22. Bölüm

1.1K 82 44
                                    

LÜTFEN OKUYUN:
-Kitabı önceden okuyanlar bilir ki ben sık bölüm atan birisi değildim, olamıyorum da.
-Kitabı sevdiğinizi söylüyorsunuz ama ne yorum ne de beğeni yapmıyorsunuz. Üstüne bir de hızlı bölüm atmıyorum diye eleştiriyorsunuz.
-Bölüm bildirimlerinden haberdar olmak için beni takip edebilirsiniz. Çünkü bildirim gelmediği için yazmıyorum sanıyorsunuz.
-Benim ikinci bir kitabım daha var ve ben ona da bölüm yazmak zorundayım.
-Bundan sonra sırasıyla Bölüm yazacağım ve ne kadar bol beğeni ve yorum o kadar hızlı bölüm.

Bu konulara bir açıklık getirmek istedim, dikkate alırsınız umarım :)

Neyse beş günde bölüm attım bence alfayım 😎 En hızlı attığım bölümü taçlandıralım hadi :)

~~~~~~~~~~

Özlem ve sevgi...

Bazı kelimeler basit görünür. Lakin o basit görünen tek kelime ardında bir çok anlam gizler.

Şu ânı iki kelimeyle anlatabilsem de kalbim ondan daha fazlasıyla doluydu. Tıpkı o iki kelimenin gizlediği birçok anlam gibi.

Sevdiğim adam omzumda ağlarken beline sardığım elimi başına koydum ve güzel saçlarını okşadım. Arel kulağıma beni sevdiğini söylerken, dolan gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı bile.

Burnunu boynuma sürttü ve alnını omzuma yasladı.

"Canın acımasından korkuyorum. O yüzden sıkı sarılamıyorum. Lütfen bana biraz daha sıkı sarılır mısın ?" Kısık sesiyle konuştuğunda içim sıcacık oldu.

Gücümün yettiğince sarıldım tek kolumla.

"Seni sevdiğimi söylemiş miydim ?" Dedi hüznü dağıtmak ister gibi.

"Sanırım birkaç defa" diye yanıtladım yorgun sesimle.

"Olsun yine söyleyeyim. Seni seviyorum..." dedi.

Kuruyan dudaklarımda içten ama küçük bir gülümseme oluştu. Bir anlık dürtüyle omzundan öptüm onu.

"Özleminizi anlıyorum. Ama hastamı kontrol etmeliyim gençler !"

Doktor Beyin konuşmasıyla Arel benden ayrıldı ve yeşile dönmüş gözünü kırptı. Ayağa kalktığında, alçılı olmayan elimden tutup yanı başımda bekledi.

Doktor Ömer Amca gözlerime ışık tuttu ve işaret parmağını göz hizama getirdi.

"Parmağımı takip et lütfen" dedi Ömer amca.

Parmağını takip ederken sorular yöneltti.

"Ağrın var mı ?"

"Evet. Nefes alırken kaburgalarım da bir acı hissediyorum. Başım da biraz ağrıyor" dedim. Yeni yeni hissediyordum ağrılarımı.

Ömer Amca bir an durdu ve doğruldu. Ellerini önlüğünün ceplerine koydu ve bana olanları anlattı.

"Ağır darp sonucu kolunda çatlaklar, kaburgalarında kırıklar var. Geldiğinde iç kanama geçiriyordun ve çok kötü bir durumdaydı. O yüzden ciddi bir ameliyat geçirdin. Ameliyat sırasında iç kanamayı durdursak da, zayıf düşen kalbinin kısa bir süre durması seni üç haftalık bir koma sürecine soktu. Uyandığında vücudun hızlı olsa da, gerektiği kadar toparlanma göstermediği için bir hafta daha uyuttuk seni..." dedi ve biraz soluklanıp devam etti.
"Kaburgalarındaki ağrı kısa bir süre sonra geçer, baş ağrın da bu gibi durumlarda normal. Hemşireler şimdi sana bir ağrı kesici yapacak. O sırada sana bir kaç soru soracağım"

ZEMHERİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin