16. BÖLÜM •KÖSTEBEK'İN SIRRI•

7.3K 373 136
                                    

Selaam! Oy ve yorumlarınızı bekliyorum! Sizi çok sevirreemm 

Şu an profilimde Mutena isimli kurgu yayınlıyorum. Mutlaka bir göz atın. Konusu* Popüler Alp disiplini yıldızı Andıç Gözcü ile yıllar önce hafızasını kaybetmiş Mayda Ünsal'In gizemli karşılaşmasıyla geçmişteki sırlar teker teker çözülüyor. Onların ki tesadüf müydü kader miydi? Mayda'nın geçmişinde neler olmuştu? Bunları merak ediyorsanız göz atmanızı tavsiye ederim.


Kulaklarımda çınlayan tek şey, silah sesleriydi

Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.

Kulaklarımda çınlayan tek şey, silah sesleriydi. Ama asıl gerçek sesin ne olduğunu hepimiz gayet farkındaydık. Koral Kandemir, bir kez daha beni alt etmişti. Bu kez durum farklıydı. Bu yola çıkarken her şeyin birazcık da olsa gayet yolunda gideceğini düşünüyordum ama meğerse en büyük hatayı öyle düşünmekle yapmıştım. Koral'in aldığı nefesler tenime çarparken, kalbim küt küt atıyordu. İlk kez böyle hissediyordum; hayır heyecanımın elbette nedeni o değildi. Asıl etken yakalanmak hissiydi. Ona yakalanmaktan o kadar çok korkuyordum ki!

 Eğer ihanet ettiğimi, daha doğrusu bunu yapmaya çalıştığımın farkına vardıysa benim için, hatta bizim için her şeyin sonu demekti. Aklımda tonlarca sorular varken, bir de bu eklenmişti. Koral, nasıl benden şüphelenmişti? Nerede açık bıraktım? Olayların daha doğrusu planların ne kadarını biliyordu? En önemlisi... Bundan sonra bana ne yapacaktı? Polise vermesi an meselesiydi ama bunu yapmayacağını biliyordum. Neden yapmasın ki? Elinde bir delil yok? Kim olduğunu biliyorsa, demek ki elinde çok fazla detay ve bilgiler vardı... Peki ya beni öldürmeye kalkarsa? Koral Kandemir katil değil. Nereden belli? Katil olması veya olabileceği ihtimaline dâir bir bilgin yok. Olabilir ama... Sadece bir ihtimal. Evet, ama olası bir ihtimal.

Kendi kendime çelişmem bitmez bilmezken o kaşlarını çatarak önündeki kıyamete odaklanmıştı. Üzerime eğilmiş, bir elinin parmak uçları belime baskı uygularken diğer eliyle silahını kavramıştı. O silahla. Belki de o silahla beni öldürecekti. Koral Kandemir katil değildi. Nereden biliyorsun ki?

Dudağımı dişleyerek bana giderek yaklaşan nefesine ve erkeksi parfümüne odaklanmamaya çalıştım. Şu an bunun ne yeri ne de zamanıydı. Üstümüzde kurşunlar bizi delme deşik edecek kadar hızla fırlarken ben Koral Kandemir'in kokusunu soluyup ne kadar ferah olduğunu düşünemezdim.

Üstelik bana köstebek demişti!

Haksız mıydı? Değildi ama birden, böyle aceleyle söylemesi beni olduğum yere çivilemişti. Ona açıklamam gereken şeylerin sayısı giderek çoğalıyordu ve bu durum istemsizce beni sinirlendiriyordu. Kaşlarımı çatarak ona baktığımda artık konuşmak gerektiğinin farkına varmıştım.

"Koral..." Bey diyecektim ki aniden kapkara gözlerim üzerime çevirdi. Her zaman düzenli olan saçları alnına doğru dağılmış, gözlerinin içindeki o bembeyazlık artık kırmızıya dönmüştü. Dudağımı dişledim ve burunlarımız arasındaki mesafeyi kısaltmak adına geri çekilmeye çalışmıştım. Fakat başımın altındaki Koral'e ait olan parmaklar buna izin vermedi.

GÜLDEN KÜLE +18  (FİNAL OLDU)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora