| Bir ajanın iş adamına ihaneti.|
Elleri yumruk halinde nefret kusan bakışlarla yüzüme baktı. "Bunu bana nasıl yaptın? Her şey bu kadar mı değersizdi senin için?" deyip o yumruğunu masaya vurdu.
Kılım kıpırdamadığı halde onun yüzüne baktım. "Mecbu...
Şu an profilimde Mutena isimli kurgu yayınlıyorum. Mutlaka bir göz atın. Konusu* Popüler Alp disiplini yıldızı Andıç Gözcü ile yıllar önce hafızasını kaybetmiş Mayda Ünsal'In gizemli karşılaşmasıyla geçmişteki sırlar teker teker çözülüyor. Onların ki tesadüf müydü kader miydi? Mayda'nın geçmişinde neler olmuştu? Bunları merak ediyorsanız göz atmanızı tavsiye ederim.
Keyifli okumalarr!
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Büyük yangınlar etrafımı sarmıştı. İçimdeki o acılar giderek yükselmeye başladı. Mesela o acılar, benim geçmişime ait değildi. Yakınlarımın, zorlukla yaşadığımız hayatın yüküne aitti. Karşımdaki yorgun bakışların sahibi olan adam da aynen bana bunu hatırlatmak ister gibi bakıyordu. Derin nefes alsam bile göğüs kafesimin içinde büyüyen bir acı, sanki beni nefessiz bırakmak ister gibiydi. Neden bilmiyorum ama Koral'in sırtımdaki eli sayesinde biraz da olsa kendimi iyi hissetmeye çalıştım. Ancak benim için ondan başkası tehlikeli olmamalıydı.
"Bu..." Barış'a benzemiyordu. Onu kim bu hale getirmişti? Koral dün gece bana, ona bir şey yapmadığını söylemişti.
"Sen mi bu hale getirdin?"
Koral göz devirerek sırtımdaki elini çekmişti. İstemsizce bir boşluğa düşer gibi oldum. Yanımdan geçip gittiiğinde daha fazla ayakta dikilmemek için ona doğru ilerledim. Barış'ın başı önüne doğru eğilmiş, yüzü gözü kan içindeydi. Üzerine giydiği kıyafeti ise kirlenmişti. Zorlukla aldığı nefeslerini buradan bile duyuyordum. Ona doğru yaklaşacaktım ki Koral önceden bunu fark etti.
"Bekle."
Omzumun üzerinden ona baktığımda, "Üstün kirlenecek," diye bir savunmada bulunduğunda istemsizce göz devirmiştim.
"Sence umurumda mı?"
Dişlerini sıkarak yüzüme baktı. Alnına doğru dökülen saçları sanki uzamış gibiydi. Bakışlarım onun üzerinde sabit kaldığında, "Ama benim umurumda. Kirlenmeni istemiyorum," deyip yanıma geldi. Parmağının ucu ile Barış'ın başından tuttuğu gibi geri iteledi.
"Kalk!" Koral'in sert sesiyle Barış başını kaldırmıştı. Hemen arkasında, masanın üzerindeki aletlere baktığımda anında Koral'e dönmüştüm.
"Onlar ne?" Soruma cevap vermedi. Onun yerine, "Saçreli birazdan burada olacak," deyip beni geçiştirdi. Ben ise dişlerimin arasından, "Barış'a ne yapacaksın?" diye sorduğumda sinirle bana baktı.
"Neden bu seni ilgilendiriyor ki? Buraya ispatlamak için geldik, unuttun mu?"
Aynen onun gibi öfkeyle baktım. "Neden bahsettiğinin farkında mısın? Sence Barış'ı gördükten sonra gidecek miyim? Cidden buna inanıyor musun? Ayrıca seni alakadar ettiği kadar beni de alakadar eder!" Bakışlarındaki yorgunluk aniden bana saplanıyor gibi olduğunda istemsizce onun bu durgun bakışlarının nedenini anlamak istedim.
