8. BÖLÜM •KABURGAMDA BİR SANCI•

9.4K 481 260
                                    

Lütfen okuduğunuz bölümleri oylayın ve yorum yapın❤️ Çünkü sevdiğimiz kurgunun güzel yerlere gelmesini istiyorum🥺

Şu an profilimde Mutena isimli kurgu yayınlıyorum. Mutlaka bir göz atın. Konusu* Popüler Alp disiplini yıldızı Andıç Gözcü ile yıllar önce hafızasını kaybetmiş Mayda Ünsal'In gizemli karşılaşmasıyla geçmişteki sırlar teker teker çözülüyor. Onların ki tesadüf müydü kader miydi? Mayda'nın geçmişinde neler olmuştu? Bunları merak ediyorsanız göz atmanızı tavsiye ederim.

İnstagram: ulduzmakh

İnstagram: ulduzmakh

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"İlk defa değildi. Kimselere inanmadığım.
İlk defa değildi, kırılganlığım.
Ancak ilk defaydı; kanatlarımın arasına aldığım umutlarım.
İşte onları sonsuza dek göğsümde sakladım." -U.M

Karşımda Koral Kandemir vardı. Ne yapacağımı, ne söyleyeceğimi unutmuş vaziyetteydim. Üstelik çakır keyfi olan Yağız yavaş yavaş kendine gelmeye başlıyordu. Onların karşılaşmasını istemememe rağmen neden evren beni dinlemiyordu ki? Hanı evrene ne mesaj gönderirsek hepsi gerçekleşirdi? O sır kitabını yazanı bulmak istemiştim bir an.

Bedenimin üzerindeki ağır bakışlarla ayağa kalkmak zorunda kaldım. Yağız istifini bozmadan bizi izliyordu: ben Koral'i o da beni. Sanki her şey uçup gitmişti. Zaman kendi kavramını yitirmek zorunda, mekan ise o zamana uyum sağlamak zorunda kalmıştım.

Gözlerimi kırpıştırarak, "Koral... Bey?" diye sordum şaşkınlıkla. Onun burada, bu şehir bu kadar bar olmasına rağmen burada ne işi vardı? Üstelik localarımız da yan yanaydı.

"Sizin burada ne işiniz var?" Sesimde anlam vermediğim bir şekilde sinir vardı. Onu görmek istemediğim için karşıma çıkması, üstelik her seferinde bunu yapmasına gıcık oluyordum.

"Asıl sizin böyle bir yerde ne işiniz var?"

Burası eski püskü bir bar değildi; gayet güzel, tertipli ve temizdi. Üstelik sahibini çok yakından da tanıyorduk.

"Nasıl yermiş burası?" diye ona bir adım attığımda bakışları üzerime kaymıştı. İşe giydiğim siyah, bedenimi ikinci bir deri gibi saran elbisem dizlerimin üzerine çekilmişti. Sanki hırpalanmıştım...

"Bilmem, siz söyleyin. Nasıl yer burası?" diye dudaklarının arasından bana bir soru yöneltmişti. Onun gibi bir tehditkar bakış sundum. Karşımdaki adam, evinde hırsız gibi dolaştığımda benimle karşılaşmasa bile gözlerini fark etmeden benimle buluşturan adamdı. Gözlerinde hırs vardı; hayır nefret ya da kin, öfke hiç yoktu. Sadece hırsı vardı; neye ya da kime karşı olduğunu bilmiyorum ama o hırsın çok yakında hepimizi savuracağını, küllerimizin ise güllerin üzerine dökeceğinden emindim.

GÜLDEN KÜLE +18  (FİNAL OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin