44. BÖLÜM •KÜÇÜK BİR AN•

1.7K 109 12
                                    

Geçen bölüm ufak mantık hatası olmuş, o yüzden düzelttim. Devam edebilirsiniz okumaya. Bu arada beni instagramdan takip etmeyi unutmayın❤️ ulduzmakh hesabım.

 Şu an profilimde Mutena isimli kurgu yayınlıyorum. Mutlaka bir göz atın. Konusu* Popüler Alp disiplini yıldızı Andıç Gözcü ile yıllar önce hafızasını kaybetmiş Mayda Ünsal'In gizemli karşılaşmasıyla geçmişteki sırlar teker teker çözülüyor. Onların ki tesadüf müydü kader miydi? Mayda'nın geçmişinde neler olmuştu? Bunları merak ediyorsanız göz atmanızı tavsiye ederim.

Keyifli okumalar!

🌖🌖

Hadi itiraf edelim.

Herkesin mutlaka ki hayatında tökezlediği bir an oluyordu. Benim de tökezlediğim an bu zaman dilimi miydi? Hiç sanmıyorum. Bundan daha beter anlar yaşamıştım hem de küçüklüğümden itibaren. Çok fena canım acıyordu. Size yemin ederim bir el sanki boğazımı sıkıyordu. Onun dedikleri hala aklımda dolanıyordu. Birçok kez kendi kendime bunu neden yaptığımı sorguladım. Aldığım cevaplar ise hiç iç açıcı değildi. Belki de yaptıklarımın cezası olarak nitelendireceksiniz ama değil... Böyle hissetmem bir ceza olamazdı. Koral benim hayatımda tanıdığım kalbimi hissetmeme sebep olan tek kişiydi. Dün ondan duyduğum şeylerden sonra kendime asla gelemiyordum. Sebebi kesinlikle benim suçum olabilirdi ama sanki hayat abartmıştı. Bana yapacakları listesi kabarık olsa gerek ki bitmek bilmiyordu.

Gözümden akan binlerce yaşı sildikten sonra yüzümü Serpil'in yastığına gömmüştüm. Artı umurumda olan tek şey kesinlikle kendim değildim. Serpil'i, diğerlerini, Koral'i, kız kardeşini düşünmek zorundaydım. Ama bunu nasıl yapmam gerektiğini de bilmiyordum. Koral bana bu kadar fedakar olmamamı söylemişti ama olamıyordum. Fedakar olmak zorundaydım çünkü başka türlü hiçbir şekilde kendimi iyi hissetmezdim.

Bir anda kapı sertçe açıldığında Serpil elinde tepsiyle bana yaklaşmıştı. "Kuzum kendine gel artık. Bak ne oldu bilmiyorum 3 gündür bu haldesin ve ben çok korkuyorum. Ayrıca çocuklar da seninle buluşmak istiyorlar. Ancak ben izin vermiyorum. Durumun göz önünde. Kafan almayacak biliyorum." Bir şeyler daha anlattı ama ben duymayı bırakmıştım. Göz yaşlarımı gizlice silmeye çalıştım. Serpil bu anıma pek tanıklık etmemişti çünkü biliyordu ki her şeye öylesine kolayca ağlayan değildim. Her şey dediğim de yaşadığım olaylardı.

"İyi yapmışsın." Yerimden kalktığımda tepsiyi yatağın üzerine bıraktı." Bir şeyler yemelisin."

Onu onayladım. "Pek iştahım yok, neden bilmiyorum ama canım istemiyor."

İnanamazcasına bana baktı. "Neden bilmiyorum mu? Emin misin? Üç gündür seni uyutmayan, ağzına tek lokma koydurtmayan ne bilmiyor musun?" Sustuğumda konuşmaya devam etti. "Bence bunun cevabı Koral'di." Koral'i evinden ayrıldıktan sonra kendimi Serpil'in evinde bulmuştum. Nasıl geldiğim hakkında bir fikrim yoktu. Kendimi o kadar yorgun hissediyordum ki ruhum can çekişiyordu sanki.

"Bir şey olduğu yok."

Serpil elimden tutarak, diğer elini karnına yasladı. "Biliyorum abarttım ama ben anneyim. Garip gelecek sana hatta diğerlerine de ama seni kendi çocuğum gibi düşündüğümde yemin olsun kalbime sancı giriyor." Gülümsemeye çalışıp, "Abartma," dedim. O ise, "Abartmıyorum bak valla kız. Bu kadar acıyı tek başına sırtlanmanı istemiyorum. Kendi başına ne yapacaksın? Yazık değil mi sana? Bana anlatabilirsin. Bunu birçok kez sana söyledim ama kesinlikle yapman gereken ne biliyor musun? Hemen şimdi bana ne olduğunu anlatmak. Sana yardımcı olurum." O kadar çok üzerime geldi ki en sonunda dayanamayıp, "Koral ile kavga ettik." dediğimde, "Ne?" diye bağırdı. Eliyle ağzını kapattıktan sonra şok içinde bana bakmaya devam etti. "Gül gibi adamı çıldırtıyorsun. Resmen onunla savaşıyorsun. Şimdi neden kavga ettin?" diye sormaya devam ettiğinde onu durdurdum.

GÜLDEN KÜLE +18  (FİNAL OLDU)Where stories live. Discover now