19. BÖLÜM •İLK ÖPÜCÜK•

10K 361 215
                                    

Bu bölümü yazmak benim için çook zordu. Zaten tekrar okuduğumda bile tüylerim diken diken olurken, Mehir'in yaşadıklarını size anlatmak istedim. Hayatımızda onun gibi insanlar çok fazla. Bazılarını tanıyor, bazılarından ise kesinlikle haberimiz olmuyordu. Bazen yürüdüğüm yolda sık sık arkama bakarım, hava karardığında bile tedirgin olmazken bir anda ayak sesi duyduğumda kalbim çarpıyor. Bu hisleri yaşayan çok fazla kişi var. Cinsi, dini, dili, ırkı fark etmiyor. Zorbalık, zorbalıktır. Sadece tek dileğim, hiç kimsenin Mehir kadar acı çekmemesi. Umarım dünyamız gerçek anlamda çiçeklenir. Sizleri seviyorum, kendinize ve etrafınızdakilere dikkatli olun.

Şu an profilimde Mutena isimli kurgu yayınlıyorum. Mutlaka bir göz atın. Konusu* Popüler Alp disiplini yıldızı Andıç Gözcü ile yıllar önce hafızasını kaybetmiş Mayda Ünsal'In gizemli karşılaşmasıyla geçmişteki sırlar teker teker çözülüyor. Onların ki tesadüf müydü kader miydi? Mayda'nın geçmişinde neler olmuştu? Bunları merak ediyorsanız göz atmanızı tavsiye ederim.

 Onların ki tesadüf müydü kader miydi? Mayda'nın geçmişinde neler olmuştu? Bunları merak ediyorsanız göz atmanızı tavsiye ederim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yetimhanede büyüdük, aç kaldık, giyecek kıyafetlerimiz olmadı. Verilen eğitim ise neredeyse sıfır derecesindeydi. Herkes sırasını bekleyerek bir avuç yemek yemek için can atarken, ben sıradan çıkıp arkadan dolanarak mutfağa gidiyor oradan yemek çalıyordum.

Hırsızdım, yalancıydım ve en önemlisi de aykırıydım.

Bazılarının hayatı için kesinlikle aykırı olan insan bendim. Eğer başkasıyla yakın bir arkadaşlık kurmak isteseydim kesinlikle o kişinin anne veya babası buna izin vermezdi. Benimle hiç kimse arkadaş olmazdı. Hadi ilk önce buradan başlayalım. Hırsızdım; her zaman kendimi anladığım andan itibaren bir şeyler çalıyordum. Yalancıydım, herkese yalan söylüyordum buna en yakınlarım da dahil. Aykırıydım; tıpkı diğeleri gibi Koral için de öyleydim.

Büyüdüğüm yerde yalan söyleyen çocukların ellerinin üzerine iğne batırıyorlardı. Bir keresinde bir kızın -ismini unutmuştum- akşam altını ıslattığını herkese söylemiştim. Bunun sebebi kızın her gün saçımı çekmesiydi. Böyle çocukça şeyler şu an beni gülümsetse de o an gülümsetmiyordu. Şimdi olduğu gibi o zaman da gözü kara birisiydim. Herkese bunu yaydıktan sonra kız beni şikayet etmiş, Melike Hanım ise bir saat boyunca azarlayarak ellerimin üzerine iğneler batırmıştı. Bunun ne kadar acı verici olduğunu tahmin ettiniz mi? Ben hala o acıyı iliklerime kadar hissediyordum.

Akıllandım mı? Asla o günden sonra daha fazla hırçınlaştım ve benimle kavga eden herkesi rahatsız etmeye başladım. Orada her zaman elimin üzerinde izlerle geziyordum, bazen kanıyordu da. Fakat yine de vazgeçmiyordum. Ama yine de neyi merak ediyordum biliyor musunuz? Neden bir tek benim elimin üzerindeki yarlar fazla olurdu? Şımarık değildim, ki olmak içinde çok yetimdim. En az herkes kadar haylazdım ama yine de en çok azarlanan ben oluyordum.

Şimdiyse ikimiz arabanın içinde ne yapacağımızı bilmez halde birbirimize bakıyorduk.

Evet ona söyledim; aşık olduğumu dediğimde bile kalbim çarpmamıştı. Ciddi anlamda bazen onun varlığının bile beni terk ettiğini düşünecektim.

GÜLDEN KÜLE +18  (FİNAL OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin