah , bir ucu sevapdı. Ben bu terazide günah tarafında ağır gelendim. Günahlarım arttıkça cehenneme düşüyordu terazinin bir ucu. Yanıyordum cayır cayır.

Dakikalarca , belki de saatlerce acılarımın göz yaşı olup aktığı sıcak göğsünden kaldırdım başımı. İri parmakları yavaşça sıyrıldı , her bir telin de acıyı filizlendiren saçlarımın arasından.

Ciğerlere sızan nikotin gibiydi kokusu. Ağlarken aldığım her derin nefes de , sinmişti ciğerlerime. Gizlice ve bağımlılık yaparcasına.

Koyulaşan yeşilere diktim , dipsiz kuyularımı. Yeşilleri. Koyulaşmışdı. Eşsiz bir tablo gibiydi gözleri. Farklı ve nadir...
Her zaman ki rengi değildi. Sanki acı ekilmişti , ormanlarına. Akan her göz yaşımda artıyordu gözlerinde ki acı. Sanki göz yaşlarım , can suyuydu acıları nın.

İri eli , yanaklarımı sahiplendi. Kalın parmakları dimamı yok etmek ister gibi sert ama canımı yakmayacak kadar da yumusakca sildi.

Hissettiklerim , düşündüklerim. Bana çok yabancıydı. Kalbim bu denli ritmini bilmez atmamalıydı. Dokunduğu her bir hücrem , cayır cayır yanıyordu.

Cehennemdi bu adam. Ben ona batarken yanıyordum. Günahlara bulanmıştı bedenim. Ama cehennem de günahlara bulanmış değilmiydi ?

Gözlerini , gözlerimden bir an olsun ayırmadı. Sıcaklığı içimi okşadı. O yasak elma gibiydi. Bense yaratılan ilk insan , yaratılan ilk günahkar. Yasak elmayı yiyen Havva.
Bu da öyleydi işte. Gunahdı , yasakdı. Ama bir okadar da cezbediciydi.

Ve Havva kızı kandı ; şeytanın akıl çeldirici oyununa.

Ama bilmiyordu , yasak elmayı yerse cennetten kovulacağını...

Ellerim ellerine uzandı. Sıcak ve iri ellerinin üstüne örtülü , ona ters düşecek şekilde küçük ve soğuk olan ellerim. Yavaşça çektim ellerini yanaklarımdan.

Sıcaklığından mahrum kalan her bir uzvum isyan etti. Gözlerimi kaçırdım gözlerinden. Dakikalarca ağlamanın verdi cezaydı , gözlerimde ki acı. Oturduğum yerden hızlıca doğruldum.

Bazı insanların hata yapma lüksü olmazdı. Benim de yokdu. Bu yaptıklarım doğru değildi.

Duygularım benden bağımsız çalışıyordu. Aklım da büyük bir karmaşa vardı. Kalbim... Ritmini hala düzene sokamadığım kalbim , kaburgalarımı parçalarcasına atıyordu.

Bana sorgularcasına bakıyordu irisleri. Gözlerimi kaçırdım , suçunu bilen bir çocuk edasıyla. Ayağa kalktı. Karşıma geçti.

"Şey benim gitmem lazım" dedim.
Hızla arkamı döndüm. Ama bileyimi sahiplenen parmakları , izin vermedi kaçışıma.

Evet kaçıyodum ! Korkak bir insanın en iyi yaptığı şeyi yapıyordum. Ama o cesur bir adamdı. Kaçışlarıma müsade etmiyordu. Kalıp sonuna kadar direnmemi istiyordu.

"Kaçamazsın" dedi , ses tonu yumuşakdı. Bileyimde ki parmakları , her seferinde olduğu gibi acıtmıyordu canımı.
"Kaçmalıyım... Kalıp direnmeye gücüm yok" dedim. Belki de kimseye dürüst olmadığım kadar , dürüst olarak.
"İnsanın gücü de , gücsüzlüğü de kendi elindedir. İnsan , kendi seçer nasıl olacağını. Sen gücsüzlügü seçmeyecek kadar güçlüsün ! Ama bunun farkında bile değilsin !" Dedim.

ZEMHERİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin