33. Bölüm

824 43 16
                                    

Merhaba. Diğer bölüme yaptığınız tatlı yorumlar ve instagram hikayeme yaptığınız geri dönüşlere dayanamayıp kısa bölüme biraz daha ekleme yaptım. Ve efsane şeyler çıktı ortaya. Siz de bol oy ve yorumla bölümü daha güzelleştirebilirsiniz tabi...

Keyifli okumalar...

~~~~~~~~~~

Hayatın bir durak noktası yokmuş. Bu kadar keder, acı sana yeter demiyormuş. Bir maraton koşucusu gibi arada dinlendiğin yerler, ölmemek için aldığın nefeslermiş. Buna, şahidim olarak Batuhan çağrıldığında emin oldum.

Hızla ayağa kalkıp Nehir Hanıma baktım.

"Ne demek oluyor bu ?"

Şaşkınlığımla eşdeğer öfkem şu an her yeri yakıp yıkabilirdi. Nehir Hanım telaşla kolumdan tuttu.

"Zemheri otur lütfen. Bak sana mahkemeden sonra her şeyi anlatacağım. Ama şimdi öfkene kapılıp kendi aleyhine bir şey yapma !"

Hızlı nefesler alırken yerime oturdum. Karşı tarafa bakınca, bu şaşkınlığı yaşayanın sadece ben olmadığımı fark ettim. Ahmet Oflaz hararetle avukatına bir şeyler söylüyordu. 

Başımı bu sefer ilerdeki sandalyelerde oturan Aktan'a çevirdim. Gözlerime bakamayıp başını eğince, bana söylemedikleri şeyin bu olduğunu anlamam uzun sürmedi.

Karnımda yeni yeni hissettiğim acıyla, elimi yaranın üzerine bastırdım. Bu sırada iki asker eşliğinde Batuhan girdi salona. Kürsüye çıktı ve başını çevirip bana baktı. Ardından hastalıklı bir ifadeyle gülümsedi.

Hissettiğim öfkeden başım ağrımaya başlamıştı. Bu esnada Hakime Hanım, ona da yemin ettirerek tanık olduklarını anlatmasını istedi.

"Zemheri, babasından defalarca şiddet gördü. Bazılarına bizzat şahit oldum. Ahmet Oflazın, Zemheriye ve karısına uyguladığı şiddetin video kayıtları da var elimde. Avukat Nehir Hanıma teslim ettim hepsini..."

Batuhan'ın sözlerine karşı, Ahmet Oflaz bağırarak kalktı ayağa.

"Oğlum neler diyorsun sen ?"

Hakime Hanım onu uyararak yerine oturttuğunda, bu sefer konuşmayı Nehir Hanım devraldı.

"Sayın Hakime Hanım size sunduğumuz dosyada bu delilleri görebilirsiniz" dedi.

Ve Hakime Hanım o delilleri açtı.

"O güne ait çekilmiş videolarda da Ahmet Oflazın, müvekkilim Zemheri Oflazı öldüresiye darp ettiğini görebilirsiniz. Diğer bir kanıtımız olan mektup ve video kaydı ise Ceylin Oflaza aittir. İntiharından önce bu mektubun ve videonun ölümü durumunda, mahkemeye ulaştırılması için bana gönderilmesini vasiyet etmiş. Mektupta ve videoda şahitliği ve Ahmet Oflaz hakkında oldukça önemli şeyleri itiraf ettiğini görebilirsiniz..."

Hakime Hanım, o gün mahalledekilerin çektiği video kayıtlarını uzun süre inceledi. Mektubu okudu ve ardından diğer videoyu açtı. Mektupta ve videoda ne vardı, bunu ben bile bilmiyordum.

Video açıldığı anda annemin sesini duydum. Bu sınır çizgimi aşmış ve kendimi tutamamıştım. Başımı yana çevirerek birkaç damla akan göz yaşımı sildim.

"Sözlerime senden özür dileyerek başlamak istiyorum kızım. Seni defalarca öldürmeye kalkan babana yalancı şahitlik yapmak zorunda kaldım. Çünkü eğer bir şekilde hapse girerse seni de, beni de öldüreceğini söyledi. Kendi canımın derdinde değilim yanlış anlama. Ben zaten senin gibi defalarca ölümden döndüm onun ellerinden. Ama sen... Sen yaşa istedim. Bunun için mahkemede yalan söyledim. Seni böyle korurum sandım. Ama fark ettim ki seni öldürmeyi kafasına koymuş ! İlk doğduğun günden bu yana seni hiç sevmedi. Hep ölmeni istedi ve bunun için elinden geleni yaptı. Ama artık sana bir şey yapacak korkusuyla yaşamak istemiyorum. Mahkeme için bir mektup yazdım. Ama olur da o mektuba inanmazlarsa buradan tekrar şahitlik yapmak istiyorum. Eşim Ahmet Oflaz, kızım Zemheri Oflazı defalarca bile isteye öldürmeye kalktı. Ben, kızıma bir şey olacak korkusuyla mahkemede yalancı şahitlik yapmak zorunda kaldım..."

ZEMHERİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin