37. BÖLÜM •KAYBETME KORKUSU•

4.2K 230 27
                                    

Helllooo. Lütfen bölümü oylayıp yorumlar mısınız?♥️ 

Şu an profilimde Mutena isimli kurgu yayınlıyorum. Mutlaka bir göz atın. Konusu* Popüler Alp disiplini yıldızı Andıç Gözcü ile yıllar önce hafızasını kaybetmiş Mayda Ünsal'In gizemli karşılaşmasıyla geçmişteki sırlar teker teker çözülüyor. Onların ki tesadüf müydü kader miydi? Mayda'nın geçmişinde neler olmuştu? Bunları merak ediyorsanız göz atmanızı tavsiye ederim.

Keyifli okumalar!

🌖

Göğüs kafesimin içinde büyüyen korku tohumuyla birlikte gözlerimi açmak istiyordum. Canım yanıyordu ama bu fiziksel acı değildi. Bu acı işte bu kez başkasına aitti.

Üzerimdeki ağırlığın sebebini biliyordum, yavaş nefeslerin giderek yok olduğunu da hissediyordum. Ben aslında onun kim olduğunu da biliyordum. Hayatımda benim için en önemli adam o olmuştu. Gözlerimi açmam lazımdı ama kulağımdaki o uğultuyla birlikte sanki gözlerimi açsam büyük bir felaketle karşılaşacağımı düşünüyordum. 

Artık felaketim olan bu adamın varlığına alışmıştım. 

Elimi sırtından çekmeye çalıştım ama parmaklarıma bulaşan o uğursuz sıvıyı hissetmiştim. O, yaralanmıştı. Kandemir, kanlar içinde üzerime uzanıyordu. Onun da canı tıpkı benimki kadar acıyor muydu? Hem nasıl acımasın ki? İniltisini duyduğumda ismimi bağıran kişilerle gözlerimi açmaya çalıştım. Serpil  başımızıda dikiliyordu. Uğultular giderek yükseldiğinde Serpil'in çığlıklarını duydum. 

"Kendine gel. Mehir, onu hastaneye götürmemiz gerekiyor." Kimden bahsediyordu? Üzerimdeki ağırlığın sebebini biliyordum. Yaralıydı. Onun yerine ben yaralanmalıyken o yaralıydı. Elime bulaşan sıvıyı onun ceketine sildim. Neden benden izin alıyorlardı ki? 

Çığlıklar kesilmiş, şimdi o sessizliğin laneti etrafımızı sarmıştı. Gözümü kırpmadan tavandan asılan avizeye bakıyordum. İhtişamlık gözümü çok ucuz bir şeymiş gibi geldi. Serpil'in soğuk parmaklarını yanağımda hissettim. O sırada işte siren sesleri geliyordu. Ambulans geliyordu ama polislerin telsizinden gelen seslerle gözlerimi kırpıştırdım. Lanet olsun... 

Biz ne yapmıştık? 

Polat ölmüş müydü? 

Ya üzerimdeki kimdi? 

O an Serpil, "Mehir, Koral'i bırak artık!" diye bağırdığında ne demek istediğini algılamıştım. Bana sesleniyordu. Onu bırakmamı istiyordu ancak ben sıkıca sarılmıştım. Canı acımasın diye ona sarılıyordum. Ya böyle daha fazla acısaydı canı? 

Biri Kandemir'i üzerimden çekmeye çalıştı. İzin vermedim. "Hanımefendi, izin verin de beyefendinin durumuna bakalım." Tırnaklarımı ceketine geçirdim. O gitmesin. Koral'i benden götürümesinler.

Onu da benden almayın. 

Ancak aldılar. Sertçe üzerimden çektiklerinde bir tırnağımın kırıldığını hissettim. Tırnak etime saplanan acıyla birlikte burnumun ucu sızladı. Gözlerim yanıyordu. Ağlayacak mıydım? Ağlamalıydım da. Çünkü benim canım acıyordu. Yerde öyle uzanırken, ambulans görevlilerin beni kaldırmaya çalıştıklarını görmüştüm. Serpil hızlıca araya girdi. Etrafımda hep bir şeyler oluyordu ama benim yapabilecek bir şeyim yoktu.

"O, ona bir şey olmadı." Sesi titriyordu. Donuk bakışlarım yüzüne kaymıştı. Saçları tıpkı kendi saçlarım kadar dağınıktı. Bundan emindim çünkü hemen önümdeki aynada kendimi görüyordum. Serpil'in uzaktan sesini duydum. Oysaki bana çok yakındı. 

GÜLDEN KÜLE +18  (FİNAL OLDU)Where stories live. Discover now